Ak Parti Grup Başkan Vekili Kılıç, Öğrenci Protestolarını Değerlendirdi
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, öğrencilerin protestolarıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, "Gençlerimizin dünya görüşü ne olursa olsun, kendilerinden olmayanın ifade özgürlüğüne artık saygı duymayı artık öğrenmeleri gerekir
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, öğrencilerin protestolarıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, "Gençlerimizin dünya görüşü ne olursa olsun, kendilerinden olmayanın ifade özgürlüğüne artık saygı duymayı artık öğrenmeleri gerekir. Kendileri protesto haklarına saygı duyulmasını beklerken, başkalarının ifade özgürlüğüne saygı duymamaları doğru bir yaklaşım değildir'' dedi.
Kılıç, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP'nin kamu görevlileri hakkında dava açılmaması öngören düzenlemenin yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağının anımsatılması üzerine, bu konudaki düzenlemenin henüz Genel Kurul'a gelmediğini söyledi. Yapılmak istenen düzenlemenin görülmekte olan davalarla Haberal veya benzer durumdaki kararlarla alakasının bulunmadığını söyleyen Kılıç, yapılmak istenenin evrensel hukuka paralel bir düzenlemeyi hayata geçirmek olduğunu ifade etti.
Türkiye'yi evrensel hukuka taşımak için bir takım düzenlemelerin yapıldığını söyleyen Kılıç, ''Bu adımların hiçbiri görülmekte olan güncel, popüler davalarla uzaktan yakından alakalı değil. Kaldı ki doğrudan tazminat davası açılamayacak ama devlete açılan devlet aleyhine neticelenmesi halinde devletin ilgili kamu görevlisine dava açma hakkı yani rücu etme hakkı saklı kalacak. Elbette ki anamuhalefet partisinin Anayasa Mahkemesine iptal başvurusu yapmak gibi hakları vardır. Bu hakkı ne zaman
kullanacaklarının kararını kendileri verecektir. Ancak zaten Türkiye'deki anamuhalefet partisi açısından Mecliste kabul edilen her kanunu iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine taşımak artık bir alışkanlık haline gelmiştir. Bunda yadırganacak bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rektörlerle toplantısını protesto eden öğrencilere orantısız güç kullanıldığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıç, CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'un bugün, Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın yakın zamanda bir kamu üniversitesinde saldırıya maruz kaldığını anımsattı. Kılıç, ''Biz siyasilerin ifade özgürlünü kısıtlamayı amaçlayan her türlü saldırıyı öncelikle kınıyoruz. Gençlerimizin dünya görüşü ne olursa olsun, ideolojik referansları ne olursa olsun
kendilerinden olmayanın ifade özgürlüğüne artık saygı duymayı artık öğrenmeleri gerekir. Yani kendileri protesto haklarına saygı duyulmasını beklerken, başkalarının ifade özgürlüğüne saygı duymamaları doğru bir yaklaşım değildir'' şeklinde konuştu.
İstanbul'daki müdahele sırasında ortaya çıkan görüntülerin kesinlikle onaylanacak, tasvip edilecek görüntüler olmadığını ifade eden Kılıç, fotoğrafın arka yüzüne de bakmak gerektiğini kaydetti. Kılıç, "Orada polisin de maruz kaldığı bir fiziksel saldırı var. Buna rağmen, kamu adına güç kullananların neye maruz kalırlarsa kalsınlar fiziksel şiddeti ya da fiziksel yöntemlerle hadiseleri kontrol altına almayı en son yöntem olarak kullanmaları kendileri ve temsil ettikleri kamu gücü açısından en doğru
yaklaşımdır. Gösteri ve yürüyüşlerin hangi çerçevede yapılacağı kanunda bellidir. Eğer bir grup önceden izin almaksızın, mülki idareye bildirimde bulunmaksızın özellikle Ankara ve İstanbul gibi metropollerde istedikleri yerlerde diledikleri saatlerde eylem yapmaya kalkarlarsa trafik altüst olursa, kamu düzeni ve güvenliği sarsılırsa bunun hesabını vermek durumunda olanlar yine kolluk kuvvetleridir yani polistir. Dolayısıyla hadiseler değerlendirilirken kamunun güvenliğini ve işleyişin düzenini
sağlamak yükümlülüğü de bir arada değerlendirilmelidir. Kimseye haksızlık yapılmamalıdır" dedi.
