Şaolin Manastırı Borsa'ya girdi
Şaolin (Shaolin) Manastırı, Çin'de bir seyahat acentesi ile ortak şirket kurarak, borsaya giriyor.
Kung Fu ile tanınan efsanevi Şaolin (Shaolin) Manastırı, Çin'de bir seyahat acentesi ile ortak şirket kurarak, borsaya adım atacak.
Budist Şaolin Manastırı'nın, Çin'deki China Travel Service şirketiyle 146,4 milyon dolara kuracağı ortak şirketin hisseleri, Çin ya da Hong Kong Borsası'nda işlem görecek.
Ortak şirket, gerek "Şaolin Manastırı" adının ticari olarak başkaları tarafından kullanılmasının önüne geçerken, gerekse manastıra yapılacak turistik geziler ile diğer ticari ürünlerin marka hakkına sahip olacak.
Çin'in orta bölgesindeki Henan Eyaleti içinde bulunan Şaolin Manastırı, 1990'lı yıllardan buyana önemli bir değişim içinde bulunuyor. Manastırın ticari zihniyetli rahibi Shi Yongxin, "Shaolin" isminin başka ticari kuruluşlarca kullanılmasına karşı çıkıyor.
Analistler, bu dönüşümün, Çin'deki ticari dönüşümün de önemli bir göstergesi olduğunu vurguluyor.
BİN 500 YILLIK MANASTIR
1500 yıllık Şaolin Manastırı, Kung Fu'daki özgün stilleriyle tanınıyor ve buraya başvuran çocuk yaştaki budist rahip adayları da zorlu bir sınavın ardından seçilmeleri üzerine uzun bir eğitimden geçiyorlar.
Bu manastırda sıcak-soğuk demeden her gün kaplan, leopar, turna, kartal, köpek, yılan, tavşan, ördek, kurbağa, akrep gibi hayvanlardan esinlenilen birçok Kung Fu stili gösteriliyor.
Geçmişte Çin imparatorlarına özel muhafızlar yetiştiren manastırta yapılan Kung Fu gösterileri, gösteriyi canlı olarak izleyen turistlerin büyük ilgisini çekiyor.
Şaolin tapınağında gösteri yapan genç rahipler, çok ciddi bir eğitimden geçerken, bu alanda yapılan uluslararası yarışmalara ise katılmıyor.
Rahipler, manastırta, dini eğitimle birlikte dövüş sanatının yanı sıra, çağdaş bilimsel dersler de alıyor.
1500 yıl önce Çin yönetiminin vereceği cezalardan kaçmak ve kendi hayatlarını kurtarmak amacıyla bir çok Kung Fu ustası Şaolin Tapınağı'nda, sadece ibadetle ilgilenen rahiplerin yanına sığındı.
Hintli rahip Batuo'nun, 1500 yıl önce, Çin İmparator'unun desteğiyle kutsal olarak kabul edilen Song tepesinde bir mabet kurmasıyla başlayan tarih sürecinde, bu manastıra, "Küçük Orman" anlamına gelen "Şaolin" adı verildi.
Japonya'daki "zen öğretisi ve felsefesine" dönüşecek olan meditasyon tekniği bu manastırda ortaya çıktı.
Bu öğretiyi koruyan rahipler, saatlerce hareketsiz bir şekilde meditasyon yapan bir kişinin, bedenini de yüksek bir konsantrasyonla çalıştırması gerektiğine inanır ve ileride Uzak Doğu'nun tüm savaş sanatlarına esas oluşturacak olan dövüş sanatı yöntemlerini geliştirir.
Böylelikle geleneksel Çin savunma sanatı olan Kung Fu, Budist dünyasına girerek Şaolin Kung Fu sanatını ortaya çıkardı.
Zen ile Uzak Doğu'nun savunma sanatlarını birleştiren bir disiplini izleyen Şaolin rahipleri, zihinlerini saflaştırmak için uzun saatler boyunca dağlarda meditasyon yapıyor. Bu sayede konsantre ve içsel enerji ile bedenlerinin dirençlerini artıran rahipler, vücutlarını acı ve eziyete karşı etkisiz hale getirdikten sonra, acı ve ağrıya karşı dayanıklı hale geliyor.
Kendilerini bedensel ve zihinsel eğitime adamış rahipler, hayvansal gıda almıyor ve evlenmiyor. Çin'deki bölgede bir tane Şaolin tapınağı bulunurken, burası aynı zamanda Budizm dininin Hindistan'dan getirilerek ilk defa Çin'e yayıldığı yer olarak da biliniyor.
