MHP'deki gerilimi kim üretiyor?
MHP'de 'gerilim politikası'nı düzenleyen kim?
Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu'dan çok ilginç iddia: MHP'deki gerilimi o belirliyor.
Uslu bugünkü 'Açılım' köşesinde ele aldığı "MHP’nin gerilim stratejisini kim yönetiyor?" yazıda isim vermediği kaynağıyla yaptığı görüşmeyi anlatıyor:
İşte Emru Uslu'nun yazısı:
- Mecliste MHP ile AKP arasında yaşanan gerilimin “Peygamber” gerilimi olduğu iddia ediliyor. Oysa Osman Durmuş’un konuşmasını yazılı metne bağlı yapması, gerilimin MHP tarafından planlandığını gösteriyor. Ben MHP’nin gerilim stratejisinin AKP’nin açılım stratejisi ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. AKP Açılım’ı yeniden tartışmaya başladığı için MHP de gerilimi yükseltiyor.
MHP’nin gerilim stratejisini anlamak için görüşüne başvurduğum bir gözlemci ilginç bir değerlendirmede bulundu. “Devletin derin aklı Kasım 2009’dan itibaren MHP’nin MKYK’sında yer almaya başladı. Bu olanlara bir de o gözle bak.”
Konuştuğum gözlemci, MHP imzalı gerilim stratejisinin arkasında “devletin (en azından bir kanadının) MHP ile ortak hareket edip, Açılım başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra AKP’yi iktidardan etme stratejisinin olduğuna inanıyor.” Bunun için de o isme dikkat diyor. O isim dediği kişi 2007 yılından bu yana Devlet Bahçeli’nin danışmanlığını yapan 2009 yılında da MKYK’ya seçilen Hidayet Vahapoğlu.
Gerçekten de Vahapoğlu ilginç bir isim. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın telefon defterinde, Ergenekon sanığı/tanığı Ümit Sayın’ın e-mail listesinde, Ergenekon tutuklusu JİTEM irtibatlı Ergün Poyraz’ın not defterinde, Almanya Türk derneklerinin “kahramanlar” listesinde hep bu isim olmasına rağmen şimdiye kadar ilginç bir şekilde hiç gündeme gelmedi.
Adı ilk kez Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın telefon defterinde basına yansıdı. 1999 yılında Artı Haber dergisinde yayımlanan Yeşil’in telefon defterinde Hidayet Vahapoğlu’nun adı ve telefon numarası yer alıyordu. Oysa basın bu isme hiç dikkat çekmedi. Medya’nın derin yazarlarıyla yan yana TV programlarında boy gösteren bu isime nedense Yeşil ile olan ilişkisi hiç sorulmadı.
Bu ismin ayrıca Ergenekon tutuklusu Ümit Sayın’ın Şener Eruygur, Hurşit Tolon ile birlikte e-mail gönderdiği kişiler arasında görünüyor. İddianameye göre, Ümit Sayın’ın haberi olmadan kendi adresinden aralarında Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un da bulunduğu bir gruba e-mail gönderilmiş Ümit Sayın da bu e-mailden sözünü ettiğimiz siyasetçinin uyarısıyla haberdar olmuş. Görüldüğü kadarıyla Ümit Sayın ile en azından e-mail alışverişi yapmış bir siyaset figürü duruyor karşımızda.
Hakkında JİTEM’den para aldığı yönünde belgeler yayınlanan, Ergenekon sanıklarından Ergün Poyraz’ın aldığı notlarda da adı bulunan yeni siyasetçi için şu notlar düşülmüş:
“Hakan Evrensel’e, MGK’da görevli Hidayet Vahapoğlu adlı albay, ‘Ergün nasıl biri’ diye soruyor. ‘Osman Ak grubundan ayrıl; yakında o gruba bir şeyler yapılacak’ diyor. Ardından İhsan Güven öldürülüyor. Bu yemekte söylenmiş, yemekte emniyet müdür yardımcıları da varmış...” “Osman Ak ve çevresine operasyon yapılacak dedi Hüseyin’in MGK’daki devresine. İ. Güven öldürüldü.” “MİT’çi Ercüment, Hidayet, Nurettin, Abdülhaluk Çay ayrılmaz üçlü...” (Abdulhaluk Çay, meşhur “Kart-Kurt” “teorisinin” mucitlerindendir –E.U.)
