Bdp Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Baydemir'e Suikast İddialarını Değerlendirdi
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret ederek suikast iddiası ile ilgili açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, vali ve emniyet müdürünün özür dilemesi gerektiğini belirtti
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret ederek suikast iddiası ile ilgili açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, vali ve emniyet müdürünün özür dilemesi gerektiğini belirtti.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nevruz'dan 2 gün önce Ankara'dan Diyarbakır'a gelen ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e suikast yapacağını, ancak son anda vazgeçtiğini belirterek polise teslim olan E.K.Ş. ile ilgili açıklama yaptı. Baydemir'e destek ziyaretinde bulunan Demirtaş, "Belediye Başkanımız Osman Baydemir'e yönelik son derece ciddi suikast iddiaları ile ilgili kendisine geçmiş olsun ve dayanışma duygularımızı ifade etmek istedik. Hem de avukat arkadaşlarımızdan bilgi alarak
bundan sonra ne yapacağımızı tartışacağız. Sayın başkanımıza ve tüm halkımıza geçmiş olsun. Bugüne kadar gerek sayın başkanımıza gerek milletvekillerimize, gerekse genel başkanlarımıza yönelik suikast tehditleri, ölüm tehditleri değişik iddialarla gündeme gelen planlar kamuoyuna yansıdı. Ama ben ilk defa bu kadar ciddi ve bu kadar yakın bir tehlikeye tanık oluyorum. Ama ilk defa bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde soruşturulduğuna da tanık oluyorum. Bizimle ilgili çeşitli tarihlerde ve özellikle de
başkanımızla ilgili bir çok tehdit geldi. Burada suikast hazırlığında bulunan çeşitli zanlı ya da zanlılar oldu. Soruşturmalar açıldı ama hiçbiri bu kadar ciddi bir şekilde planlanmamıştı. Hrant Dink olayından hatırlıyoruz. Bu gibi olaylar özellikle arka planı ortaya çıkmasın diye bu tür zanlılara bu tür kişiliklere yaptırılıyor. Ondan sonra olayın arkasındakilere ve arka plana ulaşmak zor oluyor. Çok benzer bir olayla karşı karşıyayız. Hrant Dink olayında en başta 17 yaşında milliyetçi bir gencin
kendi duyguları ile yaptığı bir olay olarak gündeme oturdu. Ama sonradan ortaya çıktı ki içinde emniyet yetkilisinin, jandarma yetkilisinin, emniyet genel müdürlüğü yetkilisinin de bulunduğu geniş bir planlamayla örgütlendiği ortaya çıktı. Bu olayda elimizdeki verilere bakacak olursak, bir şahıs Ankara'dan yola çıkıyor, önce Adana'ya uğruyor. Ayın 19'unda da Diyarbakır'a geliyor. 2 gün sonra da Nevruz var. Başkan orada kürsüye çıkıp konuşma yapacak. Ve bu kişi ben Osman Baydemir'i öldürmeye geldim. Burada
buluşacağım kişiler vardı. Ama buluşamadım diyip kendini ihbar ediyor. İddialar böyle, böyle mi olmuş böyle mi gelişmiş tam olarak bunu bilmiyoruz" dedi.
"Bu saatten sonrada emniyetin ve valiliğin bize verdiği hiçbir bilgiye de güvenmiyoruz" diyen Demirtaş, "Bu kişi yakalandı mı, başkaları mı teslim etti, kendisimi teslim oldu; bunu bilmiyoruz. Dolayısıyla soruşturma ile ilgili hiçbir şeye güvenimiz kalmamıştır. Fakat bu kadar ciddi ihbarlarda bulunan bu kişi ile ilgili hiçbir ciddi soruşturma yürütülmüyor. Yakalanan kişinin kullandığı mail 20 Mart'ta kullanılmış saat 13.40'ta ve bu kişi o saatlerde gözaltındadır. Belgesi bizdedir. Yani zanlı gözaltında
iken mail adresinden işlem yapılmış. İçerisindeki bilgiler temizlenmiştir. Aradan neredeyse 10 güne yakın bir zaman geçiyor ve biz bu bilgiyi tesadüfen öğreniyoruz. Başkana da tesadüfen bu bilgi geliyor. O 10 gün içerisinde 4 defa bu kentin valisi ile çeşitli nedenler ile bir araya gelmesine rağmen başkana sözlü olarak dahi hiçbir şey iletilmiyor. Normalde yazılı olarak tebligat yapılarak başkanın bilgilendirilmesi lazım. Ne tür bir soruşturma yapıldığını ve ne tür tedbirlerin alınması gerektiğinin
iletilmesi lazımdı. Birileri bu kenti ve bizi hafife alıyor. Görünen o ki birileri bu topraklarda kaos istiyor. Bu çok açık, kimse bunun aksini iddia edemez. Dün İçişleri Bakanı ile görüştük. Bu konudaki yaklaşımımızı aktardık. Talebimiz çok açık, bunun sorumluları kim ise hiç zaman geçirmeden derhal yargı önüne çıkarılması lazım. Bu birincisi, ikincisi ise bu İlin emniyet müdürü ve valisi ya ihmal içindedirler ya da başka niyetleri vardır. 10 günlük sürede valiliğin yaptığı tek bir işlem vardır. Valilik
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nün yapmış olduğu ne olduğu belirsiz bir açıklamadır. Eğer siz bu kentin belediye başkanına böyle yaklaşırsanız bu kentin size yaklaşımı da ona göre olur. Hak ettiğiniz kadar değer görürsünüz. Ciddi bir soruşturma bekliyoruz" şeklinde konuştu.
