İlk Descartes Mütercimi İbrahim Edhem Bey'in Kayıp Eserleri Okuyucuyla Buluştu
Türk düşünürü Ziya Gökalp'in kayıp eseri 'Felsefe Dersleri'ni gün yüzüne çıkararak gündeme gelen 'Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi', şimdi de 'ilk Descartes mütercimi' İbrahim Edhem Mesut Dirvana'ya ait iki kayıp eserini okuyucularıyla buluşturdu
Türk düşünürü Ziya Gökalp'in kayıp eseri 'Felsefe Dersleri'ni gün yüzüne çıkararak gündeme gelen 'Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi', şimdi de 'ilk Descartes mütercimi' İbrahim Edhem Mesut Dirvana'ya ait iki kayıp eserini okuyucularıyla buluşturdu. Atatürk Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Ali Utku, "Paris Sergi-i Umûmîsi' adlı fotoğraf albümünü ile 'Dinler ve Felsefeler' adlı eserini yayına hazırladık. Descartes çevirisiyle, 19. yüzyıldaki felsefeyi yeniden inşa sürecimizde dönüm noktası olan İbrahim Ethem Bey, albüm ve kitabında, Avrupa'daki değişimi göstererek, yapılması gerekenleri anlatıyor" dedi.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine ait bir çok felsefi metin günümüz okuyucusuyla buluşturmak amacıyla yola çıkan Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi, İbrahim Edhem Mesut Bey'in Paris Uluslararası Sergisi'ndeki gözlemlerini aktardığı 'Paris Sergi-i Umûmîsi' adlı fotoğraf albümünü ile 'Dinler ve Felsefeler' adlı eserini yayımladı. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden Yard. Doç. Dr. Ali Utku, daha önce de yazarın 'Semerât-ı Akl' risalesini ve 'Usul Hakkında Nutuk' adlı çevirisini yayınladıklarını bildirdi. İbrahim Edhem Bey'in Descartes'ı çevirme kararı almasında önemli rol oynayan Paris Sergi-i Umûmîsi, yazarın 1889'da Paris Uluslararası Sergisi'ne tanıklığının ürünü olduğunu kaydeden Yard. Doç. Dr. Utku, "Osmanlı'nın son döneminde birçok önemli görevlerde bulunan İbrahim Edhem Mesut Bey, 17. yüzyıl Fransız filozofu René Descartes'ın modern felsefe açısından çığır açıcı eseri 'Discourse de la Méthode'u 'Hüsn-i İdare-i Akl' ve 'Taharrî-i Hakikate Dair Usûl Hakkında Nutuk' adıyla 1895 yılında Türkçeye çevirmiştir. Bu çeviriler, 19. yüzyılda felsefeyi yeniden inşa etmeye çalışan Osmanlı aydını için bir dönüm noktasıdır. Dünyayı etkisi altına alan modernlik deneyimimizin bu erken evresinde temel referans durumundaki 'Fransız rasyonalizmi' ile epistemolojik düzlemde ilk ciddi yüzleşmedir" diye konuştu.
İbrahim Edhem Mesut'un endüstri devriminin sembolü Eyfel Kulesi'nin ve Paris Uluslararası Sergisi'nde görerek hayran kaldığı bilim ve sanat eserlerinin fotoğraflarından oluşan bir albüm hazırlattığını ifade eden Yard. Doç. Dr. Utku, "Dönemin meşhur sanatçılarından birine hazırlatılan albüm, önüne Avrupa bilim ve sanatlarının dayandığı temelleri bildiren bir 'Mukaddime' koyularak II. Abdülhamid'e gönderildi. İbrahim Edhem Mesut, albümün 'Mukaddime'sinde, bilimsel ve teknik eserlerin yabancıların eliyle üretilip işletilmesinin yanlışlığına ve yerli eliyle gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, Avrupa ülkelerinin bunu başardıklarını ve ilerlemiş olmalarının nedeninin bu olduğunu anlatıyor. Ayrıca albümde fotoğrafları yer alan eserler hakkında ayrıntılı bilgi de veriyor. Albümün 'Sanayi Mektepleri' başlıklı son bölümünde ise, Fransa endüstrisinin can damarları niteliğindeki devlete bağlı sanayi mekteplerinin bir listesini ve müfredatlarını veriyor" dedi.
