'Emniyetten görevliler huzurunda kendi elleriyle sıktı'
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin geçtiğimiz günlerde en yakınındaki iki isim ifade verdi.
Bunlardan biri koruma amiri Musa Öztürk ve başdanışmanı Kaya Toperi'ydi. Toperi ifadeye gitmeden evvel, Özal'a limonata ikram edilen serginin yapıldığı sanat galerisinin sahibini ziyaret etti. Armoni Sanat Galerisi'nin sahibi Aynur Pehlivanlı'nın anlattıkları, Semra Özal'ın "Özal, ikram edilen limonatadan zehirlendi" iddiasını çürütecek cinsten. Zira Pehlivanlı, Turgut Özal'a ikram edilen, meyve suyu için portakalları evinden bizzat getirmiş ve Ankara Emniyeti'nden görevlilerin huzurunda kendi elleriyle sıkmış.
Pehlivanlı, Toperi'ye portakal suyunu gümüş tepsiyle ikram ettiğini ve aynısından İhsan Doğramacı ve Korkut Özal'ın kızının da içtiğini anlattı.
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümündeki suikast kuşkularını araştıran Ankara Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Güreşen geçen hafta iki önemli tanığı dinledi.
Biri Özal'ın koruma amiri Musa Öztürk, diğeri ise Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi.
Savcıya ifade verdikten sonra Kaya Toperi ile konuştuk. "Bildiklerimi anlattım, elindeki belgeleri savcılarla paylaştım" dedi.
Özal'la ilgili suikast iddiaları her geçen gün daha da artarak devam ediyor. Geçmişte Özal'la birlikte çalışan bazı isimler, Özal'ın ölümündeki sır perdesinin bir savcı ya da mahkeme tarafından aydınlatılamayacak kadar büyük bir iş olduğunu savunuyorlar.
"Özal'ın ölümünün aydınlatılabilmesi için devlet mutabakatı lazım. Siyasi irade bu işin çözülmesi konusunda samimi. Ancak Milli Güvenlik Kurulu'nda bir karar alınmadan, devlette bir mutabakat sağlanmadan bu iş çözülmez" diye düşünenler var.
O nedenle Kaya Toperi'ye, "Savcılar bu dosyası kucağında bulmuş gibi mi hareket ediyor. Yoksa dosyaya hakimler mi?" diye sordum.
TOPERİ'DEN İKİ BELGE
"Dosyaya hakimler" dedi. "Bütün ifadeleri alıyorlar. Notlar çıkarıyorlar. Daha önce çıkardıkları notlar istikametinde sorular soruyorlar" diye anlattı. Sonunda da, "Ayrıca da çok nazikler" diye ekledi.
Özal soruşturmasına sadece bir savcının değil, bir hakimin de soruşturmayı yürüttüğünü ifade etti.
Kaya Toperi iki belge sunmuş.
Biri Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın haftalık programı diğeri ise Özal'ın ölümünü duyurduğunu açıklamayı sunmuş. "O günkü tüm belgeler Çankaya Köşkü'nde muhafaza ediliyor. Onları da temin edebileceklerini söyledim" diye anlattı.
Özal'ın 16 Nisan 9 Mayıs arasındaki programı vefatından 2 gün önce 15 Nisan 1993 tarihinde saat 12.00'de hazırlanıp, ilgililere dağıtılmış. Burada Özal'ın Bulgar ressamın Armoni Sanat Galerisi'ndeki sergiye gidişi yer alıyor. Vefat ettiği gün ise Cumhurbaşkanlığı Bayanlar Basketbol Kupası'nı izleyip akşam saat 17'de de General Dostum'u kabul edecekmiş. İlerleyen günlerde ise programında İstanbul, Kayseri, Denizli ve Balıkesir'i ziyaret ile Tayland ve Endonezya ziyaretleri yer alıyor.
Özal'ın ölümüne ilişkin açıklamayı Kaya Toperi yapmıştı. Onu da sormuşlar. "Ben doktor değilim. Doktorlar öldüğüne ilişkin rapor düzenledi ben de çıktım açıkladım" demiş.
Özal'ın Köşk'ten hastaneye ambulansla götürülüp götürülmediği, GATA'ya giderken yoldan geri dönülüp Hacettepe Hastanesi'ne getirildiği, bu nedenle zaman kaybı yaşandığı gibi iddialar da sorulmuş.
Özal'ın programında olmadığı halde Bulgar ressamın sergisine gitmesi için Toperi'nin ısrarlı olduğu, onu kıramayıp son anda gittiği resim sergisinde kendisine ikram edilen limonatadan zehirlendiği iddiası da gündeme gelmiş.
Bu iddiayı gündeme Semra Özal getirmişti.
DOĞRAMACI İLE KORKUT ÖZAL'IN KIZI DA İÇTİ
Kaya Toperi ifadesinde bu konuyu tafsilatlı bir şekilde anlatmış.
