Tbmm Genel Kurulu'nda Gensoru Görüşmeleri
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Habur'da bir suçüstü hali yaşandığını ifade ederek, 'O yaşanan kara gün Türk milletinin hafızasından silinmeyecektir
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Habur'da bir suçüstü hali yaşandığını ifade ederek, "O yaşanan kara gün Türk milletinin hafızasından silinmeyecektir. O gün Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü koruyan şehit ve gazilerimiz hançerlenmiştir. Analarımız ağlamıştır" dedi.
CHP'nin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde BDP grubu adına konuşan BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, sözlerinin başında, CHP grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Nur Serter'in sözlerini eleştirdi. Serter'in Habur girişleriyle ilgili eleştirilerine işaret eden Yıldız, Serter'in İstanbul Üniversitesi'nde hocası olduğunu hatırlatarak, derslere girmeden önce başı kapalı öğrenciler için sorgu odaları kurturttuğunu öne
sürdü. Serter'in sorgu odalarını iyi bileceğini belirten Yıldır, hala aynı noktada olmasına çok üzüldüğünü belirtti. Serter'in, 17 Ekim'deki Habur girişleri öncesinde, gelenlerin sorgularının 4 saatte tamamlanacağını yazan Taraf gazetesinin başlığını gösterdiğini hatırlatarak, "O Taraf gazetesine çok inanıyorsanız, sizin Ergenekon'la birebir ilişkili olduğunuzu da söyledi" diye konuştu.
Türkiye'de çatışmalı ortamın sürmesinde ısrar eden muhalefetin, milliyetçiliği ve şovenizmi adeta körüklediğini, toplumsal barışa ciddi anlamda zarar verdiğini öne süren Yıldız, muhalefetin milliyetçi tehditleri ve saldırıları karşısında ürkek davranan AK Parti hükümetinin, başlangıçta 'umut verici gelişme' olarak nitelediği Habur sürecini, sahiplenmekten vazgeçtiğini ve muhalefetle milliyetçilik yarışına girdiğini öne sürdü. Gelinen nokta itibariyle Türkiye'nin çok ciddi bir siyasi tıkanmayla karşı
karşıya olduğunu ifade eden Yıldız, "Bu krizin aşılabilmesi için burada ortak bir çözümü üretmek zorundayız. Kürt sorununu Türkiye'nin kaderini doğrudan ilgilendirmesi hasebiyle siyaset üstü, partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla ele almak durumundayız. Esas olan, gençlerimizin ölmesini engellemek, anaların gözyaşlarını dindirmektir. Bu açıdan herkesin ortak bir sorumluluk duygusuyla yaklaşması, ölümlerin durdurulması için elini taşın altına koyması gerekir. Yoksa yaşanacakların vebali siyasilere ve
ülkeyi yönetenlere ait olacaktır" diye konuştu.
MHP Grubu adına konuşan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Başbakan Erdoğan'ın, gensorunun yalama olduğunu söylediğini hatırlatarak, "Yalama olan gensoru müessesesi değil hakkında gensoru verilen bakanlıklardır" diye konuştu. Açılım adlı pis bir oyunun Habur'da sergilenen galasının bütün gerçeklerini ortaya koyacaklarını ifade eden Vural, Habur'un, ABD Başkanı'nın TBMM'de yaptığı konuşma sonrası dışarıda hazırlanan senaryoların uygulama alanı olduğunu söyledi. Habur'da bir suçüstü hali yaşandığını ifade
eden Vural, "O yaşanan kara gün Türk milletinin hafızasından silinmeyecektir. O gün Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü koruyan şehit ve gazilerimiz hançerlenmiştir. Analarımız ağlamıştır. Nasıl oldu da böyle bir kara günü tasarlayabildiniz sayın Bakan? Siz bu yönetim anlayışıyla ülkede nasıl huzuru sağlayacaksınız? O gün terörle mücadele eden polisimiz, askerimiz terörist kurşunulya değil, terörist merasimiyle kurşunlanmıştır. Polisimizin, askerimizin boynunu eğik düşürmeye hakkınız var mıydı?" şeklinde
konuştu.
Türk hukuk tarihinde eşine rastlanmayacak bir örnek oluştuğunu ifade eden Vural, terör örgütü üyelerinin mobil bir mahkeme tarafından serbest bırakıldığını ve aklandığını ifade etti. Habur'da yol verilen bu teröristlerin hangi örgütün dağılmasını sağladığını, kimin yakalanmasını sağladığını soran Vural şöyle konuştu: "Bu sürecin ayarsız geliştiğini kim iddia edebilir? Hukuk ayaklar altına alınmıştır. Millet adına karar vermesi gereken yargı açılım adına karar vermiştir. Bölücülüğü siyasallaştırmak
isteyenlerin önünde hukukun üstünlüğünü sağlayacak yargı bir engeldir. Yagrı reformundan beklenen de budur. Hukuku üstün kılmak esas olmalıdır. Buna dayanmayan yargının meşruiyet kaynağı tartışmalıdır."
Konuşması sırasında Başbakan Erdoğan'ın 20 Ekim'de yaptığı konuşmadan bir bölümü ses kayıt cihazından dinleten Vural, Erdoğan'ın bu konuşmasında, Habur'daki görüntüler için 'umut verici' dediğine işaret etti. Vural, "Umut verici gelişmeler oluyorsa neden devam ettiremediniz. Bunun sorumluları hesap vermelidir. Bu rezalet yaşanmışsa, egemenliğimiz, terörle mücadele azmimiz ayaklar altına alınmışsa bunun hesabı sorulmalıdır. TBMM olarak bu hesabı sormak bizim namus ve şeref borcumuzdur" dedi.
