Demokratlıktan diktatörlüğe!

Sezon başından bu yana en ağır eleştirileri alan Fenerbahçe bugün lig dördüncüsü ve Beşiktaş ile Galatasaray'ı geride bırakmış durumda...
Futbol olarak çok mu iyiler, hayır... Tempo mu, son derece yetersiz... Ancak takım olmayı hatırladılar, mücadele etmeye başladılar... En önemlisi Aykut Kocaman'ı kazandılar...
Alex'in yedekliğini sorgulayan medyaya, "Son beş yılda bir şampiyonluğumuz var" karşılığını vererek Fenerbahçe'nin yaşadığı bütün travmaların suçunu kaptanının üzerine yıkan Aykut Kocaman geride kaldı...
Cristian'a prens muamelesi yaparak "En güvendiğim oyunculardan biri. Son derece özverili. Hatalarını onarmada onun gibisini görmedim" diyen ve "Bakalım ona yönelik bu yaylım ateşi daha ne kadar sürecek?" tavrını koyan Aykut Kocaman'ı artık bulamazsınız...
Bilica'ya her fırsatta arka çıkan Aykut Kocaman da bundan sonra yok...
Devrimin böyle olmayacağını iş işten geçmeden çözdü... Kaybederken doğruları kimsenin görmeyeceğini hatırladı... Girdiği gereksiz polemiklerin farkına vardı. Bazı oyunculara sunduğu aşırı kredinin saha içi rahatlığına yol açtığını nihayet kavradı...
Ercan Güven ağabeyimiz Beşiktaş derbisi öncesi Aykut Kocaman'ın kurtulması için demokratlığı bırakıp diktatörlüğe soyunması gerektiğini belirtmişti... Kocaman işte bu yolu seçti...
Asıyor, kesiyor, işin sonu nereye varacak diye düşünmeden cesurca davranıyor...
Kasımpaşa maçının devre arasında iki savunma oyuncusunu oyundan çıkarmak bunun en güzel örneği değil mi!
Görünen o ki Samandıra'da artık futbolcunun değil, Aykut Kocaman'ın hüküm sürdüğü bir dönem başlamış...

Yıldırım da unutmamalı
Hocasına "Bu takımı sen yapmıyor musun?" diyecek cesareti kendinde bulan Cristian maçları artık evden seyrediyor... Bilica yavaş yavaş tası tarağı topluyor... Kocaman'ın güvenmediği Alex ise sahada koşmadığı kadar koşuyor... Hatta faul bile yapıyor...
Bu arada Başkan Aziz Yıldırım'ın da hamlelerini unutmamak gerek...
Ali Şen ile girdiği polemik, yeniden Denizli faciasını gündeme getirmek aslında Fenerbahçe'nin işine geldi... Aykut Kocaman ve futbolcuların üzerindeki müthiş baskı ortadan kalktı, basında yine başkan konuşulmaya başlandı... Yıldırım, bir paratoner gibi şimşekleri üzerinde topladı, Samandıra'yı rahatlattı... Takımda bu arada işine baktı...
Üst üste alınan iki galibiyet tabii ki Fenerbahçe'nin düzlüğe çıktığını göstermez... Ancak büyük fırtına atlatıldı... Gemi birkaç kez batma tehlikesi atlattı ama limana yanaşmayı başardı... Hasar tabii çok, ancak onarım için vakit bol...
Lige verilen 15 günlük arada Aykut Kocaman'ın daha birçok şeyi yola koyacağını tahmin ediyoruz... Öncelikle ikinci yarılarda fizik gücü ciddi bir şekilde düşen oyunculara gerekli kondisyon yüklenmeli... Yeniden rüzgârı arkasına alan, takım üzerinde yapılan dedikodulara en iyi yanıtı sahada vermeye başlayan Kocaman'a ikinci bir şans doğmuştur... Fenerbahçe yavaş yavaş köpürmeye başladı, ocağı kısmamak gerek.

 

HAFTANIN TAKIMI
KARABÜK
Galatasaray'ın dört haftalık galibiyet serisine son verdiler, oynadıkları futbolla üç puanı fazlasıyla hak ettiler. Ligin yeni takımı olmalarına rağmen iştahları, özgüvenleri ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ile bu sezon daha çok takımın canını yakacaklarını bir kez daha gösterdiler.

HAFTANIN PORTRESİ
NIANG - FENERBAHÇE
Yıllardır forvet transferlerinde büyük hayal kırıklığı yaşayan Fenerbahçe'ye ilaç gibi geldi. Güçlü fiziği, öldürücü driplingleri ve son vuruş becerisiyle kısa zamanda gönülleri fethetti. Gençlerbirliği maçında doksan dakikaya damgasını
vururken, golleri ve asistleri ile farklı galibiyeti hazırlayan isimdi.

HAFTANIN HOCASI
ŞOTA ARVELADZE - KAYSERİSPOR
Kayserispor'un başında başarı merdivenlerini yavaş yavaş tırmanıyor, her geçen gün doğru bir seçim olduğunu kanıtlıyor. Manisa deplasmanında da mükemmel bir teknik adamlık sergiledi. İki haftadır fırtına gibi esen rakibini başarıyla durdurmasını bildi, akıllı taktiği ile kazanılan üç puanda önemli rol üstlendi.

HAFTANIN HAKEMİ
M.KAMİL ABİTOĞLU - İST.B.B-BURSASPOR
Sezon başından bu yana hakem hatalarının en çok konuşulduğu bir haftada ön plana çıktı. Birkaç küçük yanlışın dışında skora etki edecek düdük çalmadı. Pozisyonlara yakın olmaya çalıştı, avantaj kuralını genelde iyi uyguladı. Gösterdiği kartlarda haklıydı.

 

KART CEZALILARI
KIRMIZI: Teofilo (Trabzon), Jedinak (G.Birliği), SARI: Erdinç (Konya), Hüseyin (Bursa)

 

HAFTANIN KARMASI