Bakan Çelik'in Düzce Ziyareti

Müstakil İş Adamları Derneği'nin (MÜSİAD) düzenlediği gecede konuşan Devlet Bakanı Faruk Çelik, "Biz 8 yılda sizlere yol açtık. Sizlerle Türkiye değişimi yaşadı" dedi.

MÜSİAD'ın Düzce Şubesinin açılışının ardından Ensar Düğün Salonu'nda düzenlenen programa Devlet Bakanı Faruk Çelik, Düzce Valisi Vasip Şahin, AK Parti Düzce Milletvekilleri Yaşar Yakış, Celal Erbay, Metin Kaşıkoğlu, Düzce Belediye Başkanı İsmail Bayram, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, ilçe belediye başkanları ve MÜSİAD üyeleri katıldı.
MÜSİAD Düzce Şubesi Başkanı Nazım Topkara, "MÜSİAD Düzce Şubemizin açılışına hoş geldiniz diyorum. Düzce Şubesi, 32. şube olarak açıldı. Bu Düzce'miz için geç kalmıştır. Ancak geç de olsa bugün açılışı gerçekleştirdik. MÜSİAD'ın Düzce'de kuruluş çalışmaları depremden önceye dayanmıştır, fakat bugün gerçekleştirilmiştir. 35 üye arkadaşımızla buradayız. En kısa sürede 50 olacak ve 100 üyeye kadar ulaşacağız" dedi. Teşvik süresinin 3 yıl uzatılmasını olumlu olduğunu söyleyen Topkara, "Düzce'de yıllık 902
milyon dolarlık ihracat yapmaktadır. Sanayici ve iş adamları için çözüm bekleyen konuları vardır. Öncelikle vergi ve SGK borçlarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir. KOSGEB desteklerinin devam etmesi çok önemli katkıdır" diye konuştu.

MÜSİAD BAŞKANI VARDAN
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, "Derneğimizin 32. halkasının açılışını gerçekleştirdik. MÜSİAD 5 Mayıs 1990 tarihinde büyük hedefler ortaya koyarak yola çıktı. Anadolu'nun sesi oldu ve 20 yılı geride bıraktık. Ülkemizde her alanda katkıda bulunduk. Hiçbir dönemde ilkeli duruşumuzdan vaz geçmedik. MÜSİAD sadece iş adamlarını bir araya getiren bir oluşum olmamıştır. Hiçbir mecburiyeti olmadan tamamen sivil bir yapılanmanın sayısı olarak bugün 5 bin 112 üye sayısına ulaştık. Bugün Türkiye artık
eskisi gibi değildir. İtibarı artmış, etkinlik alanı gelişmiş, cazibe merkezi haline gelmiştir. Ülkemizin dış politikalarda gösterdiği duruş sayesinde ekim ayında yapılan toplantılarda 71 ülkeden 3 bin 422 iş adamını buluşturduk" ifadelerini kullandı. Vardar, 33. şubeyi Batman'da açacaklarını söyledi.

VALİ ŞAHİN
Vali Vasip Şahin, Düzce'nin Ankara ve İstanbul gibi iki metropol şehir arasına kültürel ve tabiat güzelliğine deniz kıyısına sahip bir il olduğunu belirterek, "Tüm bu özelliklerinin yanında risk alan insan yapısı ile Düzce oldukça avantajlı bir şehirdir. Düzce bu avantajını ülke kalkınmasında artan bir yivme ile kullanmaktadır. 5084 sayılı kanun ve hükümetimizin destek tedbirleri önemli rol oynamıştır. Düzce'de 2 adet OSB mevcuttur ve yeni yatırımcıya tahsis edilecek yer yoktur. Daha önce tahsisi edilen
ve yatırım yapmayan iş adamlarının yerleri geri alınabilir. Bu mevcut boş parsellere ya da mevcut iş yerlerini devir etmek isteyen iş adamlarına dair büyük bir talep vardır. Bu yerleri almak isteyen ve sırada bekleyen iş adamları var. Bunu da memnuniyetle karşılıyoruz. Düzce'de 2 OSB dışında çok sayıda iş yeri vardır. 360'ın üzerinde iş yeri vardır. Düzce'de 25 bin istihdam sağlanıyor ve kısa zamanda 30 bine ulaşacaktır. Sanayileşme önemli bir olgudur. Bunun kadar önemli olan olgu turizmde de istenen
seviyeye gelmek istiyoruz. Tabiatımızla denizimizle yaylalarımızla önemli bir konuma sahibiz. Biz MÜSİAD üyeleri ve diğer yatırımcılardan bu avantajın ve coğrafi konumdan istifadesi konusunda destek beklemekteyiz" dedi.

