Açılımın anlamı : Vatandaşlık açılımı
Açılımın esas anlamının vatandaşlık açılımı olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Altan 'Demokratik açılım, sadece bir gruba, bir zümreye ya da bir etnik kökene yönelik olmaması gerekir' diye konuştu.
Kayseri'de iki günlük programı çerçevesinde bazı toplantılara katılan İstanbul Üniversitesi İktisat Politikaları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Altan, moderatörlüğünü yaptığı toplantıda yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krizin asıl nedeninin, sürekli gelişen ve yenilenen teknolojiye finans sektörünün ayak uyduramaması olduğunu bildirdi. Altan, şöyle konuştu:
"Toplumun sağlıklaşması, bu demokratik açılımla bağlantılıdır. Herkesi aynı potada gören, her bireyin aynı hak ve özgürlüklere sahip olduğunu teminat altına alan bir hukuk sistemine ihtiyaç var. Herkesin bir olduğunu kabul eden bir sosyal anlayışa ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Ayrıca, finans sektörünün, sürekli değişen, gelişen ve yenilenen teknoloji karşısında gerekli refleksleri gösteremediğini ifade eden Altan, böylece kendisini geliştiremeyerek krizin yaşanmasına neden olduğunu söyledi. Prof. Altan, şöyle dedi:
"Finans sektörü, yeni yapılanmayı anlayamadı, öngöremedi. Krizin nedeni bu. Ancak her şeyi devletin finanse etmesi, kurtarması da doğru değil. Böyle bir uygulama da yeni başka krizleri getirir. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, işadamı portresinin değişeceği yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde, eskiden olduğu gibi, işyeri sahibi, sabah dükkânını açıp, akşam topladığı paraları sayıp, dükkânını kapattıktan sonra evine giderek, kendisini dış dünyadan soyutlayamayacak. Bu dönem bitti. Günümüz ekonomisi, bilgiyi, araştırmayı, öğrenmeyi ve sektörünü takip etmeyi gerektiriyor."
Mehmet Altan, refah düzeyi yüksek toplumların, teknolojiyi ve yeni ürünleri alabilecek potansiyele sahip olduğunu hatırlatarak, bunun için de teknoloji çevrelerinin yeni ürün satabilmek için refah düzeyleri artmış, bireyleri kalkınmış toplumlar aradıklarını da belirtti.
Prof. Dr. Mehmet Altan, "Geçen yıl Türkiye'de 'Gayri Müslim birisi, devlet memuru oldu' diye gazeteler manşetten haber yaptılar. Bu nasıl bir anlayış? Hem o gayri Müslim kişi devletin vatandaşı olacak hem de devlet memuru olduğu, gazetelerde haber olarak değerlendirilecek. Ancak yasalar böyleydi. Hem vatandaş, hem de devlete memur olamayacak. Bunların çok çabuk değişmesi lazım. Kimse kimseye karışmasın, sosyal ilişkilerde, kanunların suç saymadığı alanlarda devlet de kişilere karışmasın" diye konuştu.
"Toplumun sağlıklaşması, bu demokratik açılımla bağlantılıdır. Herkesi aynı potada gören, her bireyin aynı hak ve özgürlüklere sahip olduğunu teminat altına alan bir hukuk sistemine ihtiyaç var. Herkesin bir olduğunu kabul eden bir sosyal anlayışa ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Ayrıca, finans sektörünün, sürekli değişen, gelişen ve yenilenen teknoloji karşısında gerekli refleksleri gösteremediğini ifade eden Altan, böylece kendisini geliştiremeyerek krizin yaşanmasına neden olduğunu söyledi. Prof. Altan, şöyle dedi:
"Finans sektörü, yeni yapılanmayı anlayamadı, öngöremedi. Krizin nedeni bu. Ancak her şeyi devletin finanse etmesi, kurtarması da doğru değil. Böyle bir uygulama da yeni başka krizleri getirir. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, işadamı portresinin değişeceği yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde, eskiden olduğu gibi, işyeri sahibi, sabah dükkânını açıp, akşam topladığı paraları sayıp, dükkânını kapattıktan sonra evine giderek, kendisini dış dünyadan soyutlayamayacak. Bu dönem bitti. Günümüz ekonomisi, bilgiyi, araştırmayı, öğrenmeyi ve sektörünü takip etmeyi gerektiriyor."
Mehmet Altan, refah düzeyi yüksek toplumların, teknolojiyi ve yeni ürünleri alabilecek potansiyele sahip olduğunu hatırlatarak, bunun için de teknoloji çevrelerinin yeni ürün satabilmek için refah düzeyleri artmış, bireyleri kalkınmış toplumlar aradıklarını da belirtti.
Prof. Dr. Mehmet Altan, "Geçen yıl Türkiye'de 'Gayri Müslim birisi, devlet memuru oldu' diye gazeteler manşetten haber yaptılar. Bu nasıl bir anlayış? Hem o gayri Müslim kişi devletin vatandaşı olacak hem de devlet memuru olduğu, gazetelerde haber olarak değerlendirilecek. Ancak yasalar böyleydi. Hem vatandaş, hem de devlete memur olamayacak. Bunların çok çabuk değişmesi lazım. Kimse kimseye karışmasın, sosyal ilişkilerde, kanunların suç saymadığı alanlarda devlet de kişilere karışmasın" diye konuştu.