Başbakan: Bunu yaşamak istemezdim
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda bazı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin pankart açmasıyla ilgili, 'Parlamentodaki tabloyu, Türk demokrasisi adına çok çirkin buldum. Bunu yaşamak istemezdim' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin devletin güçlü unsurlarından olduğunu ve tahrip edilmemesi gerektiğini söyledi.
İncek Alacaatlı köyü Çakırbeyi villalarındaki evinde Aydın Menderes'i ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu sırada Aydın Menderes ile röportaj için evinde bulunan özel bir televizyonun canlı yayın programına katılarak soruları cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan, TBMM'de "demokratik açılım" ön görüşmelerindeki pankartlı protesto ile ilgili, "Parlamentodaki tabloyu, Türk demokrasisi adına çok çirkin buldum. Bunu yaşamak istemezdim. Yaşayınca da milletimin özellikle partilerin yapılarını görmesi
bakımından anlamlı oldu. Bundan uzun bir süre önce izleyiciler arasında böyle bir pankart açma olayı yaşanmıştı. TBMM'de o zaman, tabii açılan davalar neticesinde yanılmıyorsam, bir 3 yıl gibi bir mahkumiyet söz konusu olmuştu. Bugün ise tabii Cumhuriyet Halk Partisi sorulduğu zaman 'Biz Türk siyasetinin duayeniyiz' demelerine rağmen iç tüzüğe tamamıyla ters olan böyle bir yanlışı adeta bir miting meydanına genel kurulu çevirme gayretleri."
Pankartlı gösteriden Türk demokrasisi adına üzüntü duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir taraftan bugün -10 Kasım'da böyle bir görüşme yapılmasın- derken, böyle bir tabloyu burada parlamentoya ve Türk halkına yaşatmaları çok çirkin oldu. Ben özellikle Türk demokrasisi adına üzüldüm. Çünkü Türk demokrasisi bunları görmemeli, yaşamamalı" dedi.
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Muhalefet aynı zamanda iktidara katkı sağlar. Yeri geldiği zaman eleştirilerini yapar. Zaten demokrasi de muhalefetsiz iktidar olmaz. İki tane bunun unsuru vardır; birisi iktidardır, diğeri muhalefettir. Birisi olmadığı zaman o demokrasi eksik demokrasidir. Biz bunu böyle görüyoruz. Bu eksiği gidermek istiyoruz, ama ne yazık ki üzerimizde iki tane görev var. İktidar da biziz, muhalefet de biziz. Böyle bir yapıyla karşı karşıyayız. Temenni ederim ki bunu aşarız. Tabii zorlukları biliyoruz, bu zorlukları bile bile önümüzdeki süreci 2011'e kadar sabırla, adeta böyle çelikten sinirle inşallah götüreceğiz" ifadelerini kaydetti.
Demokrat Parti ile Anavatan Partisi'nin birleşmesinin "muhalefet boşluğunu" doldurup dolduramayacağının sorulması üzerine Erdoğan, soruyu Aydın Menderes'E yöneltti. Sunucunun "Aydın Bey çok ümitli görmüyor açıkçası" demesi üzerine Erdoğan, "O zaman benim bir şey söylememe gerek yok. Onları benden çok daha iyi tanır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, gerçek olup olmadığı tartışılan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesi ile ilgilibir soru üzerine, "Sürece yönelik olarak, tabii şu anda arkadaşlarım konu üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Burada bugüne kadar neler oldu, neler olmadı, bunların hepsi şu anda masaya yatırıldı. Hepsi inceleniyor. Bu arada tabii aynı şekilde de Silahlı Kuvvetlerimiz ile de irtibat halindeyiz. Nerede ne tür eksikler var; yapılmış, yapılmamış. Bunların üzerinde duruyoruz. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, devletimizin güçlü unsurlarından, organlarından bir tanesi ve tahribe gelmez. Tahribin yapılması doğru değildir diye düşünüyorum*Güç birliği, el birliği yapmamız lazım ama bu kurumlarımız arasında da yanlışları olanları, lekeli olanları da asla barındırmamamız lazım. Bu Silahlı Kuvvetlerimizde olabilir, bu diğer güvenlik örgütlerimizde, diğer tüm devletin birimleri içinde olabilir. Ne kadar yanlış tipler varsa, yanlış insan varsa bunları devlet olarak ayıklamamız lazım" dedi.
