Sökeli kadınlardan çağrı

Çelenk sunumu sonrasında Söke Kent Konseyi Kadın Meclisi adına açıklama yapan Sevim Şahin’in verdiği istatistiksel bilgiler kadının siyaset ve yönetim kademelerindeki yerini ortaya koydu. Türkiye’de kadınların girebilmek için ödün verilen AB ülkeleri olan Fransa, İtalya ve İsviçre’den çok daha önce haklarına kavuştuğunu belirten Sevim Şahin; 18 kadının ilk kez parlamentoya girdiği 1935 seçimlerinde kadın temsil oranının %4.5 iken bugün Türk kadınının 1934’den geriye götürülmeye çalışıldığını söyledi.

Parlamentoda kadın temsili bakımında 2000 yılında 143. Sırada olan Türkiye’nin 2004’de 150. Sıraya gerilediğini belirten Sevim Şahin; bugüne TBMM’nde kadın temsil oranının yine yüzde 10’un altında kaldığını ifade etti. 2004 yılında 3 bin 225 belediyenin 18’inde kadın belediye başkanı bulunduğunu belirten Sevim Şahin, 2009 yerel seçimlerinde sadece iki il Aydın ve Tunceli’de kadın belediye başkanı çıkardığını, toplam 2013 belediyede 139 kadın belediye başkanı adayı çıktığını ve bunlardan sadece 18’inin belediye başkanı olabildiğini söyledi. Türkiye’nin Belediye meclislerinde kadın temsili bakımından Avrupa’da sondan 3. durumda olduğunu söyleyen Sevim Şahin, Türkiye’de il genel meclisinde kadınların yüzde 14 oranında yer aldığını belirtti.

Söke Kent Konseyi Kadın Meclisi adına açıklama yapan Sevim Şahin; “21. Yüzyıl Türkiye’sinde Türk Kadınının Atatürk’ün dediği gibi seçme ve seçilme hakkını salahiyet ve liyakatle kullanamamaktadır. Bazı zihniyetlerin dini siyasete alet etme çabaları nedeniyle kadını ikinci plana itmeleri hız kazanmıştır. Türk kadını 1934 yılından daha geriye götürülmeye çalışılmaktadır. Siyasete atılması baba, erkek kardeş, akraba ya da eş tarafından engellenmekte, oy kullanırken bile kendi iradesi, aile baskısı sonucunda ipotek altına alınmaktadır. Türk kadınının özgür iradesiyle seçme ve seçilme hakkını gerektiği ölçüde kullanamadığı bugünkü TBMM’nde %9 olan kadın milletvekili oranından da açıkça belli olmaktadır. 75 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı ne yazık ki kağıt üzerinde kalmış, kadınlarımı uygulamada ailesinin seçmiş olduğunu seçmiş ve kendiside seçilememiştir” dedi.

Kadınların seslerini duyurmaları, 75 yıl önce birçok AB ülkesinden daha önce kendisine tanınan hakkı gerektiği gibi kullanmaları gerektiğinin altını çizen Sevim Şahin; “Kadınlarımızın kendi iradeleri ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolu siyaset yapmalarından geçmektedir” diye konuştu.