Bayburt'ta Kurtuluş Coşkusu
Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıl dönümü düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.
Törenler Hükümet Meydanı'ndaki Atatürk anıtına çelenklerin konulması ile başladı. Daha sonra Bayburt Valisi Kerem Al makamında tebrikleri kabul etti. Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, il genel meclisi üyeleri, belediye meclisi üyeleri ile birlikte Garnizon Komutanı Kurmay Albay Faruk Kayadelen'i makamında ziyaret ederek Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) şehir halkı adına şükranlarını ilettiler.
Cumhuriyet Caddesi'ndeki törenlere AK Parti Milletvekilleri Fettani Battal, Ülkü Gökalp Güney, Vali Kerem Al, Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Garnizon Komutanı Kurmay Albay Faruk Kayadelen, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu, daire amirleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Temsili Muhaceret grubunun geçişini takiben, Ermeni komitacılarının Bayburt'ta yaptığı işkence ve zulümleri anlatan dramının sonunda Milis kuvvetlerinin topluca taarruzu ve Bayburt'un Ermenilerden kurtuluşu ve bayrak direğine Türk bayrağının Milis kuvvetlerince çekilmesi ile devam eden törende Milis Kuvvetler komutanın şehrin altın anahtarını Belediye Başkanı Hacı Ali Polat'a teslim etti ve Başkan Polat da Milis Kuvvetler komutanına 'Günün Kahramanı'nı temsilen gümüş kemer taktı.
MİLLETLERARASI İLİŞKİLERDE EBEDİ DOSTLUKLAR VE EZELİ DÜŞMANLIKLAR OLMAMALI MENFAAT İLİŞKİLERİ OLMALI
Törende konuşan Belediye Başkanı Polat, "Biraz önce tiyatro sahnesi gibi izlediğiniz görüntüler 92 yıl önce Bayburt'ta alenen yaşandı. Bayburt sokaklarında, Kop dağlarında, Aşkale'de Erzincan'da Erzurum'da Van'da bu ülke bu zulmü, bu işkenceleri gerçekten yaşadı. Bunların bir daha yaşanmasını hiç kimse istemez. Allah'a şükrediyorum ki şimdi bu topraklarda hür ve bağımsız olarak yaşıyoruz. Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ki; az önce dinlediğimiz salatü selamlar dinmesin diye bu gönderdeki bayraklar ilelebet inmesin diye canlarını feda ettiler, kanlarını sebil ettiler. Ahrete intikal eden gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum. Ve yeni neslimize diyorum ki bu topraklar için kanlarını akıtan şehit ve gazilerimizi unutmayalım ve gelecek nesillere unutturmayalım. Ancak şu anda dünya konjektörüne baktığımız zaman artık ebedi ve ezeli düşmanlıkların sonu geldi diye düşünüyorum. Ama biz millet olma vasfımızı koruma adına tarih şuurumuzu ve bu coğrafyada 92 yıl önce yaşananları hafızamıza nakşetmek zorundayız. Çünkü milletlerarası ilişkilerde ebedi dostluklar ve ezeli düşmanlıklar olmamalı. Menfaat ilişkileri olmalı diye düşünüyorum. Ülkemizin sınırlarını oluşturan diğer ülkelerle şu anda geldiğimiz siyaset gereği sıfır problem yaşamalıyız. Ermenistan'la sıfır problem İran'la ırak'la Yunanistan'la sıfır problem yaşamalıyız. Çünkü Türkiye gelişmeli, Türkiye kalkınmalı, Türkiye enerjisini düşmanlıklara harcamamalı. Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası bitmedikçe, batının şark meselesi bitmedikçe, İsrail'in arzı mevut ideali bitmedikçe biz de hafızalarımıza doksan iki yıl önce bu coğrafyada yaşananları nakşedelim. Ama barış adına dostluk adına yapılması gereken her şeyi yapalım. Neslimize bunu mutlaka hatırlatalım. Özellikle gençlerimize diyorum ki: 'Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı. Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.' Ecdadımız bu toprakları kimseye teslim etmedi. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı sonrasında gelişen olaylar, yaralı ceylan durumuna düşen Türkiye'yi leş kargalarının arasına sürükledi. Kafkas cephesi açıldı. Rusya ezeli gayesine ulaşmak adına Kafkas cephesini aştı, Trabzon ve Erzurum'u işgal etmesinden sonra Bayburt'u mutlaka alması gerekiyordu. Kop Dağı'na saldırdı. Kop savunması gerçekleşti. Ben olayları fazla anlatmak istemiyorum ama Bayburt kolay bu hale gelmedi. Ecdadımız canlarını feda etti. Kanlarını sebil yaptı. Şahadete koştu. O yıllarda ecdadımız bu topraklara
kanlarını verdiler. Bugün bu topraklar ilgi istiyor. Muasır medeniyetler seviyesine çıkmak istiyor. Bizim sorumluluğumuz bundan sonra bu toprakların gelişmesi ve değişmesi için gayret sarf etmemizdir. Gelin hep beraber Bayburt'un gelişmesi adına hep birlikte çalışalım. Ve Bayburt'u kalkındıralım. Bu toprakları vatan yapan ecdadın torunları gerçekten her şeyin en iyisine layıktır" dedi.
Törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına Tankcı Binbaşı Cevdet Akdoğan'ın konuşmasını müteakiben halk oyunları gösterileri, şiirler okunması ve tören geçişiyle program sona erdi.