CHP'nin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde BDP grubu adına konuşan BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, sözlerinin başında, CHP grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Nur Serter'in sözlerini eleştirdi. Serter'in Habur girişleriyle ilgili eleştirilerine işaret eden Yıldız, Serter'in İstanbul Üniversitesi'nde hocası olduğunu hatırlatarak, derslere girmeden önce başı kapalı öğrenciler için sorgu odaları kurturttuğunu öne
sürdü. Serter'in sorgu odalarını iyi bileceğini belirten Yıldır, hala aynı noktada olmasına çok üzüldüğünü belirtti. Serter'in, 17 Ekim'deki Habur girişleri öncesinde, gelenlerin sorgularının 4 saatte tamamlanacağını yazan Taraf gazetesinin başlığını gösterdiğini hatırlatarak, "O Taraf gazetesine çok inanıyorsanız, sizin Ergenekon'la birebir ilişkili olduğunuzu da söyledi" diye konuştu.
Türkiye'de çatışmalı ortamın sürmesinde ısrar eden muhalefetin, milliyetçiliği ve şovenizmi adeta körüklediğini, toplumsal barışa ciddi anlamda zarar verdiğini öne süren Yıldız, muhalefetin milliyetçi tehditleri ve saldırıları karşısında ürkek davranan AK Parti hükümetinin, başlangıçta 'umut verici gelişme' olarak nitelediği Habur sürecini, sahiplenmekten vazgeçtiğini ve muhalefetle milliyetçilik yarışına girdiğini öne sürdü. Gelinen nokta itibariyle Türkiye'nin çok ciddi bir siyasi tıkanmayla karşı
karşıya olduğunu ifade eden Yıldız, "Bu krizin aşılabilmesi için burada ortak bir çözümü üretmek zorundayız. Kürt sorununu Türkiye'nin kaderini doğrudan ilgilendirmesi hasebiyle siyaset üstü, partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla ele almak durumundayız. Esas olan, gençlerimizin ölmesini engellemek, anaların gözyaşlarını dindirmektir. Bu açıdan herkesin ortak bir sorumluluk duygusuyla yaklaşması, ölümlerin durdurulması için elini taşın altına koyması gerekir. Yoksa yaşanacakların vebali siyasilere ve
ülkeyi yönetenlere ait olacaktır" diye konuştu.
MHP Grubu adına konuşan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Başbakan Erdoğan'ın, gensorunun yalama olduğunu söylediğini hatırlatarak, "Yalama olan gensoru müessesesi değil hakkında gensoru verilen bakanlıklardır" diye konuştu. Açılım adlı pis bir oyunun Habur'da sergilenen galasının bütün gerçeklerini ortaya koyacaklarını ifade eden Vural, Habur'un, ABD Başkanı'nın TBMM'de yaptığı konuşma sonrası dışarıda hazırlanan senaryoların uygulama alanı olduğunu söyledi. Habur'da bir suçüstü hali yaşandığını ifade
eden Vural, "O yaşanan kara gün Türk milletinin hafızasından silinmeyecektir. O gün Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü koruyan şehit ve gazilerimiz hançerlenmiştir. Analarımız ağlamıştır. Nasıl oldu da böyle bir kara günü tasarlayabildiniz sayın Bakan? Siz bu yönetim anlayışıyla ülkede nasıl huzuru sağlayacaksınız? O gün terörle mücadele eden polisimiz, askerimiz terörist kurşunulya değil, terörist merasimiyle kurşunlanmıştır. Polisimizin, askerimizin boynunu eğik düşürmeye hakkınız var mıydı?" şeklinde
konuştu.
Türk hukuk tarihinde eşine rastlanmayacak bir örnek oluştuğunu ifade eden Vural, terör örgütü üyelerinin mobil bir mahkeme tarafından serbest bırakıldığını ve aklandığını ifade etti. Habur'da yol verilen bu teröristlerin hangi örgütün dağılmasını sağladığını, kimin yakalanmasını sağladığını soran Vural şöyle konuştu: "Bu sürecin ayarsız geliştiğini kim iddia edebilir? Hukuk ayaklar altına alınmıştır. Millet adına karar vermesi gereken yargı açılım adına karar vermiştir. Bölücülüğü siyasallaştırmak
isteyenlerin önünde hukukun üstünlüğünü sağlayacak yargı bir engeldir. Yagrı reformundan beklenen de budur. Hukuku üstün kılmak esas olmalıdır. Buna dayanmayan yargının meşruiyet kaynağı tartışmalıdır."
Konuşması sırasında Başbakan Erdoğan'ın 20 Ekim'de yaptığı konuşmadan bir bölümü ses kayıt cihazından dinleten Vural, Erdoğan'ın bu konuşmasında, Habur'daki görüntüler için 'umut verici' dediğine işaret etti. Vural, "Umut verici gelişmeler oluyorsa neden devam ettiremediniz. Bunun sorumluları hesap vermelidir. Bu rezalet yaşanmışsa, egemenliğimiz, terörle mücadele azmimiz ayaklar altına alınmışsa bunun hesabı sorulmalıdır. TBMM olarak bu hesabı sormak bizim namus ve şeref borcumuzdur" dedi.