"Vali ve emniyet müdürü hakkında da soruşturma bekliyoruz" diyen Demirtaş, "Ne olmuş ne bitmiş öğrenmek istiyoruz. Bu kentte Nevruz günü ne yapılmak istenmiş bunu bizim bilmeye hakkımız var. Sonuna kadar peşinden gidip bu işin peşini bırakmayacağız. Başkanımız da diğer arkadaşlarımız da bu yola çıkarken kefeni koltuğunun altında yola çıktı. Bizler de her birimiz böyle yaklaşırız. Hiç kimse bizim bir yöneticimize bir seçilmişimize, bir partilimize hele hele büyükşehir belediye başkanımıza bu şekilde
yaklaşamaz. Böyle bir yaklaşım gösteremez. Böyle ciddiyetsiz adeta teşvik eden ve provakasyona zemin hazırlayan bir yaklaşımı kimse gösteremez. Ergenekon'la mücadele ediyorum, derin devleti tasfiye ediyorum diyenler bugün bu işin ne kadar içinde olduklarını göstermişlerdir. Baydemir'i her konuşmasında ifadesini almak için çağıran savcılar, Baydemir'i öldürecektim diyen kişinin ifadesini almamıştır. Savcı bu şahsı görmemiştir. Bu kişi karakoldan serbest bırakılmıştır. Polisten hastaneye sevk edilmiş ve
hastaneden de taburcu edilmiştir. Şu anda özgürdür. Kimlerle ilişkidedir, ne yapmıştır; hiç birimiz bilmiyoruz. Bunun sorumlusu başta sayın vali ve sayın emniyet müdürüdür. Kendilerinden bir açıklama bekliyoruz. Her şeyden önce bu kentin valisinin çıkıp kamuoyu önünde Diyarbakır halkından ve başkandan özür dilemesini bekliyoruz. Eğer bunlar yapılmaz ise kendisi bilmelidir ki, emniyet müdürü, İçişleri Bakanı bilmelidir ki, bu halkın gönlünde yerleri yoktur. Herkes bilsin ki başkanımızın etrafında
milyonlardan oluşan halk koruma ordusu vardır" ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamanın ardından Demirtaş ve beraberindekiler hep birlikte Baydemir'in makamına geçtiler.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nevruz'dan 2 gün önce Ankara'dan Diyarbakır'a gelen ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e suikast yapacağını, ancak son anda vazgeçtiğini belirterek polise teslim olan E.K.Ş. ile ilgili açıklama yaptı. Baydemir'e destek ziyaretinde bulunan Demirtaş, "Belediye Başkanımız Osman Baydemir'e yönelik son derece ciddi suikast iddiaları ile ilgili kendisine geçmiş olsun ve dayanışma duygularımızı ifade etmek istedik. Hem de avukat arkadaşlarımızdan bilgi alarak
bundan sonra ne yapacağımızı tartışacağız. Sayın başkanımıza ve tüm halkımıza geçmiş olsun. Bugüne kadar gerek sayın başkanımıza gerek milletvekillerimize, gerekse genel başkanlarımıza yönelik suikast tehditleri, ölüm tehditleri değişik iddialarla gündeme gelen planlar kamuoyuna yansıdı. Ama ben ilk defa bu kadar ciddi ve bu kadar yakın bir tehlikeye tanık oluyorum. Ama ilk defa bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde soruşturulduğuna da tanık oluyorum. Bizimle ilgili çeşitli tarihlerde ve özellikle de
başkanımızla ilgili bir çok tehdit geldi. Burada suikast hazırlığında bulunan çeşitli zanlı ya da zanlılar oldu. Soruşturmalar açıldı ama hiçbiri bu kadar ciddi bir şekilde planlanmamıştı. Hrant Dink olayından hatırlıyoruz. Bu gibi olaylar özellikle arka planı ortaya çıkmasın diye bu tür zanlılara bu tür kişiliklere yaptırılıyor. Ondan sonra olayın arkasındakilere ve arka plana ulaşmak zor oluyor. Çok benzer bir olayla karşı karşıyayız. Hrant Dink olayında en başta 17 yaşında milliyetçi bir gencin
kendi duyguları ile yaptığı bir olay olarak gündeme oturdu. Ama sonradan ortaya çıktı ki içinde emniyet yetkilisinin, jandarma yetkilisinin, emniyet genel müdürlüğü yetkilisinin de bulunduğu geniş bir planlamayla örgütlendiği ortaya çıktı. Bu olayda elimizdeki verilere bakacak olursak, bir şahıs Ankara'dan yola çıkıyor, önce Adana'ya uğruyor. Ayın 19'unda da Diyarbakır'a geliyor. 2 gün sonra da Nevruz var. Başkan orada kürsüye çıkıp konuşma yapacak. Ve bu kişi ben Osman Baydemir'i öldürmeye geldim. Burada
buluşacağım kişiler vardı. Ama buluşamadım diyip kendini ihbar ediyor. İddialar böyle, böyle mi olmuş böyle mi gelişmiş tam olarak bunu bilmiyoruz" dedi.
