Apandisti alınan hastanın kanser olduğu anlaşıldı
İzmir'de karın ağrısıyla hastaneye giden avukatın apandisti alındı ancak hastanın kanser olduğu ortaya çıktı.
Apandist ameliyatının ardından gelen patoloji raporunu gözden kaçıran doktorlar, ameliyat ettikleri bölümdeki tümörü fark edemedi. Mehmet İsen 2 yıl sonra kolestrol tahlili yapmak isteyince korkunç gerçeği öğrendi ancak, her şey için çok geçti. Çünkü aradan geçen 2 yıl süre içinde genelde kadınlarda görülen ve sıvı halindeki kanser vücudundaki tüm organları sinsi bir şekilde sarmıştı. Erkeklerde çok nadir görülen ve vücuttaki organları sinsi bir şekilde saran kanser türü olan, "Müsinoz Kistatenom" teşhisi koyan patoloji raporunun doktorların dikkatinden kaçması, 2 çocuk babasının dünyasını kararttı. Yüzde 85 iş göremez raporu verilen 34 yaşındaki avukatın bundan sonra ne kadar yaşayabileceği konusunda hiç bir doktor garanti veremiyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NA KARŞI REKOR TAZMİNAT DAVASI
Apandist ameliyatının ardından sıvı kanser hücresi diğer organlara da yayılması üzerine Avukat Mehmet İsen, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'nde bir dizi ameliyatlar geçirdi. Eşinin doğum yaptığı gün ameliyata alınan Mehmet İsen, kalın ve ince bağırsağı başta olmak üzere, omentum (karın içerisinde bağırsakları örten oluşum) ve pelvik peritonu (karın boşluğunun iç yüzünü örten zar) alındı. Halen kemoterapi tedavisi gören, yüzde 85 iş göremez raporu verilen ve içindeki kanser sıvıları günden güne diğer organlarına sinsi bir şekilde ilerleyen Avukat Mehmet İsen günden güne mum gibi eriyor. Gözü önünde eriyen eşinin durumuna üzülen İnci İsen, avukatı aracılığı ile sorumlu doktor ve hastanenin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı'na karşı 1 milyon TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere toplam 1 milyon 200 bin TL tazminat davası açtı.
KARIN AĞRISI ŞİKAYETİ İLE HASTANEYE GİTTİ
İzmir Barosu'na kayıtlı 10 yıldır avukatlık yapan Mehmet İsen, 15 Haziran 2006 tarihinde gece yarısı karın bölgesinde şiddetli ağrı hissetmesi üzerine Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine gitti. Burada kendisini muayene eden doktorlar, apandist bölgesinde 10 santim uzunluğunda anormal bir parça görmesine rağmen Avukat Mehmet İsen'i hemen ameliyata aldı. Avukat Mehmet İsen, 3 gün sonra iyi olduğu gerekçesiyle doktorlar tarafından taburcu edilirken, kendisine bir ay rapor verildi.
GERÇEĞİ 2 YIL SONRA ÖĞRENDİ
Ameliyat olduktan 2 yıl sonra kolestrol ölçümü yapmak için özel bir hastaneye giden Avukat Mehmet İsen'in kan oranları doktorları şok etti. Tahlilde kanındaki sedimantasyon oranı normal değerin 18 kat üzerinde çıkan ve yine aynı tahlilde kan değerleri de normalin altında görülen Avukat Mehmet İsen, aynı gün bir başka hastaneye giderek tahlil yaptırdı. Kan değerlerinin aynı çıkması üzerine genç avukat, bu kez hemen Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'ne gitti. Kendisini muayene eden doktorlar, 2 yıl önce ameliyat olduğu hastaneden sağlık durumunu anlatan tüm evraklarının fotokopisini getirmesini istedi. Gelen evraklar içerisinde bulunan ve doktorların gözünden kaçan patoloji raporu Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bulunan doktorları şaşırttı. 15 Haziran 2006 tarihinde ameliyat olan Avukat Mehmet İsen'den alınan parçayı inceleyen patoloji servisinin raporunda, uzunluğu 10.5 santim, genişliği 3 santim olan apandistte 'Müsinöz' tümörü olabileceğini belirtmişti. Bu rapor doktorun ameliyatından 3 gün sonra ameliyatı yapan doktorların bulunduğu servise gönderildi. Doktorların böylesine önemli ve erkeklerde çok nadir görülen hastalığı gözden kaçırması, avukatın dünyasının kararmasına neden oldu.
