TSS iş bırakmaya davet etti
Türk Sağlık-Sen Adıyaman Şube Başkanı Hacı Mehmet Sever yaptığı bir açıklamada herkesi 25 Kasım'da iş bırakmaya davet etti.
Sendika olarak çalışanların haklarını her zaman ileri götürmek ve yeni kazanımlara imza atmak için çalıştıklarını ve bunda da başarılı olduklarını belirten Sever, arzu edilen başarılara henüz ulaşamadıklarını kaydederek, "Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları dayatılan düşük zamlar, özlük haklarında yapılan kısıtlamalar, farklı istihdam modelleri ile yaşatılan huzursuzluklar ve adaletsiz atamalar gibi sorunlarla boğuşmaktadırlar.2009 yılı toplu görüşmeleri de sağlık ve sosyal hizmet çalışanları tarafından
hüsranla sonuçlanmıştır. Çalışandan yana olanla yönetenden yana olan sendikalar arasındaki farkın görüldüğü 2009 yılı toplu görüşmelerinde, kamu çalışanlarına tüm toplu görüşme tarihinin en düşük zammı verilmiştir. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için hiçbir yeni kazanım elde edilmemiştir. Malum sendika bugün hala bizim 2008 yılında kazandığımız sözleşmeli personele becayiş ve eş durumu tayini gibi hakları kendi kazanımı gibi yutturmakla meşguldür. İmzalanan tutanaktan hayali müjdelere çıkarmak
peşindedir. Mutabakatsızlıkla sonuçlanan görüşmelere ilk defa bir gün önce bitmiştir. Son gün değerlendirilmemiştir. Toplu görüşme sürecinin kanunda belirlenenden bir gün önce uyuşmazlıkla sonuçlanması, siyasi iradenin artık kamu çalışanlarının sorunlarının tartışılmasından bile imtina ettiğini göstermiştir. Bu tavır hüsranın ikinci önemli nedenidir" diye konuştu.
Olumsuzlukların giderilmesi için sendika olarak mücadele verdiklerini dile getiren Sever, "Sorumluluğumuz farkında olarak ve kamu çalışanları için kolları sıvayarak tüm haklarımızı eksiksiz alabilmek ve mücadelemize taş koyanları, önümüze engel çıkaranları bertaraf etmek için grev ve toplu sözleşme hakkımızı istiyoruz. Çünkü bu hakla birlikte mağduriyetlerimiz giderilecektir. Grev ve toplu sözleşme hakkı hukukun bize tanıdığı haktır. Uzlaştırma Kurulu'nun 2009 yılı toplu görüşmeleri ile ilgili olarak
verdiği son kararda bu hakkın bizim içinde geçerli olduğunu ifade etmiştir. Ülkemizin imzaladığı uluslar arası sözleşmeler ve Anayasamızın 90. maddesi kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı tanımaktadır" dedi.
25 Kasım'da haklarını gür bir sesle isteyeceklerini vurgulayan Sever, "25 Kasımda da ise tüm Türkiye'de sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının görev yaptığı tüm kamu kurumlarında bir gün iş bırakarak grev ve toplu sözleşme hakkımızı gür bir sesle isteyeceğiz. Haklı talebimizi tüm kamu kuruluşlarında haykıracağız. Memurun gücünü hizmet ürettiğimiz her yerde göstereceğiz. Hizmetten gelen gücümüzü kullanıp iş bırakacağız. Tüm kamu çalışanları bu eyleme katılarak bize destek vermelidir. İş bırakma suç
değildir. Bu konuda Danıştay kararı vardır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları böyle bir endişe asla taşımamalıdırlar. Biz bu hakkı kullanırken vatandaşlarımızdan da anlayış bekliyoruz. Biz talebimizi haykırırken aslında tüm vatandaşlarımız içinde bu mücadeleyi yapıyor olacağız. Çünkü memurun ekonomik haklarında yapılacak her iyileşme işçisinden esnafına tüm topluma olumlu yansıyacaktır. Bugün 50 yıldır ücretsiz olan sağlık ocaklarının bile paralı hale getirilmesi, muayene katılım paylarına yüzde yüz
zam yapılması ve KEY ödemelerinin verilmemesi gibi uygulamaların karşısında grev ve toplu sözleşmeli bir sendikal güçle daha sağlam durabiliriz ve siyasi iradeyi bu tutumlarından vazgeçirebiliriz. Biz bu eylemi sağlık ve sosyal hizmet alanında yaşanan eksikliklerin giderilmesi ve vatandaşlara daha iyi ve kaliteli hizmet sunmak içinde yapıyoruz. Hastanelerde, sağlık ocaklarında yaşanan sorunlar çözülsün hizmet alan ve hizmet veren daha memnun olsun diye gerçekleştiriyoruz. Biz bu eylemi yaparken hastanelerde
sağlık ocaklarında vatandaşımızın mağdur olmaması için elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuştu.
