Rum Lider Hristofyas: 'Sayın Bağış'ın Söyledikleri Beni Hayal Kırıklığına Uğrattı'
Avrupa Politika Merkezi'nin düzenlediği panelde konuşan Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Dimitris Hristofyas, "Bu hapis duruma kendisini sokan Türkiye'dir ve Kıbrıs'ın işgali devam ettiği sürece Türkiye kendisi bu durumun tutsağı olmaya devam edecektir
Avrupa Politika Merkezi'nin düzenlediği panelde konuşan Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Dimitris Hristofyas, "Bu hapis duruma kendisini sokan Türkiye'dir ve Kıbrıs'ın işgali devam ettiği sürece Türkiye kendisi bu durumun tutsağı olmaya devam edecektir. Biz Türkiye'yi serbest bırakmak istiyoruz" dedi.
Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecesi Egemen Bağış'ın Brüksel'deki Karma Parlamento Komisyonu'nda Kıbrıs ile ilgili söylediklerinin kendisini Türkiye'nin rolü ve istekliliği konusunda hayal kırıklığına uğrattığını ifade eden ve Türk tarafının iki bölgeli bir yapıda ısrar etmesinin çözümü zorlaştırdığını iddia eden Hristofyas, bu metotla adada herhangi bir sonuca varılamayacağını, bunun ideal çözüm olamayacağını öne sürdü. Hristofyas, "Saldırgan olan kim? Türkiye mi, Kıbrıs mı? Bu hapis duruma kendisini
sokan Türkiye'dir ve Kıbrıs'ın işgali devam ettiği sürece Türkiye kendisi bu durumun tutsağı olmaya devam edecektir. Biz Türkiye'yi serbest bırakmak istiyoruz. Biz AB üyeliğini hızlandırmak istiyoruz ama önce anlamalılar ki Kıbrıs'ın efendisi değiller. Kıbrıs, Türkiye'deki asker ve Kemalist yapının düşündüğü gibi Anadolu'nun bir uzantısı değil. Biz belki sayıca az, askeri olarak da zayıfız ama bilinmeli ki herkesin sahip olduğu hakların aynılarına sahibiz ve AB üyesi tüm ülkelerin sahip olduğu her hakka
sahibiz" dedi.
Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilgili konuşan Hristofyas, Kıbrıs'ın kendi hükümranlığı olan bir devlet olduğunu, tüzüğün AB'ye giriş sözleşmesinin 10. protokolüne aykırı olduğunu iddia etti. Tüzüğün AB gözlemi ve denetiminde yapılması gerektiğini savundu. Hristofyas, Magusa şehrinin de gerçek hukuki sahipleri olduğunu iddia ettiği Rumlara geri verilmesini istedi.
Türkiye'nin AB müzakereleriyle ilgili olarak ise Hristofyas, ek protokolün uygulanmaması durumunda "Türkiye'ye bedel ödeteceklerini" söylemediğini ancak elbette bu durumun müzakere sürecini olumsuz şekilde etkilemeye devam edeceğini belirttiklerini anlattı. Hristofyas adadaki ulusal marşlar ile ilgili gelen bir soru üzerine, Kıbrıs sorunu çözülünce Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortak bir marşı olmasını istediğini ve bununla birlikte adadaki iki toplumun kendi marş ve bayraklarını da kullanmaya
devam edebilmeleri gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs probleminin şimdiye kadar çözülememesinin en büyük nedeninin dış girişimler ve dış faktörler olduğunu savunan Hristofyas, "Yeterince koruyanımız var, sağ olsunlar ama artık Kıbrıs'ın korunmaya ihtiyacı yok. Bizi kendi adamızın efendisi olabilmemiz için yalnız bıraksınlar" dedi. Dış etkenler konusunda Türk tarafının çok baskı altında kaldığını söyleyen Hristofyas, konuşmasının sonlarına doğru 'iyi dostum' dediği eski mevkidaşı Mehmet Ali Talat hakkında "O müzakerelerde benim kadar özgür değildi. Dış
baskılar nedeniyle de son zamanlarda değişim gösterdi" iddiasına bulundu.
Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecesi Egemen Bağış'ın Brüksel'deki Karma Parlamento Komisyonu'nda Kıbrıs ile ilgili söylediklerinin kendisini Türkiye'nin rolü ve istekliliği konusunda hayal kırıklığına uğrattığını ifade eden ve Türk tarafının iki bölgeli bir yapıda ısrar etmesinin çözümü zorlaştırdığını iddia eden Hristofyas, bu metotla adada herhangi bir sonuca varılamayacağını, bunun ideal çözüm olamayacağını öne sürdü. Hristofyas, "Saldırgan olan kim? Türkiye mi, Kıbrıs mı? Bu hapis duruma kendisini
sokan Türkiye'dir ve Kıbrıs'ın işgali devam ettiği sürece Türkiye kendisi bu durumun tutsağı olmaya devam edecektir. Biz Türkiye'yi serbest bırakmak istiyoruz. Biz AB üyeliğini hızlandırmak istiyoruz ama önce anlamalılar ki Kıbrıs'ın efendisi değiller. Kıbrıs, Türkiye'deki asker ve Kemalist yapının düşündüğü gibi Anadolu'nun bir uzantısı değil. Biz belki sayıca az, askeri olarak da zayıfız ama bilinmeli ki herkesin sahip olduğu hakların aynılarına sahibiz ve AB üyesi tüm ülkelerin sahip olduğu her hakka
sahibiz" dedi.
Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilgili konuşan Hristofyas, Kıbrıs'ın kendi hükümranlığı olan bir devlet olduğunu, tüzüğün AB'ye giriş sözleşmesinin 10. protokolüne aykırı olduğunu iddia etti. Tüzüğün AB gözlemi ve denetiminde yapılması gerektiğini savundu. Hristofyas, Magusa şehrinin de gerçek hukuki sahipleri olduğunu iddia ettiği Rumlara geri verilmesini istedi.
Türkiye'nin AB müzakereleriyle ilgili olarak ise Hristofyas, ek protokolün uygulanmaması durumunda "Türkiye'ye bedel ödeteceklerini" söylemediğini ancak elbette bu durumun müzakere sürecini olumsuz şekilde etkilemeye devam edeceğini belirttiklerini anlattı. Hristofyas adadaki ulusal marşlar ile ilgili gelen bir soru üzerine, Kıbrıs sorunu çözülünce Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortak bir marşı olmasını istediğini ve bununla birlikte adadaki iki toplumun kendi marş ve bayraklarını da kullanmaya
devam edebilmeleri gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs probleminin şimdiye kadar çözülememesinin en büyük nedeninin dış girişimler ve dış faktörler olduğunu savunan Hristofyas, "Yeterince koruyanımız var, sağ olsunlar ama artık Kıbrıs'ın korunmaya ihtiyacı yok. Bizi kendi adamızın efendisi olabilmemiz için yalnız bıraksınlar" dedi. Dış etkenler konusunda Türk tarafının çok baskı altında kaldığını söyleyen Hristofyas, konuşmasının sonlarına doğru 'iyi dostum' dediği eski mevkidaşı Mehmet Ali Talat hakkında "O müzakerelerde benim kadar özgür değildi. Dış
baskılar nedeniyle de son zamanlarda değişim gösterdi" iddiasına bulundu.