EŞİ DOĞUM YAPTIĞI GÜN ORGANLARI ALINDI
Sıvı halindeki kanser hücreleri, 2 yıl boyunca hiç bir tedbir ve önlem alınmadığı için avukatın iç organlarını sardı. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi doktorları, eşi doğum yapacağı gün avukatı ameliyata aldı. Hayati riski bulunmasına rağmen doktorlar, genç avukatın kalın ve ince bağırsağı başta olmak üzere, omentum (karın içerisinde bağırsakları örten oluşum) ve pelvik peritonu (karın boşluğunun iç yüzünü örten zar) alarak, diğer organları da sıvılardan temizledi. Şu anda yüzde 85 iş göremez raporunu veren doktorlar, halen vücutta bulunan sıvının günden güne sinsi bir şekilde yayıldığını ve avukatın yaşamı konusunda garanti veremediklerini aileye bildirdiler.
"SORUMLULAR ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEK"
Uzun zamandır tanıdığı meslektaşı Mehmet İsen'in yaşadığı olayın tam anlamıyla bir skandal olduğunu vurgulayan ailenin avukatı Ender Benli; "Müvekkilim Akut Apandisit ön tanısıyla kliniğe yatırılarak aynı gün ameliyata alınmış. Ameliyattan 3 gün sonra kendisini taburcu eden hastane, patoloji raporlarında belirtilen çok önemli bir hastalığa bile dikkat çekmemişler. Müvekkilimi kontrol için geri bile çağırmamışlar. Müvekkilim bir aylık rapordan sonra normal hayatına devam etmiştir. Ne zamanki 2 yıl sonra tesadüfen kan tahlili yaptırınca korkunç gerçeği öğrenmiştir. Kendisi bu olaydan sonra günden güne kilo kaybına uğramış tanınmaz hale gelmiştir. Ayrıca 3 büyük ameliyat geçirmiştir. Kerem isimli oğlunun doğduğu gün kendisinin iç organları alınmış ve riskli bir ameliyata girmiştir. Kızı Nihan ile eşi İnci İsen, babalarının durumu gördükçe kahrolmaktadırlar. Müvekkilimin içindeki sıvı günden güne sinsi bir şekilde yayılıyor ve bu önlenemiyor. Müvekkilim daha ne kadar yaşayabileceği konusunda hiç bir doktor garanti vermemektedir. Bu bir skandaldır. Genç birinin hayatıyla oynayan sorumlulara karşı ceza davasının yanı sıra 1 milyon TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere 1 milyon 200 bin TL tazminat davası açtık" diyerek bilgi verdi.
Doktorların ve hastanenin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı'na karşı maddi ve manevi olmak üzere 1 milyon 200 milyar TL tazminat talep ettiklerini belirten Avukat Ender Benli; "Sağlık Bakanlığı çok geçmeden bize bir cevap gönderdi. Bir takım bizim anlayamadığımız tıp dilinin kullanıldığı bir sayfalık yazıda Sağlık Bakanı adına dilekçemizi cevaplayan Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Büyükkayıkçı, hastalığın erkeklerde yüzde 1 ile 3 arasında görüldüğünü, patolojik rapora göre hastanın Müsinöz tanısı konduğu, yapılan tedavinin yeterli olduğunu vurgulayarak talep ettiğimiz 1 milyon 200 bin TL’lik tazminat talebimizin doğrudan karşılanmasının mümkün olmadığını belirtilmiş” dedi.
HASTALIĞIN TANIMI:
Müsinöz kistadenomlar, insanda görülen en büyük kistik yapılardır. Genelde 15-30 cm boyutlarında olabilirler. Literatürde 60 cm'ye kadar büyümüş olan müsinöz kistadenomlar bulunmaktadır.
Kist genellikle içindeki ince zarlar ile pek çok odacığa bölünmüştür. Bu zarlara “septa” (bölme) ismi verilir. Kistin içerisinde berrak ancak akışkan olmayan yoğun ve sümüğümsü bir sıvı bulunur.
Özellikle bayanlarda görülen ve erkeklerde nadir olan bu hastalık kistler de diğer yumurtalık kistleri gibi klinik olarak genelde belirti vermezler. Adet düzensizliği yaratmazlar, ancak boyutları çok büyük olduğunda karında şişlik ve bası bulguları oluşabilir.
Sık idrara çıkma yada kabızlık müsinöz kistadenomlarda sık rastlanılan yakınmalardır.
Çok büyük oldukları için rüptüre olma olasılıkları (patlama) yüksektir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda kist içinden yayılan sıvı karın boşluğuna yayılarak burada salgılarını sürdürür. Bu şekilde karnın içi yavaş yavaş jel gibi bir sıvı ile dolar. Biyolojik olarak habis olmamasına rağmen davranış olarak habis bir olay olan bu tabloya "pseudomiksoma peritonei" adı verilir. Bu durumda karın ağrısı, bulantı, kusma ve şiddetli karın şişliği şikayetleri olur. Sonuçta hastada beslenme bozukluğu ortaya çıkar. Kronik bir hastalıktır ve nihai tedavisi maalesef mevcut değildir.
