Eczacılardan 'Medula' Tepkisi

  Projenin 8 ay önce 10 gönüllü eczanede aksaklıkların tespit edilmesi için denendiğini anlatan Ahmet Özçavuşoğlu , " Kayseri ' deki 10 eczaneden biri olarak çok ümitlenmiştim . Bize ' Programı test edin , aksaklıkları bize bildirin ' demişlerdi . Büyük bir hevesle aksaklıkları tespit ettik ve ilettik . Maalesef beklentilerimiz gerçekleşmedi . 1 Mart Çarşamba günü bir ucube ile karşılaştık " dedi ve açıklamasına şu şekilde devam etti :
" Tüm ülke genelinde 18 bin doktorun Medula Sistemi ' ne kaydı yapılmadan bir İTS inadı uğruna arızalı ve yetersiz bir program ile halkımıza ilaç vermemiz istendi . Bunu isterken programa bir de uyarı koydular . 2 . ve 3 . basamak sağlık kuruluşlarında kaydı olmayan doktorların reçetelerini veremeyeceğimizi , doktor bilgilerini manuel olarak giremeyeceğimizi , bunun da bizim görevimizmiş gibi ilgili kuruluşlarla irtibata geçmemiz gerektiğini söylediler .
Ben bu felaketi önceden tahmin ettiğim için 2 gün öncesinde şehrimizdeki tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına kaydı olmayan hekimlerin kayıtlarının tamamlanmasını isteyen bir yazı yazdım .
Biz Türkiye ' nin gerçek aydınları olan Türk Eczacısı olarak 18 Eylül 2009 ' da yayınlanan Orta Vadeli Tasarruf Paketine , bu paketin eczanelerimizden bir gecede ortalama yüzde 30 raf kaybına sebep oluşuna tepki göstermek ve bu paketin sonuçlarının ne olacağını kamuoyuna göstermek amacıyla 4 Aralık ' ta kapatma eylemi gerçekleştirdik . Bunu yaparken ülke genelinde 4 bin eczaneyi nöbetçi bıraktık . Tek eczane olan ilçelerdeki eczanelerin kapanmasına müsaade etmedik .
Bunun doğal sonucu olarak 4 Aralık 2009 günü hiçbir vatandaşımız ilaca ulaşmada sorun yaşamamıştır . Bu gerçeği bizzat Sayın Sağlık Bakanımıza kendisini makamında ziyaret ettiğimde teyit ettirdim . Ama sonuç ne oldu , 15 Aralık 2009 sabahı biz eczacılar trajikomik bir haberle sarsıldık . 15 Ocak 2010 tarihinden itibaren sözleşmelerimiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından feshedildi . Buna gerekçe olarak da ' Siz halkın ilaca ulaşımına engel oldunuz , biz halkın ilaca ulaşımına tahammül edemeyiz , böyle bir durumda devlet olarak gerekli tedbirleri alırız ' denildi .
Şimdi , çalışmayacağı önceden belli olan arızalı ve yetersiz bir programı dayatmacı mantıkla Türk Eczacısının ve halkının önüne koyarak halkın ilaca ulaşımına engel olan kimdir? Bu mudur kesintisiz hizmet mantığı? 1 Mart 2010 günü özellikle üniversite hastanelerinden yazılan reçetelerin karşılanamaması sonucu yoğun bakım hastalarının bile dışarıdan alınacak ilaçlarının temin edilememesinin sorumlusu kimdir?
Bu vebal çok ağır bir vebaldir . Bu vebalin altından kalkmak mümkün değildir . Türk Halkı ve eczacısı bu vebalin sorumlusu değildir . Evet her yeni doğum sancılıdır ancak bu sefer hem sancı çekilmiş hem de ölü doğum gerçekleşmiştir . "