Dink ailesinin savcı talebi
Gazeteci Hrant Dink cinayeti soruşturmasında Dink ailesi avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan davaya bakan savcıların başka soruşturmaya bakmaması, sadece Dink cinayetiyle ilgilenmeleri talebinde bulundu.
Başsavcılığa dilekçe ile müracaat eden Dink ailesi vekilleri, Hrant Dink cinayetiyle ilgili bugüne dek süren davalar, soruşturmalar ve incelemeler sonunda cinayetin üç yılı aşkın süreyi kapsayan bir "operasyon" olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Tüm bu süreci layıkıyla soruşturacak savcıların istendiği dilekçede, görevlendirilecek savcıların zamanının ve mesailerinin çoğunu bu soruşturmaya ayırmaları, bu savcılara başka görev verilmemesi talep edildi.
Avukat Fethiye Çetin ve Avukat İsmail Cem Halavurt imzasıyla sunulan dilekçede Dink cinayetinin, hazırlık, kamuoyu oluşturma, eylem, manipülasyon ve delillerin yok edilmesi, karartılması safhasından oluştuğu, bunun da 3 yılı aşan bir zaman aldığı belirtildi.
Dilekçede cinayet sürecinin hazırlık safhası şöyle sıralandı; "Hrant Dink'in hedef gösterilmesi, aleyhine kamuoyu oluşturmak üzere medyada haberler yapılması, köşe yazılarına konu edilmesi, tek tip dilekçelerle hakkından suç duyurularında bulunularak kamuoyunda hedef haline getirilmesi, hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı halde ya da iddia edilen eylem yasada düzenlenen hiçbir suç tipine uymadığı halde hakkında iddianame düzenlenmesi, hukuka tamamen aykırı kararlar verilmesi."
Bu süreç sonunda Hrant Dink'in yalnızlaştırılmaya, nefret objesi haline getirilmeye çalışıldığı belirtilen dilekçede onun lehinde yayın yapmak, kamuoyu oluşturmaya çalışmak ya da adil yargılanması sağlamanın bile adeta imkansızlaştığı ileri sürüldü.
Yine hazırlık safhasında süreci ve tetikçileri yakından izleyen MİT, Jandarma İstihbarat ve Emniyet İstihbarat görevlilerinin hiçbir önlem almayarak, bir takım eylem ya da eylemsizlikleriyle Hrant Dink cinayetine ortak oldukları ve bu cinayeti kolaylaştırdıkları öne sürüldü.
Cinayetin işlenmesi anlamına gelen eylem safhasının ardından dikkatlerin başka yöne çekilmesi amacıyla manipülasyon aşamasına geçildiği iddia edildi. Dilekçede bu süreçle ilgili olarak, "Celalettin Cerrah'ın açıklamaları, cinayetin diaspora tarafından işlendiğine dair spekülasyonları medyada yoğunlaştırma çabaları, soruşturmaya dair bütün ayrıntıların basın-yayın organlarında yer alması ve bu suretle olası delillerin gizlenmesi ve tahrif edilmesine yol açılmış olması, Hrant Dink öldürüldükten sonra bile bu cinayete haklılık kazandırma girişimleri bahsettiğimiz planın parçaları olarak değerlendirilmelidir. Çok önemli delillerin karartılması, kaybedilmesi, sahte evrak düzenlenmesi gibi eylemler, cinayet planının önemli bir parçasını oluşturmaktadır." ifadesi kullanıldı.
Cinayetle ilgili olarak son derece profesyonel örgütlü bir yapının varlığından bahsedilen dilekçede bu yapının ortaya çıkarılabilmesi için olayı ortaya koyan tüm delillerin toplanması, bütünün tüm parçaların birleştirilmesi, örgütü deşifre edecek ipuçlarının değerlendirilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının, etkin ve etkili soruşturma açısından zorunlu olduğu anlatıldı.
Açıklamaların ardından, söz konusu eylemlerin üç yılı aşkın bir süreyi kapsıyor olması, bu süreçte rol alan kişi ve kurumların sayıca fazlalığı, taleplerimizin yerine getirilmesinin yoğun bir tempo ve mümkün olduğunca salt bu soruşturmaya ayrılacak zaman gerektirmesi nedeniyle bu soruşturmada görev alacak savcı ya da savcıların mümkün olduğunca diğer işlerinden ve duruşma yükünden kurtarılması gerektiği ifade edildi. Dilekçede, halen iş yükü ve yoğunluğu ağır olan savcılardan, belirtilen kapsamda bir soruşturmanın kısa sürede ve gereği gibi sonuçlandırılmasının beklenemeyeceği ileri sürüldü.
Dilekçede, sıralanan nedenlerle, "Olayın belirtilen kapsamda soruşturulabilmesi için zamanının ve mesaisinin mümkün olabildiğince çoğunu bu soruşturmaya ayıracak savcıların görevlendirilmesini, görevlendirilecek savcılara bu soruşturmanın dışında başka görev verilmemesini dileriz." ifadesi kullanıldı.