Çağlayan: Parası Değerlenen Tek Ülke Türkiye New York
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan "Türk lirasının değerlenmesi tabii ki Türkiye'nin aleyhine ve şu anda parası değerlenen tek ülke Türkiye.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan "Türk lirasının değerlenmesi tabii ki Türkiye'nin aleyhine ve şu anda parası değerlenen tek ülke Türkiye. Başka ülkelerde de para değerlenmesi var, ama Türkiye gibi değil" dedi.
New York'ta temaslarını sürdüren Devlet Bakanı Çağlayan, kaldığı "The Plaza" otelde biraraya geldiği basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
-TÜRKİYE'NİN ABD'YE İHRACATI-
Türkiye'nin 2002 yılında ABD'ye ihracatının 3,35 milyar dolar, ithalatının ise 3,1 milyar dolar olduğunu, o dönemde Türkiye'nin ABD'ye 257 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiğini anlatan Çağlayan, 2009 yılında Türkiye'nin ABD'ye ihracatının 3,2 milyar dolar, ithalatının ise 8,5 milyar dolar olduğunu belirterek "Yani aradan geçen 8 yıl içinde Amerika'dan ithalatımız 3 kat arttığı halde, ihracatımız yerinde saymış ve ABD ile ticaretinde dış ticaret fazlası veren Türkiye, dış ticaret açığı vermeye başlamış" dedi.
Washington'daki temaslarınında bu konuyu görüştüklerini belirten Çağlayan, Türkiye'nin ABD ile ticaretinin iki ülke arasındaki stratejik dostluğu yansıtmaktan son derece uzak olduğunu ifade etti. Türkiye'nin ABD'nin 6 eyaletini (New York, Teksas, Kaliforniya, Illinois, Florida ve Georgia) ticaret yapmak açısından hedef pazar seçtiğini hatırlatan Çağlayan, ABD'nin 1,6 trilyon dolarlık ithalatının 1 trilyon dolarını bu 6 eyaletin yaptığını söyledi. Çağlayan, bu kapsamda yazın işadamlarıyla birlikte ABD'de pek çok kente gittiklerini, 6 eyalette Türkiye'nin hangi sektörlerde ihracatçı olabileceği çalışmasını yaptıklarını anlattı.
-DÜNYANIN HER BÖLGESİYLE TİCARET-
Türkiye'nin dünyanın her bölgesiyle ticaretini arttırma çabası içinde olduğunu söyleyen Çağlayan, Afrika, Kafkaslar, Orta Doğu, Asya, Kuzey ve Güney Amerika'ya "ciddi bir atak" başlattıklarını ifade etti.
Çağlayan, Afrika kıtasının Türkiye'nin ihracatı içindeki payının 2002 yılında yüzde 4 olduğunu, bugün bu payın yüzde 10'a yükseldiğini bildirdi.
Türkiye'nin, Suriye ve Irak'a ihracatını küresel krize rağmen yüzde 50'lere varan oranlarda arttırdığını, Mısır, Fas ve Tunus'la serbest ticaret anlaşması yaptığını, pek çok ülkeyle vizelerin kalktığını ifade eden Çağlayan, bugün gideceği Kanada'da serbest ticaret anlaşması müzakerelerin başlatılması kapsamında önemli temaslarının olacağını söyledi. "Dünyanın her tarafına gidiyoruz, dünyanın her bölgesiyle ticaretimizi arttırıyoruz" diyen Çağlayan, "Türkiye, dünya ticaretinden daha fazla pay almak için eksen ve yörüngesini genişletiyor" şeklinde konuştu.
G7 ülkelerinin 1992'de dünya ticaretinden aldıkları payın yüzde 51.4 olduğunu, bu rakamın 2015 yılında yüzde 36 seviyesine düşmesinin beklendiğini ifade eden Çağlayan, "Yani dünya ekonomisi gelişen ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayıyor, eksen kayması bu ve biz de Türkiye olarak bu ekseni mutlak surette takip etmek mecburiyetindeyiz" dedi. Dünya ticaret payının gelişen ülkelerden Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye'ye kayacağını söyleyen Çağlayan, Türkiye'nin Çin'le ihracatının da yüzde 40 oranında arttığını vurguladı.