Kutlamalar "Kop Savunması - Kurtuluştan Günümüze Bayburt" konferansı ve saat 18.00'de Bayburt Belediyesi tarafından hazırlanan havai fişek gösterisi, saat 19.00 da kapalı spor salonunda müzik eğlence gecesi ile sona erecek.
Cumhuriyet Caddesi'ndeki törenlere AK Parti Milletvekilleri Fettani Battal, Ülkü Gökalp Güney, Vali Kerem Al, Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Garnizon Komutanı Kurmay Albay Faruk Kayadelen, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu, daire amirleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Temsili Muhaceret grubunun geçişini takiben, Ermeni komitacılarının Bayburt'ta yaptığı işkence ve zulümleri anlatan dramının sonunda Milis kuvvetlerinin topluca taarruzu ve Bayburt'un Ermenilerden kurtuluşu ve bayrak direğine Türk bayrağının Milis kuvvetlerince çekilmesi ile devam eden törende Milis Kuvvetler komutanın şehrin altın anahtarını Belediye Başkanı Hacı Ali Polat'a teslim etti ve Başkan Polat da Milis Kuvvetler komutanına 'Günün Kahramanı'nı temsilen gümüş kemer taktı.
MİLLETLERARASI İLİŞKİLERDE EBEDİ DOSTLUKLAR VE EZELİ DÜŞMANLIKLAR OLMAMALI MENFAAT İLİŞKİLERİ OLMALI
Törende konuşan Belediye Başkanı Polat, "Biraz önce tiyatro sahnesi gibi izlediğiniz görüntüler 92 yıl önce Bayburt'ta alenen yaşandı. Bayburt sokaklarında, Kop dağlarında, Aşkale'de Erzincan'da Erzurum'da Van'da bu ülke bu zulmü, bu işkenceleri gerçekten yaşadı. Bunların bir daha yaşanmasını hiç kimse istemez. Allah'a şükrediyorum ki şimdi bu topraklarda hür ve bağımsız olarak yaşıyoruz. Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ki; az önce dinlediğimiz salatü selamlar dinmesin diye bu gönderdeki bayraklar ilelebet inmesin diye canlarını feda ettiler, kanlarını sebil ettiler. Ahrete intikal eden gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum. Ve yeni neslimize diyorum ki bu topraklar için kanlarını akıtan şehit ve gazilerimizi unutmayalım ve gelecek nesillere unutturmayalım. Ancak şu anda dünya konjektörüne baktığımız zaman artık ebedi ve ezeli düşmanlıkların sonu geldi diye düşünüyorum. Ama biz millet olma vasfımızı koruma adına tarih şuurumuzu ve bu coğrafyada 92 yıl önce yaşananları hafızamıza nakşetmek zorundayız. Çünkü milletlerarası ilişkilerde ebedi dostluklar ve ezeli düşmanlıklar olmamalı. Menfaat ilişkileri olmalı diye düşünüyorum. Ülkemizin sınırlarını oluşturan diğer ülkelerle şu anda geldiğimiz siyaset gereği sıfır problem yaşamalıyız. Ermenistan'la sıfır problem İran'la ırak'la Yunanistan'la sıfır problem yaşamalıyız. Çünkü Türkiye gelişmeli, Türkiye kalkınmalı, Türkiye enerjisini düşmanlıklara harcamamalı. Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası bitmedikçe, batının şark meselesi bitmedikçe, İsrail'in arzı mevut ideali bitmedikçe biz de hafızalarımıza doksan iki yıl önce bu coğrafyada yaşananları nakşedelim. Ama barış adına dostluk adına yapılması gereken her şeyi yapalım. Neslimize bunu mutlaka hatırlatalım. Özellikle gençlerimize diyorum ki: 'Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı. Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.' Ecdadımız bu toprakları kimseye teslim etmedi. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı sonrasında gelişen olaylar, yaralı ceylan durumuna düşen Türkiye'yi leş kargalarının arasına sürükledi. Kafkas cephesi açıldı. Rusya ezeli gayesine ulaşmak adına Kafkas cephesini aştı, Trabzon ve Erzurum'u işgal etmesinden sonra Bayburt'u mutlaka alması gerekiyordu. Kop Dağı'na saldırdı. Kop savunması gerçekleşti. Ben olayları fazla anlatmak istemiyorum ama Bayburt kolay bu hale gelmedi. Ecdadımız canlarını feda etti. Kanlarını sebil yaptı. Şahadete koştu. O yıllarda ecdadımız bu topraklara
kanlarını verdiler. Bugün bu topraklar ilgi istiyor. Muasır medeniyetler seviyesine çıkmak istiyor. Bizim sorumluluğumuz bundan sonra bu toprakların gelişmesi ve değişmesi için gayret sarf etmemizdir. Gelin hep beraber Bayburt'un gelişmesi adına hep birlikte çalışalım. Ve Bayburt'u kalkındıralım. Bu toprakları vatan yapan ecdadın torunları gerçekten her şeyin en iyisine layıktır" dedi.
Törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına Tankcı Binbaşı Cevdet Akdoğan'ın konuşmasını müteakiben halk oyunları gösterileri, şiirler okunması ve tören geçişiyle program sona erdi.
Kutlamalar "Kop Savunması - Kurtuluştan Günümüze Bayburt" konferansı ve saat 18.00'de Bayburt Belediyesi tarafından hazırlanan havai fişek gösterisi, saat 19.00 da kapalı spor salonunda müzik eğlence gecesi ile sona erecek.