(özel) Ozon Tedavisi Birçok Hastalığa Deva Oluyor
Kayseri İbn-i Sina Hastanesi Ozon Kliniği Doktoru Dr
Kayseri İbn-i Sina Hastanesi Ozon Kliniği Doktoru Dr. Ali Ferah, Türkiye'de son 10 yıldır kullanılan ozon tedavisinin şeker hastalarının iyileşmeyen yaralarında, kemoterapi hastalarında, romatolojik rahatsızlıklar ile sinüzit gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını ve hastaların yüzde 100'ünde olumlu sonuçlar aldıklarını belirtti.
İlk uygulanışı 1840'lı yıllardan dayanan ozon tedavisinin ilk tıbbi başlangıcı, 1'inci Dünya Savaşı'nda Almanlar'ın askerlerin yaralarını tedavi etmesiyle başlıyor. Teknolojinin gelişmesiyle medikal olarak da kullanılmaya başlanana ozon gazı, son 10 yıldır Türkiye'de birçok ilde uygulanıyor.
Kayseri'de ilk kez İbni-i Sina Hastanesi'nde kliniği açılan ozon tedavisi, Doktor Ali Ferah tarafından uygulanarak, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları, kemoterapi hastaları, romatolojik rahatsızlıklar ve sinüzite kadar birçok hastalığın tedavisine çözüm sunuyor.
Ozon tedavisinin hastadan kan alınarak damar yolu açılmasıyla ve daha sonra ozon gazında muamele edilen kanın tekrar hastaya verilmesiyle uygulandığını söyleyen Ferah, "Ozonun birçok uygulama yöntemi var, bunların başında majör tedavi dediğimiz kan yoluyla uygulanan yöntem var. Sistematik tedavi halk arasında bu ozonla kan yıkama olarak bilinir. Hastanın kanını alıyoruz, vakumlu bir şişemiz var tamamen sterildir. Hastaya bir damar yolu açıyoruz. Daha sonra bu şişeyle hastadan 100 cc kadar kan alıyoruz o kanı ozon gazında muamele ediyoruz, daha sonra tekrar hastaya veriyoruz. Bu şekilde hastalarımıza ortalama 10 seans uygulayarak haftada 2 gün olmak üzere 10 seansla hastalarımızı tedavi ediyoruz. Bu majoristen bütün hastalıkların temelinde bunu kullanıyoruz" dedi.
Uygulanan hastalıkları da belirten Ferah, "Bununla beraber ek tedaviler var. Ozonun, başlıca ilk kullanım alanı şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları, diyabetik ayak yaralarıdır. Daha sonra bununla beraber yine aynı şekilde enfeksiyonların tedavisinde, kanser hastalarında, özellikle kanser hücrelerinin çoğalmasında engel oluşturdu. Kanser hastalarının aldığı kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini azaltmakta çok faydası olduğu ve kemoterapi ile radyoterapinin hasta üzerinde olan pozitif etkisini güçlendirdiği görülüyor. Vücudun strese karşı savunma sisteminin gelişmesinde baya etkili bir tedavidir. Şeker hastalarımız yoğunlukta, tansiyon hastalarımız, kronik eklem ağrısı olan, romatoit artrit dediğimiz hastalarda ve kireçlenmesi olan hastalarda uyguluyoruz. Diz eklemi, omuz eklemi, bilek eklemi, dirsek eklemi özellikle diz ekleminde kireçlenmelerde çok önemli. Oradaki kıkırdaklı kemik hücrelerinin gelişmesini yeniden yapılanmasını sağlıyor. Kireçlenmeyi durduruyor ve çok şiddetli bir ağrı kesici özelliği var. Sinüzit, baş dönmesi kulak çınlaması gibi hastalıklarda da ozon tedavisi çok etkili oluyor" şeklinde konuştu
Şu ana kadar hastalarımızın yüzde 100'ünde olumlu dönüşler aldıklarını ifade eden Ferah, bu tür şikayetleri olan her hastanın birimlerine müracaat ederek, tedavi altına alınabileceğini sözlerine ekledi.
İlk uygulanışı 1840'lı yıllardan dayanan ozon tedavisinin ilk tıbbi başlangıcı, 1'inci Dünya Savaşı'nda Almanlar'ın askerlerin yaralarını tedavi etmesiyle başlıyor. Teknolojinin gelişmesiyle medikal olarak da kullanılmaya başlanana ozon gazı, son 10 yıldır Türkiye'de birçok ilde uygulanıyor.
Kayseri'de ilk kez İbni-i Sina Hastanesi'nde kliniği açılan ozon tedavisi, Doktor Ali Ferah tarafından uygulanarak, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları, kemoterapi hastaları, romatolojik rahatsızlıklar ve sinüzite kadar birçok hastalığın tedavisine çözüm sunuyor.
Ozon tedavisinin hastadan kan alınarak damar yolu açılmasıyla ve daha sonra ozon gazında muamele edilen kanın tekrar hastaya verilmesiyle uygulandığını söyleyen Ferah, "Ozonun birçok uygulama yöntemi var, bunların başında majör tedavi dediğimiz kan yoluyla uygulanan yöntem var. Sistematik tedavi halk arasında bu ozonla kan yıkama olarak bilinir. Hastanın kanını alıyoruz, vakumlu bir şişemiz var tamamen sterildir. Hastaya bir damar yolu açıyoruz. Daha sonra bu şişeyle hastadan 100 cc kadar kan alıyoruz o kanı ozon gazında muamele ediyoruz, daha sonra tekrar hastaya veriyoruz. Bu şekilde hastalarımıza ortalama 10 seans uygulayarak haftada 2 gün olmak üzere 10 seansla hastalarımızı tedavi ediyoruz. Bu majoristen bütün hastalıkların temelinde bunu kullanıyoruz" dedi.
Uygulanan hastalıkları da belirten Ferah, "Bununla beraber ek tedaviler var. Ozonun, başlıca ilk kullanım alanı şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları, diyabetik ayak yaralarıdır. Daha sonra bununla beraber yine aynı şekilde enfeksiyonların tedavisinde, kanser hastalarında, özellikle kanser hücrelerinin çoğalmasında engel oluşturdu. Kanser hastalarının aldığı kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini azaltmakta çok faydası olduğu ve kemoterapi ile radyoterapinin hasta üzerinde olan pozitif etkisini güçlendirdiği görülüyor. Vücudun strese karşı savunma sisteminin gelişmesinde baya etkili bir tedavidir. Şeker hastalarımız yoğunlukta, tansiyon hastalarımız, kronik eklem ağrısı olan, romatoit artrit dediğimiz hastalarda ve kireçlenmesi olan hastalarda uyguluyoruz. Diz eklemi, omuz eklemi, bilek eklemi, dirsek eklemi özellikle diz ekleminde kireçlenmelerde çok önemli. Oradaki kıkırdaklı kemik hücrelerinin gelişmesini yeniden yapılanmasını sağlıyor. Kireçlenmeyi durduruyor ve çok şiddetli bir ağrı kesici özelliği var. Sinüzit, baş dönmesi kulak çınlaması gibi hastalıklarda da ozon tedavisi çok etkili oluyor" şeklinde konuştu
Şu ana kadar hastalarımızın yüzde 100'ünde olumlu dönüşler aldıklarını ifade eden Ferah, bu tür şikayetleri olan her hastanın birimlerine müracaat ederek, tedavi altına alınabileceğini sözlerine ekledi.