"Size gelmeden önce hafızamı tazeleyim diye resim sergisinin açıldığı Armoni Sanat Galerisi'nin sahibi Aynur Pehlivanlı hanımı galerinin yeni yerinde ziyaret ettim. Aynur hanım bana, 'Sayın Cumhurbaşkanı'na ikram edilen portakalları evimden getirdim, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden görevlilerin huzurunda kendi ellerimle sıktım. Ve evimden getirdiğim gümüş tepside ikram ettim. Aynı portakal suyundan İhsan Doğramacı ve Korkut Özal'ın kızı da içti' dedi"
Kaya Toperi'nin ifadesinden birkaç gün önce Aynur Pehlivanlı ile görüşmüş ve röportaj yapmak istemiştim. Ancak kendisi olayın yargıya intikal ettiğini belirtip, konuşmak istememişti. Kendisinden izin alamadığım için yazmamıştım. Toperi'nin ifadesinde geçince aktarma gereği duydum. Özal'a limonata değil, Aynur hanımın kendi elleriyle sıktığı portakal suyu ikram edilmiş.
Kaya Toperi, ifadesi sırasında Armoni Sanat Galerisi'nin yeni adresini ve telefonlarını da iletmiş.
Bu arada Özal soruşturması derinleşiyor. Özal'ın özel doktoru Cengiz Arslan, Hacettepe Hastanesi'nde kendisine müdahale eden Dr. Hilmi Özkutlu, Hacettepe Hastanesi'nin rektörü Prof.Dr. Yüksel Bozer ile GATA'nın Başhekimi Prof.Dr. Ömer Şarlak da ifadeye çağrılacak. Ayrıca Özal'ın ölümü sırasında Köşk'te görevli korumalar ile Denizci yaver Remzi Karaca'nın da bilgisine başvurulacak.
Denizci yaver, Özal'ın ölümüne ilişkin bir rapor düzenleyip, üstlerine takdim etmiş. Rapor Köşk'ün arşivinde muhafaza ediliyor.
SEMRA HANIM MEDYAYA GÖZÜKMEK İSTEMİYOR
Semra Özal da ifade verecek. Geç bir saatte gitmek istemiş Semra hanım. Medyaya gözükmek istemiyor anlaşılan. Madem ailesi bu kuşkuları dillendiriyor. Bilgi ve belgeleriyle katkı yapmalılar. Semra hanımın sakladığı saç tellerinden, Özal'ın kabrinin açılması konusuna kadar bir dizi olay, ailenin kararını gerektirecek.
Özal'la ilgili iki konu var. Bir Kartal Demirağ suikasti diğeri ise ölümü. İkisi de birbirinden karanlık. Eğer üstü örtülmek için açılmayan bir soruşturmaysa, çok ilginç noktalara ulaşılabilir.
MGK'da karar alınması noktası ise sanıyorum, Özal suikastinin arkasındaki bir devletle ilgili.
Pehlivanlı, Toperi'ye portakal suyunu gümüş tepsiyle ikram ettiğini ve aynısından İhsan Doğramacı ve Korkut Özal'ın kızının da içtiğini anlattı.
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümündeki suikast kuşkularını araştıran Ankara Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Güreşen geçen hafta iki önemli tanığı dinledi.
Biri Özal'ın koruma amiri Musa Öztürk, diğeri ise Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi.
Savcıya ifade verdikten sonra Kaya Toperi ile konuştuk. "Bildiklerimi anlattım, elindeki belgeleri savcılarla paylaştım" dedi.
Özal'la ilgili suikast iddiaları her geçen gün daha da artarak devam ediyor. Geçmişte Özal'la birlikte çalışan bazı isimler, Özal'ın ölümündeki sır perdesinin bir savcı ya da mahkeme tarafından aydınlatılamayacak kadar büyük bir iş olduğunu savunuyorlar.
"Özal'ın ölümünün aydınlatılabilmesi için devlet mutabakatı lazım. Siyasi irade bu işin çözülmesi konusunda samimi. Ancak Milli Güvenlik Kurulu'nda bir karar alınmadan, devlette bir mutabakat sağlanmadan bu iş çözülmez" diye düşünenler var.
O nedenle Kaya Toperi'ye, "Savcılar bu dosyası kucağında bulmuş gibi mi hareket ediyor. Yoksa dosyaya hakimler mi?" diye sordum.
TOPERİ'DEN İKİ BELGE
"Dosyaya hakimler" dedi. "Bütün ifadeleri alıyorlar. Notlar çıkarıyorlar. Daha önce çıkardıkları notlar istikametinde sorular soruyorlar" diye anlattı. Sonunda da, "Ayrıca da çok nazikler" diye ekledi.
Özal soruşturmasına sadece bir savcının değil, bir hakimin de soruşturmayı yürüttüğünü ifade etti.
Kaya Toperi iki belge sunmuş.
