Balyozcu Paşa Alevi iddialarına cevap...
Çetin Doğan'ın Alevi olduğuna dair yorumlara Radikal gazetesi yazarı Namuk Kemal Zeybek'ten yanıt geldi...
Sıkı laikçi.. Üniversiteye mescid yaptırmadı.. Başörtü yasağı başlattı..
Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı Balyoz darbe planı gündemdeki yerine koruyor. Hergün başka bir ayrıntının ortaya çıktığı planla ilgili yorumlar da sürüyor. Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz de geçtiğimiz günlerde köşesinde Balyoz'u yazdı. Ama şimdiye kadar pek dillendirilmeyen bir şeyi dillendirerek.. Aköz yazısında, Balyoz darbe planının Alevi paşaların işi olduğunu iddia etti.
Aköz'e yanıt Radikal gazetesi yazarı Namuk Kemal Zeybek'ten geldi. Zeybek, Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın alevi olup olmadığı sorularına bugünkü köşesinden açıklama getirdi. İşte Zeybek'in o yazısı:
CEVAP İSTEYEN BASIN YAYIN KURULUŞLARINA TOPLU BİLGİ
Bugünlerde emekli General Çetin Doğan gündemde... Sıkıntılı günlerinde ona acı vermek istemem... Sadece bana, onunla ilgili soru soranlara; konuşmamı isteyen basın-yayın kuruluşlarına toplu bilgi vermek isterim.
Öncelikle hakkındaki suçlamalarla ilgili ne bilgim olabilir, ne de onlar hakkında konuşurum. Yargının alanına girip, ne peşin aklarım, ne de karalarım. Haberler doğru da olabilir; doğru olmayabilir de... Yarı doğru, yarı yanlış da olabilir... Bilemem... Savcılar inceler, ciddi görürlerse dava açarlar, yargıçlar inceler ve karar verirler...
ALEVİ KÖKENLİ VE YA ALEVİ İNANÇLI DEĞİL
Ama yargının alanına girmeyecek kimi konuları da açıklığa kavuşturmak isterim. Öncelikle birçok kişinin sandığı gibi sayın Ç. D.’nın Alevi kökenli veya Alevi inançlı olmadığını söylemeliyim. Soyadından ötürü onu Prof. İzzettin Doğan’ın kardeşi veya akrabası sananlar yanılırlar. Uzaktan yakından bir akrabalık ilişkileri yoktur.
LAİKLİĞE ÇOK ÖNEM VERİR
İnanç konusuna gelince, alevi inançlarıyla bir ilgisinin olmadığını tanıştıktan sonra gördüm. Anladığım kadarıyla sayın Ç.D.’nın çok önem verdiği konu laikliktir. Sadece devletle değil, üniversitelerin de dinle ilgilenmelerini laikliğe aykırı görür. Sözgelimi bir ara Mütevelli Heyet Başkanlığı’nı yaptığı ‘Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde’ Sovyetler döneminde vaziyet planına konulan mescidi ‘Üniversitelerde ve kışlalarda cami olmaz’ diyerek plandan çıkarmıştır. Üniversitenin Cem Vakfı ile birlikte düzenlediği ‘Cem Törenini’ ise kendi dönemine denk geldiğinde yaptırmamıştır. (Biz Ahmet Yesevi Vakfı olarak yaptık)
Yaptığı en önemli işin A. Y. Üniversitesi’nde ‘başörtüsü yasağı başlatmak’ olduğunu da kendisinin anlattığını gazetelerden okudum. Dediği doğrudur. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde başörtüsü serbest idi. O yasakladı. Üniversitenin Ankara’da ve İstanbul’daki binaları dışında yasağını yürütemedi ama olsun, o laiklik anlayışının gereğini yaptı.Biz başörtü yasağını laikliğe aykırı buluyoruz, o ve benzerleri başörtü özgürlüğünü...Olsun... Aramızda elbette çok görüş farkı var. Kazakistan’da büyüklerin adıyla kurulan üniversitelerde onları anlatan dersler vardır.
