Afet Evleri Afet Olmadan Yıkıldı

Adana'nın Karaisalı ilçesine bağlı Durak köyünde 1950'li yıllarda meydana gelen heyelandan sonra 2001 yılında yapılan ve 2002 yılında vatandaşa 11 bin lira karşılığında teslim edilen afet evleri yıkılmaya yüz tuttuğu için vatandaşlar evlerinde yatamıyor

Adana'nın Karaisalı ilçesine bağlı Durak köyünde 1950'li yıllarda meydana gelen heyelandan sonra 2001 yılında yapılan ve 2002 yılında vatandaşa 11 bin lira karşılığında teslim edilen afet evleri yıkılmaya yüz tuttuğu için vatandaşlar evlerinde yatamıyor.
Karaisalı'nın Durak köyünde Türk filmlerini ve Aziz Nesin romanlarını aratmayacak bir olay yaşandı. Köyde 1950'li yıllarda meydana gelen toprak kaymasında evler zarar gördü. Zarar tespitinden sonra 50 hanelik köyün başka bir yere iskan edilmesi kararlaştırıldı. Köylünün bir kısmına arazi ve para verilerek ev yapılması sağlanırken, ne arazi ne de para verilmeyen 29 köylü toprak kayması olan evlerinde oturmaya mahkum edildi. Muhtar vasıtasıyla devlete ulaşıp haklarını almak için mücadele eden köylüler bir
sonuç alamazken, tam 36 başbakan değiştikten sonra 2001 yılında Başbakan Bülent Ecevit döneminde köye gelen devlet yetkilileri bugünkü Kelebek Mahallesi'nde köylüye arazi gösterip 11 bin lira karşılığında ev yaptıracaklarını söyledi. Müteahhit tarafından araziye 1 yıl içinde 29 ev yapıldı. Köylülerin 2002 yılında taşındığı tek katlı binaların daha 1 yıl olmadan duvarları çatlamaya, merdivenleri çökmeye başladı. Vatandaş kendi imkanlarıyla tadilat yaptı ancak duvarlar aynı yerden çatlamaya devam etti. Bunun
üzerine köylüler muhtar vasıtasıyla kaymakamlık ve Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü'ne başvurdu. Ancak yetkililer tarafından evlerde yapılan incelemede bir müteahhit hatası olmadığı belirtilerek, "Konut sahipleri binaların yapımından sonra istinat duvarları, yüzey sularının drenajı, tretuvarların yapılması, atık suların tahliyesinde gerekli önlemler alınmadığı için duvarlarda çatlak ve merdivenlerin çökmesine neden olmuştur. Bu çalışmalar yapılmadığı için yüzey suları binanın altına sızarak çatlaklara
ve göçüklere neden olacaktır. Bu nedenle vatandaşlar daha fazla olumsuzluk olmadan acilen bu tedbirleri almalıdır" denildi.
Vatandaşlar ise, çatlakların bina altına sızan sulardan değil, bina yapımında malzemelerin az kullanımından ve direk ile kolon yapılmamasından kaynaklandığını ileri sürüyor. Yalnız yaşayan 60 yaşındaki Tülay Özden, evine çocuklarının ve torunlarını korkudan gelmediğini, kendisinin de korktuğunu ancak gidecek başka yeri olmadığı için yaşadığını belirterek, "Afet olduğundan bize 50 yıl sonra bu evi verdiler ama burada afet olmadan çöktü. Şimdi ben güçlendirme çalışması yapıyorum ancak o da yeterli olmuyor.
Her gün tadilat yapıyoruz ama ben çok korkuyorum" dedi.
42 yaşındaki Şerife Karkan ise, evinde oluşan çatlakların bir hayli arttığını ancak burada kalmak zorunda olduğunu ifade ederek, "Geçenlerde rüzgar çıkıp yağmur yağınca ev sallandı. Ben ev yıkılacak sandım, komşulara sığındım. Çok korkuyorum ama mecburum kalmaya" diye konuştu.
85 yaşındaki Ayşe Yalçın, korkusundan evine hiç giremediğini anlatarak, "Ben yaz kış bu çardakta kalıyorum. Çünkü evimin her yeri çatladı. Evin içinden otlar çıkıyor. Taban bile çöktü. Ben korktuğum için dışarıda yatıyorum" şeklinde konuştu.
Nişanlanan 32 yaşındaki Cumali Gültekin, afet evleri yıkılmak üzere olduğu için evlenemediğini vurgulayarak, "Nişanlım korktuğu için bu eve gelmiyor. Ev olmayınca da düğün yapamıyoruz. Ben şimdi binayı güçlendirme çalışması yapıyorum. Çalışma bittikten sonra nişanlımı getirip göstereceğim, eğer beğenirse korkmazsa evleneceğiz" dedi.
72 yaşındaki Eyüp Şen ise, merdivenin çöktüğünü, bu nedenle düşerek bacağını kırdığını ifade ederek, "Menderes zamanında toprak kayması oldu, ancak 2001 yılında bize ev yapıp 2002 yılında verdiler. Bizi afet yerinden alıp, afet yerine getirdiler. Evlerimiz çok kötü, çok perişanız" diye konuştu.
50 yaşındaki Muhtar Ali Şen, Durak köyü sakinlerinin çok zor durumda olduğunu, Adnan Menderes döneminde yaşanan toprak kayması nedeniyle hala perişan olduklarını söyledi. Şen, aradan 50 yıl geçtikten sonra evlerine kavuştuklarını ancak evlerin 1 yıl içinde yıkılmaya yüz tuttuğunu belirterek, "Ben ve benden önceki muhtar arkadaşımız kaymakamlık ve Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'ne başvurduk. Ancak yetkililer çatlak ve göçüklerin vatandaşların eksik iş yapmasından kaynaklandığını söylüyor. Oysa bir ev
yapılırken altyapı yapılmadan ev yapılır mı? Bunu vatandaşın yaptığı nerede görülmüş. Bize gelen yazı da yüzey suyundan dolayı evlerde çatlak ve çökme olduğu söyleniyor. Bizim burada uzun süredir kuraklık var. Biz içecek su bulamıyoruz. Yüzey suyu falan yok. Bunların hepsi bahane. Çünkü evlerin hiçbirinde ne kolon var ne de direk. Direksiz ev olur mu? Bu nedenle bütün evler çatladı ve merdivenler çöktü. Vatandaş içinde zor kalıyor. Artık buna bir çare bulsunlar. Üstelik bu evlere vatandaş hala para ödüyor"
dedi.
(FK-CC-Y)