Düzenlemeler yargıyı ele geçirmekle eş anlamlı
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, taslak metinde öngörülen düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker Başkanlar Kurulu toplantısının ardından bugün açıklanan Anayasa Değişiklik Paketi'ne ilişkin görüşlerini dile getirdi. Gerçeker yaptığı değerlendirmede 'Bu anayasa değişikliği anayasaya aykırıdır' dedi.
Gerçeker: "Demokratik ülkelerde yargı bağımsızlığı her zaman en üst seviyede tutulmuştur. Bundan önce de belirttiğim gibi biz reform denilen düzenlemelerin mutlaka kuvvetler ayrılığı ilkelerine uygun olacağını düşünüyoruz.
Değişen maddelere baktığımızda yargı bağımsızlığını daha da geriye götüren bir takım düzenlemeler görüyorum. Şunu çok açık belirtmek istiyorum bu düzenlemeler yargı ile ilgili olanlar Anayasa'ya aykırı düzenlemelerdir.
Bu düzenlemeler yüksek mahkeme ve yargının devreden çıkartılması istenmesi öngörülüyor. Biz buna kesinlikle karşıyız. Sanki ilk derece mahkemeleri ayrı bir kurummuş gibi bir anlayış gözleniyor. Bu da yargının birlik ve bütünlüğünü bozmaya yönelik bir uygulamadır. Yargı bir bütünlük içerisinde çalışmaktadır. Bu bütünlüğü bozan tamamen Adalet Bakanlığı ve Müsteşarı.
Bütün bunlar yargı bağımsızlığı ilkesine tamamen aykırı düşen ilkelerdir. Bu getirilmek istenen kuralların Anayasa'ya aykırılığı çok açıktır.
BU DÜZENLEME YARGIYI ELE GEÇİRMEK İLE EŞ ANLAMLIDIR
Fiziki koşullarımız çok kötü durumdadır. Aslında acilen bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bütün bunlar yapılmadan bu üst yapı değişiklikleri yapmak, kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı bu değişiklikleri yapmak, yargıyı ele geçirmekle eş anlamlıdır.
Biz bunları kurum olarak kurumsal görüşlerimiz olarak bütün başkan arkadaşlarımızla paylaştık ve bunlar kurumsal olarak ortaya koyduğumuz temel görüşlerdir bunlardan geri atmamız söz konusu bile olamaz. Ama son söz Yasama'nındır. Bir kere daha belirtmek istiyorum. Hiçbir zaman yargı sisteminde söylendiği gibi holigarşik bir sistem söz konusu olamaz.
HİÇBİR ZAMAN BU DÜZENLEMELERİ ANAYASA'YA UYGUN GÖRMÜYORUZ
Yargı bağımsızlığını zedeleyecek bu tür görüşlerden vazgeçilsin. Biz hiçbir zaman bu ilkeleri temel anayasa maddelerimize uygun görmüyoruz. Genellikle Avrupa örnek gösteriliyor tabi bizde zaman zaman oradaki meslektaşlarımız ile görüşüyoruz ama her ülkenin değişik sistemleri var. Her ülke kendi koşullarına göre uygun modeller oluşturmak zorundadır.
AB raporunda Yargı ile ilgili en göze çarpan bölüm Adalet Bakanı ve Müsteşarı'nın kurulda yer almamasıdır ancak bunlar göze çarpmamaktadır. Daha ilerde inşallah ayrıntılı şekilde raporumuzu hazırlayıp sizlere sunacağız. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkına karşı çıkıyoruz.
Biz burada yargının etki alanının kısıtlanmasını görüyoruz. Bunlar yapılırsa bir takım sorunlar ortadan kalkacak gibi görünüyor. Biz öncelik bu alt yapı sorunlarının çözümlenmesindedir diyoruz.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER MUTABAKAT İLE YAPILMALI
Biz kendi düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz. Herkes de kendi düşüncelerini ortaya koymakta özgürdür. Bizbu yapılacak düzenlemelerin yüksek yargının etki alanını kısıtlamaya yönelik olduğunu söylüyoruz.
Geçen gün AYM Başkanı'nında güzel bir açıklaması vardı. Bu tür kurumsal değişikliklerin mutabakatla yapılması yönünde. Bu kadar köklü değişikliklerin mutlaka geniş bir mutabakat sağlanarak yapılması gerekir o zaman bunlar daha sağlıklı olur ve toplum o zaman daha rahat kabul eder.
Bazı şeyler yanlış anlaşılıyor. Biz bunu bugün söylemiyoruz. Bu bizim inandığımız doğru olduğuna inandığımız ilkelerin doğru olduğuna ilişkin görüşlerdir. Bizim tek sorunumuz yargı bağımsızlığının ileri götürülmesidir.