Müsinöz kistadenomların tedavisinde tek yol cerrahidir. Üreme çağındaki kadınlarda nadiren görüldüğü için eğer tek taraflı ise sadece kistin yada o taraftaki overin çıkartılması gerekli olurken ailesini tamamlamış ileri yaştaki kadınlarda rahim ve yumurtalıkların bir arada çıkartılması tercih edilir.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NA KARŞI REKOR TAZMİNAT DAVASI
Apandist ameliyatının ardından sıvı kanser hücresi diğer organlara da yayılması üzerine Avukat Mehmet İsen, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'nde bir dizi ameliyatlar geçirdi. Eşinin doğum yaptığı gün ameliyata alınan Mehmet İsen, kalın ve ince bağırsağı başta olmak üzere, omentum (karın içerisinde bağırsakları örten oluşum) ve pelvik peritonu (karın boşluğunun iç yüzünü örten zar) alındı. Halen kemoterapi tedavisi gören, yüzde 85 iş göremez raporu verilen ve içindeki kanser sıvıları günden güne diğer organlarına sinsi bir şekilde ilerleyen Avukat Mehmet İsen günden güne mum gibi eriyor. Gözü önünde eriyen eşinin durumuna üzülen İnci İsen, avukatı aracılığı ile sorumlu doktor ve hastanenin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı'na karşı 1 milyon TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere toplam 1 milyon 200 bin TL tazminat davası açtı.
KARIN AĞRISI ŞİKAYETİ İLE HASTANEYE GİTTİ
İzmir Barosu'na kayıtlı 10 yıldır avukatlık yapan Mehmet İsen, 15 Haziran 2006 tarihinde gece yarısı karın bölgesinde şiddetli ağrı hissetmesi üzerine Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine gitti. Burada kendisini muayene eden doktorlar, apandist bölgesinde 10 santim uzunluğunda anormal bir parça görmesine rağmen Avukat Mehmet İsen'i hemen ameliyata aldı. Avukat Mehmet İsen, 3 gün sonra iyi olduğu gerekçesiyle doktorlar tarafından taburcu edilirken, kendisine bir ay rapor verildi.
GERÇEĞİ 2 YIL SONRA ÖĞRENDİ
Ameliyat olduktan 2 yıl sonra kolestrol ölçümü yapmak için özel bir hastaneye giden Avukat Mehmet İsen'in kan oranları doktorları şok etti. Tahlilde kanındaki sedimantasyon oranı normal değerin 18 kat üzerinde çıkan ve yine aynı tahlilde kan değerleri de normalin altında görülen Avukat Mehmet İsen, aynı gün bir başka hastaneye giderek tahlil yaptırdı. Kan değerlerinin aynı çıkması üzerine genç avukat, bu kez hemen Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'ne gitti. Kendisini muayene eden doktorlar, 2 yıl önce ameliyat olduğu hastaneden sağlık durumunu anlatan tüm evraklarının fotokopisini getirmesini istedi. Gelen evraklar içerisinde bulunan ve doktorların gözünden kaçan patoloji raporu Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bulunan doktorları şaşırttı. 15 Haziran 2006 tarihinde ameliyat olan Avukat Mehmet İsen'den alınan parçayı inceleyen patoloji servisinin raporunda, uzunluğu 10.5 santim, genişliği 3 santim olan apandistte 'Müsinöz' tümörü olabileceğini belirtmişti. Bu rapor doktorun ameliyatından 3 gün sonra ameliyatı yapan doktorların bulunduğu servise gönderildi. Doktorların böylesine önemli ve erkeklerde çok nadir görülen hastalığı gözden kaçırması, avukatın dünyasının kararmasına neden oldu.
EŞİ DOĞUM YAPTIĞI GÜN ORGANLARI ALINDI
Sıvı halindeki kanser hücreleri, 2 yıl boyunca hiç bir tedbir ve önlem alınmadığı için avukatın iç organlarını sardı. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi doktorları, eşi doğum yapacağı gün avukatı ameliyata aldı. Hayati riski bulunmasına rağmen doktorlar, genç avukatın kalın ve ince bağırsağı başta olmak üzere, omentum (karın içerisinde bağırsakları örten oluşum) ve pelvik peritonu (karın boşluğunun iç yüzünü örten zar) alarak, diğer organları da sıvılardan temizledi. Şu anda yüzde 85 iş göremez raporunu veren doktorlar, halen vücutta bulunan sıvının günden güne sinsi bir şekilde yayıldığını ve avukatın yaşamı konusunda garanti veremediklerini aileye bildirdiler.