BAKAN ÇELİK
Devlet bakanı Faruk Çelik, MÜSİAD'ın kuruluşunun üzerinden 20 yıl geçtiğini belirterek, "Benim hatırladığım tatlı ve acı günler var. MÜSİAD kuruldu ve uzunca bir süre Türkiye'de böyle bir inisiyatif olmadığı anlayışı çerçevesinde çok antidemokratik muamelerle karşı karşıya kaldı. Uçaklara alınmadı, beyazlaşamadılar ve zenci oldular. Hep dışlandılar. O günlerden gelen MÜSİAD, bugün 1 milyon 200 bin kişiyi istihdam eden Gayri Safi Milli Hasılaya 40 milyar dolar katkı sağlayan ihracatta 15 milyar dolar katkı
sağlayan 41 üzerinde 90 irtibat bürosu olan milletine değerleri ile barışık, gerçekten buram buram anadolu kokan öz kimliği ile dünyanın dört bir tarafında var olmaya çalışan bir kurum olmuştur. Konuşulacak çok konu var ama Türkiye son 8 yıllık AK Parti iktidarı döneminde ortaya koyduğu vizyon gayet açık. Ekonomiye bakışımız, devlet hükümetler yol üzerinde ki engelleri kaldırmakla meşgul olmalıdır. Bu engelleri kaldırıp sivil iradeye ve müteşebbislere yolu açmak kalkınmayı ve ekonominin faaliyetlerini
müteşebbisler eli ile gerçekleştirmek. Biz 8 yıldır yol açtık, siz açtığımız yolu yeterli bulmayarak büyük bir gayret gösterdiniz. Bugün Türkiye istediği yere geldi. Türkiye, eski Türkiye değil diyoruz. Önce sizin katkınız bunda çok büyük ve gerçeği biliyoruz. Sizlerde bu ruh olduğu için, sizlerde bu müteşebbis ruh olduğu için daralan alanlarda yeni yollar bulma isteği sizde olduğu için Türkiye bu vizyona ulaştı. Bütün müteşebbisleri tebrik etmek görevimizdir. 2000'li yılların başlarında yaşanan kriz
küresel değildir. Bizim kendi içimizde ki krizdi. Türkiye'yi nerelere getirdiğini izledik. İflas ettirilen devlet noktasına taşıdılar Türkiye'yi. Bu Türkiye'de ki beceriksiz yönetimin faturasıydı. Siyasi hesaplaşma için değil. Hesaplaşacak siyasetçi de yok. Planı olan, projesi olan, 'ey iktidar yanlış yapıyorsun, şöyle yapman gerek' diyen birileri olsa tartışma gerekir. Böyle bir yapı yok. Biz bundan rahatsız oluyoruz. İktidarı itecek bir muhalefet olacak ki biz ne yaptığımızı bilelim. Bizi bu tartıdan
noksan bırakıyorlar. Birilerini lekelemek anlamında değil. Türkiye adeta iflas ettirildi. Türkiye böyle devir edildi" diye konuştu.
"Küresel kriz finansal kriz morgage krizi ve dünyayı kasıp kavurdu" diye devam eden Çelik, "Bu krizin başlangıcı nedenleri bizim konumuz değil. Kendi krizimizi tadil ve tamir etmeye başlama noktasındayken bir de küresel kriz gelince, karşı karşıya kalacağımız bir sıkıntı, aciz olmadığımız için olmadı. Hem küresel hem içerdeki krizleri mesafe almaya dönük politika izleyerenlarının yerleri geri alınk bu günlere geldik. Türkiye küresel ekonomik krize en son biz girdik en önce biz çıktık. 2008 son çeyreğinde
