İngiltere'de Başbakan'a darbe girişimi
İngiltere'de iktidardaki İşçi Partisi'nin Başbakan Gordon Brown'u görevden almayı hedefleyen son girişimi ortalığı karıştırırken, basın tarafından “siyasi bir darbe” olarak nitelendirildi.
Bu yıl içerisinde yapılacak olan genel seçimlerden hemen önce patlak veren bu olayın İşçi Partisi’nin sandıktaki gücünü iyice zayıflattığı belirtiliyor.
Çarşamba günü partinin önde gelen iki ismi ve Tony Blair hükümetinin kilit isimleri Geoff Hoon ve Patricia Hewitt’in, diğer İşçi Partili milletvekillerine Brown’u başkanlıktan indirmek için bir oylama yapılmasını teklif eden mektupların ortaya çıkması ülkede deprem oluşturdu.
Eski Savunma Bakanı Hoon’un İngiltere’yi temsilen Avrupa Birliği’ne (AB) atanma isteğinin reddedilmesinden bu yana Brown’un “kuyusunu kazmak” istediği ifade ediliyor. Ancak yaşanan bu son mektup skandalında esas şaşırtıcı olan eski Sağlık Bakanı Hewitt’in Hoon’a verdiği destek.
İşçi Partisi yetkilileri, Hoon ve Hewitt’in baskısına rağmen lider değişikliği için oylama yapılmasının söz konusu olmadığını açıkladı. Ayrıca Dışişleri Bakanı David Miliband gibi partinin ağır topları da Brown’a açıkça arka çıkıyor.
İŞÇİ PARTİSİ ÇÖKÜŞTE
Ancak analistler, Brown, bu muhalefeti bastırsa bile uyumsuzluğun ayyuka çıkmasının birkaç ay sonra yapılacak genel seçimleri İşçi Partisi’nin kazanma ihtimalini düşürdüğünü belirtiyor.
Guardian gazetesine konuşan Liverpool Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Jonathan Tonge, “İşçi Partisi silahını kendine döndürüyor. Muhafazakarları nasıl yeneceklerini tartışmak yerine, kendi aralarında bölünerek yarışta etkin olabilecekleri yönündeki en ufak umut ışığını da söndürdü” dedi.
Muhafazakar Parti adına konuşan Eric Pickles da Tonge’la benzer görüşleri dile getirdi. Pickles, BBC’ye yaptığı açıklamada, yaşanan gerginlikten memnun olduklarını dile getirirken, “Böylesine sorunlu ve parçalanmış bir partinin ülkeyi yönetiyor olması sorumsuzluktur” dedi.
Times gazetesinin siyaset editörü Philip Webster da Hoon’un diğer milletvekillerine gönderdiği mektupta yazdığı “Bu vaziyette seçime giremeyiz” cümlesinin Muhafazakar lider David Cameron’un “Böyle devam edemeyiz” sloganını hatırlattığını dile getirdi.
Seçimlerden çok kısa bir süre önce yaşanan olayın Brown’u eleştirenlerin bile tepkisini çektiğini belirten Webster, seçim yarışında Muhafazakarlarla arasında çok az fark olan İşçi Partisi için büyük bir sorun olduğunu belirtti.
BROWN’U ETKİLEMEZ
Ancak bu durumun en azından Brown için sorun olmadığını düşünen analistler de söz konusu.
Başarısız darbe girişimiyle ilgili olarak Daily Telegraph gazetesinde yayınlanan yorumda Brown’un koltuğunun geçmişte de benzer tehditlerle karşılaştığı ancak Başbakan’ın bu girişimlerden sıyrık bile almadan çıktığı hatırlatılarak, Kabine’nin önde gelen isimlerinin desteği olmaksızın bu tür planların başarıya ulaşamayacağı ifade edildi.
Dahası darbe planlarının ülkenin geleceği ya da parti içindeki ideolojik ayrımları değil, darbecilerin şahsi menfaatlerini gözeterek yapıldığı belirtilen yorumda Hoon ve Hewitt’in başarısız olmasının şaşırtıcı olmadığı savunuldu. Reuters’in haberine göre Hoon da girişiminin başarısızlığa uğradığını kabul etti.
