İMF'nin bu modeli Türkiye'yi altüst eder
Saadet Partisi Lideri Numan Kurtulmuş, Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaya hazırlandığını söyleyerek, 'Üretimden elimizi çektirdiler. Stratejik kuruluşlarımızı sattırdılar şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek ülkenin gelirlerini kontrolleri altına alacaklar' diye konuştu.
AKP hükümetinin finans kapitalist sistemin çıkarlarını koruyan bir ekonomi politikası uyguladığını anlatan Kurtulmuş, ülkenin stratejik kuruluşlarının teker teker satıldığını ve bu yanlış politikaların sonucunda işsizlik sorunun kronik bir hal aldığını bildirdi. Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaya hazırlandığını söyleyen Kurtulmuş, "Üretimden elimizi çektirdiler. Stratejik kuruluşlarımızı sattırdılar şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek ülkenin gelirlerini kontrolleri altına alacaklar" dedi
İşsizlik korkunç boyutlarda
Özelleştirmelerin ekonomik ve sosyal boyutunun Türkiye'ye ağır bir fatura çıkardığını söyleyen Kurtulmuş, "Resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 13.8'dir. Mevsimlik işçiler ile iş aramayanları iş sahibi sayıyorlar. Türkiye'de pratik olarak işsizlik yüzde 20'dir. Eğitimli genç işsizlik yüzde 28'dir. Yani Türkiye'de üniversite bitirmiş olan üç gencimizden iki tanesi işsiz olmayı kabul ediyor. Her vatandaşa istihdam üretmek en asil vazifesi olan Başbakan 'her üniversite mezununa iş bulacağız diye bir kural yok' diyor" tepkisinde bulundu.
Afganistan'a askere hayır
ABD'nin Afganistan için Türkiye'den asker gönderilmesi talebine de değinen Kurtulmuş, bu konuda hükümeti sert bir dille uyardı. "ABD'nin çıkarları için askerimizi Afganistan'a gönderemeyiz. Böyle bir kararın karşısında olacağız" diye konuşan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın 'Afganistan'a savaşan asker gönderilmeyecektir' sözlerini bir teminat olarak almak istediklerini ancak Başbakan Erdoğan'ın birçok sözünden geri adım attığı için buradaki sözlerinden de geri adım atacaklarına dair endişe taşıdıklarını söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin önemli bir yol ayrımında bulunduğunu belirterek, Türkiye ya küresel finans kapitalistlerinin Türkiye'ye dayattıkları modelle üretimden elini tamamen çekecek ya da üretim, istihdam yapan, sosyal refahı artıran Yeniden Büyük Türkiye modeli ile kendisine geleceğini söyledi.
Tarım, hayvancılık başta olmak üzere Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmak için 'silkinmeye' ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye'nin bu silkinmeyi de ancak Saadet Partisi'nin iktidarında yapabileceğini vurguladı. Partisinin Türkiye Buluşmaları çerçevesinde Antalya'da halkla buluşan Kurtulmuş, AKP hükümeti döneminde milli bir ekonomi politikası yerine finans kapitalist sistemin dayattığı politikaların uygulandığını vurguladı. Önceki akşam Antalya Falez Otel'de düzenlenen programa Antalya, Burdur ve Isparta parti teşkilatlarının yanı sıra halkın da yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti.
En büyük sorun işsizlik
Uygulanan ekonomi politikaları açısından ülkenin geldiği noktayı rakamsal veriler eşliğinde anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin en önemli sorunu olan işsizlik tehlikesine dikkat çekti. AKP hükümetinin finans kapitalist sistemin çıkarlarını koruyan bir ekonomi politikası uyguladığını anlatan Kurtulmuş, özelleştirmeler yoluyla ülkenin stratejik kuruluşlarının teker teker satıldığını ve bu yanlış politikaların sonucunda işsizlik sorunun kronik bir hal aldığını bildirdi.
Özelleştirmelerin ekonomik ve sosyal boyutunun Türkiye'ye ağır bir fatura çıkardığını söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye'de resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 13.8'dir. Öyle bir istatistikî yalan uyduruyorlar ki, mevsimlik işçiler ile iş aramayanları iş sahibi sayıyorlar. Şu anda Türkiye'de pratik olarak işsizlik yüzde 20'dir. Eğitimli genç işsizlik yüzde 28'dir. Yani Türkiye'de üniversite bitirmiş olan üç gencimizden iki tanesi işsiz olmayı kabul ediyor. Her vatandaşa istihdam üretmek en asil vazifesi olan Başbakan 'her üniversite mezununa iş bulacağız diye bir kural yok' diyor. Küresel şirketlerin gücüne güç katacağız diye bir kural mı var!" tepkisinde bulundu. AKP Hükümeti'nin kendisinden önceki hükümet döneminde uygulanan IMF programlarını tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ettiğini anlatan Kurtulmuş, "Türkiye'ye dayatılan bu ekonomi modeli, zengini zengin ederken, fakiri de daha fakirleştirmiştir" dedi. Toplumun en fakir yüzde 5'lik kesiminin yıllık gelirinin 500 dolar seviyesinde bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'ye bu durumun yakışmadığını söyledi.
