Ana Diller Batman'da Buluştu
Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından Batman ve yöresinde konuşulan Arapça, Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Süryanice, Ermenice ve Farsça dillerinde yakılmış türkülerin, bestelenmiş şarkıların, nefeslerin ve ilahilerin söylendiği Çok Dilli Müzik Topluluğu kuruldu
Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından Batman ve yöresinde konuşulan Arapça, Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Süryanice, Ermenice ve Farsça dillerinde yakılmış türkülerin, bestelenmiş şarkıların, nefeslerin ve ilahilerin söylendiği Çok Dilli Müzik Topluluğu kuruldu.
Çalışmalarına başlayan müzik topluluğunda, Batman Üniversitesi'nin değişik birimlerinde görev yapan Arap, Kürt, Türk, Süryani, Zaza, Yezidi kökenli öğretim elemanlarının ve öğrencilerin görev aldığı belirtildi. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilen müzik topluluğunda, tür farkı gözetilmeksizin halk müziği, sanat müziği, tasavvuf müziği, pop müzik tarzında yapıtların çalışma konusu olduğu dile getirildi.
Anadolu'da yüzyıllardır söylenegelen ve halkın kulaklarında yer etmiş ezgilerin seçildiği çalışma repertuarında Ermenice sözlerle söylenen "Sarı Gelin" (Sari Naxçik) adlı türküden Kürtçe müziğin sıkça dillendirilen şarkılarından "Ağir ketye dil-a min" adlı parçaya; Sezen Aksu'nun ünlendirdiği "İkinci Bahar" adlı şarkıdan Alevi nefesi "Ben melamet hırkasını kendin giydim eynime" adlı ilahiye, Süryani halk ezgisinden Barış Manço şarkısı "Dağlar dağlar"a kadar değişik dil ve türlerde ezgilerin yer aldığı
bildirildi. Yaklaşık 40 kişiden oluşan Çok Dilli Müzik Topluluğu'nda farklı ana dilleri konuşan öğrencilerin yanı sıra profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi düzeyinde öğretim elemanlarının da etkin olarak bulunduğu öğrenildi.
Güzel Sanatlar Fakültesi Çok Dilli Müzik Topluluğu'nu kuran ve yöneten Dekan Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'de çok az kentin sahip olduğu çok kültürlülüğü ve çok dilliliği bir şans olarak değerlendirerek tasarladıkları, demokrasiye ve uygarlığa kapılar açan sanat etkinliğinin resmi kurumlar başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve tüm Batman halkı tarafından sahiplenildiğini, yıllardır barış ve huzur özlemi içinde bulunan yöre halkının barışın ve demokrasinin felsefesiyle oluşan bu etkinliğe kucak
açtığını vurguladı. Batman Üniversitesi'nde çalışmalarına devam eden topluluğun, çalıştıkları müzik yapıtlarını ortaya çıkış öyküleri ve felsefeleriyle birlikte öğrendikleri, bu kapsamda topluluğa katılanların farklı kültürler ve diller hakkında ayrıntılı bilgilere de ulaştıkları dile getirildi.
Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Bahattin İşcan'la birlikte, Batman yöresinde halkın belleğinde yer etmiş ezgileri araştırarak hazırladıkları repertuarda daha çok aşk şarkıları ve türkülerinin yer aldığını belirten Prof. Dr. Cereci, farklı kültürel unsurların Anadolu'da bir arada barış içinde yaşadığı dönemlerde aşkın en yoğun duygu olduğunu vurguladı. "Bir tel çektim Mardin'den", "Caney" veya "Makaram sarı bağlar" gibi birden fazla dilde söylenen ezgilerin, aynı ezgiyi farklı dillerde paylaşmanın nedenlerinin ve
Anadolu'yu çok kültürlülük ve çok dillilikle uygarlığa taşıyan toplulukların tarihlerinin de tartışıldığı Çok Dilli Müzik Topluluğu'nun çalışmalarında, farklı dilleri konuşan toplulukların kültürlerinin biçimlenmesi konularının da anlatıldığı bildirildi. İnsanların, birbirlerini tanımadan birbirlerini anlayamayacaklarını, birbirlerini anlayamadan da birbirlerine saygı duyamayacaklarını dile getiren Dekan Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'nin çok kültürlü ve çok dilli renkli ortamında insanların birbirlerini
tanımaları ve anlamaları için sayısız ortam ve fırsat bulunduğunu, barış için tek yolun bu ortamları ve fırsatları görmek ve değerlendirmek olduğunu belirtti.