Olayın patlak vermesi sonrasında bir açıklama yapan Brown ise yaşananları “bir bardak suda kopan fırtına” olarak tanımlayarak kendine güveninin sağlam olduğunu gösterdi.
Çarşamba günü partinin önde gelen iki ismi ve Tony Blair hükümetinin kilit isimleri Geoff Hoon ve Patricia Hewitt’in, diğer İşçi Partili milletvekillerine Brown’u başkanlıktan indirmek için bir oylama yapılmasını teklif eden mektupların ortaya çıkması ülkede deprem oluşturdu.
Eski Savunma Bakanı Hoon’un İngiltere’yi temsilen Avrupa Birliği’ne (AB) atanma isteğinin reddedilmesinden bu yana Brown’un “kuyusunu kazmak” istediği ifade ediliyor. Ancak yaşanan bu son mektup skandalında esas şaşırtıcı olan eski Sağlık Bakanı Hewitt’in Hoon’a verdiği destek.
İşçi Partisi yetkilileri, Hoon ve Hewitt’in baskısına rağmen lider değişikliği için oylama yapılmasının söz konusu olmadığını açıkladı. Ayrıca Dışişleri Bakanı David Miliband gibi partinin ağır topları da Brown’a açıkça arka çıkıyor.
İŞÇİ PARTİSİ ÇÖKÜŞTE
Ancak analistler, Brown, bu muhalefeti bastırsa bile uyumsuzluğun ayyuka çıkmasının birkaç ay sonra yapılacak genel seçimleri İşçi Partisi’nin kazanma ihtimalini düşürdüğünü belirtiyor.
Guardian gazetesine konuşan Liverpool Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Jonathan Tonge, “İşçi Partisi silahını kendine döndürüyor. Muhafazakarları nasıl yeneceklerini tartışmak yerine, kendi aralarında bölünerek yarışta etkin olabilecekleri yönündeki en ufak umut ışığını da söndürdü” dedi.
Muhafazakar Parti adına konuşan Eric Pickles da Tonge’la benzer görüşleri dile getirdi. Pickles, BBC’ye yaptığı açıklamada, yaşanan gerginlikten memnun olduklarını dile getirirken, “Böylesine sorunlu ve parçalanmış bir partinin ülkeyi yönetiyor olması sorumsuzluktur” dedi.
Times gazetesinin siyaset editörü Philip Webster da Hoon’un diğer milletvekillerine gönderdiği mektupta yazdığı “Bu vaziyette seçime giremeyiz” cümlesinin Muhafazakar lider David Cameron’un “Böyle devam edemeyiz” sloganını hatırlattığını dile getirdi.
Seçimlerden çok kısa bir süre önce yaşanan olayın Brown’u eleştirenlerin bile tepkisini çektiğini belirten Webster, seçim yarışında Muhafazakarlarla arasında çok az fark olan İşçi Partisi için büyük bir sorun olduğunu belirtti.
BROWN’U ETKİLEMEZ
Ancak bu durumun en azından Brown için sorun olmadığını düşünen analistler de söz konusu.
Başarısız darbe girişimiyle ilgili olarak Daily Telegraph gazetesinde yayınlanan yorumda Brown’un koltuğunun geçmişte de benzer tehditlerle karşılaştığı ancak Başbakan’ın bu girişimlerden sıyrık bile almadan çıktığı hatırlatılarak, Kabine’nin önde gelen isimlerinin desteği olmaksızın bu tür planların başarıya ulaşamayacağı ifade edildi.
Dahası darbe planlarının ülkenin geleceği ya da parti içindeki ideolojik ayrımları değil, darbecilerin şahsi menfaatlerini gözeterek yapıldığı belirtilen yorumda Hoon ve Hewitt’in başarısız olmasının şaşırtıcı olmadığı savunuldu. Reuters’in haberine göre Hoon da girişiminin başarısızlığa uğradığını kabul etti.
Olayın patlak vermesi sonrasında bir açıklama yapan Brown ise yaşananları “bir bardak suda kopan fırtına” olarak tanımlayarak kendine güveninin sağlam olduğunu gösterdi.