-TÜRK LİRASININ DEĞER KAZANMASI-
Türk lirasının son dönemde değer kazanmasıyla ilgili bir soru üzerine Bakan Çağlayan, Türk lirasının itibarı ve istikrarının kendileri için son derece önemli olduğunu belirtti. Türk lirasından 6 sıfır atılmasının liraya itibar kazandırdığını vurgulayan Çağlayan, "Türk parasına itibar gelmesi ekonominin itibar kazanmasıyla, Türkiye'nin istikrar kazanmasıyla oldu" dedi.
Türk lirasının değerlenmesinin ithalatı arttırarak Türkiye'deki üretimi ciddi anlamda zorladığını belirten Çağlayan, dünyanın tüm ülkelerinin "kur savaşları" denilen bir yaşam savaşı içinde mücadele verdiklerini, ABD'nin sürekli dolar bastığını, Çin'in, Endonezya'nın, Brezilya'nın, Japonya'nın paralarının değerlenmemesi için Merkez Bankaları vasıtasıyla bu konuda önemli tedbirler aldığını söyledi.
Çağlayan şöyle konuştu:
"(Bu ülkelerin) Herbiri kendi parasının değerlenmesini önlemek, yani ihracatını arttırmak, ithalatını azaltmak için yoğun çabalar gösteriyor, bu noktada ülkelerin paralarının değerlenmesini önlemeleri bir nevi korumacılığa dönüştü. Ama maalesef biz Türkiye'de bunu başaramadık, biz derken tabii ki ben hükümetin üyesiyim, hükümetin adına söylemiyorum bunu. Bizim para politikası kurulumuz maalesef bu konuda başarılı davranamadı, proaktif davranamadı. Bütün ülkelerin bu operasyonlarını Merkez Bankaları yapıyor, hükümetler yapmaz bu operasyonları."
Merkez Bankasının Türkiye'de de bağımsız olduğunu vurgulayan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk lirasının her değerlenmesi iç sanayicinin maliyetini o oranda arttıran bir faktör haline gelmiştir, çünkü ithalat ucuzluyor. İthalat ucuzlayınca, iç piyasada girdi maliyetleri değişmeyen ithalatın ucuzlamasından dolayı sanal bir şekilde fiyatı artan Türk sanayicisi rekabet edemeyince bu sefer o da ithalata yöneliyor, daha fazla ithalat yaparak Türkiye'de yatırım, üretim ve istihdam ortamından çekilmek durumunda kalıyor. Bu çerçeveden bakıldığında liranın değerlenmesi tabii ki Türkiye'nin aleyhine ve şu anda parası değerlenen tek ülke Türkiye. Başka ülkelerde de para değerlenmesi var, ama Türkiye gibi değil. Bu bizim faizimizin yüksek olmasından kaynaklanan bir sorundur. Merkez Bankasının anında döviz piyasalarına müdahale etmemesinin ortaya çıkartmış olduğu bir sorundur" dedi.
-BAKAN ÇAĞLAYAN, NANCY PELOSİ VE KISSINGER'LA AYAKÜSTÜ SOHBET ETTİ-
Basın toplantısından önce "Charlie Rose Show" televizyon programına katıldığını söyleyen Çağlayan, programdan çıkarken ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ile karşılaştıklarını ve ayaküstü sohbet ettiklerini de anlattı. Ayrıca Washington'dan New York'a trenle gelirken ABD'nin eski Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger ile karşılaştıklarını, sohbet ettiklerini söyleyen Çağlayan, Kissinger'in kendisine ABD için Türkiye'nin en güvenilir müttefiklerinden biri olduğunu ve yakın zamanda Türkiye'ye gitmek istediğini söylediğini de aktardı.
