İktidar hukuka tecavüz ederken yakalandı

CHP Lideri Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı açıklamalar şöyle:

Artık burada bir mücadele veren insanlara karşı iktidarın tutumunu değiştirmesi ve haklarını vermesi sorumluluk halinde ortaya çıkmıştır. Bunu iktidardan bekliyoruz. Bu hükümetin tüm vatandaşa karşı borcudur. Buna saygı göstermek yenilmek değildir. Tekel işçisi bari saygı göster. Tekel deyince akla gelen 2-3 noktaya değineyim. Nasıl bir milli varlığın peşkeş çektiğini anlatıyor idim.

Tekel'in devrinde bir hafta önce borç defterden silinmiş 300 milyonluk borç Tekel genel müdürlüğünün hesabına yazılmış, borçsuz satılmıştır. 300 milyon bugün 250 milyon dolardır. Meclis KİT komisyonuna taşıdık ama soygun durmadı. Tekel 250 milyon dolara satıldı sonra 950 milyona devredildi. Tekel'in 1 milyon 720 bin dolara satıldı. Bunlarda sadece Samsun Ballıca'nın 4 yıllık karı 5 fabrikanın arsa ve yabancıya verilmesini karşılamaya yeter. Bu DDK'ye getirildi ama görmezden gelinildi. Ben Tekel işçilerine bakınca onları da görüyorum. Bunları gördüm mü cinler tepeme çıkıyor bunları görüyorum. Ben yeniden Tekel çalışanları kutluyorum.

TÜRKİYE'DE ADALET KRİZİ VAR

Önümüzde tartışmamız gereken konular var. Türkiye bir süreden beri hukuk adalet sınavından geçiyor. Türkiye'de adalet krizi var. Vicdanlar sarsılıyor Adalet ve Hak kavramı çok ciddi biçimde son dönemde zedelenmiş bulunuyor. Türkiye'deki hukuk adalet kavramının altında neler yatıyor biliyor ve görüyoruz. Deniz kuvvetlerde suikast planı vardı. İddialar ortaya atıldı. Suçlanan bir yarbay ikinci kez soruşturmaya konu olarak çağrılınca Yarbay Ali Tatar intihar etti. Bir süre sonra onun yazısı denilerek hazırlanan belge incelendi. Bakıldı ki belge onun değil. Ali Tatar değil ama teğmenlerin denildi. Ama o yazıyla teğmenlerin de ilgisi olmadığı görüldü. O yazı oraya nasıl girdi. Pek çok gencin sarsılmasına neden oldu. Kim niye yaptı bunu. Komutanını öldürecek denilen adamlar en yakın ailesinin dostu. Böyle hukuk olur mu?

Suikast girişiminden ne çıktı. Hiçbir şey çıkmadı. Tabii bu manzaralar acıdır. Erzincan'da bir savcı cumhuriyet kanunlarını uyguladığı için Ergenekoncu oldu. O savcı o işi yapmasa ya da o telefonla gelen talimata evet dese kaderi böyle olmayacaktı. Kim bilir ne zaman tutuklanmaların yanlış olduğu ortaya çıkacak. Kimisi ölecek, intihar edecek cenazesini kaldırmaya parası olmayacak sonra doğru ortaya çıkacak.
Herkes bu işin hesabını verecek. Sahibi olanlar yırtacak olmayanlar acı bedelleri ödemeye devam edeceklerdir. Biz haksızlığa uğrayan herkes ile ilgilenmeliyiz.

ASKER TUTUKLANMASI

Bugün asker olanın tutuklanması darbe karşıtlığı gibi yerleştiriliyor. Son tutuklamalarda bir darbe önlemek için değil bir darbe tehlikesi olmadığı için tutuklanıyor. Askere bu hukuksuzluğu yapma hakkını size verir mi? Toplum tepki göstermeli. Büyük hukuk cinayetleri işleniyor. Tepkiyi sadece yüksek niteliği olan insanlara değil. Herkes ile ilgili göstermeliyiz. Hukuk neden yıpranıyor Bundan yıpranıyor. Bugün DGM devam ediyor. Özel yetkili savcılar bunu gösteriyor. Mahkemeler herkes için aynı olacak. DGM kaldırıldı, yerine bir başka adla geldi. Hukukun saygınlığı korunmalı. Gizli tanık, ihbar mektupları... Böyle hukuk olur mu?

İKTİDAR HUKUKA TECAVÜZ ETTİ

İktidar hukuka tecavüzden suçüstü yakalanmıştır. Şimdi bu iktidar ne diyor. Bana bir Anayasa değişikliği hakkı verin. Ben gerçekten 8 yıl sonra bu iktidarın giderayak bu kadar çatışma yaşanırken, iktidar muhalefet bu konuları tartışırken ben Anayasa değişikliği yapacağın demesinin ardında ne yatıyor. Niye girdi bu arayışı diye sorunca şu ortaya çıkıyor. Bu iktidar hukukla çarpışarak geliyor. Ama bu iktidar 8 durumu iyi kötü idare etti. Bazen savcı hakim ayarlayarak, iktidar olanaklarını kullanarak hukuk karşısında kendini kollama şansını kullandı. Ama şimdi seçim geliyor. Seçim bu iktidarın imkanlarının elinden kalkacağı bir sonuç veriyor. Bugünkü tabloda böyle bir sonu taşıyan iktidar kendini nasıl güvenceye alabilir sorusu şimdi yargıyı kontrole alıp daha sonra belirleyeceği bir değişiklik gidereayak yapma peşinde. Kendini giderayak güvence altına almaya kalkıyor. Neymiş yargı bağımsız tarafsız olsun... Böyle derdi yok kendilerini garanti alıyorlar. Bu hukuk AKP'den düştüğü zaman hesabını soracak. Adalet herkese ulaşıyor ama Başbakan'a ulaşamıyor. Herkes hesabını verecek. Sayın Başbakan sen de hesabını vereceksin.

Kimseye imtiyaz yok ama Kandil'den gelip Habur'dan geçen devlet protokolünde. bu adalet bu hukuk hangi adalet hangi hukuk bu? Kendilerini garanti altına alacakları proje işte bu. Bu yasalar değişsin biz garanti altına girelim. Ne diyorlar HSYK'ya atama yapılsın. Orasını RTÜK yapacaklar.

Anayasayı AKP ve BDP birlikte tanzim edecek. İkisi de Anayasa Mahkemesi tarafından tenkit edilmiş iki parti. Bu Meclis'te 608 tane soruşturulacak dosya var. Kendisi hesabını vermemiş olanlar, kendisinden hesap soracakları seçecekler.

DTP ile AKP kafa kafaya vermişler, yandaş medyayı da arkalarına almışlar, yandaş yargı yapacaklar, Türkiye de bunu seyredecek. Bunu parlamentoya getirdiklerinde hepimiz görevimizi yapacağız. Öyle gözüküyor ki bu iş referanduma gidecek. O zaman da millete anlatacağız. Yapılmak istenenin Habur hukukunu Anayasaya geçirmek istediklerini, buna izin verilemeyeceğini anlatacağız.

Halk referandumu kal git referandumu olarak değerlendirecek ve AKP'yi uğurlayacaktır. Referandumlar sürpriz sonuçlar getirir. Özal denedi, gördü. Milletimiz bu referandumu AKP konusunda bir hüküm vermek için değerlendirecek.