Vahapoğlu hakkında Almanya Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulları (ATDKK) Genel Başkanı Tahsin Bayar’ın yazdığı ilginç bir yazı da mevcut. Bayar şunları yazmış:
“...Avrupa’da, devletinin yanında olan bütün Türk Kuruluşları Temsilcileri tarafından tanınmaktadır. Kimileri onu bir üniversitede Hoca olarak tanıdı, kimileri ‘Ermeni sorunu ve Terör’ konusunda bir uzman olarak. Kimileri azınlıklar konusunda yazar olarak tanıdı onu, kimileri ise iyi bir asker olarak. Türk kuruluşları, dernek yöneticileri ve vatandaşlarımız onu çok sevdiler. Konferanslarında salonlar tıklım tıklım doluyordu. Yurtdışına görevli olarak çıkan din görevlileri ve öğretmenler, dünyanın her yerinden Burdur’a gelen bedelli askerler onu tanıdılar. PKK, Ermeni ve Rum Terörünü anlattı yıllarca. Azınlıkların yaramazlıklarını, onların Osmanlı’ya ve Türkiye’ye ihanetlerini belgeledi.”
Muhtemelen psikolojik harekât konseptinin gereği gittiği ülkelerde “üniversite hocası,” “terör ve Ermeni soykırımı uzmanı,” “yazar”, asıl mesleği ise asker olan Vahapoğlu’nun bu bilgi ve çevresinin MHP’nin gerilim stratejisinde etkisi varsa AKP’nin işi kolay değil. Zira bir akrabası tarafından Rusya’da olduğu iddia edilen Yeşil henüz devreye girmedi. Bu, gerilim henüz tavan yapmadı demektir...
Uslu bugünkü 'Açılım' köşesinde ele aldığı "MHP’nin gerilim stratejisini kim yönetiyor?" yazıda isim vermediği kaynağıyla yaptığı görüşmeyi anlatıyor:
İşte Emru Uslu'nun yazısı:
- Mecliste MHP ile AKP arasında yaşanan gerilimin “Peygamber” gerilimi olduğu iddia ediliyor. Oysa Osman Durmuş’un konuşmasını yazılı metne bağlı yapması, gerilimin MHP tarafından planlandığını gösteriyor. Ben MHP’nin gerilim stratejisinin AKP’nin açılım stratejisi ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. AKP Açılım’ı yeniden tartışmaya başladığı için MHP de gerilimi yükseltiyor.
MHP’nin gerilim stratejisini anlamak için görüşüne başvurduğum bir gözlemci ilginç bir değerlendirmede bulundu. “Devletin derin aklı Kasım 2009’dan itibaren MHP’nin MKYK’sında yer almaya başladı. Bu olanlara bir de o gözle bak.”
Konuştuğum gözlemci, MHP imzalı gerilim stratejisinin arkasında “devletin (en azından bir kanadının) MHP ile ortak hareket edip, Açılım başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra AKP’yi iktidardan etme stratejisinin olduğuna inanıyor.” Bunun için de o isme dikkat diyor. O isim dediği kişi 2007 yılından bu yana Devlet Bahçeli’nin danışmanlığını yapan 2009 yılında da MKYK’ya seçilen Hidayet Vahapoğlu.
Gerçekten de Vahapoğlu ilginç bir isim. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın telefon defterinde, Ergenekon sanığı/tanığı Ümit Sayın’ın e-mail listesinde, Ergenekon tutuklusu JİTEM irtibatlı Ergün Poyraz’ın not defterinde, Almanya Türk derneklerinin “kahramanlar” listesinde hep bu isim olmasına rağmen şimdiye kadar ilginç bir şekilde hiç gündeme gelmedi.