Bakan Çağlayan bugün New York'ta temaslarını tamamlamasının ardından Kanada'ya hareket edecek.
21.10.2010 08:51:21
New York'ta temaslarını sürdüren Devlet Bakanı Çağlayan, kaldığı "The Plaza" otelde biraraya geldiği basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
-TÜRKİYE'NİN ABD'YE İHRACATI-
Türkiye'nin 2002 yılında ABD'ye ihracatının 3,35 milyar dolar, ithalatının ise 3,1 milyar dolar olduğunu, o dönemde Türkiye'nin ABD'ye 257 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiğini anlatan Çağlayan, 2009 yılında Türkiye'nin ABD'ye ihracatının 3,2 milyar dolar, ithalatının ise 8,5 milyar dolar olduğunu belirterek "Yani aradan geçen 8 yıl içinde Amerika'dan ithalatımız 3 kat arttığı halde, ihracatımız yerinde saymış ve ABD ile ticaretinde dış ticaret fazlası veren Türkiye, dış ticaret açığı vermeye başlamış" dedi.
Washington'daki temaslarınında bu konuyu görüştüklerini belirten Çağlayan, Türkiye'nin ABD ile ticaretinin iki ülke arasındaki stratejik dostluğu yansıtmaktan son derece uzak olduğunu ifade etti. Türkiye'nin ABD'nin 6 eyaletini (New York, Teksas, Kaliforniya, Illinois, Florida ve Georgia) ticaret yapmak açısından hedef pazar seçtiğini hatırlatan Çağlayan, ABD'nin 1,6 trilyon dolarlık ithalatının 1 trilyon dolarını bu 6 eyaletin yaptığını söyledi. Çağlayan, bu kapsamda yazın işadamlarıyla birlikte ABD'de pek çok kente gittiklerini, 6 eyalette Türkiye'nin hangi sektörlerde ihracatçı olabileceği çalışmasını yaptıklarını anlattı.
-DÜNYANIN HER BÖLGESİYLE TİCARET-
Türkiye'nin dünyanın her bölgesiyle ticaretini arttırma çabası içinde olduğunu söyleyen Çağlayan, Afrika, Kafkaslar, Orta Doğu, Asya, Kuzey ve Güney Amerika'ya "ciddi bir atak" başlattıklarını ifade etti.
Çağlayan, Afrika kıtasının Türkiye'nin ihracatı içindeki payının 2002 yılında yüzde 4 olduğunu, bugün bu payın yüzde 10'a yükseldiğini bildirdi.
Türkiye'nin, Suriye ve Irak'a ihracatını küresel krize rağmen yüzde 50'lere varan oranlarda arttırdığını, Mısır, Fas ve Tunus'la serbest ticaret anlaşması yaptığını, pek çok ülkeyle vizelerin kalktığını ifade eden Çağlayan, bugün gideceği Kanada'da serbest ticaret anlaşması müzakerelerin başlatılması kapsamında önemli temaslarının olacağını söyledi. "Dünyanın her tarafına gidiyoruz, dünyanın her bölgesiyle ticaretimizi arttırıyoruz" diyen Çağlayan, "Türkiye, dünya ticaretinden daha fazla pay almak için eksen ve yörüngesini genişletiyor" şeklinde konuştu.
G7 ülkelerinin 1992'de dünya ticaretinden aldıkları payın yüzde 51.4 olduğunu, bu rakamın 2015 yılında yüzde 36 seviyesine düşmesinin beklendiğini ifade eden Çağlayan, "Yani dünya ekonomisi gelişen ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayıyor, eksen kayması bu ve biz de Türkiye olarak bu ekseni mutlak surette takip etmek mecburiyetindeyiz" dedi. Dünya ticaret payının gelişen ülkelerden Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye'ye kayacağını söyleyen Çağlayan, Türkiye'nin Çin'le ihracatının da yüzde 40 oranında arttığını vurguladı.
