Halk TV CHP'ye ait değilmiş !
"Adım Kemal parayı bulurum" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dediğini yaptı ve parayı buldu!
İşte Şamil Tayyar'ın bugünkü köşe yazısı;
Son CHP kurultayında “Benim adım Kemal, bulurum diyorsam ben parayı bulurum” çıkışıyla kaynak tartışmalarının odağına yerleşen Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “iktidar yolculuğuna Halk TV’deki yoksullarla başla” önerimizin yankıları sürüyor.
CHP’liler diyor ki: “Halk TV, partiye ait değil, sorumluluk neden Kemal Bey’de olsun.” Beyaz TV’deki “Derin Gündem” programı bitince Fikri Sağlar’la sohbet ediyorduk, baktım o da aynı düşüncedeydi: “Sordum, Halk TV partiye ait değilmiş.”
Hukuken söyledikleri doğruydu, zira, partilerin kanal açması yasaktır.
Herkes biliyor ki, Halk TV, fiilen partinin malıdır. Kanalın yönetimi, parti genel merkezine doğrudan bağlı olduğu gibi kaynak sorunu buradan çözülmektedir. Deniz Baykal gidip
Kemal Kılıçdaroğlu geldiğinde ilk işleri Deniz Bey’e yakın gazeteci Şaban Sevinç’in programına son vermek oldu.
Sevinç’e bu kararı sözlü olarak tebliğ eden kimdi biliyor musunuz? CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü... Önder Sav ekibinde yer alan Mengü de sonradan tasfiye oldu, Halk TV ona da yar olmadı.
Anayasa Mahkemesi’nin parti harcamalarıyla ilgili teftişinde Halk TV’nin 237 bin 700 lira olan uydu kira bedelinin CHP tarafından ödendiği belgelendi. Mahkeme, bu paranın hazineye gelir kaydedilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin usulsüz bulduğu başka harcama kalemleri de var, toplamı 1 milyon (1 trilyon) lirayı buluyor, bununla ilgili iddialar yargıya taşındı ve muhatapları ceza aldı. Mesela 2006 yılında Atina ve Stockholm’deki gezilerde dağıtılan bahşiş miktarı 206 bin (milyar) lira.
Dosyaya baktığınızda gazetecilere verilen harcırahlardan sanatçılara yapılan ödemelere kadar çok sayıda usulsüz harcama var.
Mahkemenin hazırladığı raporda bu durum şöyle özetleniyor: “Harcama belgelerinde tahrifat yaparak fazla gider yazılması ile bazı harcamaların mükerrer gider yazılması...”
Gerçi iddialar adli yargıya intikal ettirildi ama ne hikmetse tüm bedel parti muhasibi ile bazı görevlilere çıkarıldı. Oysa benzer bir durum Refah Partisi’nde ortaya çıktığında Genel Başkan Necmettin Erbakan ve yardımcıları yargının önüne atılmıştı.
Bu bile CHP’nin ayrıcalıklı konumunu tarif için yeter artar bile. Muhalefette devlet iktidarını paylaşıyorlar. Neden sandıktan çıkma kaygısı taşısınlar, öyle değil mi?
Laf paradan açılınca Tuncay Özkan dönemindeki Kanaltürk’le yapılan prodüksiyon sözleşmesi unutulmaz tabi. Yaklaşık 6 milyon (trilyon) lirayı bulan ödemelerin bir bölümüne ait faturaları maliye bulamadı.
CHP ise neredeyse kanalı rehin aldı, ödediği paralar karşılığında Kemal Kılıçdaroğlu dahil bazı partililerin sürekli yayınlara çıkarılmasını sağladı. Kemal Bey kanalda konuşuyordu ama partiye maliyeti vardı.
O nedenle, yandaş medya serzenişinde bulunan CHP’nin büyük laf etmeden önce aynaya bakması gerektiğini söylemek isterim. O zaman kendini görecektir.
“Yandaş” sakızını çiğneyen sözde gazeteciler de laf yumurtlamadan önce şu CHP kimliklerini önce atsınlar, sonra konuşsunlar. Hem partiye üye olacaksınız, hem akıl danelik yapacaksınız, hem harcırah alacaksınız, hem avans lüpleteceksiniz sonra kalkıp sağa sola yandaş salyalarını akıtacaksınız.
Geçin bunları...
Şimdi size yeni bilgiler vereceğim. Yandaşlar da gözlerini dört açsın.
Kurultay’da “Benim adım Kemal” diyen Kılıçdaroğlu işbaşına geldikten sonra Halk TV’ye para transferi devam etti. Yani Kemal Bey, parayı buldu!
CHP, Halk TV’ye özel bir bankanın Farabi Şubesi’nden 2 Ağustos’ta 255 bin lira, 16 Ağustos’ta 50 bin lira, 26 Ağustos’ta 60 bin lira, 1 Eylül’de 325 bin lira para aktardı. Transfer tarihlerine baktığınızda 12 Eylül referandum öncesine rastladığı görülüyor.
Başka bir ifadeyle, CHP, referandum öncesi toplam 690 bin lirayla Halk TV’yi fonladı. Müfettiş kimliğiyle her iddianın üzerine atlayan Kemal Bey’in siyasi partiler mevzuatına göre yasak olan para transferine neden giriştiğini izah etmesi gerekir.
Ayrıca hesap vermesi...
Ortada suç varsa “Benim adım Kemal” demek cezayı ortadan kaldırmaz, hafifletici de olmaz. Belki Kemal Sunal parodisine malzeme olur.
Siyasi partilerle ilgili hesapları inceleme yetkisine sahip Anayasa Mahkemesi, bu paralara nasıl bakar, göreceğiz.