girdik 2009 ilk çeyreğinde çıktık. Rakamlara baktığınızda kriz öncesinden iyi olanlar var. Son iki çeyrekte OSD'de birinci sıradayız. 110 milyar dolar ihracat rakamlarına varıyoruz. Avrupa'yı biliyoruz, bezginlik ve bıkkınlık içindeler. Üretim gücü kalmayan bir tablo var. Küresel krizden bir bankacılık sistemini sağlam koruduk. Böyle bir hükümet böyle bir irade var. Dertli ile dertlenmiş, insanı ile birlikte olan bir hükümet var. Kriz döneminde bütçe açığı yüzde 4.2; üçüncü sebep de bu. Bu sistemler olursa
krizden zor etkilenirsiniz ve buna karşı direncimiz güçlüdür demektir. Bir başka açıdan ne oldu da bunlar nasıl sağlandı diye sorarsanız; başarının altındaki ana neden siyasi istikrardır. Siyasi istikrar olmasa ne bu rakamlar tutar ne bu dengeler oluşur. Türkiye bunların üstesinden siyasi istikrarla geldi. İstikrarın ne kadar önemli olduğunu ve ekonomiye nasıl yansıdığını görme açısından en canlı örnek biz olduk. Yerel krize de, küresel krize de direnmeyi biz bildik. Avrupa ülkelerine bakıp bunu görmek
mümkün. Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye'deydi. Başbakanımıza şunu söyledi; -Avrupa'da siyasi iktidarların istikralarını söylemek zor- dedi. Avrupa ülkelerinde siyasi istikrar sağlanır umudu yok. Dışardan ırkçı partinin desteği ile iktidar olanlar var. Alman Cumhurbaşkanı Başbakanımıza 'Size gıpta ediyoruz' dedi. Türkiye gerçekten Kapıkule'yi geçmeyen için bir şey ifade etmeyebilir. Kapıkule dışına da çıkmak bir şey ifade etmiyor. Yurt dışından yurt içine bakanlar tam anlamı ile görenler Türkiye için
neler düşünüldüğünü görebilir. Dışardan Türkiye'siz sorun çözülemeyeceğini biliyorlar. Umarım içerdekiler de bunu görebilirler. Siyasi istikrarın yanında reformlarda da sıkıntı yaşanmayacak. Türkiye'de hükümet olarak en sıkıntılı dönemlerde üzerimize düşeni yaptık ve yapacağız. Reformlar uluslararası güveni sağlıyor" ifadelerini kaydetti.
Son anayasa değişikliğinin bir gereklilik olduğunu söyleyen Bakan Çelik, "Basit bir değişiklikti fakat kıyamet koptu. 13 Eylül'de Türkiye batacaktı. Türkiye'de şimdi ne var; demokrasi. Eğer gönlünüzde ve beyninizde değilse, insan hakları konusunda hassasiyetleriniz kaybetmişseniz her şeyi kaybetmişisiniz demektir. Demokrasi hep birlikte yaşama kültürünü ifade ediyorsa bu değişikliklerin ne kadar anlamı olduğunu ifade edebiliriz. Hedef; sizin öncülüğünüzde, bizlerin de mevcut sorunları özenerek sizler
vasıtası ile 2023 yılında 500 milyar dolar ihracatı gerçekleştirmek. Bize düşeni biz size düşeni siz yerine getireceksiniz. Bu sayede hedeflerimize ulaşacağız. Sizler iş adamı ve sanayicisiniz. Ülkede olup bitenler sizi ilgilendiriyor. Bölgenizde olup bitenler sizleri ilgilendiriyor. Balkanlar yeniden inşa ediliyor. Ekmek aslanın midesinde. 'Bu kur meselesi ne olacak diyen' olabilir. Merkez Bankası Başkanına sordum. 'Gerçek kur nedir' diye sordum. 'Gerçek kuru bilen yok' dedi. Kurdaki üretimdeki etkilerini
ve sıkıntıları biliyoruz. Türkiye'nin bunu takip etmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Çelik'e hediye verildi. Bakan Faruk Çelik, programın ardından Düzce'den ayrıldı.