Parlamentodan üye atamanın sakıncalarını da söylemiştik, Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak atamanın aslında yürütme tarafından yapılacağından çok fazla bir anlam ifade etmiyor.
Gerçeker: "Demokratik ülkelerde yargı bağımsızlığı her zaman en üst seviyede tutulmuştur. Bundan önce de belirttiğim gibi biz reform denilen düzenlemelerin mutlaka kuvvetler ayrılığı ilkelerine uygun olacağını düşünüyoruz.
Değişen maddelere baktığımızda yargı bağımsızlığını daha da geriye götüren bir takım düzenlemeler görüyorum. Şunu çok açık belirtmek istiyorum bu düzenlemeler yargı ile ilgili olanlar Anayasa'ya aykırı düzenlemelerdir.
Bu düzenlemeler yüksek mahkeme ve yargının devreden çıkartılması istenmesi öngörülüyor. Biz buna kesinlikle karşıyız. Sanki ilk derece mahkemeleri ayrı bir kurummuş gibi bir anlayış gözleniyor. Bu da yargının birlik ve bütünlüğünü bozmaya yönelik bir uygulamadır. Yargı bir bütünlük içerisinde çalışmaktadır. Bu bütünlüğü bozan tamamen Adalet Bakanlığı ve Müsteşarı.
Bütün bunlar yargı bağımsızlığı ilkesine tamamen aykırı düşen ilkelerdir. Bu getirilmek istenen kuralların Anayasa'ya aykırılığı çok açıktır.
BU DÜZENLEME YARGIYI ELE GEÇİRMEK İLE EŞ ANLAMLIDIR
Fiziki koşullarımız çok kötü durumdadır. Aslında acilen bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bütün bunlar yapılmadan bu üst yapı değişiklikleri yapmak, kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı bu değişiklikleri yapmak, yargıyı ele geçirmekle eş anlamlıdır.
Biz bunları kurum olarak kurumsal görüşlerimiz olarak bütün başkan arkadaşlarımızla paylaştık ve bunlar kurumsal olarak ortaya koyduğumuz temel görüşlerdir bunlardan geri atmamız söz konusu bile olamaz. Ama son söz Yasama'nındır. Bir kere daha belirtmek istiyorum. Hiçbir zaman yargı sisteminde söylendiği gibi holigarşik bir sistem söz konusu olamaz.
HİÇBİR ZAMAN BU DÜZENLEMELERİ ANAYASA'YA UYGUN GÖRMÜYORUZ
Yargı bağımsızlığını zedeleyecek bu tür görüşlerden vazgeçilsin. Biz hiçbir zaman bu ilkeleri temel anayasa maddelerimize uygun görmüyoruz. Genellikle Avrupa örnek gösteriliyor tabi bizde zaman zaman oradaki meslektaşlarımız ile görüşüyoruz ama her ülkenin değişik sistemleri var. Her ülke kendi koşullarına göre uygun modeller oluşturmak zorundadır.
AB raporunda Yargı ile ilgili en göze çarpan bölüm Adalet Bakanı ve Müsteşarı'nın kurulda yer almamasıdır ancak bunlar göze çarpmamaktadır. Daha ilerde inşallah ayrıntılı şekilde raporumuzu hazırlayıp sizlere sunacağız. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkına karşı çıkıyoruz.
Biz burada yargının etki alanının kısıtlanmasını görüyoruz. Bunlar yapılırsa bir takım sorunlar ortadan kalkacak gibi görünüyor. Biz öncelik bu alt yapı sorunlarının çözümlenmesindedir diyoruz.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER MUTABAKAT İLE YAPILMALI
Biz kendi düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz. Herkes de kendi düşüncelerini ortaya koymakta özgürdür. Bizbu yapılacak düzenlemelerin yüksek yargının etki alanını kısıtlamaya yönelik olduğunu söylüyoruz.
Geçen gün AYM Başkanı'nında güzel bir açıklaması vardı. Bu tür kurumsal değişikliklerin mutabakatla yapılması yönünde. Bu kadar köklü değişikliklerin mutlaka geniş bir mutabakat sağlanarak yapılması gerekir o zaman bunlar daha sağlıklı olur ve toplum o zaman daha rahat kabul eder.
Bazı şeyler yanlış anlaşılıyor. Biz bunu bugün söylemiyoruz. Bu bizim inandığımız doğru olduğuna inandığımız ilkelerin doğru olduğuna ilişkin görüşlerdir. Bizim tek sorunumuz yargı bağımsızlığının ileri götürülmesidir.
Parlamentodan üye atamanın sakıncalarını da söylemiştik, Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak atamanın aslında yürütme tarafından yapılacağından çok fazla bir anlam ifade etmiyor.