Obama'nın danışmanı Podesta: Bush dönemi geride kaldı, ilişkimizi yeniden derinleştirebiliriz

ABD Başkanı Barack Obama'nın kabinesini kuran isimlerden biri olan CAP Başkanı John Podesta, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerde Bush döneminin kay

ABD Başkanı Barack Obama'nın kabinesini kuran isimlerden biri olan CAP Başkanı John Podesta, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerde Bush döneminin kayıplarla dolu olduğunu belirterek, "Bu dönemdeki kayıpları geri getiremeyiz ama kaldığımız yerden devam ederek ilişkilerimizi derinleştirebiliriz." dedi.

CAP Başkanı John Podesta, Türkiye Sanayiciler ve İşadamları Konfederasyonu'nun (TUSKON) davetlisi olarak Türkiye'de 'Yeni Öncelikler ve Yenilenmiş Ortaklıklar: ABD, Türkiye ve Küresel Zorluklar' konulu bir konferans verdi. Türkiye'ye ilk kez gelen Podesta, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyaya özel bir ilgi beslediğini anlattı.

ABD Eski Başkanı Bill Clinton'ın 1999 yılında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinin iki ülke ilişkilerinin olumlu şekilde etkilediğini ifade eden John Podesta, Barack Obama yönetimiyle birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden kapsamlı bir ortaklık yapısına dönüştüğünü dile getirdi. Podesta, Türkiye'nin batılı, toplumuna refah sağlayabilmiş modern bir ülke olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Başkan Bush döneminde politikalar Irak savaşına odaklıydı. Türkiye o dönemde sadece askeri operasyona katkısıyla değerlendiriliyordu. Bush 8 yıl boyunca ortaklık konseptini güçlendiremedi. İki ülke arasında kaydedilen ilerlemeler kaybedildi. Irak savaşı sebebiyle ABD'ye eleştirel bakılmaya başlandı. Bu dönemdeki kayıpları geri getiremeyiz ama kaldığımız yerden devam ederek ilişkilerimizi derinleştirebiliriz."

Başkan Obama'nın ABD'nin dünyadaki ilişkilerini, ittifaklarını pekiştirme yönünde önemli adımlar attığına işaret eden Podesta, İran'ın nükleer programının bugün dünyanın karşısındaki nükleer silahsızlanma açısından en önemli zorluklardan biri olduğuna dikkati çekti:

"Bu yılın başında Türkiye ile Brezilya, İran ile dünyanın geri kalan kısmı arasında diplomatik bir çözüme ulaşılmasını kolaylaştırmaya çalıştı. İran, Türkiye ve Brezilya ile ilişki kursa da uluslararası toplumdan kaçındı ve nükleer programıyla ilgili önemli kaygıları gidermek için herhangi bir adım atmadı. İran buraya 1,2 ton düşük zenginleştirilmiş uranyum gönderse bile nükleer savaş başlığı üretmek için elinde yeterince uranyum kalacak ve uluslararası toplum İran'ı bu gerçekten yola çıkarak değerlendirmeli. Bu yüzden ABD ve bazı ülkeler BM alanında çeşitli yaptırımlar getirilmesini istiyor. Burada İran dünya toplumunun kaygılarını gideremedi. Bunları BM'nin kararları ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın kararlarında görüyoruz. Bugün İran nükleer programının barışçıl olduğunu kanıtlayamıyor."

Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ABD'nin de ciddi bütçe açıkları bulunduğunu belirten Podesta, krizde varlıklarının yüzde 25'ini kaybeden ABD halkının iyileşmenin yavaş olmasının getirdiği sıkıntıyı hala yaşadığını anlattı. Şu anda 15 milyon ABD'linin işsiz bulunduğunu ifade eden Podesta, işsizliğin hala yüzde 9,8 civarında olduğunu kaydetti. Yaşananlara rağmen demokratların kontrolü kaybetmeyeceğini düşündüğünü ifade eden Podesta, Cumhuriyetçilerin bu dönemde bazı gündemleri bloke etmeye çalıştığını anlattı.

TUSKON Başkanı Rızanur Meral de konuşmasında, Türkiye'nin önemli bir değişim sürecinden geçtiğini ve ekonomik kalkınmanın Türk orta direğine zenginlik getirdiğini ifade etti. Bu kalkınmanın sadece zenginlik değil sorumluluk da getirdiğini aktaran Meral, "Yeni pazarlar geliştirip üyelerimize yatırım fırsatları yaratırken ayrıca yeni arkadaşlıklar kurup farklı kültürler ve gelenekler öğreniyoruz. Türkiye'de eksen kayması olduğu yönünde tartışmalar var. Biz bu tartışmanın yanlış yöne kaydığına inanıyoruz. Türkiye'nin ekseni bütün dünyadır. Biz AB'ye üye olmak istiyoruz, NATO bizim ittifakımızdır, ABD ile ilişkimizin önceliği ise ekonomiye dayanıyor." diye konuştu.