Öğrencilerim altımı bile temizler
Sinema ve tiyatro dünyasına onlarca başarılı oyuncu kazandıran Müjdat Gezen, "Öğrencilerim benim altımı bile temizler" dedi.
Her yıl bir filmde rol alıyorsunuz. Ya aynı yıl birbirinden farklı iki teklif gelirse?
Yeşilçam zamanı aynı gün iki sete giderdim. Şimdi geriye dönüp baktığımızda halka biraz haksızlık ettiğimi düşündüm. Aralarında çok iyi filmler var ama sayıları iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Hep hızlı yapılmış işlerdi. Şimdiki diziler gibi alelacele çekilmiş filmlerdi. Kalitelerinin çok iyi olduğunu söyleyemem. Bu nedenle bu konuda aklımın başına gelmesiyle birlikte önemli olanın nicelik değil nitelik olduğuna karar verdim.
'Memlekette Demokrasi Var'ın kariyerinizde kaliteli filmler arasında yer almasını sağlayan özellikleri nedir?
Bu filmin senaryosu son 50 yıldır okuduklarım arasında en iyi olanıydı. Hikâye dili olabilecek en güzel şekilde oluşturulmuştu. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam edilmesinin rövanşı olarak tanımlanabilecek olan Deniz Gezmiş'in idam edilmesi olayı ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Mizahi bir hikâye olmasına rağmen tipler karton değil bayağı yaşayan insanlar.
Adnan Menderes ile Deniz Gezmiş'in idam edilmelerinin de yer aldığı bir hikâyenin komedi diliyle beyazperdeye aktarılması tepki çekmez mi?
Çekmez. Çünkü film kimsenin canını acıtmayacak. Yakın tarihimizdeki olaylar öyle komik bir dille yazılmış ki en komedi filmine ne kadar gülünüyorsa 'Memlekette Demokrasi Var'a da o kadar gülünecek. Süleyman Nebioğlu öyle güzel yazmış ki; tıpkı kendisi gibi... Hayatında bir kez olsun biriyle tartışmayan bir insan olur mu? Olurmuş meğer. O da Süleyman Nebioğlu. Ayrıca filmin oyuncuları iyi komedyenler ve çok iyi performans sergilediler.
Siz Adnan Menderes'in idam edilmesini görmüş birisisiniz. O yaşlarda bu konuda neler düşünüyordunuz?
Menderes dönemini yaşadım. 17-18 yaşlarındaydım. Bu nedenle o günleri oldukça net hatırlıyorum. 27 Mayıs İhtilali olduğunda halk bayram yapmıştı. Ben de mutlu olanlar arasındaydım. Ne var ki bir ülkenin başbakanı ve iki bakanının asılması hiç de mutluluk verici bir olay değildi.
'BEN BİR DELİYİM'
Siz ne kadar 'deli'siniz?
50 yıldır anneme, kanma ve çocuğuma bu meslekten kazandıklarımla baktım. Benim yaptığım işler de pek akıllı adamın yapacağı işler değil. Ben okulu ilk açtığımda ve 260 öğrenciyi bedava okutmaya başladığımda "Sen delisin" dediler ama ne oldu 20'nci yıla girdik. Yoruldum, yıprandım ama başka işlerde kazandıklarımı okula yatırdım. Bu nedenle ben de bir 'deli'yim.
Siyasi görüşünüz belli. Okulda öğrencilerinizin sizinle aynı siyasi görüşleri paylaşması şart mıdır? Böyle bir şart arıyor musunuz?
Kesinlikle hayır. Derslerde ben dahil tüm hocaların siyaset konuşması kesinlikle yasaktır. Benim okulumda sağ görüşlü de vardır, sol görüşlü de. Aramdaki mesafe her biriyle eşittir. Belki alt beynimde birilerine daha yakınımdır ama hiçbiri o yakınlığı sezemez. Ben onları okutmakla sorumluyum.
O oyuncular sayenizde bedava okuyup sektöre adım attılar ve paralar kazanmaya başladılar. Hiçbiri gelip de örneğin “Hocam, okulun bu ayki yakıt masrafı benden” dedi mi?
Tabii tabii. Hatta daha güzelini yapanlar oldu. Hatta bir gün biri gelip “Hocam bir gün yaşlanacaksınız. Altınıza pisleyeceksiniz. İşte o gün alt temizliğinizi ben yapacağım” dedi.
'KURA ÇEKİP OKULU BİRKAÇ ÖĞRENCİME BIRAKTIM'
Paha biçilmez bir arazinin üstünde öğrencilerinin para vermeden okuduğu bir okul var. Peki kızınız bu duruma bozulmuyor mu?
Ben bu okulu kurayla birkaç öğrencime bıraktım. Kızım Hollanda'dan telefon açıp "Ya baba, muhteşem bir adamsın. Helal olsun sana" dedi. Oysa bu binayı kiralamak isteyenler oldu. Aylık 70 bin lira verdiler. Kızım da ben de bu parayla her gün dünyanın bir başka ülkesinde yemek yerdik ama kızım bu duruma hiç bozulmuyor. Ne de olsa benim kızım. Benim en büyük deliliğim budur. Kira parasıyla dünyayı gezmek varken burada bedava öğrenci okutuyorum.
.