23 Yaşında Okula Başlayan Görme Engelli Öğretmenin Azmi
Hatay'da ailesi tarafından sağlık nedenlerinden dolayı ilkokul 2
Hatay'da ailesi tarafından sağlık nedenlerinden dolayı ilkokul 2. sınıftan alınan Züleyha Eker, 23 yaşında ilkokula yeniden başlayıp, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdikten sonra üniversiteyi de kazanarak öğretmen olup kendi gibi görme engelli olan çocukları yarına hazırlıyor.
Adana Oğuz Kağan Köksal Görme Engelliler İlköğretim Okulu'nda 7 yıldır görev yapan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Züleyha Eker'in (45) başarı öyküsü herkesin takdirini topluyor. Görme engelli olduğu için ailesi tarafından ilkokul 2. sınıftan okuldan alındıktan sonra tedavi için gittiği Ankara'da 23 yaşında yeniden okumaya karar verip, ilkokul, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitiren Eker, 1999 yılında Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanıp, 2003 yılında mezun
olarak kendi gibi görme engelli çocukların bulunduğu bir ilköğretim okulunda göreve başladı. Görme engelli çocuklara eğitim verdiği ve öğretmen olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Eker, "2003'den bu yana burada öğretmenlik yapıyorum. Öğretmenler Günü bizim için gerçekten oldukça mutlu bir gün. Mesleğimde yıllar geçtikçe öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu daha iyi anlıyorum. Bu da bana mutluluk veriyor" dedi.
Buradaki öğrencilerin çok şanslı olduğunu kendisinin lise de dahil olmak üzere okulları dışardan bitirmek zorunda kaldığına dikkat çeken Eker, "Ben sadece üniversiteyi okula giderek okudum. Bu esnada büyük zorluklarla karşılaştım. Okul çağımda ailem beni okutmadı aşırı korumacı davranarak beni yatılı okula verip okutmadılar. Okuma isteği sürekli içimde olduğu için bir yolunu bulup bu engeli aşmayı hedeflemiştim. 23 yaşında Ankara'da bir rehabilitasyon merkezine gittim. Orada ilkokulu dışardan bitirdim.
Sonra memlekete dönüp Hatay'ın Dörtyol ilçesinde ortaokulu dışardan bitirdim. Burada kalmasın diyerek açık liseye de kaydımı yaptırdım. 2.5 yılda liseyi bitirdim. Üniversite sınavına girdim ve Hatay'da Mustafa Kemal Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünü kazanıp burayı da 4 yılda bitirdim ve öğretmen oldum" diye konuştu.
Başarısının sırrının istemek ve azmetmek olduğunu söyleyen Eker, şöyle devam etti:
"İstendikten sonra her şey yapılabilir diye düşünüyorum. Üretmek çok önemli. Atıl bir durumda evde oturmak yerine, üretmek, topluma yararlı olmak, toplumda bir yer edinebilmek çok önemli şeylerdir. Okumayı sevdiğimi için yaşım ilerlese de okumak istedim. Önce 2 yıl ilkokula gittim. Ancak gözlerim nedeniyle doktor okumamam gerektiğini söyledi. Ben de okuyamadım. Bu bana çok zor geldi. Okuldan arkadaşlarımdan ayrılmak bana çok zor geldi. Ağacı topraktan sökmek ne kadar zorsa benim de okulu bırakmam da o
kadar zor oldu. Çocuk yaşta, benim için yıkım oldu. Bu benim okuma isteğimi kamçıladı. Bir şekilde bu engeli aşmalıyım diye düşündüm. Ve bunu başarıp bugünlere geldim."
Milli Eğitim müfredatının görme engellilere ye da engellilere yönelik olmadığını belirten Eker, "Benim en çok yaşadığım zorluklar ders programının görselliğe dayalı olması. Normal okullardaki ders programını kullanıyoruz. Burada ders kitaplarında zorluk yaşıyoruz. Çocuklar görmediği için, zihninde canlandıramıyor. Kitaplar her ne kadar kabartma yazılı olsa da, burada bir eksiklik yaşayabiliyoruz. Ders programı engellilere yönelik hazırlanmış olsa daha rahat edeceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Züleyha Eker'in öğrencilerinden Gülseren Çevik de, "Öğretmenimiz gerçekten çok büyük zorluklar yaşayarak öğretmen olmuş. Bizim için çalışıyor çok mutluyum, onu çok seviyoruz. Öğretmenimiz hiç görmüyor ben biraz görüyorum, büyük işler başarmalıyım" şeklinde konuştu.
