Seçim çağrılarına cevap verdi

Seçim tartışmalarıyla ilgili olarak konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Aklı selim sahibi insan, bu ülkeyi seven bir insan bu ifadeyi kullanmaz' dedi.

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, 7 yıl boyunca her yıl başında koydukları hedeflerin hemen hemen tamamını yakaladıklarını, bazılarında hedeflerin üzerine çıktıklarını belirtti. Küresel krizden öncede de 7 yıl boyunca ulusal ya da uluslararası krizlere şahit olduklarını anlatan Erdoğan, ''Bakın, yanı başımızda Irak'ın işgali, terör saldırıları, seçimler, kapatma davası. Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi ekonomiyi derinden etkileyecek gelişmeler, badireler yaşadık. Ama Türkiye, güçlü ekonomik yapısı, güçlü iktidarıyla kriz yönetimindeki başarısıyla tüm bu belirsizlik noktalarını aştı ve hedeflerine, bugünlere ulaştı'' diye konuştu.

Erdoğan, 2010 yılının ilk günlerinde karamsarlık, kötümserlik yüklü yorumlar, açıklamalar, analizler yapıldığını, aklıselim olanların da olumlu şekilde güzel açıklamalar yaptığına işaret ederek, şöyle konuştu:
''Lütfen dikkat edin, 7 yıl boyunca her yıl başında bunu yaptılar. Her seferinde yanıldılar ama bu karamsarlıktan vazgeçmediler. Her seferinde yanıldılar. Şimdi yeni bir şey daha gündeme getirmeye başladılar. Ne diyorlar? Seçim. İnanın bir aklı selim sahibi insan, bu ifadeyi kullanmaz. Bu ülkeyi seven bir insan bu ifadeyi kullanmaz. Her şey gayet başarılı şekilde yürürken, kalkıp da böyle bir ifadeyi ortaya atmak, Türkiye sevdası değil, ancak 'Türkiye'ye karşı ben nasıl bir tuzak kurarım?' Budur. Ama işin başında 5 yıllık iktidar kendisine verildiği halde 3,5 yılda kaçan iktidar yok. Milletinin verdiği vekaleti sonuna kadar kullanacak bir iktidar var. Bakın 8. yıla girdik. Onlar aynı alışkanlıklarını devam ettiriyorlar, varsın devam ettirsinler. Biz kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Ama onlar şunu bilmiyorlar; bir yatırımcı ülkesinde yatırım yaparken önce istikrara bakar. Küresel sermaye bir ülkeye giderken, önce o ülkedeki istikrara, güvene bakar. İstikrar, güven varsa o ülkede gelir, yatırım yapar, eğer yoksa yatırımı yapmaz. Siz eğer bu ülkede muhalefet olarak yapacağınızı değil de yaralamak için, olumsuzluk adına ne konuşulması gerekiyorsa, bunu konuşursanız, bu millet size oy vermez, sizi iktidar yapmaz, bunu böyle bilin. Milletim soruyor, 'Peki arkadaş sen ne yapacaksın?' diyor. Sen ne yapacağını söylemiyorsun ki...''

''2010 ZOR GEÇECEK DİYORLAR''
Erdoğan, bu kesimlerin ''2010 zor geçecek'' dediklerini ve felaket senaryoları çizdiklerini, daha yılın ilk gününden itibaren ''öldük, bittik, tükendik'' edebiyatı yaptıklarını kaydederek, ''Ya bunlar ciddi bir özgüven eksikliği içindeler ya da gönüllerinden geçeni söylüyorlar. Açık söylüyorum, inanarak, bilerek söylüyorum; 2010 yılı Türkiye için 2009 yılından çok daha parlak bir yıl olacak. 2010 Türkiye için başarılarla dolu bir yıl olacak. 2010, Türkiye'nin gücünün de itibarının da içeride ve dışarıda artmaya devam ettiği bir yıl olacak'' dedi.

2010 yılı ve sonrasında da tüm hedefleri tutturacaklarına, hedefleri aşacaklarına yürekten inandığını dile getiren Erdoğan, hata payı olabileceğini vurguladı. Aynı inançla yine gece gündüz çalışacaklarını, heyecanla, coşkuyla, aşkla, sevdayla, kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü.

