Erdoğan'dan AB ülkelerine mesaj: Kabul edersiniz ya da etmezsiniz hiç önemli değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de son yıllarda demokratikleşme adına atılan adımların önemine işaret etti. Türkiye'nin AB üyelik sürecine verd
Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme adına büyük adımlar attığını belirten Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği'nin katılım müzakerelerinde Türkiye'ye çıkarılan zorluklardan bahsetti. "Kabul ederler ya da etmezler hiç önemli değil." diyen Erdoğan, her fırsatta AB temsilcilerine "Türkiye'yi isteyip istemediğinizi açıklayın" mesajı verdiğini belirtti. Erdoğan, "Eğer bizden cevap bekliyorsanız boşuna bekliyorsunuz. Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız bunu açıklayın bizi oyalamayın. Bunu kendilerine söylüyoruz. Ama bize 'hayır biz sizi oyalamıyoruz' demek suretiyle kendilerine göre bazı formüller uyduruyorlar. Ancak bölge ülkeleriyle kurduğumuz dostluk ilişkileri Türkiye'nin gelecek vizyonunu farklı bir konuma getiriyor." diye konuştu.
Müstakil İşadamları ve Sanayicileri Derneği (MÜSİAD) tarafından gerçekleştirilen 14. Uluslararası İş Fofrumu Kongresi (International Busines Forum - IBF) düzenlenen törenle başladı. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Devlet Bakanları Zafer Çağlayan, Cevdet Yılmaz ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Irak Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi Mısır Sanayi ve Ticaret Bakanı Raşid Muhammed Raşid, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihat Vardan, IBF Başkanı Erol Yarar ve çok sayıda davetli katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program Kemal Halil Tanır İlköğretim Okulu öğrencilerinin folklor gösterisi ile devam etti. Çocukların ellerinde çiçeklerle yaptıkları folklor gösterisi beğeni topladı. Küçük folklorcular gösterilerinin ardından ellerindeki çiçekleri Başbakan Erdoğan ve protokolde oturan davetlilere verdi. Erdoğan kendisine çiçek veren öğrencileri öperek tek tek ilgilendi. Küçük öğrenciler ardından Başbakan Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Program sinevizyon gösterimi ile devam etti.
MÜSİAD'ın 5 Mayıs 1990 tarihinde kurulduğunu ve kurulduğu günden bu yana her türlü engel ve engellemeye rağmen Anadolu sermayesinin kendi imkanlarıyla büyümesine öncülük ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, bir sivil toplum örgütü olarak ekonomik büyüme ve kalkınmanın yanı sıra demokratik hak ve özgürlükler noktasında da gerçekten takdire şayan bir imtihan verdiğini belirtti. 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen referandumda 'evet' çıkması için verdiği destekten ötürü MÜSİAD Başkanı, yöneticileri ve üyelerine teşekkür eden Başbakan Erdoğan, 12 Eylül'de Türk halkının takdiri ile gerçekleşen Anayasa değişikliğinin demokratikleşmeye paralel, ekonominin önünü ve ufkunun açılmasında farklı bir dönemin başlangıcı olacağını belirtti.
İstanbul'un 1453 yılında fethinden sonra kapılarını tüm medeniyet, din, inanış ve renklere açık tuttuğunu belirtti. İstanbul'un sokaklarında kadim medeniyetlerin izleri bulunduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, katılımcıların sokaklarda kendilerine ait bir şeyi mutlaka bulacağına inandığını belirtti.
İstanbul'un son yıllardaki yoğun gayretler sonrasında Uluslar arası bir finans merkezi olma yönünde emin adımlarla ilerlediğini aktaran Başbakan Erdoğan, İstanbul'un yatırım yapmak isteyen tüm iş adamlarını ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyacağını söyledi. İstanbul'u gezenlere mutlaka bir Türk kahvesi içmesini tavsiye eden Erdoğan, "Bizim güzel bir sözümüz var 'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır' burada mutlaka Türk kahvesini tadın. Mutlaka az şekerli, orta şekerli, ya da şekerli olarak tadın. İnanıyorum ki o zaman İstanbul sizler için bir köprü şehir, bir aracı şehir değil, kendinizi evinizde hissedeceğiniz ve huzurla yatırım yapacağınız ticaret şehre dönüşecektir." şeklinde konuştu.