İdari görevlerinden dolayı felsefi çalışmalarına ara vermek zorunda kalan İbrahim Edhem Mesut Bey'in Beyrut Valiliği'nden azledildiği 1909 yılında yazmaya başladığını hatırlatan Yard. Doç. Ali Utku, "Tekrar görevine dönmesiyle eserini tamamlayamadı. Ancak ömrünün sonlarında tamamladığı 'Dinler ve Felsefeler'i tamamladı. Eser, tarihin büyük dinî ve felsefî öğretilerinin zahirî ve batınî yönünü gösteriyor. Böylece 19. yüzyıldaki bilim-felsefe-din çatışmasını aşma yönünde bir eğilimi izliyor. Ölümünden sonra terekesinde kalan, bilinmeyen bu eser atölyemizin çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıktı" diye konuştu.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine ait bir çok felsefi metin günümüz okuyucusuyla buluşturmak amacıyla yola çıkan Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi, İbrahim Edhem Mesut Bey'in Paris Uluslararası Sergisi'ndeki gözlemlerini aktardığı 'Paris Sergi-i Umûmîsi' adlı fotoğraf albümünü ile 'Dinler ve Felsefeler' adlı eserini yayımladı. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden Yard. Doç. Dr. Ali Utku, daha önce de yazarın 'Semerât-ı Akl' risalesini ve 'Usul Hakkında Nutuk' adlı çevirisini yayınladıklarını bildirdi. İbrahim Edhem Bey'in Descartes'ı çevirme kararı almasında önemli rol oynayan Paris Sergi-i Umûmîsi, yazarın 1889'da Paris Uluslararası Sergisi'ne tanıklığının ürünü olduğunu kaydeden Yard. Doç. Dr. Utku, "Osmanlı'nın son döneminde birçok önemli görevlerde bulunan İbrahim Edhem Mesut Bey, 17. yüzyıl Fransız filozofu René Descartes'ın modern felsefe açısından çığır açıcı eseri 'Discourse de la Méthode'u 'Hüsn-i İdare-i Akl' ve 'Taharrî-i Hakikate Dair Usûl Hakkında Nutuk' adıyla 1895 yılında Türkçeye çevirmiştir. Bu çeviriler, 19. yüzyılda felsefeyi yeniden inşa etmeye çalışan Osmanlı aydını için bir dönüm noktasıdır. Dünyayı etkisi altına alan modernlik deneyimimizin bu erken evresinde temel referans durumundaki 'Fransız rasyonalizmi' ile epistemolojik düzlemde ilk ciddi yüzleşmedir" diye konuştu.
İbrahim Edhem Mesut'un endüstri devriminin sembolü Eyfel Kulesi'nin ve Paris Uluslararası Sergisi'nde görerek hayran kaldığı bilim ve sanat eserlerinin fotoğraflarından oluşan bir albüm hazırlattığını ifade eden Yard. Doç. Dr. Utku, "Dönemin meşhur sanatçılarından birine hazırlatılan albüm, önüne Avrupa bilim ve sanatlarının dayandığı temelleri bildiren bir 'Mukaddime' koyularak II. Abdülhamid'e gönderildi. İbrahim Edhem Mesut, albümün 'Mukaddime'sinde, bilimsel ve teknik eserlerin yabancıların eliyle üretilip işletilmesinin yanlışlığına ve yerli eliyle gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, Avrupa ülkelerinin bunu başardıklarını ve ilerlemiş olmalarının nedeninin bu olduğunu anlatıyor. Ayrıca albümde fotoğrafları yer alan eserler hakkında ayrıntılı bilgi de veriyor. Albümün 'Sanayi Mektepleri' başlıklı son bölümünde ise, Fransa endüstrisinin can damarları niteliğindeki devlete bağlı sanayi mekteplerinin bir listesini ve müfredatlarını veriyor" dedi.
İdari görevlerinden dolayı felsefi çalışmalarına ara vermek zorunda kalan İbrahim Edhem Mesut Bey'in Beyrut Valiliği'nden azledildiği 1909 yılında yazmaya başladığını hatırlatan Yard. Doç. Ali Utku, "Tekrar görevine dönmesiyle eserini tamamlayamadı. Ancak ömrünün sonlarında tamamladığı 'Dinler ve Felsefeler'i tamamladı. Eser, tarihin büyük dinî ve felsefî öğretilerinin zahirî ve batınî yönünü gösteriyor. Böylece 19. yüzyıldaki bilim-felsefe-din çatışmasını aşma yönünde bir eğilimi izliyor. Ölümünden sonra terekesinde kalan, bilinmeyen bu eser atölyemizin çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıktı" diye konuştu.