"SORUMLULAR ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEK"
Uzun zamandır tanıdığı meslektaşı Mehmet İsen'in yaşadığı olayın tam anlamıyla bir skandal olduğunu vurgulayan ailenin avukatı Ender Benli; "Müvekkilim Akut Apandisit ön tanısıyla kliniğe yatırılarak aynı gün ameliyata alınmış. Ameliyattan 3 gün sonra kendisini taburcu eden hastane, patoloji raporlarında belirtilen çok önemli bir hastalığa bile dikkat çekmemişler. Müvekkilimi kontrol için geri bile çağırmamışlar. Müvekkilim bir aylık rapordan sonra normal hayatına devam etmiştir. Ne zamanki 2 yıl sonra tesadüfen kan tahlili yaptırınca korkunç gerçeği öğrenmiştir. Kendisi bu olaydan sonra günden güne kilo kaybına uğramış tanınmaz hale gelmiştir. Ayrıca 3 büyük ameliyat geçirmiştir. Kerem isimli oğlunun doğduğu gün kendisinin iç organları alınmış ve riskli bir ameliyata girmiştir. Kızı Nihan ile eşi İnci İsen, babalarının durumu gördükçe kahrolmaktadırlar. Müvekkilimin içindeki sıvı günden güne sinsi bir şekilde yayılıyor ve bu önlenemiyor. Müvekkilim daha ne kadar yaşayabileceği konusunda hiç bir doktor garanti vermemektedir. Bu bir skandaldır. Genç birinin hayatıyla oynayan sorumlulara karşı ceza davasının yanı sıra 1 milyon TL maddi, 200 bin TL manevi olmak üzere 1 milyon 200 bin TL tazminat davası açtık" diyerek bilgi verdi.
Doktorların ve hastanenin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı'na karşı maddi ve manevi olmak üzere 1 milyon 200 milyar TL tazminat talep ettiklerini belirten Avukat Ender Benli; "Sağlık Bakanlığı çok geçmeden bize bir cevap gönderdi. Bir takım bizim anlayamadığımız tıp dilinin kullanıldığı bir sayfalık yazıda Sağlık Bakanı adına dilekçemizi cevaplayan Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Büyükkayıkçı, hastalığın erkeklerde yüzde 1 ile 3 arasında görüldüğünü, patolojik rapora göre hastanın Müsinöz tanısı konduğu, yapılan tedavinin yeterli olduğunu vurgulayarak talep ettiğimiz 1 milyon 200 bin TL’lik tazminat talebimizin doğrudan karşılanmasının mümkün olmadığını belirtilmiş” dedi.
HASTALIĞIN TANIMI:
Müsinöz kistadenomlar, insanda görülen en büyük kistik yapılardır. Genelde 15-30 cm boyutlarında olabilirler. Literatürde 60 cm'ye kadar büyümüş olan müsinöz kistadenomlar bulunmaktadır.
Kist genellikle içindeki ince zarlar ile pek çok odacığa bölünmüştür. Bu zarlara “septa” (bölme) ismi verilir. Kistin içerisinde berrak ancak akışkan olmayan yoğun ve sümüğümsü bir sıvı bulunur.
Özellikle bayanlarda görülen ve erkeklerde nadir olan bu hastalık kistler de diğer yumurtalık kistleri gibi klinik olarak genelde belirti vermezler. Adet düzensizliği yaratmazlar, ancak boyutları çok büyük olduğunda karında şişlik ve bası bulguları oluşabilir.
Sık idrara çıkma yada kabızlık müsinöz kistadenomlarda sık rastlanılan yakınmalardır.
Çok büyük oldukları için rüptüre olma olasılıkları (patlama) yüksektir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda kist içinden yayılan sıvı karın boşluğuna yayılarak burada salgılarını sürdürür. Bu şekilde karnın içi yavaş yavaş jel gibi bir sıvı ile dolar. Biyolojik olarak habis olmamasına rağmen davranış olarak habis bir olay olan bu tabloya "pseudomiksoma peritonei" adı verilir. Bu durumda karın ağrısı, bulantı, kusma ve şiddetli karın şişliği şikayetleri olur. Sonuçta hastada beslenme bozukluğu ortaya çıkar. Kronik bir hastalıktır ve nihai tedavisi maalesef mevcut değildir.
Müsinöz kistadenomların tedavisinde tek yol cerrahidir. Üreme çağındaki kadınlarda nadiren görüldüğü için eğer tek taraflı ise sadece kistin yada o taraftaki overin çıkartılması gerekli olurken ailesini tamamlamış ileri yaştaki kadınlarda rahim ve yumurtalıkların bir arada çıkartılması tercih edilir.