'MİT APO'yu kullanmış olabilir'
Abdullah Öcalan'ın yargılayan mahkemede de görev yapan emekli DGM Savcısı Talat Şalk, 'MİT Apo'yu kullanmış olabilir' dedi.
Abdullah Öcalan'ın yargılayan mahkemede de görev yapan emekli DGM Savcısı Talat Şalk, "MİT Apo'yu kullanmış olabilir" iddiasında bulundu. Talat Şalk, PKK'nın kuruluşundaki bazı asılsız iddiaların ortaya atıldığını söyleyerek, "Bu kanlı terör örgütünü MİT yada Ergenekon örgütü kurdurmadı. O yıllarda Ergenekon örgütünün varlığından söz edilemez" diye konuştu.
Abdullah Öcalan'ın yargılayan mahkemede de görev yapan emekli DGM Savcısı ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) İç Güvenlik ve Hukuk Uzmanı Talat Şalk, 'Apo'nun yargılanmasının bilinmeyenleri' konulu panele katıldı.
Keşan Ahmet Yenice İlköğretim Okulu Sevim Yenice Kültür Salonu'nda gerçekleştirilen başlayan panelde, Şalk, 'İmralı'da Öcalan'a Soruldu' adlı kitabında da yer verdiği, Kızıltepe ve Mardin'de savcılık yaptığı dönemlerdeki PKK örgütlenmesini, terör örgütünün 12 Eylül dönemindeki yapısal değişimini ve kararlı bir mücadele sonunda yakalanan Abdullah Öcalan'ın yargılanma sürecindeki gelişmeleri anlattı.
Uzun yıllar DGM savcılığı yaptığını ancak Ergenekon adına hiç rastlamadığını anlatan Şalk, "MİT Apo'yu kullanmış olabilir. Ancak MİT'in Öcalan'ı ajan olarak kullanmasıyla, PKK'yı kurdurmuş olması farklı şeylerdir. Öcalan, sonrasında müstakil olarak örgütü kurmuş ve bu örgüt Türkiye Cumhuriyeti'ni uzun yıllar uğraştırmış ve uğraştırmaktadır. Bu tip örgütlerde adet, büyük bir eylemin ardından, kuruluşunu ilan etmektir. PKK da Bucak Aşireti'ne karşı giriştiği eylemden sonra örgüt olduğunu ilan etti. Bütün Bucak ailesini öldürmeyi planlayan PKK, gösterilen mukavemet yüzünden başarılı olamamasına rağmen, adından söz ettirmeyi başardı" dedi.
1984 yılının 15 Ağustos'unda, ülkenin büyük bir bedel ödendiğinin altını çizen Şalk, "Türkiye'ye ellerini kollarını sallaya sallaya gelen PKK'lılar, Eruh ve Şemdinli'yi resmen teslim aldı. Kaymakamıyla ve Jandarma komutanıyla birlikte resmen teslim alıyorlar. Askerin silahlarını topluyor, meydana topladıkları halka örgütün propagandasını yaptıktan sonra ilçeleri terk edip gidiyorlar. Bu, çok ciddi olay bile Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından küçük görüldü ve 'birkaç eşkıyanın işi' olarak açıklandı. Ancak sonraki yıllarda, bu birkaç eşkıya ile anlaşma yolları bile arandı. Bu da bir gerçektir" diye konuştu.
"Özal el altından Apo'ya haber gönderdi"
Talat Şalk, "PKK da tek taraflı ateşkeslerle kendisine siyasi bir hüviyet kazandırmak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti de kesinlikle bu ateşkese karşılık vermedi ama Özal da el altından PKK'ya haber göndererek, 'Gidin bu adama söyleyin. Gelsin burada siyaset yapsın. Milletvekili olmak istiyorsa milletvekili olsun' dedi. Ne amaçla olduğunu bilmiyorum ama asker orada çarpışırken böyle açıklamaları doğru bulmuyorum. Daha sonra yargılamasında bulunduğum Leyla Zana ve arkadaşları da bu olayı kullandı" ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan'ın sorgulanması ve yargılanması sırasındaki psikolojisi ve davranışlarını anlatan Talat Şalk, "Sorgulaması sırasında aramızda gelişen diyaloglarda, bana, kendisinin idam edilip edilmeyeceğini, ardından da affedilip affedilmeyeceğini sordu. Bir başka örnek vereyim. Sorgulamayı yaptığımız salonun tavanı oldukça basıktı. Ben biraz hızlıca ayağa kalktığımda, başımın tavana vuracağını gören Apo, eliyle tavanı işaret ederek, dikkatli olmamı istedi. Ancak sonuçta o bir terörist. Anlattıklarında köylere olan saldırı emrini kendisinin verdiğini de gururla söyledi. Bir köydeki yaşlı, çocuk ve kadınların öldürülme emrini veren bir kişi insancıl olamaz" dedi.