Adana Oğuz Kağan Köksal Görme Engelliler İlköğretim Okulu'nda 7 yıldır görev yapan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Züleyha Eker'in (45) başarı öyküsü herkesin takdirini topluyor. Görme engelli olduğu için ailesi tarafından ilkokul 2. sınıftan okuldan alındıktan sonra tedavi için gittiği Ankara'da 23 yaşında yeniden okumaya karar verip, ilkokul, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitiren Eker, 1999 yılında Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanıp, 2003 yılında mezun
olarak kendi gibi görme engelli çocukların bulunduğu bir ilköğretim okulunda göreve başladı. Görme engelli çocuklara eğitim verdiği ve öğretmen olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Eker, "2003'den bu yana burada öğretmenlik yapıyorum. Öğretmenler Günü bizim için gerçekten oldukça mutlu bir gün. Mesleğimde yıllar geçtikçe öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu daha iyi anlıyorum. Bu da bana mutluluk veriyor" dedi.
Buradaki öğrencilerin çok şanslı olduğunu kendisinin lise de dahil olmak üzere okulları dışardan bitirmek zorunda kaldığına dikkat çeken Eker, "Ben sadece üniversiteyi okula giderek okudum. Bu esnada büyük zorluklarla karşılaştım. Okul çağımda ailem beni okutmadı aşırı korumacı davranarak beni yatılı okula verip okutmadılar. Okuma isteği sürekli içimde olduğu için bir yolunu bulup bu engeli aşmayı hedeflemiştim. 23 yaşında Ankara'da bir rehabilitasyon merkezine gittim. Orada ilkokulu dışardan bitirdim.
Sonra memlekete dönüp Hatay'ın Dörtyol ilçesinde ortaokulu dışardan bitirdim. Burada kalmasın diyerek açık liseye de kaydımı yaptırdım. 2.5 yılda liseyi bitirdim. Üniversite sınavına girdim ve Hatay'da Mustafa Kemal Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünü kazanıp burayı da 4 yılda bitirdim ve öğretmen oldum" diye konuştu.
Başarısının sırrının istemek ve azmetmek olduğunu söyleyen Eker, şöyle devam etti:
"İstendikten sonra her şey yapılabilir diye düşünüyorum. Üretmek çok önemli. Atıl bir durumda evde oturmak yerine, üretmek, topluma yararlı olmak, toplumda bir yer edinebilmek çok önemli şeylerdir. Okumayı sevdiğimi için yaşım ilerlese de okumak istedim. Önce 2 yıl ilkokula gittim. Ancak gözlerim nedeniyle doktor okumamam gerektiğini söyledi. Ben de okuyamadım. Bu bana çok zor geldi. Okuldan arkadaşlarımdan ayrılmak bana çok zor geldi. Ağacı topraktan sökmek ne kadar zorsa benim de okulu bırakmam da o
kadar zor oldu. Çocuk yaşta, benim için yıkım oldu. Bu benim okuma isteğimi kamçıladı. Bir şekilde bu engeli aşmalıyım diye düşündüm. Ve bunu başarıp bugünlere geldim."
Milli Eğitim müfredatının görme engellilere ye da engellilere yönelik olmadığını belirten Eker, "Benim en çok yaşadığım zorluklar ders programının görselliğe dayalı olması. Normal okullardaki ders programını kullanıyoruz. Burada ders kitaplarında zorluk yaşıyoruz. Çocuklar görmediği için, zihninde canlandıramıyor. Kitaplar her ne kadar kabartma yazılı olsa da, burada bir eksiklik yaşayabiliyoruz. Ders programı engellilere yönelik hazırlanmış olsa daha rahat edeceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Züleyha Eker'in öğrencilerinden Gülseren Çevik de, "Öğretmenimiz gerçekten çok büyük zorluklar yaşayarak öğretmen olmuş. Bizim için çalışıyor çok mutluyum, onu çok seviyoruz. Öğretmenimiz hiç görmüyor ben biraz görüyorum, büyük işler başarmalıyım" şeklinde konuştu.