Yaşadığını İspatlayamayan Vatandaşın Dramı Devam Ediyor

Sahip olduğu 3 nüfus cüzdanına rağmen yaşadığını bir türlü ispat edemeyen Şeyhmus Bağış'ın yürek burkan dramı devam ederken bu drama eşinin hayatını kaybetmesi de eklendi.

Yaşadığını İspatlayamayan Vatandaşın Dramı Devam Ediyor
Aziz Nesin'in "Yaşar, ne yaşar ne yaşamaz" romanını aratmayan ve Mardin merkeze bağlı Ortaköy beldesinde ikamet eden Şeyhmus Bağış'ın başı şimdi de bir hafta önce akciğer yetmezliğinden vefat eden eşi için aldığı solunum cihazının ücreti ile derde girdi.

Nüfus Müdürlüğü kayıtlarında ölü olarak gözüktüğü için özlük hakları elinden alınan Şeyhmus Bağış, "Hasta olan eşim Tenzile Bağış'ı tedavi etmek için başvurduğum halde 7 yıl boyunca bana yeşil kart vermediler. Benimle ilgili haberler çıktıktan sonra eşimin tedavi masrafları Mardin Valiliği tarafından üstlenmişti. Bu süreçte eşimin tedavisi için kısa süre önce alınan solunum cihazının ücretini ödeme taahhüdü vermesine rağmen Mardin Valiliği Yeşil-kart Bürosu eşim vefat ettikten sonra 'Ölü birine yardım yapılmaz' diye bin 620 TL'lik faturayı ödemekten vazgeçtiler" dedi.

Şeyhmus Bağış, sözde kendisine ait T.C. kimlik numaraları ve doğum tarihleri birbirinden ayrı 3 kimlik olmasına rağmen resmi anlamda hiçbir işlem yapamadığı için hayatının karardığını belirterek, yetkililerden bu sorunun çözülmesi için yardım beklediğini söyledi.

BAŞBAKAN'A SESLENDİ

Başbakan ve İçişleri Bakanı'na seslenerek, yetkililerin başına getirdikleri olumsuzlukların hesabını sormasını isteyen Bağış, "Pasaportuma ve ehliyetime el konulduğu için iş yapamaz hale geldim. Bendeki bir kimlikte ölü sayıldığım, diğer kimliklerde ise asker kaçağı olduğum için iş başvurularımdan her sefer olumsuz cevap aldım. Çocuklarıma bir şeyler yedirmek için Sosyal Yardımlaşma Vakfı'na tam 14 tane dilekçe verdim ama ölü veya asker kaçağı olduğum gerekçesiyle bana hiçbir yardımda bulunmadılar. Hasta olan eşimi bu yüzden kaybettim. 4 çocuğum zaten eğitimsiz kalmıştı şimdi de yetim kaldılar. Eşim için alınan solunum cihazının parasını istiyorlar benden. Neymiş, ölü birine yardım yapamıyorlarmış. Halbuki benim eşim zaten onlar yüzünden öldü. Başıma gelenlerin hesabını kim verecek? Çocuklarıma kimlik çıkartamadığım için okula gönderemedim. Şimdi hepsinin elinde kalem defter olması gerekirken şimdi tarlada kazma kürekle çalışıyorlar. Ben devlet büyüklerine sesleniyorum. Ben Şeyhmus Bağış. Ölmedim, buradayım. Lütfen asıl kimliğimi verin ve beni bu işkenceden kurtarın" şeklinde tepkisini dile getirdi.

HAYATI KARARDI

Geçimini Irak'a yük taşımakla sağlayan Şeyhmus Bağış'ın hayatını karartan olay, 2002 yılında pasaportunun süresini uzatmak isterken kendisinden istenilen T.C. kimlik numarasını öğrenmek için gittiği nüfus dairesinde, 1998 yılından beri ölmüş göründüğünü öğrenmesi ile başlamıştı. Filmlere konu olabilecek olaylar yaşayan 38 yaşındaki Şeyhmus Bağış başından geçenler iddialara göre şöyle:"Mardin Nüfus Müdürlüğü'nden yeni kimlik almayı beklerken nüfus memurunun ihbarı üzerine polisler tarafından ölü birinin kimliğini kullandığı iddiası ile gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Buradaki sorgusunda, yaşadığına dair zar-zor polisleri ikna ederken geçimini sağladığı ehliyet ve pasaportuna el konuldu. Ehliyetine el konduğu için, ailesinin geçimini sağladığı şoförlüğü yapamayarak zor günler geçirmeye başlayan Bağış, çıkış yolu olarak, yaşadığını ispat etmek için mahkemeye başvurdu. Mahkeme, verdiği kararda Bağış'ın yaşadığını ispat edemediği için talebini reddederken Bağış'ın deyimi ile mahkeme kararı ile adeta 'bir kez daha öldürülüyor.' Mahkeme devam ettiği sürede başvurduğu Nüfus İdaresi, kendi hatasını anladığı için kendisine alelacele yeni bir kimlik verdi. Kendisine verilen kimlikle kendisinden alınan ehliyetini yeniden almaya hazırlanırken bir hafta sonra yol kontrolünde asker kaçağı olduğu iddiası ile bir kez daha gözaltına alındı. Askerde çektirdiği fotoğrafları ve askerlik terhis belgesini yetkililere göstermesi ile daha önce askerlik yaptığını ispatlayabiliyor. Dönemin askerlik şubesi komutanı, kendisine sonradan verilen kimliğe el koyarak yazdığı resmi yazı ile Bağış'ı bir kez daha Nüfus  Müdürlüğü'ne gönderir. Burada kendisine verdikleri yeni kimlik kendisi değil de kendisi ile aynı isimde ama 4 gün arayla doğan başka bir kardeşi varmış gibi onun adına düzenlenen kimliği verdiler."

Bağış, Nüfus Müdürlüğü'nün 25 Mayıs 1998 tarihinden beri kendisini resmiyette öldürdüğünü ileri sürerek, "Ama benim pasaportumda yurtdışı giriş ve çıkışları da gösteriyor ki ölü denen bir insan defalarca yurtdışına çıkmış. Bu nasıl oluyor? Ölü denen biri nasıl ehliyet kullanabiliyor? Birileri kasti olarak benim adıma gidip düzmece bir ölüm raporu veriyor. Ama bu raporu kimin verdiği, niçin verildiği ve nasıl verdiğini bir türlü anlayabilmiş değilim. Bu konuda bana bilgi de vermiyorlar" diye konuştu.

ÇÖZÜM BEKLİYOR

Nüfus Müdürlüğü'ne gittiğinde kendisine üçüncü bir kimlik verildiğini anlatan Bağış, daha sonra bu kimliğin de kendisine ait olmadığını öğrendiğini söylüyor. Sözde kendisine ait T.C. kimlik numaraları ve doğum tarihleri birbirinden ayrı 3 kimlik olmasına rağmen resmi anlamda hiçbir işlem yapamadığı için hayatının karardığını belirten Bağış, yetkililerden bu sorunun çözülmesi için yardım bekliyor.

Şeyhmus Bağış'ın ikamet ettiği Ortaköy Muhtarı Mücvel Akbacı ise Bağış'ı ve ailesini yıllardan beri tanıdıklarını belirterek Bağış'ın ölmek bir yana herhangi bir trafik kazası bile geçirmediğini kaydetti. Akbacı, Bağış'ın başına gelenlerle hem kendisinin hem de ailesinin perişan olduğunu söyledi.