Referandum süresini kısaltmayı hedefliyoruz

Suat Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TBMM'nin önümüzdeki hafta öncelikli olarak gündeme alacağı konunun, görüşmelerine devam edilen ''Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı hakkındaki kanun tasarısı'' olduğunu belirtti.

Önceki haftalardan yarım kalan bu tasarıyı önümüzdeki hafta tamamlamayı planladıklarını söyleyen Kılıç, bu yasa ile Türkiye'nin demokratik hayatına ve güvenliğin tesisine önemli katkılar sağlanacağı kanaatinde olduklarını ifade etti.

Söz konusu yasadan hemen sonra referandum süresini kısaltan kanun tasarısının görüşmelerine başlamayı planladıklarını vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti: ''Kitle iletişim araçlarının yaygınlığı ve Türkiye'nin yaşamakta olduğu iletişim devrimi halkoyuna başvurmak için artık 120 günlük süreye gereksinim bırakmamıştır. Görüşmelerine başlayacağımız kanun teklifi ile referandum süresini kısaltmayı hedefliyoruz.''

-''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ SUNMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ''-

''Referandum süresinin kısaltılmasına ilişkin kanun teklifinin ve referandum süresinin öne çekilmesinin yakın bir gelecekte Anayasa değişikliği anlamına gelip gelmeyeceğini'' değerlendiren Kılıç, Anayasa değiştirme yetkisinin millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ait olan bir yetki olduğunun altını çizdi.

''Elbette ki TBMM kendi gündemine hakimdir ve gerektiğinde Anayasa değişikliklerini de yapmaya muktedirdir'' diyen Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''1982 Anayasası artık ihtiyaçlara cevap vermeyen bir anayasadır. Önceliği hukuk ve demokrasi değil, güvenlik ve asayiş ile ilgili kaygılardır. AB'ye tam üyelik sürecindeki Türkiye'nin çok daha çağdaş ve günün gereklerine cevap veren demokratik bir sivil anayasaya ihtiyacı vardır. Milletin de bu yönde bir talebi ve iradesi vardır. Gerektiğinde TBMM'ye anayasa değişikliği teklifi sunmaktan çekinmeyeceğiz. Muhalefetin destek vermemesi, 330 ve üzeri milletvekilinin kabul oyu nedeniyle olası Anayasa değişikliği tekliflerinin referanduma sunulması gerekirse referandum yoluna başvurmaktan da imtina etmeyeceğiz.''

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN UZLAŞI -

Anayasa değişikliği teklifi için muhalefetle uzlaşı arayışında olacaklarını da söyleyen Kılıç, ''Ama, 'TBMM çalışamıyor' görüntüsü vermek için uzlaşıya katkı sağlamazlarsa bu da kendilerinin bileceği bir meseledir. Daha fazla hukuk daha fazla demokrasi, hak ve özgürlük vaat eden bir anayasa değişikliği paketine destek vermemenin hesabını millete verirler. Biz de kendisine inandığımız ve iradisine güvendiğimiz milletimizin reyine halk oylaması yoluyla müracaat etmekten çekinmeyiz'' dedi.

Gerek CHP'nin gerekse MHP'nin parti programlarında ve seçim beyannamelerinde sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa vaadi bulunduğunu ifade eden Kılıç, şöyle devam etti: ''Bugün bu yönde gelecek bir değişiklik teklifine sırf 'AK Parti'den geliyor' diye direnç gösterecek olurlarsa kendi siyasal geçmişlerini inkar etmiş olurlar. 1982 Anayasası'nı millete sunan irade, 12 Eylül 1980'de MHP'yi de CHP'yi de kapatan iradedir. O irade Türkiye'nin önünü tıkamış, Türkiye'yi karanlık tünellere sokmuş ve özgürlükleri kısıtlamış bir iradedir. Bireyi yok sayan bir iradedir. Bu iradeye karşı sivil, demokratik, çağdaş, özgürlükçü bir anayasa talebi milletin talebidir. Milletten yükselen bu talep karşısında siyaset kurumunun ilgisiz ve kayıtsız kalması düşünülemez. Bazı mahfillerde mevcut TBMM'nin Anayasa değişikliği yapamayacağına yönelik olarak üretilen senaryolar çağ dışı ve gerici fikirlerdir.''

Türkiye'de egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğuna dikkati çeken Kılıç, ''Hiç kimsenin önünde, sandıktan çıkan millet iradesine saygı duyma dışında bir yolu olmadığını'' sözlerine ekledi.