2008 sonunda ortaya çıkan küresel finansal krize de değinen Başbakan Erdoğan, küreselleşmenin de etkisiyle bu krizin tüm dünyaya yayıldığını, Türkiye'nin G20 üyesi bir ülke olarak çözümler geliştirmek adına zirvelere katıldığını ve önerilerini dile getirdiğini aktardı.
Krizin çok önemli mesajları da uluslararası kamuoyuna verdiğine işaret eden Başbakan, bu mesajlardan en önemlisinin ise, küresel ekonomik sistemin var olan haliyle devam edemeyeceği olduğunu anlattı. Bu mesajın çok iyi okunması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Küçük bir köye dönüşen dünyamızda yoksulun daha da yoksullaştığı zenginin daha zenginleştiği bir sitemin sürdürülebilir olmadığı açıktır. Bir kesim sınır tanımaksızın tüketirken, sınır tanımaksızın hırsla kazanırken diğer bir kesimi küreselleşmenin aracı olan televizyon ve internetten sadece seyrediyor olması vicdanları yaralamakta, adalet duygusunu zedelemektedir." diye konuştu.
Özellikle İslam ülkeleri iş adamlarının İslam medeniyeti ve kültürüne tamamen zıt olan bu "eşitsizlik" üzerinde daha fazla durmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu: "Bizler diline, inancına, derisinin rengine asla ve asla bakmadık. Komşuluk hukukunu yücelten, komşusunu adeta kardeşi gibi gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Yoksulluk sorunu, açlık sorunu hiç şüphesiz bizim ortak sorunumuzdur. Dünyanın çeşitli coğrafyalarını tehdit eden hastalık sorunu bizim ortak sorunumuzdur. Çevre kirlenmesi, küresel ısınma, su sorunları bizim ortak sorunlarımızdır. Hangi coğrafyada olursa olsun olsun tabii afetlerle karşı karşıya kalan insanların sorunu bizim ortak sorunumuzdur. Terör, çatışmalar, iç savaşlar nedeniyle masum sivillerini yitiren toplumların sorunu bizim ortak sorunumuzdur."
Doğal afetler, savaşlar ve çatışmalarda zarar gören çocukların durumuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan'ın sözler salonu dolduranlardan büyük alkış aldı. Erdoğan şöyle konuştu: "Pakistan'da sel felaketinde ölen çocuklar bizim çocuklarımızdır. Şili'de Haiti'de depremde ölen çocuklar yine bizim elimizi uzatmamız gereken çocuklarımızdır. Sudan'ın çocukları, Bağdatı'n çocuklar, Kabil'in GAzze'nin çocukları elbetteki bizim çocuklarımızdır. Dünya bu sorunlara sırtını dönse bile biz sırtımızı dönemeyiz. Dünya sessiz tepkisiz kalsa bile biz sessiz tepkisik kalamayız. Onun için bölgesi ve küresel meselelerin daha fazla eğilmek barış adına daha fanla çaba harcamak küreselleşmede söz sahibi değişimde pay sahibi olmak zorundayız. Barışı tesis etmediğimiz müddetçe, insanlığın vicdanında adalet duygusunu tadl edemeğimiz müddetçe yeni ve daha büyük krizler dünyamızı tehdit etmeye devam edecektir." Dedi.
Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme adına büyük adımlar attığını belirten Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği'nin katılım müzakerelerinde Türkiye'ye çıkarılan zorluklardan bahsetti. "Kabul ederler yada etmezler hiç önemli değil" diyen Erdoğan, her fırsatta AB temsilcilerine "Türkiye'yi isteyip istemediğinizi açıklayın" mesajı verdiğini belirtti. Erdoğan, "Eğer bizden cevap bekliyorsanız boşuna bekliyorsunuz. Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız bunu açıklayın bizi oyalamayın. Bunu kendilerine söylüyoruz. Ama bize 'hayır biz sizi oyalamıyoruz' demek suretiyle kendilerine göre bazı formüller uyduruyorlar. Ancak bölge ülkeleriyle kurduğumuz dostluk ilişkileri Türkiye'nin gelecek vizyonunu farklı bir konuma getiriyor." diye konuştu.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a foruma desteklerinden dolayı teşekkür plaketi verildi. Ardından Erdoğan ve diğer katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bu arada Erdoğan'ın salondan çıktığı sırada yanına gelen bir katılımcı iş adamı kendisine Filistin atkısı hediye etti. Erdoğan atkıyı boynuna astı.