-TÜRK LİRASININ DEĞER KAZANMASI-
Türk lirasının son dönemde değer kazanmasıyla ilgili bir soru üzerine Bakan Çağlayan, Türk lirasının itibarı ve istikrarının kendileri için son derece önemli olduğunu belirtti. Türk lirasından 6 sıfır atılmasının liraya itibar kazandırdığını vurgulayan Çağlayan, "Türk parasına itibar gelmesi ekonominin itibar kazanmasıyla, Türkiye'nin istikrar kazanmasıyla oldu" dedi.
Türk lirasının değerlenmesinin ithalatı arttırarak Türkiye'deki üretimi ciddi anlamda zorladığını belirten Çağlayan, dünyanın tüm ülkelerinin "kur savaşları" denilen bir yaşam savaşı içinde mücadele verdiklerini, ABD'nin sürekli dolar bastığını, Çin'in, Endonezya'nın, Brezilya'nın, Japonya'nın paralarının değerlenmemesi için Merkez Bankaları vasıtasıyla bu konuda önemli tedbirler aldığını söyledi.
Çağlayan şöyle konuştu:
"(Bu ülkelerin) Herbiri kendi parasının değerlenmesini önlemek, yani ihracatını arttırmak, ithalatını azaltmak için yoğun çabalar gösteriyor, bu noktada ülkelerin paralarının değerlenmesini önlemeleri bir nevi korumacılığa dönüştü. Ama maalesef biz Türkiye'de bunu başaramadık, biz derken tabii ki ben hükümetin üyesiyim, hükümetin adına söylemiyorum bunu. Bizim para politikası kurulumuz maalesef bu konuda başarılı davranamadı, proaktif davranamadı. Bütün ülkelerin bu operasyonlarını Merkez Bankaları yapıyor, hükümetler yapmaz bu operasyonları."
Merkez Bankasının Türkiye'de de bağımsız olduğunu vurgulayan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk lirasının her değerlenmesi iç sanayicinin maliyetini o oranda arttıran bir faktör haline gelmiştir, çünkü ithalat ucuzluyor. İthalat ucuzlayınca, iç piyasada girdi maliyetleri değişmeyen ithalatın ucuzlamasından dolayı sanal bir şekilde fiyatı artan Türk sanayicisi rekabet edemeyince bu sefer o da ithalata yöneliyor, daha fazla ithalat yaparak Türkiye'de yatırım, üretim ve istihdam ortamından çekilmek durumunda kalıyor. Bu çerçeveden bakıldığında liranın değerlenmesi tabii ki Türkiye'nin aleyhine ve şu anda parası değerlenen tek ülke Türkiye. Başka ülkelerde de para değerlenmesi var, ama Türkiye gibi değil. Bu bizim faizimizin yüksek olmasından kaynaklanan bir sorundur. Merkez Bankasının anında döviz piyasalarına müdahale etmemesinin ortaya çıkartmış olduğu bir sorundur" dedi.
-BAKAN ÇAĞLAYAN, NANCY PELOSİ VE KISSINGER'LA AYAKÜSTÜ SOHBET ETTİ-
Basın toplantısından önce "Charlie Rose Show" televizyon programına katıldığını söyleyen Çağlayan, programdan çıkarken ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ile karşılaştıklarını ve ayaküstü sohbet ettiklerini de anlattı. Ayrıca Washington'dan New York'a trenle gelirken ABD'nin eski Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger ile karşılaştıklarını, sohbet ettiklerini söyleyen Çağlayan, Kissinger'in kendisine ABD için Türkiye'nin en güvenilir müttefiklerinden biri olduğunu ve yakın zamanda Türkiye'ye gitmek istediğini söylediğini de aktardı.
Bakan Çağlayan bugün New York'ta temaslarını tamamlamasının ardından Kanada'ya hareket edecek.
21.10.2010 08:51:21