İÇ BORÇ ARTIYOR
Türkiye'nin borç yapısına da dikkat çeken Kurtulmuş, ülkenin bugün ortalama 500 milyar dolar borcunun bulunduğunu söyledi. AKP hükümetleri döneminde Cumhuriyet döneminden bugüne kadar yapılan borçlanmadan daha fazla bir borçlanma yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye maalesef vergi alması gereken insanlara faiz ödeyerek iç borcu artıyor" dedi. Programda ABD'nin Afganistan için Türkiye'den asker gönderilmesi talebine de değinen Kurtulmuş, bu konuda hükümeti sert bir dille uyardı.
"ABD'nin çıkarları için askerimizi Afganistan'a gönderemeyiz. Böyle bir kararın karşısında olacağız" diye konuşan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın 'Afganistan'a savaşan asker gönderilmeyecektir' sözlerini bir teminat olarak almak istediklerini ancak Başbakan Erdoğan'ın bir çok sözünden geri adım attığı için buradaki sözlerinden de geri adım atacaklarına dair endişe taşıdıklarını söyledi. Irak'ı terk etmeye hazırlanan ABD askerlerine yönelik ise Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Bir yıldan beri dilimde tüy bitiyor. Amerikan askerlerine Irak'ı terk ederken Türkiye'den çıkış izni vermeyin. 150 bin Amerikan askerinin her biri arkasında 100 tane mazlum insan bırakarak gidiyor. Kardeş Irak'ın katili olan Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden çıkmasına bu millet asla müsaade etmeyecektir"
Diz çöktürmek istiyorlar
Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaya hazırlandığını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Üretimden elimizi çektirdiler. Stratejik kuruluşlarımızı sattırdılar şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek ülkenin gelirlerini kontrolleri altına alacaklar. Gelirler İdaresi'nin özerkleştirilmesi Duyunu Umumiye'nin yeniden canlandırılması demektir. Osmanlıyı Duyunu Umumiye ile diz çöktürmüşlerdi, Türkiye'yi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek diz çöktürmek istiyorlar" Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Seçim kampanyasında ısrarla vurguladığım şu idi; IMF ile anlaşma yapmayın. Özelleştirecek bir şeyleri kalmadı. Şimdi sizin Antalya'nın belediye şirketlerini de özelleştirecekler. Yedi senedir Türkiye'nin bütçesini Türkiye'nin bakanları değil IMF'nin memurları yapıyor. Bunu söylerken asla sevinerek değil kahrolarak söylüyorum"
İşsizlik korkunç boyutlarda
Özelleştirmelerin ekonomik ve sosyal boyutunun Türkiye'ye ağır bir fatura çıkardığını söyleyen Kurtulmuş, "Resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 13.8'dir. Mevsimlik işçiler ile iş aramayanları iş sahibi sayıyorlar. Türkiye'de pratik olarak işsizlik yüzde 20'dir. Eğitimli genç işsizlik yüzde 28'dir. Yani Türkiye'de üniversite bitirmiş olan üç gencimizden iki tanesi işsiz olmayı kabul ediyor. Her vatandaşa istihdam üretmek en asil vazifesi olan Başbakan 'her üniversite mezununa iş bulacağız diye bir kural yok' diyor" tepkisinde bulundu.
Afganistan'a askere hayır
ABD'nin Afganistan için Türkiye'den asker gönderilmesi talebine de değinen Kurtulmuş, bu konuda hükümeti sert bir dille uyardı. "ABD'nin çıkarları için askerimizi Afganistan'a gönderemeyiz. Böyle bir kararın karşısında olacağız" diye konuşan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın 'Afganistan'a savaşan asker gönderilmeyecektir' sözlerini bir teminat olarak almak istediklerini ancak Başbakan Erdoğan'ın birçok sözünden geri adım attığı için buradaki sözlerinden de geri adım atacaklarına dair endişe taşıdıklarını söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin önemli bir yol ayrımında bulunduğunu belirterek, Türkiye ya küresel finans kapitalistlerinin Türkiye'ye dayattıkları modelle üretimden elini tamamen çekecek ya da üretim, istihdam yapan, sosyal refahı artıran Yeniden Büyük Türkiye modeli ile kendisine geleceğini söyledi.