İncek Alacaatlı köyü Çakırbeyi villalarındaki evinde Aydın Menderes'i ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu sırada Aydın Menderes ile röportaj için evinde bulunan özel bir televizyonun canlı yayın programına katılarak soruları cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan, TBMM'de "demokratik açılım" ön görüşmelerindeki pankartlı protesto ile ilgili, "Parlamentodaki tabloyu, Türk demokrasisi adına çok çirkin buldum. Bunu yaşamak istemezdim. Yaşayınca da milletimin özellikle partilerin yapılarını görmesi
bakımından anlamlı oldu. Bundan uzun bir süre önce izleyiciler arasında böyle bir pankart açma olayı yaşanmıştı. TBMM'de o zaman, tabii açılan davalar neticesinde yanılmıyorsam, bir 3 yıl gibi bir mahkumiyet söz konusu olmuştu. Bugün ise tabii Cumhuriyet Halk Partisi sorulduğu zaman 'Biz Türk siyasetinin duayeniyiz' demelerine rağmen iç tüzüğe tamamıyla ters olan böyle bir yanlışı adeta bir miting meydanına genel kurulu çevirme gayretleri."
Pankartlı gösteriden Türk demokrasisi adına üzüntü duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir taraftan bugün -10 Kasım'da böyle bir görüşme yapılmasın- derken, böyle bir tabloyu burada parlamentoya ve Türk halkına yaşatmaları çok çirkin oldu. Ben özellikle Türk demokrasisi adına üzüldüm. Çünkü Türk demokrasisi bunları görmemeli, yaşamamalı" dedi.
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Muhalefet aynı zamanda iktidara katkı sağlar. Yeri geldiği zaman eleştirilerini yapar. Zaten demokrasi de muhalefetsiz iktidar olmaz. İki tane bunun unsuru vardır; birisi iktidardır, diğeri muhalefettir. Birisi olmadığı zaman o demokrasi eksik demokrasidir. Biz bunu böyle görüyoruz. Bu eksiği gidermek istiyoruz, ama ne yazık ki üzerimizde iki tane görev var. İktidar da biziz, muhalefet de biziz. Böyle bir yapıyla karşı karşıyayız. Temenni ederim ki bunu aşarız. Tabii zorlukları biliyoruz, bu zorlukları bile bile önümüzdeki süreci 2011'e kadar sabırla, adeta böyle çelikten sinirle inşallah götüreceğiz" ifadelerini kaydetti.
Demokrat Parti ile Anavatan Partisi'nin birleşmesinin "muhalefet boşluğunu" doldurup dolduramayacağının sorulması üzerine Erdoğan, soruyu Aydın Menderes'E yöneltti. Sunucunun "Aydın Bey çok ümitli görmüyor açıkçası" demesi üzerine Erdoğan, "O zaman benim bir şey söylememe gerek yok. Onları benden çok daha iyi tanır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, gerçek olup olmadığı tartışılan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesi ile ilgilibir soru üzerine, "Sürece yönelik olarak, tabii şu anda arkadaşlarım konu üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Burada bugüne kadar neler oldu, neler olmadı, bunların hepsi şu anda masaya yatırıldı. Hepsi inceleniyor. Bu arada tabii aynı şekilde de Silahlı Kuvvetlerimiz ile de irtibat halindeyiz. Nerede ne tür eksikler var; yapılmış, yapılmamış. Bunların üzerinde duruyoruz. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, devletimizin güçlü unsurlarından, organlarından bir tanesi ve tahribe gelmez. Tahribin yapılması doğru değildir diye düşünüyorum*Güç birliği, el birliği yapmamız lazım ama bu kurumlarımız arasında da yanlışları olanları, lekeli olanları da asla barındırmamamız lazım. Bu Silahlı Kuvvetlerimizde olabilir, bu diğer güvenlik örgütlerimizde, diğer tüm devletin birimleri içinde olabilir. Ne kadar yanlış tipler varsa, yanlış insan varsa bunları devlet olarak ayıklamamız lazım" dedi.