80 kadar rahibin bulunduğu Manastırı yılda 2 milyon turist geziyor.
Budist Şaolin Manastırı'nın, Çin'deki China Travel Service şirketiyle 146,4 milyon dolara kuracağı ortak şirketin hisseleri, Çin ya da Hong Kong Borsası'nda işlem görecek.
Ortak şirket, gerek "Şaolin Manastırı" adının ticari olarak başkaları tarafından kullanılmasının önüne geçerken, gerekse manastıra yapılacak turistik geziler ile diğer ticari ürünlerin marka hakkına sahip olacak.
Çin'in orta bölgesindeki Henan Eyaleti içinde bulunan Şaolin Manastırı, 1990'lı yıllardan buyana önemli bir değişim içinde bulunuyor. Manastırın ticari zihniyetli rahibi Shi Yongxin, "Shaolin" isminin başka ticari kuruluşlarca kullanılmasına karşı çıkıyor.
Analistler, bu dönüşümün, Çin'deki ticari dönüşümün de önemli bir göstergesi olduğunu vurguluyor.
BİN 500 YILLIK MANASTIR
1500 yıllık Şaolin Manastırı, Kung Fu'daki özgün stilleriyle tanınıyor ve buraya başvuran çocuk yaştaki budist rahip adayları da zorlu bir sınavın ardından seçilmeleri üzerine uzun bir eğitimden geçiyorlar.
Bu manastırda sıcak-soğuk demeden her gün kaplan, leopar, turna, kartal, köpek, yılan, tavşan, ördek, kurbağa, akrep gibi hayvanlardan esinlenilen birçok Kung Fu stili gösteriliyor.
Geçmişte Çin imparatorlarına özel muhafızlar yetiştiren manastırta yapılan Kung Fu gösterileri, gösteriyi canlı olarak izleyen turistlerin büyük ilgisini çekiyor.
Şaolin tapınağında gösteri yapan genç rahipler, çok ciddi bir eğitimden geçerken, bu alanda yapılan uluslararası yarışmalara ise katılmıyor.
Rahipler, manastırta, dini eğitimle birlikte dövüş sanatının yanı sıra, çağdaş bilimsel dersler de alıyor.
1500 yıl önce Çin yönetiminin vereceği cezalardan kaçmak ve kendi hayatlarını kurtarmak amacıyla bir çok Kung Fu ustası Şaolin Tapınağı'nda, sadece ibadetle ilgilenen rahiplerin yanına sığındı.
Hintli rahip Batuo'nun, 1500 yıl önce, Çin İmparator'unun desteğiyle kutsal olarak kabul edilen Song tepesinde bir mabet kurmasıyla başlayan tarih sürecinde, bu manastıra, "Küçük Orman" anlamına gelen "Şaolin" adı verildi.
Japonya'daki "zen öğretisi ve felsefesine" dönüşecek olan meditasyon tekniği bu manastırda ortaya çıktı.
Bu öğretiyi koruyan rahipler, saatlerce hareketsiz bir şekilde meditasyon yapan bir kişinin, bedenini de yüksek bir konsantrasyonla çalıştırması gerektiğine inanır ve ileride Uzak Doğu'nun tüm savaş sanatlarına esas oluşturacak olan dövüş sanatı yöntemlerini geliştirir.
Böylelikle geleneksel Çin savunma sanatı olan Kung Fu, Budist dünyasına girerek Şaolin Kung Fu sanatını ortaya çıkardı.
Zen ile Uzak Doğu'nun savunma sanatlarını birleştiren bir disiplini izleyen Şaolin rahipleri, zihinlerini saflaştırmak için uzun saatler boyunca dağlarda meditasyon yapıyor. Bu sayede konsantre ve içsel enerji ile bedenlerinin dirençlerini artıran rahipler, vücutlarını acı ve eziyete karşı etkisiz hale getirdikten sonra, acı ve ağrıya karşı dayanıklı hale geliyor.
Kendilerini bedensel ve zihinsel eğitime adamış rahipler, hayvansal gıda almıyor ve evlenmiyor. Çin'deki bölgede bir tane Şaolin tapınağı bulunurken, burası aynı zamanda Budizm dininin Hindistan'dan getirilerek ilk defa Çin'e yayıldığı yer olarak da biliniyor.
80 kadar rahibin bulunduğu Manastırı yılda 2 milyon turist geziyor.