AB sürecinde Türkiye kabuk değiştiriyor
Mersin'de bir açılışa katılan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği sürecini ve Demokratik Açılım konuları hakkında açıklamalarda bulundu.
Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile birlikte Mersin'e gelen Egemen Bağış, Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğü'nün açılış törenine katıldı.
Türkiye'de darbeler sonrasında siyasilerin idam edilmesinin tarihin kara bir lekesi olarak geçmişte kaldığını belirten Bağış, Türkiye'nin kendi sosyal sorunlarını teşhis edip, tedavi için gerekli kararlılığı ortaya koymasının çok ama çok önemli olduğunu vurguladı.
Bağış, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin, demokratikleşmenin, şeffaflaşmanın, zenginleşmenin ve kardeşliğin en önemli araçlarından biri olduğunu ve bu alanda da özellikle son dönemde oldukça önemli gelişmeler yaşandığının altını çizdi.
AB'nin sınırlarını yeniden çizdiğini kaydeden Bağış, "Bir zamanlar, 'AB'nin sınırları Pirana Dağları'nda bitiyor' diyenler, İspanya'ya, Portekiz'e ve zamanında İngiltere'ye tavır koyanlar, Berlin'de yıkılan duvarları Meriç kıyılarında yeniden inşa etmeye çalışıyor. Ancak bunu başaramayacaklarının cevabını bugünkü törenle veriyoruz" dedi.
TÜRKİYE AB SÜRECİNDE KABUK DEĞİŞTİRİYOR
Türkiye'nin AB sürecinde kabuk değiştirdiğinin altını çizen Bağış, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "AB'ye ilk başvuruyu yapan Sayın Menderes'in başına geldiği gibi Türkiye'de darbeler sonrasında siyasilerin idam edilmesi, tarihin kara bir lekesi olarak artık geçmişte kalmıştır. Artık ülkede Tolstoy ve Dostoyevski gibi önemli yazarların dünya klasikleri arasında yer alan eserleri toplatılıp yakılmıyor. Artık bu ülkede siyasiler, ders kitaplarındaki şiirleri okudukları için hapse girmiyor. Artık Türkiye her geçen gün daha demokratik, daha müreffeh, daha şeffaf ve daha saygın bir ülke olarak dünya barışına önemli katkılar sunuyor. Bugün Türkiye eş zamanlı olarak; Bosna Hersek ile Sırbistan arasında, Afganistan ile Pakistan arasında, Suriye ile Irak arasında, İsrail ile İran ve Suriye arasında, Rusya ile Gürcistan arasında arabulucuk yaptığı gibi 'Medeniyetler İttifakı Projesi'ne de eşbaşkanlık yapıyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Konseyi'nde dünya huzur ve barışı için önemli bir çaba sarf ediyor. İşte bu süreçte AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı, en az Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacı kadardır."
Türkiye'de darbeler sonrasında siyasilerin idam edilmesinin tarihin kara bir lekesi olarak geçmişte kaldığını belirten Bağış, Türkiye'nin kendi sosyal sorunlarını teşhis edip, tedavi için gerekli kararlılığı ortaya koymasının çok ama çok önemli olduğunu vurguladı.
Bağış, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin, demokratikleşmenin, şeffaflaşmanın, zenginleşmenin ve kardeşliğin en önemli araçlarından biri olduğunu ve bu alanda da özellikle son dönemde oldukça önemli gelişmeler yaşandığının altını çizdi.
AB'nin sınırlarını yeniden çizdiğini kaydeden Bağış, "Bir zamanlar, 'AB'nin sınırları Pirana Dağları'nda bitiyor' diyenler, İspanya'ya, Portekiz'e ve zamanında İngiltere'ye tavır koyanlar, Berlin'de yıkılan duvarları Meriç kıyılarında yeniden inşa etmeye çalışıyor. Ancak bunu başaramayacaklarının cevabını bugünkü törenle veriyoruz" dedi.
TÜRKİYE AB SÜRECİNDE KABUK DEĞİŞTİRİYOR
Türkiye'nin AB sürecinde kabuk değiştirdiğinin altını çizen Bağış, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "AB'ye ilk başvuruyu yapan Sayın Menderes'in başına geldiği gibi Türkiye'de darbeler sonrasında siyasilerin idam edilmesi, tarihin kara bir lekesi olarak artık geçmişte kalmıştır. Artık ülkede Tolstoy ve Dostoyevski gibi önemli yazarların dünya klasikleri arasında yer alan eserleri toplatılıp yakılmıyor. Artık bu ülkede siyasiler, ders kitaplarındaki şiirleri okudukları için hapse girmiyor. Artık Türkiye her geçen gün daha demokratik, daha müreffeh, daha şeffaf ve daha saygın bir ülke olarak dünya barışına önemli katkılar sunuyor. Bugün Türkiye eş zamanlı olarak; Bosna Hersek ile Sırbistan arasında, Afganistan ile Pakistan arasında, Suriye ile Irak arasında, İsrail ile İran ve Suriye arasında, Rusya ile Gürcistan arasında arabulucuk yaptığı gibi 'Medeniyetler İttifakı Projesi'ne de eşbaşkanlık yapıyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Konseyi'nde dünya huzur ve barışı için önemli bir çaba sarf ediyor. İşte bu süreçte AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı, en az Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacı kadardır."