Kılıç, torba yasa ile ilgili bir soru üzerine, ''Torba yasa oldukça geniş bir hacim kazandı. Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması hakkındaki ilk tasarı 90 madde civarında dizayn edilmişti. Ancak TBMM'nin seçimler nedeniyle çalışma süresinin kısalmasından dolayı çıkması arzu edilen pek çok kanun tasarı ve teklifi torba tasarıya dahil edildi. Alt komisyonda gereken çalışmalar yapılıyor, teknik değerlendirmeler neticesinde hacmini daraltmak ve genel kuruldaki görüşme sürecini hızlandırmak adına torba
tasarıdan bazı yasa tasarı ya da tekliflerinin çıkarılması söz konusu olabilecektir. 'Torba tasarıdan çıkarılacak kanun tasarı ve tekliflerinin gündem dışına itileceği noktasında bir algı oluşmamalıdır. Meclis Genel Kurulunun çalışma gün ve saatlerinin elvermesi halinde çıkması gerekli görülen bu tasarı ve teklifler de genel kurulda görüşülecek ve kanunlaşacaktır'' şeklinde konuştu.
Öte yandan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, torba kanunla ilgili bir soru üzerine tasarının devlet alacaklarının yeniden yapılandırılması için hazırlandığını ancak, iktidarın tasarıya her türlü konuyu getirip yerleştirdiğini söyledi. Şandır, "Komisyonda bunları ayıklamaya çalışıyoruz. Mehmet Haberal kanunu diye anılan bu kanunu da buraya dahil etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Cezaların şahsiliği ve suçların şahsiliği evrensel bir hukuk kuralıdır. Suç işleyene ceza verir. Yapılan düzenleme suç işleyen
kamu görevlilerinin cezasının devlet tarafından millet tarafından ödenmesini amaçlayan bir düzenleme. Bu düzenleme yanlış bir düzenlemedir. Düzenlemeyi geri çekeceklerini ümit etmek istiyorum" dedi.
Bir gazetecinin 'CHP Anayasa Mahkemesine giderse siz de destek verecek misiniz' yönündeki sorusuna Şandır, "O gün düşünürüz. Şimdiden parti adına bir şey söylemek doğru olmaz. O şekilde gelirse MHP olarak karşı çıkarız. Kanunlaşmasını önlemeye çalışırız" karşılığını verdi.
Kılıç, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP'nin kamu görevlileri hakkında dava açılmaması öngören düzenlemenin yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağının anımsatılması üzerine, bu konudaki düzenlemenin henüz Genel Kurul'a gelmediğini söyledi. Yapılmak istenen düzenlemenin görülmekte olan davalarla Haberal veya benzer durumdaki kararlarla alakasının bulunmadığını söyleyen Kılıç, yapılmak istenenin evrensel hukuka paralel bir düzenlemeyi hayata geçirmek olduğunu ifade etti.
Türkiye'yi evrensel hukuka taşımak için bir takım düzenlemelerin yapıldığını söyleyen Kılıç, ''Bu adımların hiçbiri görülmekte olan güncel, popüler davalarla uzaktan yakından alakalı değil. Kaldı ki doğrudan tazminat davası açılamayacak ama devlete açılan devlet aleyhine neticelenmesi halinde devletin ilgili kamu görevlisine dava açma hakkı yani rücu etme hakkı saklı kalacak. Elbette ki anamuhalefet partisinin Anayasa Mahkemesine iptal başvurusu yapmak gibi hakları vardır. Bu hakkı ne zaman
kullanacaklarının kararını kendileri verecektir. Ancak zaten Türkiye'deki anamuhalefet partisi açısından Mecliste kabul edilen her kanunu iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine taşımak artık bir alışkanlık haline gelmiştir. Bunda yadırganacak bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rektörlerle toplantısını protesto eden öğrencilere orantısız güç kullanıldığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıç, CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'un bugün, Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın yakın zamanda bir kamu üniversitesinde saldırıya maruz kaldığını anımsattı. Kılıç, ''Biz siyasilerin ifade özgürlünü kısıtlamayı amaçlayan her türlü saldırıyı öncelikle kınıyoruz. Gençlerimizin dünya görüşü ne olursa olsun, ideolojik referansları ne olursa olsun
kendilerinden olmayanın ifade özgürlüğüne artık saygı duymayı artık öğrenmeleri gerekir. Yani kendileri protesto haklarına saygı duyulmasını beklerken, başkalarının ifade özgürlüğüne saygı duymamaları doğru bir yaklaşım değildir'' şeklinde konuştu.