Abdullah Öcalan'ın yargılayan mahkemede de görev yapan emekli DGM Savcısı ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) İç Güvenlik ve Hukuk Uzmanı Talat Şalk, 'Apo'nun yargılanmasının bilinmeyenleri' konulu panele katıldı.
Keşan Ahmet Yenice İlköğretim Okulu Sevim Yenice Kültür Salonu'nda gerçekleştirilen başlayan panelde, Şalk, 'İmralı'da Öcalan'a Soruldu' adlı kitabında da yer verdiği, Kızıltepe ve Mardin'de savcılık yaptığı dönemlerdeki PKK örgütlenmesini, terör örgütünün 12 Eylül dönemindeki yapısal değişimini ve kararlı bir mücadele sonunda yakalanan Abdullah Öcalan'ın yargılanma sürecindeki gelişmeleri anlattı.
Uzun yıllar DGM savcılığı yaptığını ancak Ergenekon adına hiç rastlamadığını anlatan Şalk, "MİT Apo'yu kullanmış olabilir. Ancak MİT'in Öcalan'ı ajan olarak kullanmasıyla, PKK'yı kurdurmuş olması farklı şeylerdir. Öcalan, sonrasında müstakil olarak örgütü kurmuş ve bu örgüt Türkiye Cumhuriyeti'ni uzun yıllar uğraştırmış ve uğraştırmaktadır. Bu tip örgütlerde adet, büyük bir eylemin ardından, kuruluşunu ilan etmektir. PKK da Bucak Aşireti'ne karşı giriştiği eylemden sonra örgüt olduğunu ilan etti. Bütün Bucak ailesini öldürmeyi planlayan PKK, gösterilen mukavemet yüzünden başarılı olamamasına rağmen, adından söz ettirmeyi başardı" dedi.
1984 yılının 15 Ağustos'unda, ülkenin büyük bir bedel ödendiğinin altını çizen Şalk, "Türkiye'ye ellerini kollarını sallaya sallaya gelen PKK'lılar, Eruh ve Şemdinli'yi resmen teslim aldı. Kaymakamıyla ve Jandarma komutanıyla birlikte resmen teslim alıyorlar. Askerin silahlarını topluyor, meydana topladıkları halka örgütün propagandasını yaptıktan sonra ilçeleri terk edip gidiyorlar. Bu, çok ciddi olay bile Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından küçük görüldü ve 'birkaç eşkıyanın işi' olarak açıklandı. Ancak sonraki yıllarda, bu birkaç eşkıya ile anlaşma yolları bile arandı. Bu da bir gerçektir" diye konuştu.
"Özal el altından Apo'ya haber gönderdi"
Talat Şalk, "PKK da tek taraflı ateşkeslerle kendisine siyasi bir hüviyet kazandırmak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti de kesinlikle bu ateşkese karşılık vermedi ama Özal da el altından PKK'ya haber göndererek, 'Gidin bu adama söyleyin. Gelsin burada siyaset yapsın. Milletvekili olmak istiyorsa milletvekili olsun' dedi. Ne amaçla olduğunu bilmiyorum ama asker orada çarpışırken böyle açıklamaları doğru bulmuyorum. Daha sonra yargılamasında bulunduğum Leyla Zana ve arkadaşları da bu olayı kullandı" ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan'ın sorgulanması ve yargılanması sırasındaki psikolojisi ve davranışlarını anlatan Talat Şalk, "Sorgulaması sırasında aramızda gelişen diyaloglarda, bana, kendisinin idam edilip edilmeyeceğini, ardından da affedilip affedilmeyeceğini sordu. Bir başka örnek vereyim. Sorgulamayı yaptığımız salonun tavanı oldukça basıktı. Ben biraz hızlıca ayağa kalktığımda, başımın tavana vuracağını gören Apo, eliyle tavanı işaret ederek, dikkatli olmamı istedi. Ancak sonuçta o bir terörist. Anlattıklarında köylere olan saldırı emrini kendisinin verdiğini de gururla söyledi. Bir köydeki yaşlı, çocuk ve kadınların öldürülme emrini veren bir kişi insancıl olamaz" dedi.