Başbakan Erdoğan Finlandiya'ya Gitti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsü sorunu ile ilgili, "Hiç kimse, 'bu AK Parti'nin bir projedir' diyemez, dememeli

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsü sorunu ile ilgili, "Hiç kimse, 'bu AK Parti'nin bir projedir' diyemez, dememeli. Biz istiyoruz ki dört parti bir araya gelerek bu adımı atalım. Kimse de birbirini suçlamasın. Şunu da söylüyorum; bizim AK Parti olarak bağcıyla işimi yok. Biz üzümü yiyelim istiyoruz. Bağcıyı dövme derdimiz olmayacaktır. Bağcı gerekirse CHP olsun; biz ne gerekiyorsa her türlü hizmeti, desteği verelim. Bu sorunu da ortadan kaldıralım" dedi.
Başbakan Erdoğan, iki günlük ziyarette bulunacağı Finlandiya'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi. En son Bülent Ecevit'in 1978'de başbakan düzeyinde Finlandiya'yı ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, bu ülkeye 32 yıl sonra ilk kez başbakan düzeyinde bir ziyaretin gerçekleşeceğini söyledi. Erdoğan, Finlandiya ile Türkiye'nin pek çok uluslararası konuda işbirliği yaptığını belirterek, Finlandiya'nın Avrupa Birliği konusunda da sürekli olarak Türkiye'nin yanında
olduğunu ve üyelik sürecine destek verdiğini anlattı. Helsinki'de Finlandiya Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Parlamento Başkanı ile görüşmeler yapacağını belirten Erdoğan, ayrıca Tatar Türkleri İslam Cemaati ile de bir bir araya geleceğini bildirdi.

"YUNANİSTAN'A GİDECEĞİM"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, hafta sonu yapacağı planlanan Yunanistan'a ziyaretinin iptal olasılığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"(İsrail Başbakanı) Netenyahu'nun Yunanistan'a gideceği istikametinde bize haber geldi. Bu haber üzerine Dışişleri Bakanlığımıza dedik ki, 'Gerekli görüşmeleri yapın. Eğer Netenyahu Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesi'ne katılacaksa; o zaman orada benim olmam söz konusu değil'. Çünkü bize gelen, Malta Başbakanı ve ana konuşmacı olarak bizim davet edilmemiz istikametindeydi. Son anda katılmayacağına dair haberi aldık. Dolayısıyla şu anda yeni bir gelişme olmazsa Yunanistan'daki bu zirveye katılacağım. Son
durum bu."
Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara'nın 'Türkiye'deki üstün yetenekli çocukların Kanada ve İsrail tarafından toplandığına ilişkin açıklamasının hatırlatılması ve bu konuda hangi önlemlerin alınacağının sorulması üzerine, bu konuda kendisine gelmiş bilimsel, kesin bir tespit olmadığını söyledi. İncekara'nın bunu neye göre söylediğini de bilmediğini belirten Erdoğan, "Böyle bir tespiti ancak İçişleri Bakanlığımız yapar. Buradan da bize gelmiş bir bilgi söz konusu değil" dedi.

"UYUM YASALARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR"
Anayasa paketinin kabulünün ardından, YAŞ kararları ile ihraç edilen bin 637 subay ve astsubayın görevlerine dönebilmeleri için uyum yasalarının çıkartılmasına yönelik taleplerin hatırlatılması ve bu konuda bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, şu anda uyum yasalarıyla ilgili çalışmaların yapılmakta olduğunu söyledi. Şu anda teknik kadroların çalışmaları yaptığını ve kendilerine bu çalışmaları sunacaklarını bildiren Erdoğan, "Biz de ona göre değerlendirme yapacağız" dedi.