Adı ilk kez Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın telefon defterinde basına yansıdı. 1999 yılında Artı Haber dergisinde yayımlanan Yeşil’in telefon defterinde Hidayet Vahapoğlu’nun adı ve telefon numarası yer alıyordu. Oysa basın bu isme hiç dikkat çekmedi. Medya’nın derin yazarlarıyla yan yana TV programlarında boy gösteren bu isime nedense Yeşil ile olan ilişkisi hiç sorulmadı.
Bu ismin ayrıca Ergenekon tutuklusu Ümit Sayın’ın Şener Eruygur, Hurşit Tolon ile birlikte e-mail gönderdiği kişiler arasında görünüyor. İddianameye göre, Ümit Sayın’ın haberi olmadan kendi adresinden aralarında Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un da bulunduğu bir gruba e-mail gönderilmiş Ümit Sayın da bu e-mailden sözünü ettiğimiz siyasetçinin uyarısıyla haberdar olmuş. Görüldüğü kadarıyla Ümit Sayın ile en azından e-mail alışverişi yapmış bir siyaset figürü duruyor karşımızda.
Hakkında JİTEM’den para aldığı yönünde belgeler yayınlanan, Ergenekon sanıklarından Ergün Poyraz’ın aldığı notlarda da adı bulunan yeni siyasetçi için şu notlar düşülmüş:
“Hakan Evrensel’e, MGK’da görevli Hidayet Vahapoğlu adlı albay, ‘Ergün nasıl biri’ diye soruyor. ‘Osman Ak grubundan ayrıl; yakında o gruba bir şeyler yapılacak’ diyor. Ardından İhsan Güven öldürülüyor. Bu yemekte söylenmiş, yemekte emniyet müdür yardımcıları da varmış...” “Osman Ak ve çevresine operasyon yapılacak dedi Hüseyin’in MGK’daki devresine. İ. Güven öldürüldü.” “MİT’çi Ercüment, Hidayet, Nurettin, Abdülhaluk Çay ayrılmaz üçlü...” (Abdulhaluk Çay, meşhur “Kart-Kurt” “teorisinin” mucitlerindendir –E.U.)
Vahapoğlu hakkında Almanya Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulları (ATDKK) Genel Başkanı Tahsin Bayar’ın yazdığı ilginç bir yazı da mevcut. Bayar şunları yazmış:
“...Avrupa’da, devletinin yanında olan bütün Türk Kuruluşları Temsilcileri tarafından tanınmaktadır. Kimileri onu bir üniversitede Hoca olarak tanıdı, kimileri ‘Ermeni sorunu ve Terör’ konusunda bir uzman olarak. Kimileri azınlıklar konusunda yazar olarak tanıdı onu, kimileri ise iyi bir asker olarak. Türk kuruluşları, dernek yöneticileri ve vatandaşlarımız onu çok sevdiler. Konferanslarında salonlar tıklım tıklım doluyordu. Yurtdışına görevli olarak çıkan din görevlileri ve öğretmenler, dünyanın her yerinden Burdur’a gelen bedelli askerler onu tanıdılar. PKK, Ermeni ve Rum Terörünü anlattı yıllarca. Azınlıkların yaramazlıklarını, onların Osmanlı’ya ve Türkiye’ye ihanetlerini belgeledi.”
Muhtemelen psikolojik harekât konseptinin gereği gittiği ülkelerde “üniversite hocası,” “terör ve Ermeni soykırımı uzmanı,” “yazar”, asıl mesleği ise asker olan Vahapoğlu’nun bu bilgi ve çevresinin MHP’nin gerilim stratejisinde etkisi varsa AKP’nin işi kolay değil. Zira bir akrabası tarafından Rusya’da olduğu iddia edilen Yeşil henüz devreye girmedi. Bu, gerilim henüz tavan yapmadı demektir...