Amasya protokolüyle tanındı Emasya protokolü ile geri alındı

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu yaptığı konuşmada, milli iradenin Emasya Protokolü ile tanındığını, EMASYA ile geri alındığını söyledi.



Memur-Sen Afyonkarahisar İl Temsilciliği’nin Divan Toplantısı öncesi basın toplantısı düzenleyen Gündoğdu, Türki- ye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Amasya Genelgesi ile tanınan millet iradesinin, EMASYA protokolü ile geri alındığını belirten Gündoğdu, “Çelişkilerden kurtulmuş bir anayasaya ihtiyaç var. Bu anayasa, 72 milyonu kucaklayan sivil bir Anayasa olmalıdır. Piyano ile ney birlikte müzik yapabilir. Yeter ki beste güzel olsun. Grevli, toplu sözleşmeli sivil bir Anayasa yapılmalıdır” dedi.

Dokunulmazlıklar konusuna da değinen Gündoğdu, “Dokunulmazlık kavramı yanlış anlaşılıyor. Dokunulmaz olan sadece milletvekilleri değildir. Şeffaf devlet istiyorsak, devletin esas yüzü hukuk olmalıdır. Devletin esas yüzü hukuk olduğunda bütün vatandaşlarına eşit yaklaşan bir devlet olur. Milletvekilinin kürsü dokunulmazlığının olması gerekiyor. Ama milletvekilliği ile birlikte yüz kızartıcı suçlar varsa, hangi makam olursa olsun, sonuna kadar dokunulsun. Bu her kurum için geçerli” şeklinde konuştu.

Gündemin sürekli değiştiğine işaret eden Gündoğdu, “Bir tarafta demokratikleşmek için atılan olumlu adımlar, diğer tarafta demokratikleşmeyi önlemek için geri gitme özlemini yansıtan girişimler. Memur-Sen olarak özelde üyelerimizin özlük haklarını, genelde ise insanlarımızın geleceğini önemseyerek sendikacılık yapıyoruz. Türkiye kalkınsın, Türkiye büyüsün ki, bize de hak ettiğimiz pay verilsin. Diğer insanlarımız mağdur olsun, bize verilsin deme gibi bir lüksümüz olamaz. Vatandaşla, vatandaşın iradesiyle birlikte büyüyen Türkiye’de büyük olmayı önemsiyoruz” diye konuştu.

Eğitim Sistemimiz Test Çözmeye Endeksli

Türkiye’nin birer ferdi olarak, eğitiminden kendilerini sorumlu hissettiklerini anlatan Gündoğdu, şöyle konuştu: “Eğitimci yanımızla, bunu ikinci bir sorumlulukla bütünleştiriyoruz. Çünkü demokratikleşme ile eğitim birbirini etkileyen iki faktör. Eğitimde ne kadar özgür birey yetiştirebiliyorsanız, o kadar kolay demokratikleşebilirsiniz ya da demokratikleşmede ne kadar olumlu adımlar atmışsanız, o kadar özgür birey yetiştirme şansına sahip olabilirsiniz. Ama maalesef eğitim sistemimiz, ilköğretimde SBS’yi, ortaöğretimde ÖSS’yi, daha sonra KPSS’yi, ondan sonra da uzmanlık alanında sınavlarla, test çözmeye endeksli bir yapılanma haline gelmiştir. ÖSS’yi kazanan ya da kazanamayan öğrenciye sorduğumuzda, sınavdan sonra kendisinde hiçbir şey kalmadığını görüyoruz. Öğrenciyi özgür bireyler hâline getirmeliyiz.”

Sadece Kadrolu Öğretmen Alınmalıdır

Öğrencileri eleme sisteminden kurtaracak, eğitim felsefesinin, din felsefesinin, siyaset felsefesinin, sosyolojinin içinde yer aldığı özgür bireyler yetiştirme süreci zorunluluğunu dile getiren Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Altyapı sorunlarımız, öğretmen sorunlarımız bulunmaktadır. Halen pedagojik formasyonu olmayan ücretli, vekil öğretmen uygulaması var. Bunun için sözleşmeli olarak, eğreti bir şekilde mağdur edilen öğretmen arkadaşlarımız var. Biz diyoruz ki, daha kaliteli ve sağlıklı bir eğitim için öğretmen alımı sadece kadrolu yapılmalıdır.”



