Memur-sen Adıyaman Şubesi'nden 'Yeni Anayasa' Talebi
Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Memur-Sen Temsilcisi Gaffari İzci yaptığı basın açıklamasıyla yürütme yetkisine müdahale edildiğini söyledi.
Sendika binasında basın açıklaması yapan Gaffari İzci, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) gibi yüksek yargı organlarının verdikler kararlarla, TBMM'yi devre dışı bıraktığını kaydetti.
İzci, "Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve son olarak HSYK'nın ortaya koyduğu tablo, TBMM'nin devre dışı bırakılması verilen kararlarla yasama yetkisinin TBMM'den alınarak, yürütme yetkisine de müdahale edilmektedir. Laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkelerinden vazgeçilip, üstünlerin siparişinin, uygun koridorlar açılarak karşılanmakta, bunun yargı devletinin ortaya çıkmasının en açık şeklidir. Anayasa'nın 138. maddesi Erzincan olayına açıklık getirmektedir. Bu madde, hakimlerin bağımsız karar
verebileceğini, hakimlere hiçbir makamın emir ve talimat veremeyeceğini görülmekte olan bir davayla ilgili genelge yayınlanamayacağını, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını, soru sorulamayacağını, görüşme yapılamayacağını, beyanda bulunamayacağını ortaya koyuyor. Savcılar var olan yetkisini kullanarak soruşturma yapıyor, tutuklama talebine de hakimler 'evet' diyor. Tutukluluğa itirazın da reddedilmesine karşın bu savcıların yetkilerinin ellerinden alınması anlaşılır gibi değildir" dedi.
Yargıçlar devleti istemediklerini kaydeden İzci, "Danıştay ve Yargıtay'ın açıklamalarını anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Bundan bir süre önce Anayasa'nın mayınlı bölgelerini, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasının ortaya çıkardığı sorunlara dikkat çekiyoruz. Keşke bu uyarılarımız o zaman dikkate alınsaydı. Yargı reformu için düğmeye keşke o zaman basılsaydı. Yargıçlar eliyle özgürlükleri ve eşitlikleri elinden alınan ülkeden kurtulmuş olurduk. Meclis'i TBMM) göreve çağırıyoruz.
Anayasa'da tanımlı olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerini biri diğerinin amiri olmadan bir araya getirecek, devletin hukuk yüzünü ortaya çıkaracak yeni ve sivil bir anayasa istiyoruz" şeklinde konuştu.
İzci, "Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve son olarak HSYK'nın ortaya koyduğu tablo, TBMM'nin devre dışı bırakılması verilen kararlarla yasama yetkisinin TBMM'den alınarak, yürütme yetkisine de müdahale edilmektedir. Laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkelerinden vazgeçilip, üstünlerin siparişinin, uygun koridorlar açılarak karşılanmakta, bunun yargı devletinin ortaya çıkmasının en açık şeklidir. Anayasa'nın 138. maddesi Erzincan olayına açıklık getirmektedir. Bu madde, hakimlerin bağımsız karar
verebileceğini, hakimlere hiçbir makamın emir ve talimat veremeyeceğini görülmekte olan bir davayla ilgili genelge yayınlanamayacağını, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını, soru sorulamayacağını, görüşme yapılamayacağını, beyanda bulunamayacağını ortaya koyuyor. Savcılar var olan yetkisini kullanarak soruşturma yapıyor, tutuklama talebine de hakimler 'evet' diyor. Tutukluluğa itirazın da reddedilmesine karşın bu savcıların yetkilerinin ellerinden alınması anlaşılır gibi değildir" dedi.
Yargıçlar devleti istemediklerini kaydeden İzci, "Danıştay ve Yargıtay'ın açıklamalarını anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Bundan bir süre önce Anayasa'nın mayınlı bölgelerini, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasının ortaya çıkardığı sorunlara dikkat çekiyoruz. Keşke bu uyarılarımız o zaman dikkate alınsaydı. Yargı reformu için düğmeye keşke o zaman basılsaydı. Yargıçlar eliyle özgürlükleri ve eşitlikleri elinden alınan ülkeden kurtulmuş olurduk. Meclis'i TBMM) göreve çağırıyoruz.
Anayasa'da tanımlı olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerini biri diğerinin amiri olmadan bir araya getirecek, devletin hukuk yüzünü ortaya çıkaracak yeni ve sivil bir anayasa istiyoruz" şeklinde konuştu.