ÜNİVERSİTE BİTİRMEMİŞ BİRİ NASIL ÜNİVERSİTE YÖNETEBİLİR?
Abay Üniversitesi’nde ‘Abay Tanı’, Farabi Üniversitesi’nde ‘Farabi Tanı’ gibi... Sayın Ç. D., Ahmet Yesevi Üniversitesi’nden ‘Ahmet Yesevi Tanı’ derslerinin kaldırılması için yazı yazdı. Ve işte bu hiç olmadı...Biz 60 lisede Türkçe dersleri başlatmıştık. Onları da kaldırttı...Elbette başkan idi, yetkisini kullandı... Ne diyebiliriz.“Ama en başta tayini yanlıştı. Üniversite bitirmemiş bir insan nasıl üniversite yönetebilir?” ayrı bir soru... Ama yasada ‘Yüksek Bürokrat’ olmak kuralı vardı ve yok sayılarak atanmıştı. Görevden alınması ise doğru olmuştu ve Yüksek Yargı da bunu onaylamıştı.
BİRİNDE AKP YANDAŞLARI, DİĞERİNDE AKP KARŞITLARI..
Birde yapacakları darbede (eğer varsa) tavsiye edilecek ve kullanılabilir gazeteciler dizini konusu var. Ne de çok yorumlar yapılıyor. Nasıl da tuhaf tepkiler ortaya konuluyor. O iki dizindeki kişilerden birisinde AKP yandaşları, ötekisinde AKP karşıtları var. Bence iş bundan ibaret. AKP karşıtlarının darbeye destek verebilecekleri ise bir ham hayalden başkası değil. Söz gelimi ben AKP’ye yandaş değilim ama bırakın darbe ile devrilmesini kapatılmasına bile karşı olduğumu yazdım ve konuştum. Şimdi... Dilerim ki hakkında yazılanlar doğru değildir. Yine dilerim ki milletimize, ordumuza ve ordu-millet ilişkilerine en büyük zararı veren darbeler ve müdahaleler devri artık son bulmuştur.
Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı Balyoz darbe planı gündemdeki yerine koruyor. Hergün başka bir ayrıntının ortaya çıktığı planla ilgili yorumlar da sürüyor. Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz de geçtiğimiz günlerde köşesinde Balyoz'u yazdı. Ama şimdiye kadar pek dillendirilmeyen bir şeyi dillendirerek.. Aköz yazısında, Balyoz darbe planının Alevi paşaların işi olduğunu iddia etti.
Aköz'e yanıt Radikal gazetesi yazarı Namuk Kemal Zeybek'ten geldi. Zeybek, Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın alevi olup olmadığı sorularına bugünkü köşesinden açıklama getirdi. İşte Zeybek'in o yazısı:
CEVAP İSTEYEN BASIN YAYIN KURULUŞLARINA TOPLU BİLGİ
Bugünlerde emekli General Çetin Doğan gündemde... Sıkıntılı günlerinde ona acı vermek istemem... Sadece bana, onunla ilgili soru soranlara; konuşmamı isteyen basın-yayın kuruluşlarına toplu bilgi vermek isterim.
Öncelikle hakkındaki suçlamalarla ilgili ne bilgim olabilir, ne de onlar hakkında konuşurum. Yargının alanına girip, ne peşin aklarım, ne de karalarım. Haberler doğru da olabilir; doğru olmayabilir de... Yarı doğru, yarı yanlış da olabilir... Bilemem... Savcılar inceler, ciddi görürlerse dava açarlar, yargıçlar inceler ve karar verirler...
ALEVİ KÖKENLİ VE YA ALEVİ İNANÇLI DEĞİL
Ama yargının alanına girmeyecek kimi konuları da açıklığa kavuşturmak isterim. Öncelikle birçok kişinin sandığı gibi sayın Ç. D.’nın Alevi kökenli veya Alevi inançlı olmadığını söylemeliyim. Soyadından ötürü onu Prof. İzzettin Doğan’ın kardeşi veya akrabası sananlar yanılırlar. Uzaktan yakından bir akrabalık ilişkileri yoktur.