Evet, Kemal Bey söz sizde...
STAR/ Şamil Tayyar
Son CHP kurultayında “Benim adım Kemal, bulurum diyorsam ben parayı bulurum” çıkışıyla kaynak tartışmalarının odağına yerleşen Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “iktidar yolculuğuna Halk TV’deki yoksullarla başla” önerimizin yankıları sürüyor.
CHP’liler diyor ki: “Halk TV, partiye ait değil, sorumluluk neden Kemal Bey’de olsun.” Beyaz TV’deki “Derin Gündem” programı bitince Fikri Sağlar’la sohbet ediyorduk, baktım o da aynı düşüncedeydi: “Sordum, Halk TV partiye ait değilmiş.”
Hukuken söyledikleri doğruydu, zira, partilerin kanal açması yasaktır.
Herkes biliyor ki, Halk TV, fiilen partinin malıdır. Kanalın yönetimi, parti genel merkezine doğrudan bağlı olduğu gibi kaynak sorunu buradan çözülmektedir. Deniz Baykal gidip
Kemal Kılıçdaroğlu geldiğinde ilk işleri Deniz Bey’e yakın gazeteci Şaban Sevinç’in programına son vermek oldu.
Sevinç’e bu kararı sözlü olarak tebliğ eden kimdi biliyor musunuz? CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü... Önder Sav ekibinde yer alan Mengü de sonradan tasfiye oldu, Halk TV ona da yar olmadı.
Anayasa Mahkemesi’nin parti harcamalarıyla ilgili teftişinde Halk TV’nin 237 bin 700 lira olan uydu kira bedelinin CHP tarafından ödendiği belgelendi. Mahkeme, bu paranın hazineye gelir kaydedilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin usulsüz bulduğu başka harcama kalemleri de var, toplamı 1 milyon (1 trilyon) lirayı buluyor, bununla ilgili iddialar yargıya taşındı ve muhatapları ceza aldı. Mesela 2006 yılında Atina ve Stockholm’deki gezilerde dağıtılan bahşiş miktarı 206 bin (milyar) lira.
Dosyaya baktığınızda gazetecilere verilen harcırahlardan sanatçılara yapılan ödemelere kadar çok sayıda usulsüz harcama var.
Mahkemenin hazırladığı raporda bu durum şöyle özetleniyor: “Harcama belgelerinde tahrifat yaparak fazla gider yazılması ile bazı harcamaların mükerrer gider yazılması...”
Gerçi iddialar adli yargıya intikal ettirildi ama ne hikmetse tüm bedel parti muhasibi ile bazı görevlilere çıkarıldı. Oysa benzer bir durum Refah Partisi’nde ortaya çıktığında Genel Başkan Necmettin Erbakan ve yardımcıları yargının önüne atılmıştı.
Bu bile CHP’nin ayrıcalıklı konumunu tarif için yeter artar bile. Muhalefette devlet iktidarını paylaşıyorlar. Neden sandıktan çıkma kaygısı taşısınlar, öyle değil mi?
Laf paradan açılınca Tuncay Özkan dönemindeki Kanaltürk’le yapılan prodüksiyon sözleşmesi unutulmaz tabi. Yaklaşık 6 milyon (trilyon) lirayı bulan ödemelerin bir bölümüne ait faturaları maliye bulamadı.
CHP ise neredeyse kanalı rehin aldı, ödediği paralar karşılığında Kemal Kılıçdaroğlu dahil bazı partililerin sürekli yayınlara çıkarılmasını sağladı. Kemal Bey kanalda konuşuyordu ama partiye maliyeti vardı.
O nedenle, yandaş medya serzenişinde bulunan CHP’nin büyük laf etmeden önce aynaya bakması gerektiğini söylemek isterim. O zaman kendini görecektir.
“Yandaş” sakızını çiğneyen sözde gazeteciler de laf yumurtlamadan önce şu CHP kimliklerini önce atsınlar, sonra konuşsunlar. Hem partiye üye olacaksınız, hem akıl danelik yapacaksınız, hem harcırah alacaksınız, hem avans lüpleteceksiniz sonra kalkıp sağa sola yandaş salyalarını akıtacaksınız.
Geçin bunları...
Şimdi size yeni bilgiler vereceğim. Yandaşlar da gözlerini dört açsın.
Kurultay’da “Benim adım Kemal” diyen Kılıçdaroğlu işbaşına geldikten sonra Halk TV’ye para transferi devam etti. Yani Kemal Bey, parayı buldu!
CHP, Halk TV’ye özel bir bankanın Farabi Şubesi’nden 2 Ağustos’ta 255 bin lira, 16 Ağustos’ta 50 bin lira, 26 Ağustos’ta 60 bin lira, 1 Eylül’de 325 bin lira para aktardı. Transfer tarihlerine baktığınızda 12 Eylül referandum öncesine rastladığı görülüyor.
Başka bir ifadeyle, CHP, referandum öncesi toplam 690 bin lirayla Halk TV’yi fonladı. Müfettiş kimliğiyle her iddianın üzerine atlayan Kemal Bey’in siyasi partiler mevzuatına göre yasak olan para transferine neden giriştiğini izah etmesi gerekir.
Ayrıca hesap vermesi...
Ortada suç varsa “Benim adım Kemal” demek cezayı ortadan kaldırmaz, hafifletici de olmaz. Belki Kemal Sunal parodisine malzeme olur.
Siyasi partilerle ilgili hesapları inceleme yetkisine sahip Anayasa Mahkemesi, bu paralara nasıl bakar, göreceğiz.
Evet, Kemal Bey söz sizde...
STAR/ Şamil Tayyar