Işıklar : Müzik stüdyosunda aşk başkadır

Bugün gazetesi köşe yazarı Aykut Işıklar bugünkü köşesinde müzik ve aşk konusundan bahsetti.

Senden benden çok farklıdır. Yarını hiç düşünmez. O dakikayı yaşar. Mutluluğu her zaman, her yerde, her saniye arar. Bulunca da dünyayı unutur. Yarın ne olacak umurunda olmaz. Aklında hep kafasına göre güzel yaşamak vardır. Bu da güzel yeni şarkılar, güzel yeni insanlar ile yani aşk ile olur. Çok çabuk aşık olur. Ona iki çift güzel söz söylenirse dünyayı unutur. Sevgili, nişanlı hatta 30 yıllık eşini unutur. Rüzgara kapılıp uçar gider...

Tüm bunları son Eurovision finalistimiz Hadise Açıkgöz'ün başına gelenleri gazetelerde okuyunca düşündüm. Dediklerine göre Hadise aldatılmış. Çok kötü günler geçiriyormuş. Evlenmeyi düşündüğü sevgilisi müzisyen Sinan Akçıl ile Hande Yener arasındaki yakınlaşmayı duymuş. Belçika'dan günü birlik gelmiş de olayın doğruluğunu araştırmış. Hatta Hande'nin nişanlısı diye ortalarda dolaşan delikanlı, her şeyi açıklamış. Falan filan. Gerisi dedikodu veya komik şeyler. Ama müzisyenlerin albüm çalışması yapılırken başlayan, gelişen aşkları gerçek.

O duvarları ses geçirmeyen süngerler ile kaplı, karanlık stüdyoların ağzı dili olsa da anlatsa. Müzik tarihi yeniden yazılır. Kim bilir neler olup bitmiştir. Sabahlara dek şarkı çalışmak kolay mı sanıyorsunuz? Sesini şarkının notasına göre çıkarabilmek, şarkıya yorum katabilmek için sabaha dek stüdyoda bağırmak gerekir. Bu arada da artık neler oluyorsa... Hep büyük aşklar o karanlık stüdyolarda başlar.

Şöyle bir zaman tüneline girince karşıma kimler çıkmadı ki... Bazı isimleri gençler hiç bilmiyor. Ama onlar aşkları kadar beste ve özgün çalışmaları ile de hiç unutulmaması gereken insanlar. Örneğin Türk müziğinin ve gazinoların altın çağında yani 70'li yıllarda Muzaffer Özpınar'dan daha havalı kim vardı? Assolistler albüm ve sahne çalışması için Muzaffer'e yalvarırlardı. Rahmetli besteci Metin Bükey... Karda yürür izini belli etmezdi. Kanuni Coşkun Erdem üzerine çapkın gelmez.

İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Mahsun Kırmızıgül'ün maceralarını benden iyi biliyorsunuz. Orhan Gencebay'ın da gençliğinde stüdyolarda 'büyük albüm aşkları' yaşadığı söylenir. Selami Şahin, Coşkun Sabah bu konuda 'unutulmazlar' arasındadır. Evlenince uslandılar.

Pop müzik ise; her yeni albüm yeni bir 'şarkıcı-müzik direktörü aşkı' demektir. Alt yapı bitince yani müzikler bitip iş okumalara kalınca... Aşk da başlar. Şarkıcı kim olursa olsun, bazı şeylere eli mahkûmdur. Albümün iyi çıkması için her şeye 'eyvallah' der. Bazen karşılıklı duygu alışverişi de olur. Tabii duyulunca inkar edilen, yalan, iftira denilen aşklar olduğu gibi...

Rahmetli Şerif Yüzbaşıoğlu çok iyi müzisyen. Ajda Pekkan gibi eski şarkıcılara sorun isterseniz. Atilla Özdemiroğlu da çok ünlüdür bu konuda. Füsun Önal'dan Müjde Ar'a dek heyecan doludur hayatı. Herkesin Sezen Aksu'nun büyük aşkı olarak tanıdığı Onno Tunç da gizli çapkın idi. Rahmetli Melih Kibar'ın bir albümlük şarkıcı aşklarını bilmeyen yoktur. Davulcu Asım Ekren de bu konuda yaşayan efsanedir. Bilmiyorum şimdi ne yapıyor, Oğuz Abadan da çok duygusal idi. Önder Bali bekar iken deli fişek değil miydi? Gençler arasında ise Ozan Doğulu bir zamanlar çok hızlı idi. Şimdilerde 'milli çapkın' gibi ortalarda dolaşan müzisyen Sinan Akçıl da maşallah iyi gidiyor. İzel, Hadise derken Hande Yener... Bunlar bilinen veya görünen albüm çalışmaları...

Halen evli olup, albümün yapım aşamasında şarkıcısı ile gizli aşk yaşayan ünlü besteci, aranjör veya müzik direktörü o kadar çok ki. Ama onların isimlerini yazmayacağım. Baştan dedim ya, müzisyen duygusal insandır. O dakikayı yaşar.