Bayındır: Bravo Bekir
Ahmet Ayındır Vatan gazetesi köşesinde Fenerbahçe'nin savunma oyuncusu Bekir'in Kasımpaşa maçında attığı golü kalemine aldı.
Fenerbahçe düne kadar kazanması gereken her maçı kazanmıştı. Elbette arada irili ufaklı kazalar da vardı. Ancak o maçlardaki negatif motivasyonu da unutmamak gerek. Dünkü maç da işte o kazanılması gerekenlerdendi.. Yani motivasyon en üst düzeydeydi. Böyle olunca da F.Bahçe tek golle de olsa kazandı. Ki bakmayın siz o tek gole Güiza ve Alex kaçırmasa 3-0 olması işten bile değildi.
Köln Spor Akademisi’nin 2 mezununun taktiksel savaşında sonuç anlamında kazanan belki Daum’du ama uygulama anlamında kazanan yoktu. Çünkü ne Daum sisteminden vazgeçmişti ne de Vural. Kasımpaşa Vural’ın göreve geldiğinden beri alıştığımız oyunu çirkinleştirmeyen, hücum oynamaya çalışan kimliği ile sahadaydı. F.Bahçe’de isabetli pas oranı yüksek ve etkili takım savunması yapan takım görüntüsündeydi... Ama F.Bahçe’de bir fazlalık vardı o da ‘sabır’dı. İşte o sabırlı oyun sayesinde Kasımpaşa’ya hemen hemen hiç kontra izni vermediler.
Sarı-lacivert takım bu sezon şampiyonluk mücadelesi verenlerin dışında kalanlara karşı dün ilk kez isteyerek, bilinçli ve organize bir hücum pres uyguladı. Özellikle 55 ile 75. dakikalar arasında rakip alanda olağanüstü top çeviren, en önemlisi dönen topların hemen hemen hepsini kazanan bir F.Bahçe vardı. Hatırlatmakta fayda var o dönen toplar ligin 2. yarısının başlarında F.Bahçe’nin canını çok ama çok yakmıştı.
ÇAĞDAŞ STOPER
OYSA o tür serseri toplar Selçuk, Emre ve Santos üçlüsü sayesinde korkutucu olmadan ön blokta eriyip gitti. Hazır Bekir’den bahsetmişken dünün en önemli futbolcularının başında geldiğini unutmayalım. Lugano ile mükemmel eşleşme sergiledi. Uruguaylı 2 kez rakibini kaçırmasına karşın Bekir ne benzer bir hataya düştü ne de kademede geç kaldı. Ama asıl önemlisi en kritik anlarda bile ayağa pas yapmayı düşündü. Geçmiş maçlarda karambol toplarını vargücü ile kaşı tarafa atmaya çalışan Bekir bu tip topları takımı adına pozitif pas olarak kullandı. Yani çağdaş stoper görünümündeydi. Gol de onu taçlandırdı.
Emre'deki düşüş, Özer’in çok top kaybetmesi ve Güiza’nın da ‘bildiğimiz’ gibi olması F.Bahçe adına olumsuz diyebileceğimiz görüntülerdi. Ama alınan 3 puan bu sezon için çok şeye bedel.
Köln Spor Akademisi’nin 2 mezununun taktiksel savaşında sonuç anlamında kazanan belki Daum’du ama uygulama anlamında kazanan yoktu. Çünkü ne Daum sisteminden vazgeçmişti ne de Vural. Kasımpaşa Vural’ın göreve geldiğinden beri alıştığımız oyunu çirkinleştirmeyen, hücum oynamaya çalışan kimliği ile sahadaydı. F.Bahçe’de isabetli pas oranı yüksek ve etkili takım savunması yapan takım görüntüsündeydi... Ama F.Bahçe’de bir fazlalık vardı o da ‘sabır’dı. İşte o sabırlı oyun sayesinde Kasımpaşa’ya hemen hemen hiç kontra izni vermediler.
Sarı-lacivert takım bu sezon şampiyonluk mücadelesi verenlerin dışında kalanlara karşı dün ilk kez isteyerek, bilinçli ve organize bir hücum pres uyguladı. Özellikle 55 ile 75. dakikalar arasında rakip alanda olağanüstü top çeviren, en önemlisi dönen topların hemen hemen hepsini kazanan bir F.Bahçe vardı. Hatırlatmakta fayda var o dönen toplar ligin 2. yarısının başlarında F.Bahçe’nin canını çok ama çok yakmıştı.
ÇAĞDAŞ STOPER
OYSA o tür serseri toplar Selçuk, Emre ve Santos üçlüsü sayesinde korkutucu olmadan ön blokta eriyip gitti. Hazır Bekir’den bahsetmişken dünün en önemli futbolcularının başında geldiğini unutmayalım. Lugano ile mükemmel eşleşme sergiledi. Uruguaylı 2 kez rakibini kaçırmasına karşın Bekir ne benzer bir hataya düştü ne de kademede geç kaldı. Ama asıl önemlisi en kritik anlarda bile ayağa pas yapmayı düşündü. Geçmiş maçlarda karambol toplarını vargücü ile kaşı tarafa atmaya çalışan Bekir bu tip topları takımı adına pozitif pas olarak kullandı. Yani çağdaş stoper görünümündeydi. Gol de onu taçlandırdı.
Emre'deki düşüş, Özer’in çok top kaybetmesi ve Güiza’nın da ‘bildiğimiz’ gibi olması F.Bahçe adına olumsuz diyebileceğimiz görüntülerdi. Ama alınan 3 puan bu sezon için çok şeye bedel.