hüsranla sonuçlanmıştır. Çalışandan yana olanla yönetenden yana olan sendikalar arasındaki farkın görüldüğü 2009 yılı toplu görüşmelerinde, kamu çalışanlarına tüm toplu görüşme tarihinin en düşük zammı verilmiştir. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için hiçbir yeni kazanım elde edilmemiştir. Malum sendika bugün hala bizim 2008 yılında kazandığımız sözleşmeli personele becayiş ve eş durumu tayini gibi hakları kendi kazanımı gibi yutturmakla meşguldür. İmzalanan tutanaktan hayali müjdelere çıkarmak
peşindedir. Mutabakatsızlıkla sonuçlanan görüşmelere ilk defa bir gün önce bitmiştir. Son gün değerlendirilmemiştir. Toplu görüşme sürecinin kanunda belirlenenden bir gün önce uyuşmazlıkla sonuçlanması, siyasi iradenin artık kamu çalışanlarının sorunlarının tartışılmasından bile imtina ettiğini göstermiştir. Bu tavır hüsranın ikinci önemli nedenidir" diye konuştu.
Olumsuzlukların giderilmesi için sendika olarak mücadele verdiklerini dile getiren Sever, "Sorumluluğumuz farkında olarak ve kamu çalışanları için kolları sıvayarak tüm haklarımızı eksiksiz alabilmek ve mücadelemize taş koyanları, önümüze engel çıkaranları bertaraf etmek için grev ve toplu sözleşme hakkımızı istiyoruz. Çünkü bu hakla birlikte mağduriyetlerimiz giderilecektir. Grev ve toplu sözleşme hakkı hukukun bize tanıdığı haktır. Uzlaştırma Kurulu'nun 2009 yılı toplu görüşmeleri ile ilgili olarak
verdiği son kararda bu hakkın bizim içinde geçerli olduğunu ifade etmiştir. Ülkemizin imzaladığı uluslar arası sözleşmeler ve Anayasamızın 90. maddesi kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı tanımaktadır" dedi.
25 Kasım'da haklarını gür bir sesle isteyeceklerini vurgulayan Sever, "25 Kasımda da ise tüm Türkiye'de sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının görev yaptığı tüm kamu kurumlarında bir gün iş bırakarak grev ve toplu sözleşme hakkımızı gür bir sesle isteyeceğiz. Haklı talebimizi tüm kamu kuruluşlarında haykıracağız. Memurun gücünü hizmet ürettiğimiz her yerde göstereceğiz. Hizmetten gelen gücümüzü kullanıp iş bırakacağız. Tüm kamu çalışanları bu eyleme katılarak bize destek vermelidir. İş bırakma suç
değildir. Bu konuda Danıştay kararı vardır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları böyle bir endişe asla taşımamalıdırlar. Biz bu hakkı kullanırken vatandaşlarımızdan da anlayış bekliyoruz. Biz talebimizi haykırırken aslında tüm vatandaşlarımız içinde bu mücadeleyi yapıyor olacağız. Çünkü memurun ekonomik haklarında yapılacak her iyileşme işçisinden esnafına tüm topluma olumlu yansıyacaktır. Bugün 50 yıldır ücretsiz olan sağlık ocaklarının bile paralı hale getirilmesi, muayene katılım paylarına yüzde yüz
zam yapılması ve KEY ödemelerinin verilmemesi gibi uygulamaların karşısında grev ve toplu sözleşmeli bir sendikal güçle daha sağlam durabiliriz ve siyasi iradeyi bu tutumlarından vazgeçirebiliriz. Biz bu eylemi sağlık ve sosyal hizmet alanında yaşanan eksikliklerin giderilmesi ve vatandaşlara daha iyi ve kaliteli hizmet sunmak içinde yapıyoruz. Hastanelerde, sağlık ocaklarında yaşanan sorunlar çözülsün hizmet alan ve hizmet veren daha memnun olsun diye gerçekleştiriyoruz. Biz bu eylemi yaparken hastanelerde
sağlık ocaklarında vatandaşımızın mağdur olmaması için elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuştu.