"HSYK SEÇİMLERİNE YÖNELİK YORUMLARA GÜLÜP GEÇİYORUM"
Başbakan Erdoğan, HSYK'da yapılan seçimlere muhalefet ve YARSAV'dan gelen eleştirilerin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:
"Tabi bilemiyorum siz nasıl değerlendiriyorsunuz da; ben tabi böyle bir yaklaşım tarzına sadece gülüp geçiyorum. Çünkü Türkiye'de 12 bine yakın savcı, hakim bir seçime giriyor ve oy kullanıyorlar. Oy kullandıkları insanlar Türkiye'nin değişik yerlerinden birinci derece hakim. Bunun içinde Edirne'sinden tut, Rize'sine kadar birinci derece hakimler var. Toplamda gerek adli, gerek idari 200'e yakın aday vardı. Bu adayların içerisinden böyle bir seçim. Bu seçimin neticesinde 7 asıl adlide, 3 de asıl idaride
olmak üzere 10 isim seçiliyor. Şimdi bu seçim de bittikten sonra böyle bir yakıştırma içerisine giriyorlar; ki bu seçilenleri de YSK Başkanı kendisi bizzat seçim neticelerini açıkladı, ilan etti. Burada Adalet Bakanlığı'nın farklı bir şekilde dahilinin olması söz konusu değil. YARSAV'ın kendisi, böyle bir gayretin içerisinde olmasını zaten meşru olarak gösterdi. 'Biz aday göstermeyeceğiz, ama adaylarımız var' dedi. Çünkü üyeleri içerisinden adaylar vardı, çok açık, net ortadaydı. Ama Adalet Bakanlığı'nın
böyle bir çalışmayı yapması zaten söz konusu olamaz. Ama Adalet Bakanlığı içinden bir iki tane birinci derece hakim aday olmuştur ve seçilmişlerdir, Bu da onların yasal olarak en doğal haklarıdır. Yasal olarak buna mani bir hal yoktur."
Bu sırada Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'ten konu hakkında bilgi alan Başbakan Erdoğan, CHP oraya taşıdığı halde Anayasa Mahkemesi'nin bu seçim modeli hakkında kararını verdiğini ve bu karar neticesinde seçime gidildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanlığı'nda olan her görevlinin Yargıtay'a da, Danıştay'a da seçilme hakları olduğunu hatırlatan Erdoğan, bugüne kadar Yargıtay'da ve Danıştay'da bulunan birçok üyenin Adalet Bakanlığı'ndan gelip geçtiğinin görülebileceğini kaydetti.

"ERBAKAN'I TELEFONLA ARAYACAĞIM"
Başbakan Erdoğan, Saadet Partisi Genel Başkanlığı'na seçilen Necmettin Erbakan'ın 80 yaşından sonra aktif siyasete girmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması ve tebrik edip etmediğinin sorulması üzerine de, "Bu şekilde bir soruya vereceğim cevap 'hayırlı olsun' demektir Mesajımızı da arkadaşlarımız geçmişler.fangi önlemlerin alınacağ Yani durum budur, tablo budur. İnşallah ilk fırsatta biz de telefonla kendilerini arayıp, tebrik ederiz" dedi.

"MALİKİ İLE PERŞEMBE GÜNÜ GÖRÜŞECEĞİZ"
Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile ne zaman görüşeceğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, perşembe günü Maliki'nin Türkiye'ye geleceğini ve yemekte bir araya geleceklerini bildirdi. Erdoğan, bu görüşmede Irak'taki gelişleri değerlendireceklerini bildirdi.

"KCK DAVASI"
Diyarbakır'daki "KCK davasında" savunmaların Kürtçe yapılması talebinin reddedilmesi ile ilgili bir soruya ise Erdoğan, "Yargı sürecindeki böyle bir meseleye bizim dahilimiz söz konusu olamaz. Kaldı ki bununla ilgili yargı kararını vermiştir, cevabını vermiştir, reddetmiştir" dedi.