Tarım, hayvancılık başta olmak üzere Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmak için 'silkinmeye' ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye'nin bu silkinmeyi de ancak Saadet Partisi'nin iktidarında yapabileceğini vurguladı. Partisinin Türkiye Buluşmaları çerçevesinde Antalya'da halkla buluşan Kurtulmuş, AKP hükümeti döneminde milli bir ekonomi politikası yerine finans kapitalist sistemin dayattığı politikaların uygulandığını vurguladı. Önceki akşam Antalya Falez Otel'de düzenlenen programa Antalya, Burdur ve Isparta parti teşkilatlarının yanı sıra halkın da yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti.
En büyük sorun işsizlik
Uygulanan ekonomi politikaları açısından ülkenin geldiği noktayı rakamsal veriler eşliğinde anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin en önemli sorunu olan işsizlik tehlikesine dikkat çekti. AKP hükümetinin finans kapitalist sistemin çıkarlarını koruyan bir ekonomi politikası uyguladığını anlatan Kurtulmuş, özelleştirmeler yoluyla ülkenin stratejik kuruluşlarının teker teker satıldığını ve bu yanlış politikaların sonucunda işsizlik sorunun kronik bir hal aldığını bildirdi.
Özelleştirmelerin ekonomik ve sosyal boyutunun Türkiye'ye ağır bir fatura çıkardığını söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye'de resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 13.8'dir. Öyle bir istatistikî yalan uyduruyorlar ki, mevsimlik işçiler ile iş aramayanları iş sahibi sayıyorlar. Şu anda Türkiye'de pratik olarak işsizlik yüzde 20'dir. Eğitimli genç işsizlik yüzde 28'dir. Yani Türkiye'de üniversite bitirmiş olan üç gencimizden iki tanesi işsiz olmayı kabul ediyor. Her vatandaşa istihdam üretmek en asil vazifesi olan Başbakan 'her üniversite mezununa iş bulacağız diye bir kural yok' diyor. Küresel şirketlerin gücüne güç katacağız diye bir kural mı var!" tepkisinde bulundu. AKP Hükümeti'nin kendisinden önceki hükümet döneminde uygulanan IMF programlarını tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ettiğini anlatan Kurtulmuş, "Türkiye'ye dayatılan bu ekonomi modeli, zengini zengin ederken, fakiri de daha fakirleştirmiştir" dedi. Toplumun en fakir yüzde 5'lik kesiminin yıllık gelirinin 500 dolar seviyesinde bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'ye bu durumun yakışmadığını söyledi.
İÇ BORÇ ARTIYOR
Türkiye'nin borç yapısına da dikkat çeken Kurtulmuş, ülkenin bugün ortalama 500 milyar dolar borcunun bulunduğunu söyledi. AKP hükümetleri döneminde Cumhuriyet döneminden bugüne kadar yapılan borçlanmadan daha fazla bir borçlanma yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye maalesef vergi alması gereken insanlara faiz ödeyerek iç borcu artıyor" dedi. Programda ABD'nin Afganistan için Türkiye'den asker gönderilmesi talebine de değinen Kurtulmuş, bu konuda hükümeti sert bir dille uyardı.
"ABD'nin çıkarları için askerimizi Afganistan'a gönderemeyiz. Böyle bir kararın karşısında olacağız" diye konuşan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın 'Afganistan'a savaşan asker gönderilmeyecektir' sözlerini bir teminat olarak almak istediklerini ancak Başbakan Erdoğan'ın bir çok sözünden geri adım attığı için buradaki sözlerinden de geri adım atacaklarına dair endişe taşıdıklarını söyledi. Irak'ı terk etmeye hazırlanan ABD askerlerine yönelik ise Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Bir yıldan beri dilimde tüy bitiyor. Amerikan askerlerine Irak'ı terk ederken Türkiye'den çıkış izni vermeyin. 150 bin Amerikan askerinin her biri arkasında 100 tane mazlum insan bırakarak gidiyor. Kardeş Irak'ın katili olan Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden çıkmasına bu millet asla müsaade etmeyecektir"
Diz çöktürmek istiyorlar
Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaya hazırlandığını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Üretimden elimizi çektirdiler. Stratejik kuruluşlarımızı sattırdılar şimdi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek ülkenin gelirlerini kontrolleri altına alacaklar. Gelirler İdaresi'nin özerkleştirilmesi Duyunu Umumiye'nin yeniden canlandırılması demektir. Osmanlıyı Duyunu Umumiye ile diz çöktürmüşlerdi, Türkiye'yi de Gelirler İdaresi'ni özerkleştirerek diz çöktürmek istiyorlar" Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Seçim kampanyasında ısrarla vurguladığım şu idi; IMF ile anlaşma yapmayın. Özelleştirecek bir şeyleri kalmadı. Şimdi sizin Antalya'nın belediye şirketlerini de özelleştirecekler. Yedi senedir Türkiye'nin bütçesini Türkiye'nin bakanları değil IMF'nin memurları yapıyor. Bunu söylerken asla sevinerek değil kahrolarak söylüyorum"