''Bütün geçen süre içinde, 7 yılı geride bıraktık, 8. yılın içindeyiz, hiçbir zaman milletinin cebindeki paraya göz diken bir iktidar olmadık. Ama bizden önceki iktidarlara şöyle bir bakın. Gözleri her zaman vatandaşının cebindeki parada oldu. İşçisinin, memurunun, köylüsünün, BAĞKUR'lusunun cebindeki parada oldu. Sürekli bunlar para basmadılar mı? Darphane, bunlar sıkıştığı zaman para asmıyor muydu? Niçin bunlar 6 tane sıfırı getirip birin yanına koydular. Bunun sebebi neydi? Açık kapama değil miydi. Peki bu sıfırlar konurken benim işçimin, memurumun, vatandaşımın, köylümün cebindeki para erimiyor muydu? Aynı güneş karşısındaki kar topu gibi eriyordu. Şimdi utanmadan, sıkılmadan çıkıp, bizi vatandaşının, memurunun, işçisinin cebindeki paraya göz dikmekle itham ediyorlar. Hayır, rakamlar ortadadır. Biz hiçbir zaman enflasyon denilen canavara vatandaşımızı mahkum etmedik. Hiçbir zaman vatandaşımızın cebindeki parayı, enflasyon oranının altına asla düşürmedik. Tam aksine, hep enflasyonun üstünde ve değeri artan bir parayı vatandaşımıza kazandırdık.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 21 banka batarken iktidarda MHP-DSP-ANAP koalisyon hükümetinin bulunduğunu hatırlatarak, ''(Çok başarılıydınız da 5 yıl iktidarda kalmanız gerekirken 3,5 yılın sonunda hükümeti bırakıp, niçin kaçıp gittiniz?) diye adama sormazlar mı?'' dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, sözlerine 2010 yılını kutlayarak başladı. Geçen yılın, dünya için zor ve çetin bir yıl olduğunu belirten Erdoğan, 2008'de başlayan küresel finans krizinin, 2009 yılında etkisini ağırlaştırarak hissettirdiğini ve bir çok ülkede telafisi uzun sürecek tahribata neden olduğunu anlattı.

''Küresel ölçekte yaşanan, hem de çok ağır yaşanan krize rağmen 2009 yılı, Türkiye için o ölçekte zorlu, o ölçekte çetin bir yıl olmamıştır'' diyen Erdoğan, kriz etkisini tüm dünyada ağırlaştırırken, kendisinin, ''Kriz bizi teğet geçecek'' dediğini anımsattı. Erdoğan, bu sözlerinin günlerce, haftalarca, aylarca hafife alındığını ve bu ifadeleri üzerinden çok sayıda olumsuz yorum yapıldığını anlattı.

Erdoğan, ''Ben, o gün 'Kriz teğet geçecek' derken; bir temenniyi dile getirmedim, içimden geçeni söylemedim, beklentilerimi ifade etmedim. Tam tersine Türkiye ekonomisinin sahip olduğu gücün, direncin, büyüklüğün farkında olarak bu tespiti yaptım. Benim bu tespitimi OECD, IMF, Dünya Bankası gibi bir çok uluslararası kuruluş da paylaşıyor ve 2010'dan itibaren Türkiye'nin en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alacağını teyit ediyorlar'' diye konuştu.

Şu anda tüm dünyada küresel finans krizinin gerileme eğilimine girdiğini, umutların arttığını, iyimser beklentilerin çoğaldığını anlatan Erdoğan, başta ABD ve Avrupa olmak üzere krizin ortaya çıktığı ülke ve bölgelerden olumlu sinyaller alınmaya başladığını söyledi. ''Bizim de umudumuz, krizin bir an önce aşılması, tahribatın telafi edilmesi ve küresel büyümenin pozitife dönüşmesi yönündedir'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye, G-20 zirvelerinde olsun, IMF, Dünya Bankası toplantıları ve diğer platformlarda olsun, artık ekonomik tezlerini çok güçlü şekilde ifade eden, uyarıları dikkate alınan, performansı çok yakından izlenen ülke konumuna yükselmiştir. Bu yeni durumu, sizlerin, aziz milletimizin, ekonominin tüm aktörlerinin bilmesini ve bu özgüven içinde olmasını hasleten rica ediyorum.

Dikkat ediniz, krizin başladığı günden itibaren ABD'de 158 banka battı. Bizde ise tek bir banka bile batmadı. Neden? Çünkü 7 yıldır çok sağlam, dirençli ve denetim altında bir bankacılık, finans sistemi inşa etmek için mücadele verdik. Bunun sonucu olarak tek bir bankamız bile batmadı, ciddi bir zorluk da yaşamadık. Bankacılık sektörü sermaye yeterlilik oranı Rusya'da yüzde 18,5, ABD'de yüzde 13,5, Japonya'da yüzde 13,4, Almanya'da yüzde 13 iken, bizde bu oran yüzde 20,4... 2001 krizinde bu ülkede tam 21 banka, fona devredildi. Kimlerin iktidarı döneminde olduğunu biliyorsunuz. Bu bankaların neden olduğu zarar, benim milletimin cebinden çıktı. Bunu o bankaların patronları, şurası burası değil, benim milletim ödedi. 2008 yılından bu yana ise çok daha büyük ve küresel ölçekte kriz yaşanıyor. Türkiye'de tek bir banka yine, hala batmadı, sıkıntı, zorluk yaşamadı. Niye? Ciddi manada bir denetim ve takip mekanizması, disiplin var.''