"Bu saatten sonrada emniyetin ve valiliğin bize verdiği hiçbir bilgiye de güvenmiyoruz" diyen Demirtaş, "Bu kişi yakalandı mı, başkaları mı teslim etti, kendisimi teslim oldu; bunu bilmiyoruz. Dolayısıyla soruşturma ile ilgili hiçbir şeye güvenimiz kalmamıştır. Fakat bu kadar ciddi ihbarlarda bulunan bu kişi ile ilgili hiçbir ciddi soruşturma yürütülmüyor. Yakalanan kişinin kullandığı mail 20 Mart'ta kullanılmış saat 13.40'ta ve bu kişi o saatlerde gözaltındadır. Belgesi bizdedir. Yani zanlı gözaltında
iken mail adresinden işlem yapılmış. İçerisindeki bilgiler temizlenmiştir. Aradan neredeyse 10 güne yakın bir zaman geçiyor ve biz bu bilgiyi tesadüfen öğreniyoruz. Başkana da tesadüfen bu bilgi geliyor. O 10 gün içerisinde 4 defa bu kentin valisi ile çeşitli nedenler ile bir araya gelmesine rağmen başkana sözlü olarak dahi hiçbir şey iletilmiyor. Normalde yazılı olarak tebligat yapılarak başkanın bilgilendirilmesi lazım. Ne tür bir soruşturma yapıldığını ve ne tür tedbirlerin alınması gerektiğinin
iletilmesi lazımdı. Birileri bu kenti ve bizi hafife alıyor. Görünen o ki birileri bu topraklarda kaos istiyor. Bu çok açık, kimse bunun aksini iddia edemez. Dün İçişleri Bakanı ile görüştük. Bu konudaki yaklaşımımızı aktardık. Talebimiz çok açık, bunun sorumluları kim ise hiç zaman geçirmeden derhal yargı önüne çıkarılması lazım. Bu birincisi, ikincisi ise bu İlin emniyet müdürü ve valisi ya ihmal içindedirler ya da başka niyetleri vardır. 10 günlük sürede valiliğin yaptığı tek bir işlem vardır. Valilik
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nün yapmış olduğu ne olduğu belirsiz bir açıklamadır. Eğer siz bu kentin belediye başkanına böyle yaklaşırsanız bu kentin size yaklaşımı da ona göre olur. Hak ettiğiniz kadar değer görürsünüz. Ciddi bir soruşturma bekliyoruz" şeklinde konuştu.
"Vali ve emniyet müdürü hakkında da soruşturma bekliyoruz" diyen Demirtaş, "Ne olmuş ne bitmiş öğrenmek istiyoruz. Bu kentte Nevruz günü ne yapılmak istenmiş bunu bizim bilmeye hakkımız var. Sonuna kadar peşinden gidip bu işin peşini bırakmayacağız. Başkanımız da diğer arkadaşlarımız da bu yola çıkarken kefeni koltuğunun altında yola çıktı. Bizler de her birimiz böyle yaklaşırız. Hiç kimse bizim bir yöneticimize bir seçilmişimize, bir partilimize hele hele büyükşehir belediye başkanımıza bu şekilde
yaklaşamaz. Böyle bir yaklaşım gösteremez. Böyle ciddiyetsiz adeta teşvik eden ve provakasyona zemin hazırlayan bir yaklaşımı kimse gösteremez. Ergenekon'la mücadele ediyorum, derin devleti tasfiye ediyorum diyenler bugün bu işin ne kadar içinde olduklarını göstermişlerdir. Baydemir'i her konuşmasında ifadesini almak için çağıran savcılar, Baydemir'i öldürecektim diyen kişinin ifadesini almamıştır. Savcı bu şahsı görmemiştir. Bu kişi karakoldan serbest bırakılmıştır. Polisten hastaneye sevk edilmiş ve
hastaneden de taburcu edilmiştir. Şu anda özgürdür. Kimlerle ilişkidedir, ne yapmıştır; hiç birimiz bilmiyoruz. Bunun sorumlusu başta sayın vali ve sayın emniyet müdürüdür. Kendilerinden bir açıklama bekliyoruz. Her şeyden önce bu kentin valisinin çıkıp kamuoyu önünde Diyarbakır halkından ve başkandan özür dilemesini bekliyoruz. Eğer bunlar yapılmaz ise kendisi bilmelidir ki, emniyet müdürü, İçişleri Bakanı bilmelidir ki, bu halkın gönlünde yerleri yoktur. Herkes bilsin ki başkanımızın etrafında
milyonlardan oluşan halk koruma ordusu vardır" ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamanın ardından Demirtaş ve beraberindekiler hep birlikte Baydemir'in makamına geçtiler.