Başbakan Recep Tayip Erdoğan Ak Parti Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Recep Tayyip Erdoğan'dan Basın Konsey'ine çağrı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Recep Tayyip Erdoğan'dan Basın Konsey'ine çağrı...Başbakan Recep Tayip Erdoğan, HES'lerle ilgili uygulamalarını eleştirdiği yazısı nedeniyle eleştirilen ve görevinde istifa eden gazeteci-yazar Oktay Ekşi'ye tepki gösterdi. Bu tür hakaretlerin dünyanın hiçbir yerinde basın özgürlüğü ile izah edilemeyeceğini belirten Erdoğan, Basın Konseyi'ne de çağrıda bulundu. Erdoğan, "Basın Konseyi'nin bu noktada zerre kadar basın ilkesine, basın ahlak ve yasasına saygısı varsa önce 'önce biz böyle bir kişiyle yürüyemeyiz' diyerek kendisini tart etmeleri lazım" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, muhalefete üslup eleştirisinde bulundu. Bu üslup bozukluğunun sadece liderlere ait olmadığını belirten Erdoğan, 'onların bazı takipçilerinin' de ağızlarını ciddi şekilde bozduklarını kaydetti. Erdoğan, "Kılavuz karga meselesi, tencere kapak, üzüm üzüme baka baka kararır. Aynen bu. Birileri dillerinin altındaki baklayı çıkarmaya, içlerindeki gerçek hissiyatı ortaya dökmeye başladılar" dedi. Hükümetin HES'lerle ilgili uygulamalarını
eleştirdiği yazısı nedeniyle eleştirilen ve görevinde istifa eden gazeteci-yazar Oktay Ekşi'ye tepki gösteren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önce millete 'bidon kafalı' dediler, 'göbeğini kaşıyan adam' dediler. Orada durmadılar, milletin seçimle gelmiş hükümetine ağza alınmayacak küfürler ettiler. Güya çevre duyarlılığıyla, güya çevreyi korumak adı altında yazı yazanların, bizzat çevreyi kirlettiğini, buna gönül çevresini kirletmek denir, bunlar gönül yıktılar. Bunlar insana saygıyı unuttular. Bir kere daha tekrar ediyorum. Bu üslup ve seviye, bu sözcükler, bu hakaretler dünyanın hiçbir yerinde ifade özgürlüğüyle, düşünce özgürlüğüyle, basın
özgürlüğüyle izah edilemez. Bizim medyaya yönelik eleştirilerimiz işte her zaman bu zihniyete karşı olmuştur. Zira yıllardır üstü örtülü şekilde sürdürülen, haksız, hukuksuz ve seviyesiz saldırılar geçtiğimiz hafta artık dil ile yazı ile de ikrar edilmiştir. Bunlar sadece bugün değil on yıllardır millete, seçmene, seçimle gelmiş hükümetlere de, başbakanlara da işte bu seviye ve bu zihniyetle baktılar."
BASIN KONSEYİNE ÇAĞRI
Basın Konseyi'ne de bir çağrıda bulunan Erdoğan, "Bu tür yazıları yazanların Basın Konseyi gibi ahlak ilkelerini öne çıkaran ve basın ahlak ilkelerine önem verdiğini iddia eden bir konseyin başında bu tür bir temsilcinin olması Türkiye için yüzkarasıdır, Türk basını için bir yüz karasıdır. Basın Konseyi'nin bu noktada zerre kadar basın ilkesine, basın ahlak ve yasasına saygısı varsa önce 'önce biz böyle bir kişiyle yürüyemeyiz' diyerek kendisini tart etmeleri lazım" dedi.
Türkiye'de yıllarca cumhurun seçkinlerin resepsiyonlarına gidemediğini belirten Erdoğan, "Cumhurla hiçbir zaman aynı sofrayı paylaşmadılar, paylaşamadılar. Aynı ortamı, aynı atmosferi paylaşmadılar. Ne zaman ki o duvar yıkıldı, ne zaman ki AK Parti iktidarıyla cumhuriyet cumhurla kucaklaştı, bu sefer de bu beyefendiler bu resepsiyonları boykot etmeye başladılar. Dün milletle aynı yerde değillerdi, bugün de milletle aynı yerde, aynı çizgide, aynı hizada değiller. Dün milleti küçümsüyor, yanlarına
almıyorlardı; şimdi millet yanlarına geldi diye rahatsız oldular, milletten kaçıyorlar. Peki sizin bu zihniyetinizle nasıl cumhuriyetçilik, halkçılık, demokrasi olur. Sizin bu anlayışınızdır yıllar yılı milleti devletten, cumhuriyetten, laiklikten soğutan. Sizin gibi imtiyazlıların, seçkinlerin bu tahammülsüzlükleridir milletin devleti yeterince sahiplenmesinden alıkoyan" şeklinde konuştu.
