Bankacıların 'zimmet suçu kalksın' talebine Köşk'ten ret

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, bankacıların verdiği kredilerin ödenmemesi halinde zimmet suçundan yargılanmasını öngören düzenlemenin kaldırılması talebini yerinde bulmadı. BDDK'nın merkezinin İstanbul'a taşınmasını tavsiye eden Köşk, bankacılık sisteminde yabancı sermaye payıyla ilgili bir politika veya strateji oluşturulmasını iste

Bankacıların 'zimmet suçu kalksın' talebine Köşk'ten ret
Bankacıların, verilen kredinin batması veya geri ödenmemesi halinde yöneticilerin 'zimmet' suçundan yargılanmasının kaldırılması talebine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nun ardından Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)'ndan da olumsuz cevap geldi. Kurul tarafından hazırlanan raporda, sektör temsilcileri tarafından zimmet suçunun bankacılık mevzuatından çıkartılması veya ilgili madde metninin değiştirilmesi yönünde taleplerinin bulunduğuna dikkat çekilerek, zimmet suçuna ilişkin mevcut düzenlemenin finansal piyasalarda güvenin ve ekonomik istikrarın oluşmasında önemli bir etkiye sahip olduğu kaydedildi. Raporda, uygulamanın Bankacılık Kanunu'nda muhafaza edilmesinin yerinde olacağı vurgulandı.

BDDK'nın 2006, 2007 ve 2008 yılları faaliyet ve işlemlerini inceleyip denetleyen Devlet Denetleme Kurulu, konuyla ilgili bir rapor hazırladı. Kurul, sektör üzerindeki düzenleme ve denetim görevinin etkin bir şekilde yerine getirildiğini kaydetti. Rapora göre, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü ülkelerin yurtiçi hasılalarının birkaç katına (AB-27 ortalaması yüzde 334) ulaşırken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 81. Türkiye, banka sayısı açısından, AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında, 21'inci sırada, toplam şube sayısı ve personel sayısı sıralamalarında ise 7'nci sırada yer alıyor. Raporda, sigortacılık sektörünün aktif toplamının Haziran 2009 itibarıyla 4 milyar 410 milyon lira olduğu, bu tutarın 1 milyar 417 milyon lirasının bankalara ait olduğuna dikkat çekildi. Sigortacılık ile bankacılık sektörünün gelişiminin orta ve uzun dönemde sıkı bir korelasyon içinde olması ve konsolide denetimlerde etkinliğin sağlanabilmesi sebebiyle sigortacılık sektörüne ilişkin düzenleme ve denetim görev alanı kapsamına alınmasının sağlanması istendi.

Rapora göre, Türkiye'de yabancı sermayeli bankaların aktiflerinin sektördeki payı 2001 yılında yüzde 3 düzeyinde iken, Haziran 2009 itibarıyla bu oran yüzde 19,9 düzeyine çıktı. Bu paya, yurtdışı yerleşik yatırımcılar tarafından elde tutulan yüzde 19,6 oranındaki borsa payları da eklendiğinde Türk bankacılık sisteminde toplam küresel sermaye payı geçen yılın haziran ayı itibarıyla yüzde 39,5 düzeyine ulaştı. Raporda, yabancı sermayeye yönelik tartışmaların salt teorik ve uygulamaları çalışmaların, bulguların değerlendirilmesinden ziyade, ülkelerin uzun dönemli büyüme politikalarının bir parçası olarak ele alınması gerektiği ifade edildi. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası yükümlülükler ve AB üyelik süreci gibi kurumsal çerçeveler gözetilerek, Türk bankacılık sisteminde yabancı sermaye payıyla ilgili bir politika veya strateji oluşturulmasının uygun olacağı bildirildi.

Raporda, BDDK faaliyet ve işlemlerinin önemli bir kısmının İstanbul temsilciliğinde yürütülmekte olduğuna dikkat çekilerek, bu sebeple, gözetim ve denetim fonksiyonlarının daha etkili, ekonomik ve verimli biçimde yürütülebilmesi amacıyla kurum merkezinin İstanbul'a taşınması gerektiği kaydedildi.