''KÖTÜMSERLER KARANLIK TABLO ÇİZMEKTE ISRAR EDİYOR''

Erdoğan, işsizlikte de aynı durumun yaşandığına işaret ederek, ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya'nın, işsizlikte tarihi seviyede yüksek oranlara ulaşırken, Türkiye'de aldıkları önlemler sonucunda işsizliğin en son yüzde 13.4 seviyesinde kaldığını söyledi. 7 yıl önce göreve geldiklerinde bu oranın yüzde 10.7 olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

''Türkiye'de bugün kötümserler, hala karanlık bir tablo çizmekte. Krizi istismar etmekte ısrar ederken; dünya otoriteleri, Türkiye'nin krizden en hızlı çıkan ülke olduğunu teyit ediyorlar zaten. 21 banka batarken iktidarda kim vardı? MHP-DSP-ANAP vardı. 'Çok başarılıydınız da 5 yıl iktidarda kalmanız gerekirken 3,5 yılın sonunda hükümeti bırakıp niçin kaçıp gittiniz' diye adama sormazlar mı? Çünkü sizin işiniz değil bu, yapamazsınız. Ama bizler kararlı şekilde ilk dönemi tamamladık, şimdi de yine ikinci dönemi aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Şimdi bunların derdi ne? 'Acaba bize bırakılsa da yeniden gelip, o alıştığımız bazı malum işleri yapsak...' Yok, benim milletimin artık bir kere sütten ağzı yandı, şimdi yoğurdu üfleyerek yiyor.''

''YAPAMAZSINIZ, BAŞARAMAZSINIZ DEDİLER''

Erdoğan, IMF ve OECD'nin, Türkiye için büyüme tahminin yüzde 3,7 olduğunu, diğer finans kuruluşlarının ise yüzde 3,8 ile yüzde 5, 5 oranında büyüme tahmininde bulunduklarına işaret ederek, ''Bizim ise kendi tahminimiz çok mütevazi, yüzde 3,5. OECD tahminlerine göre Türkiye, 2010 yılında 30 ülke arasında Güney Kore'den sonra en fazla büyüme kaydedecek ülkedir. Tespit bu. 2011'de ise 30 ülke arasında en fazla büyümeyi Türkiye'nin kaydedeceği ifade ediliyor. Bunu biz söylemiyoruz. Eylül 2008'den beri dünya genelinde 87 adet kredi notu düşüşü gerçekleşirken, sadece 17 adet kredi notu artışı yapıldı. Türkiye, kredi notu artırılan 17 ülke arasında yer almıştır. Bütün sıkıntılara rağmen...'' diye konuştu.

Geçen yılın ekonomik verilerinin yavaş yavaş şekillenmeye başladığını, dün enflasyon ve ihracat verilerinin açıklandığını hatırlatan Erdoğan, 2008'de 10.6 olarak gerçekleşen enflasyon oranını, 2009'da yüzde 6,5'e kadar çektiklerini söyledi.

Dünyadaki genel düşüşle birlikte, Türkiye ihracatının da gerilediğini, ancak bu gerilemeye rağmen ihracatı yaklaşık 102 milyar dolara ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, 2009 boyunca Türkiye'nin, ilgili kesimlerin gayretleriyle ihracatı 100 milyar doların üzerine çıkardığını ifade etti.

Erdoğan, 2008 yılı sonunda, Varlık Barışı uygulamasını başlattıklarını, bunu 31 Aralık 2009'a kadar uzattıklarını hatırlatarak, süre kapsamında 64 bin beyanname verildiğini bildirdi. Erdoğan, 26 milyar 950 milyonu yurt dışından, 20 milyar 353 milyon lirası da yurt içinden olmak üzere 47 milyar 302 milyon lira beyan edildiğini kaydederek, bu beyanlar üzerinden tahakkuk edilen vergi miktarının ise 1,5 milyar lira olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''(Yapamazsınız, başaramasınız, sonuç alamazsınız) dediler, işte sonuç ortada. Belki daha fazla da olabilirdi. Ama bu kadarıyla bu yılın sonuna ulaştık. Türkiye çok güçlü şekilde güven veren, istikrarlı bir ülke olarak bu neticeyi yakalıyor. Eğer bu güven olmasaydı, bu neticeyi alamazdık. Küresel krizin Türkiye üzerindeki etkisi sınırlı olmuştur. Bu sınırlı etkiyi de inşallah geride bırakacak, büyümeye, gelişmeye, ilerlemeye her alanda, her boyutuyla devam edeceğiz'' dedi.