İnanç Hürriyeti Konusunda Sıkıntılar var

İnanç hürriyeti, din hürriyeti gibi konularda bir takım sıkıntıların bulunduğunu belirten Ahmet Gündoğdu, “Adeta ‘düşünün ama yaşamayın, inanın ama yaşamayın’ deniyor. 28 Şubat sürecinin dayatması olarak getirilen 12 yaşına gelmeyen çocukların yazın bile camiye ayak basamaması, 15 yaşına gelmeyen çocukların Kur-an Kursu’na gidememesi, yüzde 99’u Müslüman olan bu millete yapılan bir haksızlıktır.



Din Eğitiminde Sıkıntı Var
Türkiye’de din eğitimi konusunda bazı sıkıntıların olduğunun altını çizen Gündoğdu, Avrupa ülkelerinde bu konuda bir sıkıntı olmadığını belirterek, “İnanç hürriyeti, din hürriyeti gibi konularda sıkıntımız var. Avrupa ülkelerinde din eğitiminde bir sıkıntı olmadığını görüyoruz. Ebeveynler istiyorsa, çocuklarına din eğitimi verebilir görüşünün önü açılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.



Eğitim ve çalışma hayatının önünde hala engeller bulunduğunu anlatan Gündoğdu, “Burada haddini bildirmeye çalıştığımız kızlarımız Avrupa ülkelerinde çok rahatlıkla okuyabiliyor, parlamentoya girebiliyor. Bu ayıptan bir ön önce kurtulmalıyız” ifadelerini kullandı.



Gözyaşlarımızın Rengi Aynı

“Yüzlerimizin, gözlerimizin rengi farklı olabilir. 72 milyon insanız. İnançlarımız, düşüncelerimiz farklı olabilir. Ama gözyaşlarımızın rengi aynıdır” sözleriyle birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Gündoğdu, “Bu anlayışla Çanakkale ruhunu yeniden tesis etmemiz lazım. Kırmızı çizgilerimiz elbette olacak. Şehit ailelerini üzmeden, ama bir daha şehit vermemek üzere. Çözüm yeri Meclis olmak şartıyla, illegal örgütler ve terörist başı asla muhatap alınmadan, siyasi liderlerin oy aldıkları kitleler adına Meclis’te çözüm üretmek üzere artık bu sorunun sonuca bağlanmasında fayda var. Terörü iş edinmek, hem 400 milyar liramızın heba olmasına hem siyasetin istismar edilmesine hem sendikacılığın istismar edilmesine kapı aralamak demektir. Artık devletin de siyasi iktidarla birlikte bir çözüm gerçekleştirmesi gerekmektedir. Genel demokratikleşmeyle, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle; adalette, hukukta, eğitimde, kalkınmada, topyekûn Türkiye’nin bütün bölgelerini eşitleyen, Afyonkarahisar’daki annemizin, babamızın, dedemizin, ninemizin, çocuğunun şehit edilmemesi isteğini karşılayan; doğudaki, güneydoğudaki anne babanın da çocuğunun aldatılarak dağa çıkarılmasının önlenme isteği dikkate alınmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.



Etik Kurulu’nu Kime Uygulayacaksınız?

“Anayasamızdan yasalarımıza, yönetmeliklerimizden genelgelerimize, iç hizmet kanunlarını, Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevini askerimize verirseniz güvenliği kime vereceksiniz” diye soran Gündoğdu, “Başkomutan ilan ettiğiniz Cumhurbaşkanınıza başkomutan diyorsunuz, denetleme görevi veriyorsunuz. Ama bazı kurumları istisna tutarsanız, Etik Kurulu’nu kime uygulayacaksınız. Sadece gazetecilere ve memurlara mı uygulayacaksınız” şeklinde tepkisi dile getirdi.