Çalışmalarına başlayan müzik topluluğunda, Batman Üniversitesi'nin değişik birimlerinde görev yapan Arap, Kürt, Türk, Süryani, Zaza, Yezidi kökenli öğretim elemanlarının ve öğrencilerin görev aldığı belirtildi. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilen müzik topluluğunda, tür farkı gözetilmeksizin halk müziği, sanat müziği, tasavvuf müziği, pop müzik tarzında yapıtların çalışma konusu olduğu dile getirildi.
Anadolu'da yüzyıllardır söylenegelen ve halkın kulaklarında yer etmiş ezgilerin seçildiği çalışma repertuarında Ermenice sözlerle söylenen "Sarı Gelin" (Sari Naxçik) adlı türküden Kürtçe müziğin sıkça dillendirilen şarkılarından "Ağir ketye dil-a min" adlı parçaya; Sezen Aksu'nun ünlendirdiği "İkinci Bahar" adlı şarkıdan Alevi nefesi "Ben melamet hırkasını kendin giydim eynime" adlı ilahiye, Süryani halk ezgisinden Barış Manço şarkısı "Dağlar dağlar"a kadar değişik dil ve türlerde ezgilerin yer aldığı
bildirildi. Yaklaşık 40 kişiden oluşan Çok Dilli Müzik Topluluğu'nda farklı ana dilleri konuşan öğrencilerin yanı sıra profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi düzeyinde öğretim elemanlarının da etkin olarak bulunduğu öğrenildi.
Güzel Sanatlar Fakültesi Çok Dilli Müzik Topluluğu'nu kuran ve yöneten Dekan Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'de çok az kentin sahip olduğu çok kültürlülüğü ve çok dilliliği bir şans olarak değerlendirerek tasarladıkları, demokrasiye ve uygarlığa kapılar açan sanat etkinliğinin resmi kurumlar başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve tüm Batman halkı tarafından sahiplenildiğini, yıllardır barış ve huzur özlemi içinde bulunan yöre halkının barışın ve demokrasinin felsefesiyle oluşan bu etkinliğe kucak
açtığını vurguladı. Batman Üniversitesi'nde çalışmalarına devam eden topluluğun, çalıştıkları müzik yapıtlarını ortaya çıkış öyküleri ve felsefeleriyle birlikte öğrendikleri, bu kapsamda topluluğa katılanların farklı kültürler ve diller hakkında ayrıntılı bilgilere de ulaştıkları dile getirildi.
Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Bahattin İşcan'la birlikte, Batman yöresinde halkın belleğinde yer etmiş ezgileri araştırarak hazırladıkları repertuarda daha çok aşk şarkıları ve türkülerinin yer aldığını belirten Prof. Dr. Cereci, farklı kültürel unsurların Anadolu'da bir arada barış içinde yaşadığı dönemlerde aşkın en yoğun duygu olduğunu vurguladı. "Bir tel çektim Mardin'den", "Caney" veya "Makaram sarı bağlar" gibi birden fazla dilde söylenen ezgilerin, aynı ezgiyi farklı dillerde paylaşmanın nedenlerinin ve
Anadolu'yu çok kültürlülük ve çok dillilikle uygarlığa taşıyan toplulukların tarihlerinin de tartışıldığı Çok Dilli Müzik Topluluğu'nun çalışmalarında, farklı dilleri konuşan toplulukların kültürlerinin biçimlenmesi konularının da anlatıldığı bildirildi. İnsanların, birbirlerini tanımadan birbirlerini anlayamayacaklarını, birbirlerini anlayamadan da birbirlerine saygı duyamayacaklarını dile getiren Dekan Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'nin çok kültürlü ve çok dilli renkli ortamında insanların birbirlerini
tanımaları ve anlamaları için sayısız ortam ve fırsat bulunduğunu, barış için tek yolun bu ortamları ve fırsatları görmek ve değerlendirmek olduğunu belirtti.