Sp İle Yollarını Ayıran Sünnetçioğlu:
Saadet Partisi'nin kayyuma devredilmesiyle birlikte SP'den ayrılarak Numan Kurtulmuş'un yanında yer alan Genel Başkan Yardımcısı ve eski Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu, partisinden istifa etmesinin gerekçelerini açıkladı
Saadet Partisi'nin kayyuma devredilmesiyle birlikte SP'den ayrılarak Numan Kurtulmuş'un yanında yer alan Genel Başkan Yardımcısı ve eski Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu, partisinden istifa etmesinin gerekçelerini açıkladı.
İnegöl Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Sünnetçioğlu, 28 Eylül 2010 tarihinde yapılan kongrede başkanlığa tekrar getirilen Mehmet Hanefi Yıldırım ve yönetim kurulu üyelerine başarılar diledi. 11 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen SP olağan genel kurul toplantısı sonrasında yönetimin kayyuma devredilmesi ile alakalı görüşlerini gazeticilerle paylaşan Sünnetçiolu, "Kongreden sonra 14 dava açıldı. Bu dava sürecinde CHP Genel Sekreteri Önder Sav'la yapılan görüşmeler var. Son olarak ise Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Türk siyasi tarihine 'kayyum davası' olarak geçen bir kararı söz konusudur. Bu kararın yanlışlığını görüyorum. Bizler partileri çok kapatılan bir görüşün mensuplarıyız. Refah Partisi'nin kapatılması davasında da en çok savunduğumuz fikirlerden biri; siyasi partilerin iş ve işlemlerini Yargıtay Başsavcılığı vasıtasıyla Anayasa Mahkemesi yürütür. Biz bu yönden RP'nin kapatılmasına karşı çıkmıştık. Yerel mahkemenin verdiği kararla siyasi partinin yönetimini olduğu gibi değiştirmiştir. Şimdi kayyum kararını da bir mahalli mahkeme vermiştir ki, biz bunun hukuki olmadığını savunuyoruz" dedi.
Sünnetçioğlu, "Saadet Partisi şu anda iktidar partisi olsa veya AK Parti konusunda böyle bir dava açılsaydı, yine böyle bir karar alınsaydı, hükümeti ve başbakanı düşürme söz konusu olacaktı. Halbuki yerel mahkemenin böyle bir hakkının olmaması lazım. Siyasi partilerin bütün iş ve işlemlerini Anayasa Mahkemesi'nin görmesi gerekir" dedi.
Genel Başkan Numan Kurtulmuş'un bu süreçte bir istişare toplantısı yaptığını, toplantılarda il başkanları, genel idare kurulu üyeleri, kurucular kurulu üyeleri, eski milletvekilleri, belediye başkanları, delegeler ve yönetimdeki arkadaşlarla görüştüğünü anlatan Sünnetçioğlu, "İmzalar toplandığında, kongrede karşı karşıya gelindiğinde bir kardeş kavgasına sebebiyet verilebileceğini, bunun da bölünmeye kadar gideceği düşünülerek, bir annenin kendi evladına herhangi bir zarar gelmemesi için verdiği kararda olduğu gibi, aynı inancı paylaşan insanların bir birlerine telafisi mümkün olmayan zararlar vermemesi için kongreye katılmama kararı alındı. Bundan dolayı da genel başkanlıktan ayrıldı. Demokrasi fikirlerini savunan birisi olarak, bu şartlar altında SP'de siyaset yapma imkanımın kalmamasından dolayı istifa ettim" diye konuştu.
İnegöl Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Sünnetçioğlu, 28 Eylül 2010 tarihinde yapılan kongrede başkanlığa tekrar getirilen Mehmet Hanefi Yıldırım ve yönetim kurulu üyelerine başarılar diledi. 11 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen SP olağan genel kurul toplantısı sonrasında yönetimin kayyuma devredilmesi ile alakalı görüşlerini gazeticilerle paylaşan Sünnetçiolu, "Kongreden sonra 14 dava açıldı. Bu dava sürecinde CHP Genel Sekreteri Önder Sav'la yapılan görüşmeler var. Son olarak ise Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Türk siyasi tarihine 'kayyum davası' olarak geçen bir kararı söz konusudur. Bu kararın yanlışlığını görüyorum. Bizler partileri çok kapatılan bir görüşün mensuplarıyız. Refah Partisi'nin kapatılması davasında da en çok savunduğumuz fikirlerden biri; siyasi partilerin iş ve işlemlerini Yargıtay Başsavcılığı vasıtasıyla Anayasa Mahkemesi yürütür. Biz bu yönden RP'nin kapatılmasına karşı çıkmıştık. Yerel mahkemenin verdiği kararla siyasi partinin yönetimini olduğu gibi değiştirmiştir. Şimdi kayyum kararını da bir mahalli mahkeme vermiştir ki, biz bunun hukuki olmadığını savunuyoruz" dedi.
Sünnetçioğlu, "Saadet Partisi şu anda iktidar partisi olsa veya AK Parti konusunda böyle bir dava açılsaydı, yine böyle bir karar alınsaydı, hükümeti ve başbakanı düşürme söz konusu olacaktı. Halbuki yerel mahkemenin böyle bir hakkının olmaması lazım. Siyasi partilerin bütün iş ve işlemlerini Anayasa Mahkemesi'nin görmesi gerekir" dedi.
Genel Başkan Numan Kurtulmuş'un bu süreçte bir istişare toplantısı yaptığını, toplantılarda il başkanları, genel idare kurulu üyeleri, kurucular kurulu üyeleri, eski milletvekilleri, belediye başkanları, delegeler ve yönetimdeki arkadaşlarla görüştüğünü anlatan Sünnetçioğlu, "İmzalar toplandığında, kongrede karşı karşıya gelindiğinde bir kardeş kavgasına sebebiyet verilebileceğini, bunun da bölünmeye kadar gideceği düşünülerek, bir annenin kendi evladına herhangi bir zarar gelmemesi için verdiği kararda olduğu gibi, aynı inancı paylaşan insanların bir birlerine telafisi mümkün olmayan zararlar vermemesi için kongreye katılmama kararı alındı. Bundan dolayı da genel başkanlıktan ayrıldı. Demokrasi fikirlerini savunan birisi olarak, bu şartlar altında SP'de siyaset yapma imkanımın kalmamasından dolayı istifa ettim" diye konuştu.