Biri Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın haftalık programı diğeri ise Özal'ın ölümünü duyurduğunu açıklamayı sunmuş. "O günkü tüm belgeler Çankaya Köşkü'nde muhafaza ediliyor. Onları da temin edebileceklerini söyledim" diye anlattı.
Özal'ın 16 Nisan 9 Mayıs arasındaki programı vefatından 2 gün önce 15 Nisan 1993 tarihinde saat 12.00'de hazırlanıp, ilgililere dağıtılmış. Burada Özal'ın Bulgar ressamın Armoni Sanat Galerisi'ndeki sergiye gidişi yer alıyor. Vefat ettiği gün ise Cumhurbaşkanlığı Bayanlar Basketbol Kupası'nı izleyip akşam saat 17'de de General Dostum'u kabul edecekmiş. İlerleyen günlerde ise programında İstanbul, Kayseri, Denizli ve Balıkesir'i ziyaret ile Tayland ve Endonezya ziyaretleri yer alıyor.
Özal'ın ölümüne ilişkin açıklamayı Kaya Toperi yapmıştı. Onu da sormuşlar. "Ben doktor değilim. Doktorlar öldüğüne ilişkin rapor düzenledi ben de çıktım açıkladım" demiş.
Özal'ın Köşk'ten hastaneye ambulansla götürülüp götürülmediği, GATA'ya giderken yoldan geri dönülüp Hacettepe Hastanesi'ne getirildiği, bu nedenle zaman kaybı yaşandığı gibi iddialar da sorulmuş.
Özal'ın programında olmadığı halde Bulgar ressamın sergisine gitmesi için Toperi'nin ısrarlı olduğu, onu kıramayıp son anda gittiği resim sergisinde kendisine ikram edilen limonatadan zehirlendiği iddiası da gündeme gelmiş.
Bu iddiayı gündeme Semra Özal getirmişti.
DOĞRAMACI İLE KORKUT ÖZAL'IN KIZI DA İÇTİ
Kaya Toperi ifadesinde bu konuyu tafsilatlı bir şekilde anlatmış.
"Size gelmeden önce hafızamı tazeleyim diye resim sergisinin açıldığı Armoni Sanat Galerisi'nin sahibi Aynur Pehlivanlı hanımı galerinin yeni yerinde ziyaret ettim. Aynur hanım bana, 'Sayın Cumhurbaşkanı'na ikram edilen portakalları evimden getirdim, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden görevlilerin huzurunda kendi ellerimle sıktım. Ve evimden getirdiğim gümüş tepside ikram ettim. Aynı portakal suyundan İhsan Doğramacı ve Korkut Özal'ın kızı da içti' dedi"
Kaya Toperi'nin ifadesinden birkaç gün önce Aynur Pehlivanlı ile görüşmüş ve röportaj yapmak istemiştim. Ancak kendisi olayın yargıya intikal ettiğini belirtip, konuşmak istememişti. Kendisinden izin alamadığım için yazmamıştım. Toperi'nin ifadesinde geçince aktarma gereği duydum. Özal'a limonata değil, Aynur hanımın kendi elleriyle sıktığı portakal suyu ikram edilmiş.
Kaya Toperi, ifadesi sırasında Armoni Sanat Galerisi'nin yeni adresini ve telefonlarını da iletmiş.
Bu arada Özal soruşturması derinleşiyor. Özal'ın özel doktoru Cengiz Arslan, Hacettepe Hastanesi'nde kendisine müdahale eden Dr. Hilmi Özkutlu, Hacettepe Hastanesi'nin rektörü Prof.Dr. Yüksel Bozer ile GATA'nın Başhekimi Prof.Dr. Ömer Şarlak da ifadeye çağrılacak. Ayrıca Özal'ın ölümü sırasında Köşk'te görevli korumalar ile Denizci yaver Remzi Karaca'nın da bilgisine başvurulacak.
Denizci yaver, Özal'ın ölümüne ilişkin bir rapor düzenleyip, üstlerine takdim etmiş. Rapor Köşk'ün arşivinde muhafaza ediliyor.
SEMRA HANIM MEDYAYA GÖZÜKMEK İSTEMİYOR
Semra Özal da ifade verecek. Geç bir saatte gitmek istemiş Semra hanım. Medyaya gözükmek istemiyor anlaşılan. Madem ailesi bu kuşkuları dillendiriyor. Bilgi ve belgeleriyle katkı yapmalılar. Semra hanımın sakladığı saç tellerinden, Özal'ın kabrinin açılması konusuna kadar bir dizi olay, ailenin kararını gerektirecek.
Özal'la ilgili iki konu var. Bir Kartal Demirağ suikasti diğeri ise ölümü. İkisi de birbirinden karanlık. Eğer üstü örtülmek için açılmayan bir soruşturmaysa, çok ilginç noktalara ulaşılabilir.
MGK'da karar alınması noktası ise sanıyorum, Özal suikastinin arkasındaki bir devletle ilgili.