ERDOĞAN'DAN "TÜRBAN DEĞİL, BAŞÖRTÜSÜ DİYELİM" UYARISI
Bir gazetecinin, 'Yarın türban sorunu ile ilgili görüşmeler başlıyor. Türkiye bu sorunu çözmeye yakın mı' şeklindeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
"Önce tabi başörtü diyelim şuna; türban demeyelim. Başörtü konusuyla ilgili olarak biliyorsunuz halk oylaması sürecinde ana muhalefet lideri sürekli bu konuyu gündeme getirdi. Ben de kendilerine o zaman 'bugünden tezi yok hemen TBMM Başkanlığı'na müracaatı yapalım' dedik. Konuyla ilgili olarak da, '13 Eylül'de bunun adımını atabiliriz' dedik. Kendileriyle TESK'in kongresi öncesinde de bir araya gelme durumumuz oldu. Orada kendisiyle bunu bir müzakere ettik. Ve 'hiç zaman kaybetmeyelim, bak ben talimatımı
veriyorum; siz de talimatınızı verin. Hemen arkadaşlarımız çalışmaya başlasınlar'. Birinci derece de cumhuriyetin bu konuda en önemli kurumu Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. Diyanet'in bu konuda geçmişte çalışmaları vardır, yeni çalışmalar yapar ve işin bir defa inanç boyutunu ortaya çıkarmak lazım. İnanç boyutu ortaya çıktığı zaman, yani 'bu başörtüsünü örtenler inancı nedeniyle mi örtüyor, siyaseten mi örtüyor, başka nedenlerle mi örtüyor?' bunlar ortaya çıkacaktır. Bunun yanında ayrıca, sizler kime
güveniyorsanız olabilir ya, bilgiler alabilirsiniz. Aynı şekilde biz de çalışma yaptırabiliriz. Çünkü işin özgürlükler boyutu var, inanç özgürlüğü, eğitim özgürlüğü boyutu var. Batıyı inceleyelim; ABD'den tüm Avrupa ülkelerine kadar bunların da incelemesi yapılabilir. Nasıl bakıyorlar bu işe, onları da görelim. Ve kendi değer yargılarımız açısından olayı değerlendirelim ve hiç vakit kaybetmeden bu sorunu masadan kaldırıp atalım. Baktık ki hala oyalama devam ediyor En son Kızılcahamam da artık
arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik. Grup Başkanvekilleri olarak, ana muhalefet başta olmak üzere randevu talep edin, gidin görüşün. Ardından MHP ile görüşün, BDP ile görüşün ve müşterek, oturup bir çalışma bu alanda yapılsın ve bu çalışmayı olgunlaştırdıktan sonra da hemen adımı atalım ve önümüzden bir sorun kaldıralım. Bu görüşmeler neticesinde ortaya hangi tablo çıkacaksa bunu da kamuoyu ile paylaşacağız. Yani hiç kimse 'bu AK Parti'nin bir projedir' diyemez, dememeli. Biz istiyoruz ki dört
parti bir araya gelerek bu adımı atalım. Kimse de birbirini suçlamasın. Şunu da söylüyorum; bizim AK Parti olarak bağcıyla işimi yok. Biz üzümü yiyelim istiyoruz. Bağcıyıfangi önlemlerin alınacağ dövme derdimiz olmayacaktır. Bağcı gerekirse CHP olsun; biz ne gerekiyorsa her türlü hizmeti, desteği verelim. Bu sorunu da ortadan kaldıralım."

"KAMUSAL ALAN TARTIŞILSIN"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay'ın, başörtüsünün kamusal alanda da kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin yönelttiği sorunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, bu konuların grup başkanvekillerinin yapacağı görüşmeler zemininde konuşulacak mevzular olduğunu söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin gündemine 'kamusal alan'ın 7 yıl önce girdiğini belirterek, "7 yıl önce Türkiye'de kamusal alan diye bir ifade hiçbir zaman kullanılmamıştır. Daha sonra gündeme girmiş ve bu konu tartışılmaya başlamıştır. Kamusal
alan neresidir, neresi değildir bunlar müzakere edilir. Özgürlükler nereye kadar var, bunun sınırı nedir tartışılır. Kamusal alanın özgürlükleri kısıtladığı yerler nerelerdir, bunları da öğrenmemizde, görmemizde fayda var diye düşünüyorum" dedi.