'PKK devlet desteğiyle kuruldu'

Kemal Burkay, PKK'nın Kürt sorununu zora sokmak için üretilen bir örgüt olduğunu söyledi.

Kürt sorunun çözümü konusunda Öcalan'dan çok daha farklı tezleri savunan Kemal Burkay, PKK'nın Kürt sorununu zora sokmak için üretilen bir örgüt olduğunu söyledi.

PKK'nın devlet desteğiyle kurulduğunu Öcalan'ın itiraflarına dayandıran Burkay, bu silahlı örgütün Kürt sorununun çözülmesi için gelişen şartların parçalanması, yok edilmesi için kurulduğunu iddia etti.

Anlayış Dergisi'nin bu ayki sayısında yer alan yazısında Burkay, PKK'nın Kürt sorunu konusunda neden olduğu zararları bir bir sayıyor. Burkay: “PKK Kürt hareketini bölmek ve yanlışa sürüklemek için devlet tarafından desteklenmiş bir provokasyon örgütüdür” diyor. Burkay bunu söylerken, Öcalan'ın bir zamanlar kendisine yaptığı itirafları da delil olarak gösteriyor. Burkay PKK'nın nasıl ve ne için kurulduğunu Öcalan'a dayanarak şöyle anlatıyor: "Abdullah Öcalan da yıllar sonra bizzat kendi gazetelerinde, Medya TV’de ve kendisiyle yapılan röportajlarda şöyle diyecekti: “PKK’yı kurduk, üç yıl süreyle ekmeğimizi, silahımızı devlet verdi ve korumamızı sağladı. Bizden istedikleri diğer Kürt örgütlerine karşı savaşmaktı ve üç yıl boyunca ne istedilerse yaptık.” Öcalan, “PKK’yı devlete dayanarak kurup geliştirdiğini” belki onlarca kez söyledi ve bununla övündü."

Kürt sorununun şiddetle birlikte anılmasına neden olan PKK'nın işi çıkmaza sokma görevini üstlendiğini söyleyen Burkay, PKK 1984 yılında silahlı eyleme başladıktan sonra hem Türk hem de Kürt toplumunun savaşanlara göre kutuplaştığına; bu dönemden sonra Türk kesiminde militarizm ve şovenizm, Kürt kesiminde de PKK’nın gelişip güçlendiğine; buna karşılık her iki kesimde de barışçı ve demokratik güçlerin zayıfladığına dikkat çekiyor.

Burkay, “Böylece Kürt hareketini sindirmek, asimilasyon sürecini hızlandırmak ve bu yoldan Kürt sorununu bitirmek için akıl almaz bir devlet terörü devreye sokuldu. 3-4 bin dolayında köy ve onlarca kasaba yakılıp yıkıldı, boşaltıldı; 3-4 milyon insanımız yerinden yurdundan edildi. Bunlar bölgedeki ve Batı’daki büyük kentlerin varoşlarına yığıldılar; evsiz, işsiz, perişan oldular ve kentlerin zaten var olan sorunlarını daha ağırlaştırdılar. Bunun yanı sıra 40 binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti. 17 bini ‘faili meçhul’ denen ama gerçekte failleri çok iyi bilinen cinayetlere kurban gitti. Toplum terörize oldu, devlet çeteleşti, yüz milyarlarca dolar bu kirli savaşa gitti” diyor.

Artık bölme, şiddet ve inkar politikalarının iflas ettiğini belirten Burkay şöyle devam etti: “Eskinin yanlış ve acımasız politikalarının sahibi statükocu güçler, çözüme yönelik yeni ve çağdaş bir politikanın hayata geçmesini var güçleriyle engellemeye çalışıyorlar. (…) Ne var ki sonunda değişim dalgası onların direnmelerini de aşıp geçecek. Her iki halk, Kürtler ve Türkler, adil bir çözümün yolunu bulacaklar; eşit koşullarda, gönüllüce, barış içinde bir arada yaşamayı başaracaklar. İşte o zaman bu ülke çağ atlayacak, barışçı ve demokratik bir ülke olacak, hızla gelişecek. Yeni bir dünyaya yeni bir anlayışla, yeni bir politikayla varacağız.”