İstanbul'daki müdahele sırasında ortaya çıkan görüntülerin kesinlikle onaylanacak, tasvip edilecek görüntüler olmadığını ifade eden Kılıç, fotoğrafın arka yüzüne de bakmak gerektiğini kaydetti. Kılıç, "Orada polisin de maruz kaldığı bir fiziksel saldırı var. Buna rağmen, kamu adına güç kullananların neye maruz kalırlarsa kalsınlar fiziksel şiddeti ya da fiziksel yöntemlerle hadiseleri kontrol altına almayı en son yöntem olarak kullanmaları kendileri ve temsil ettikleri kamu gücü açısından en doğru
yaklaşımdır. Gösteri ve yürüyüşlerin hangi çerçevede yapılacağı kanunda bellidir. Eğer bir grup önceden izin almaksızın, mülki idareye bildirimde bulunmaksızın özellikle Ankara ve İstanbul gibi metropollerde istedikleri yerlerde diledikleri saatlerde eylem yapmaya kalkarlarsa trafik altüst olursa, kamu düzeni ve güvenliği sarsılırsa bunun hesabını vermek durumunda olanlar yine kolluk kuvvetleridir yani polistir. Dolayısıyla hadiseler değerlendirilirken kamunun güvenliğini ve işleyişin düzenini
sağlamak yükümlülüğü de bir arada değerlendirilmelidir. Kimseye haksızlık yapılmamalıdır" dedi.
Kılıç, torba yasa ile ilgili bir soru üzerine, ''Torba yasa oldukça geniş bir hacim kazandı. Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması hakkındaki ilk tasarı 90 madde civarında dizayn edilmişti. Ancak TBMM'nin seçimler nedeniyle çalışma süresinin kısalmasından dolayı çıkması arzu edilen pek çok kanun tasarı ve teklifi torba tasarıya dahil edildi. Alt komisyonda gereken çalışmalar yapılıyor, teknik değerlendirmeler neticesinde hacmini daraltmak ve genel kuruldaki görüşme sürecini hızlandırmak adına torba
tasarıdan bazı yasa tasarı ya da tekliflerinin çıkarılması söz konusu olabilecektir. 'Torba tasarıdan çıkarılacak kanun tasarı ve tekliflerinin gündem dışına itileceği noktasında bir algı oluşmamalıdır. Meclis Genel Kurulunun çalışma gün ve saatlerinin elvermesi halinde çıkması gerekli görülen bu tasarı ve teklifler de genel kurulda görüşülecek ve kanunlaşacaktır'' şeklinde konuştu.
Öte yandan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, torba kanunla ilgili bir soru üzerine tasarının devlet alacaklarının yeniden yapılandırılması için hazırlandığını ancak, iktidarın tasarıya her türlü konuyu getirip yerleştirdiğini söyledi. Şandır, "Komisyonda bunları ayıklamaya çalışıyoruz. Mehmet Haberal kanunu diye anılan bu kanunu da buraya dahil etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Cezaların şahsiliği ve suçların şahsiliği evrensel bir hukuk kuralıdır. Suç işleyene ceza verir. Yapılan düzenleme suç işleyen
kamu görevlilerinin cezasının devlet tarafından millet tarafından ödenmesini amaçlayan bir düzenleme. Bu düzenleme yanlış bir düzenlemedir. Düzenlemeyi geri çekeceklerini ümit etmek istiyorum" dedi.
Bir gazetecinin 'CHP Anayasa Mahkemesine giderse siz de destek verecek misiniz' yönündeki sorusuna Şandır, "O gün düşünürüz. Şimdiden parti adına bir şey söylemek doğru olmaz. O şekilde gelirse MHP olarak karşı çıkarız. Kanunlaşmasını önlemeye çalışırız" karşılığını verdi.