Hsyk'dan Anayasa Değişikliğine İlişkin Açıklama (2)

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Kadir Özbek, anayasa değişikliği paketi ile ilgili, "Uzun zamandan beri yargı reformu adı altında yapılan çalışmalardaki stratejinin yargı reformu olmadığı, tam aksine yargıyı ele geçirme stratejisi ve taktiği olduğu, her türlü kuşkudan uzak bir şekilde gayet net ve açıkça anlaşılmıştır" dedi

Hsyk'dan Anayasa Değişikliğine İlişkin Açıklama (2)
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Kadir Özbek, anayasa değişikliği paketi ile ilgili, "Uzun zamandan beri yargı reformu adı altında yapılan çalışmalardaki stratejinin yargı reformu olmadığı, tam aksine yargıyı ele geçirme stratejisi ve taktiği olduğu, her türlü kuşkudan uzak bir şekilde gayet net ve açıkça anlaşılmıştır" dedi.
Özbek, HSYK üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin hazırladığı anayasa paketine ilişkin görüşlerini açıkladı. Basın toplantısında önce hazırlanan yazılı metni okuyan Özbek, düzenlemenin cumhuriyetin temel niteliklerini belirleyen anayasanın 2. maddesine, anayasanın egemenlik hakkının kullanılmasını düzenleyen 6.'ıncı ve 9.'uncu maddelerine aykırı olduğunu savundu. Yerel ve yüksek mahkemelerdeki iş yoğunluğuna değinen Özbek, bu sorunları giderecek bir yargı reformu
beklediklerini söyledi. Taslakta bunun gözardı edildiğini iddia eden ve bunun yargı reformundan ne kadar uzak olduğunun göstergesi olduğunu savunan Özbek, mevcut kurulda Adalet Bakanı ve müsteşarın bulunmasının kurulun bağımsız olmadığını gösterdiğini ileri sürdü. Kurulda bir ciddi sorunun da hakim ve savcılar ile ilgili verilen dinleme kararları olduğunu belirten Özbek, hakim ve savcılarla ilgili iletişimin tespiti, kayda alınması, dinlenme ve teknik takiplerinin usul ve yasaya aykırı olarak yapılmasının
önlenmesi için ilgili kararların kanun yararına bozulması için Yargıtay'a başvurulmasını önerdiklerini ve Yüksek Kurul tarafından böyle bir karar alındığı halde Adalet Bakanlığı'nın bunun gereğini yapmadığını söyledi.
Yüksek Kurul'un seçilmiş üyelerinin, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı önündeki engellerin kaldırılarak hakim ve savcıların güvencelerinin sağlanması yönündeki hassasiyetlerinin yargı dışındaki çevrelerin gizli ve açık tepkilerine yol açtığını savunan Özbek, bunun devamında da yargı reformu strateji taslağı altında bugünkü taslak metindeki düzenlemelerin yapılması çalışmalarının ortaya çıktığını belirtti.
HSYK'nın görevlerinin tamamının yargı ile ilgili olduğunu kaydeden Özbek açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Adalet Bakanı ve müsteşarının kuruldaki varlığı yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyen en önemli unsurdur. Bu durum tüm yargı teşkilatı tarafından yıllardır diye getiriliyor olmasına rağmen, yeni düzenleme ile korunması ve buna ek olarak cumhurbaşkanına hakim ve savcı olmayan dört üye seçme hakkının tanınması, mevcut durumdan çok daha geriye gitmek anlamdadır. Mevcut kurulda başkan vekili asıl ve yedek üyelerinin tamamının katıldığı toplantıda seçildiği halde, taslak metinde bu konu Adalet
Bakanının kişisel tercihine bırakılarak, üyelerin seçim hakkına dahi müdahale edilmiş, ayrıca Adalet Bakanının uygun göreceği yetkileri Başkan Vekiline devredeceği belirtilmiştir. Kurula Yargıtay ve Danıştay'dan seçilecek üyeler için Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarında tek oy verebileceği imkanı getirilerek üyelerin seçime katılımı ve tercih iradeleri sınırlandırılmıştır. Buradaki amaç, Genel Kurul iradesinin sayısal çoğunluğa yansımasını engellemektir. Yapılan düzenleme yargıya ele geçirmeye yönelik
çabaların bir ürünü olup anayasal ilkeler ile usul ve yasaya aykırıdır."
Özbek, kurulun idari ve mali yönden bağımsızlığının mutlak şekilde sağlanması gerektiğini belirterek, "Uzun zamandan beri yargı reformu adı altında yapılan çalışmalardaki stratejinin yargı reformu olmadığı, tam aksine yargıyı ele geçirme stratejisi ve taktiği olduğu her türlü kuşkudan uzak bir şekilde gayet net ve açıkça anlaşılmıştır."