"BAĞDAT CADDESİ'NE DE, KASIMPAŞA'YA DA GİDERİZ"
Devlet-millet bütünleşmesini sağladıklarını belirten Erdoğan, "Bunu her yerde savunuyoruz. 'Belli bir yerde olsun, belli bir yerde olmasın'. Hayır, her yerde olması gerekir. İşte o olduğu zaman 73 milyonun kardeşliğini konuşabiliriz. Bunu yapamayanlar 73 milyonun kardeşliğini konuşamaz. Ondan sonra gidersin Bağdat Caddesi'nde tur atarsın. Ama biz Bağdat Caddesi'ne gideriz, Kasımpaşa'ya da gideriz. Biz bayramı İstanbul'un tüm ilçelerinde, en ücra köşelerinde, ta Arnavutköy'ünden başlar, Ataşehir'e kadar
kutlarız. Dertleri milletin cumhuriyeti, devleti sahiplenmesi değil, dertleri kendi imtiyazları kaybetmemek, menfaat düzenini kaybetmemek. Keşke bizim yüzde 42'yi anlamak için gösterdiğimiz çabanın onda birini, bunlar yüzde 58'i anlamak için gösterseler. İnanın o zaman muhalefetin de demokrasinin de Türkiye'nin de seviyesi bugünkünden çok daha farklı olacak" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, muhalefete üslup eleştirisinde bulundu. Bu üslup bozukluğunun sadece liderlere ait olmadığını belirten Erdoğan, 'onların bazı takipçilerinin' de ağızlarını ciddi şekilde bozduklarını kaydetti. Erdoğan, "Kılavuz karga meselesi, tencere kapak, üzüm üzüme baka baka kararır. Aynen bu. Birileri dillerinin altındaki baklayı çıkarmaya, içlerindeki gerçek hissiyatı ortaya dökmeye başladılar" dedi. Hükümetin HES'lerle ilgili uygulamalarını
eleştirdiği yazısı nedeniyle eleştirilen ve görevinde istifa eden gazeteci-yazar Oktay Ekşi'ye tepki gösteren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önce millete 'bidon kafalı' dediler, 'göbeğini kaşıyan adam' dediler. Orada durmadılar, milletin seçimle gelmiş hükümetine ağza alınmayacak küfürler ettiler. Güya çevre duyarlılığıyla, güya çevreyi korumak adı altında yazı yazanların, bizzat çevreyi kirlettiğini, buna gönül çevresini kirletmek denir, bunlar gönül yıktılar. Bunlar insana saygıyı unuttular. Bir kere daha tekrar ediyorum. Bu üslup ve seviye, bu sözcükler, bu hakaretler dünyanın hiçbir yerinde ifade özgürlüğüyle, düşünce özgürlüğüyle, basın
özgürlüğüyle izah edilemez. Bizim medyaya yönelik eleştirilerimiz işte her zaman bu zihniyete karşı olmuştur. Zira yıllardır üstü örtülü şekilde sürdürülen, haksız, hukuksuz ve seviyesiz saldırılar geçtiğimiz hafta artık dil ile yazı ile de ikrar edilmiştir. Bunlar sadece bugün değil on yıllardır millete, seçmene, seçimle gelmiş hükümetlere de, başbakanlara da işte bu seviye ve bu zihniyetle baktılar."
BASIN KONSEYİNE ÇAĞRI
Basın Konseyi'ne de bir çağrıda bulunan Erdoğan, "Bu tür yazıları yazanların Basın Konseyi gibi ahlak ilkelerini öne çıkaran ve basın ahlak ilkelerine önem verdiğini iddia eden bir konseyin başında bu tür bir temsilcinin olması Türkiye için yüzkarasıdır, Türk basını için bir yüz karasıdır. Basın Konseyi'nin bu noktada zerre kadar basın ilkesine, basın ahlak ve yasasına saygısı varsa önce 'önce biz böyle bir kişiyle yürüyemeyiz' diyerek kendisini tart etmeleri lazım" dedi.
Türkiye'de yıllarca cumhurun seçkinlerin resepsiyonlarına gidemediğini belirten Erdoğan, "Cumhurla hiçbir zaman aynı sofrayı paylaşmadılar, paylaşamadılar. Aynı ortamı, aynı atmosferi paylaşmadılar. Ne zaman ki o duvar yıkıldı, ne zaman ki AK Parti iktidarıyla cumhuriyet cumhurla kucaklaştı, bu sefer de bu beyefendiler bu resepsiyonları boykot etmeye başladılar. Dün milletle aynı yerde değillerdi, bugün de milletle aynı yerde, aynı çizgide, aynı hizada değiller. Dün milleti küçümsüyor, yanlarına
almıyorlardı; şimdi millet yanlarına geldi diye rahatsız oldular, milletten kaçıyorlar. Peki sizin bu zihniyetinizle nasıl cumhuriyetçilik, halkçılık, demokrasi olur. Sizin bu anlayışınızdır yıllar yılı milleti devletten, cumhuriyetten, laiklikten soğutan. Sizin gibi imtiyazlıların, seçkinlerin bu tahammülsüzlükleridir milletin devleti yeterince sahiplenmesinden alıkoyan" şeklinde konuştu.
"BAĞDAT CADDESİ'NE DE, KASIMPAŞA'YA DA GİDERİZ"
Devlet-millet bütünleşmesini sağladıklarını belirten Erdoğan, "Bunu her yerde savunuyoruz. 'Belli bir yerde olsun, belli bir yerde olmasın'. Hayır, her yerde olması gerekir. İşte o olduğu zaman 73 milyonun kardeşliğini konuşabiliriz. Bunu yapamayanlar 73 milyonun kardeşliğini konuşamaz. Ondan sonra gidersin Bağdat Caddesi'nde tur atarsın. Ama biz Bağdat Caddesi'ne gideriz, Kasımpaşa'ya da gideriz. Biz bayramı İstanbul'un tüm ilçelerinde, en ücra köşelerinde, ta Arnavutköy'ünden başlar, Ataşehir'e kadar
kutlarız. Dertleri milletin cumhuriyeti, devleti sahiplenmesi değil, dertleri kendi imtiyazları kaybetmemek, menfaat düzenini kaybetmemek. Keşke bizim yüzde 42'yi anlamak için gösterdiğimiz çabanın onda birini, bunlar yüzde 58'i anlamak için gösterseler. İnanın o zaman muhalefetin de demokrasinin de Türkiye'nin de seviyesi bugünkünden çok daha farklı olacak" şeklinde konuştu.