Başkana Dokunuluyor, Valiye Dokunulmuyor

Gündoğdu, dokunulmazlık konusuna da değinerek, “Dokunulmazlık kavramı yanlış anlaşılıyor. Zannediliyor ki dokunulmaz olan 550 milletvekilidir. Halbuki milletvekillerinden önce dokunulmazlığı kalkması gereken kurumlar ve şahıslar var. Şeffaf devlet istiyorsak, devletin esas yüzünün hukuk olması lazım. Devletin esas yüzü hukuk olduğunda, bütün vatandaşlarına eşit yaklaşan bir devlet ortaya çıkar. Milletvekilleri boyutuyla da, Meclis’te ifade hürriyeti anlamında dokunulmazlığın devam etmesi, ama milletvekilliğiyle birlikte işadamlığına, inşaat sektörüne müteahhitlikle veya yüz kızartıcı suçlarla giren insanlar varsa, hangi makamda olursa olsun, sonuna kadar dokunulsun” ifadelerini kullandı. Dokunulmazlıkla ilgili örnekler veren Gündoğdu, “Belediye başkanına dokunuluyor ama valiye dokunamazsınız. Vali devletin bir temsilcisidir. Allah, kendisine şirk koşanları affetmez. Devlet de kendisine karşı işlenen suçları affetmiyor. Türkiye’de devlet etiği diye bir şey yok. Biz kamu çalışanıyız. Eğitim ve sağlık hizmetleri iyi olduğu zaman, vatandaş Allah devlete zeval vermesin der. Ama bir sağlık çalışanı, bir hata yaptığı zaman, kahrolsun denir ve devlet kaybolur. Dolayısıyla, hesap verebilir devlet, hesap verebilir kurumları beraberinde getirmesi lazım” diye konuştu.


Toplu Sözleşme Talebi
“Türkiye kalkınsın, özgürlük alanları genişlesin diye mücadele veriyoruz” diyen Gündoğdu, şunları kaydetti: “Büyüyen Türkiye’de büyük olmayı istiyoruz. Artık İLO Sözleşmesi’nin maddelerine uyarlanmış, Avrupa Çalışma Sözleşmesi’nin 5’inci ve 6’ncı maddelerine koyduğumuz çekincelerin kaldırıldığı, Anayasamızın 51’inci maddesinin de çağa uyarlandığı bir yapılanma istiyoruz. Örgütlenme hakkının tam olarak oluşturulamaması, toplu pazarlık hakkının bize verilmemesi ve değerler boyutuyla da bazı eksiklerin olması çalışma hayatımızda beklentilere neden olmaktadır. Emek örgütü olarak bu sene 2.5+2.5 gibi kabul etmediğimiz, Uzlaştırma Kurulu’na şikayet ettiğimiz, Uzlaştırma Kurulu’nun da bizi haklı bulduğu bir ortamda yüzde 13’e çıkmış işsizlik sorununu da görüyoruz.”



Vali İmga, Başkan Çoban ve Rektör Altuntaş’a ziyaret

Gündoğdu, daha sonra Vali Haluk İmga, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş’ı ziyaret etti.



Gündoğdu, ilk ziyaretini Vali İmga’ya gerçekleştirdi. Gündoğdu ve Memur-Sen’e bağlı sendika başkanlarının ziyaretinden memnuniyet duyduğunu dile getiren Vali İmga, başta Memur-Sen olmak üzere bütün sendika temsilcilerine görevlerinde başarılar diledi. Ziyarette karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.



Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ı makamında ziyaret eden Gündoğdu, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne geçerek, Rektör Prof. Dr. Ali Altuntaş’ ile bir süre görüştü. Eğitimin ve bilimin öne çıkarılmasını, üniversitelerin bilimin, özgürlüğün merkezi olmasını istediklerini vurgulayan Gündoğdu, ancak nitelikli eğitim alan bireylerle toplumunun gelişeceğini, demokrasiye ulaşılabileceğini söyledi.