LAİKLİĞE ÇOK ÖNEM VERİR
İnanç konusuna gelince, alevi inançlarıyla bir ilgisinin olmadığını tanıştıktan sonra gördüm. Anladığım kadarıyla sayın Ç.D.’nın çok önem verdiği konu laikliktir. Sadece devletle değil, üniversitelerin de dinle ilgilenmelerini laikliğe aykırı görür. Sözgelimi bir ara Mütevelli Heyet Başkanlığı’nı yaptığı ‘Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde’ Sovyetler döneminde vaziyet planına konulan mescidi ‘Üniversitelerde ve kışlalarda cami olmaz’ diyerek plandan çıkarmıştır. Üniversitenin Cem Vakfı ile birlikte düzenlediği ‘Cem Törenini’ ise kendi dönemine denk geldiğinde yaptırmamıştır. (Biz Ahmet Yesevi Vakfı olarak yaptık)
Yaptığı en önemli işin A. Y. Üniversitesi’nde ‘başörtüsü yasağı başlatmak’ olduğunu da kendisinin anlattığını gazetelerden okudum. Dediği doğrudur. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde başörtüsü serbest idi. O yasakladı. Üniversitenin Ankara’da ve İstanbul’daki binaları dışında yasağını yürütemedi ama olsun, o laiklik anlayışının gereğini yaptı.Biz başörtü yasağını laikliğe aykırı buluyoruz, o ve benzerleri başörtü özgürlüğünü...Olsun... Aramızda elbette çok görüş farkı var. Kazakistan’da büyüklerin adıyla kurulan üniversitelerde onları anlatan dersler vardır.
ÜNİVERSİTE BİTİRMEMİŞ BİRİ NASIL ÜNİVERSİTE YÖNETEBİLİR?
Abay Üniversitesi’nde ‘Abay Tanı’, Farabi Üniversitesi’nde ‘Farabi Tanı’ gibi... Sayın Ç. D., Ahmet Yesevi Üniversitesi’nden ‘Ahmet Yesevi Tanı’ derslerinin kaldırılması için yazı yazdı. Ve işte bu hiç olmadı...Biz 60 lisede Türkçe dersleri başlatmıştık. Onları da kaldırttı...Elbette başkan idi, yetkisini kullandı... Ne diyebiliriz.“Ama en başta tayini yanlıştı. Üniversite bitirmemiş bir insan nasıl üniversite yönetebilir?” ayrı bir soru... Ama yasada ‘Yüksek Bürokrat’ olmak kuralı vardı ve yok sayılarak atanmıştı. Görevden alınması ise doğru olmuştu ve Yüksek Yargı da bunu onaylamıştı.
BİRİNDE AKP YANDAŞLARI, DİĞERİNDE AKP KARŞITLARI..
Birde yapacakları darbede (eğer varsa) tavsiye edilecek ve kullanılabilir gazeteciler dizini konusu var. Ne de çok yorumlar yapılıyor. Nasıl da tuhaf tepkiler ortaya konuluyor. O iki dizindeki kişilerden birisinde AKP yandaşları, ötekisinde AKP karşıtları var. Bence iş bundan ibaret. AKP karşıtlarının darbeye destek verebilecekleri ise bir ham hayalden başkası değil. Söz gelimi ben AKP’ye yandaş değilim ama bırakın darbe ile devrilmesini kapatılmasına bile karşı olduğumu yazdım ve konuştum. Şimdi... Dilerim ki hakkında yazılanlar doğru değildir. Yine dilerim ki milletimize, ordumuza ve ordu-millet ilişkilerine en büyük zararı veren darbeler ve müdahaleler devri artık son bulmuştur.