Çaldıran raporu açıklandı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Cüneyt Caniş, 7 Ekim 2009 günü Çaldıran ilçesi Buğulukaynak köyünde 2 örgüt üyesi ile İbrahim Atabay isimli lise öğrencisinin ölümünün yargısız infaz olduğunu iddia etti.

Çaldıran raporu açıklandı
İHD Van Şube Başkanı Caniş, İHD Van Şube Sekreteri Cemal Demir ve Van Barosu avukatlarından Baran Bilici ile birlikte Çaldıran ilçesinde yaşanan olayla ilgili hazırlanan rapor hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Belediye İş Merkezi'nde bulunan İHD Van Şube Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Caniş, ölü ele geçirilen 2 örgüt üyesi ve İbrahim Atabay isimli lise öğrencisi ile ilgili kendilerine telefon açılarak hukuki yardım istenmesi üzerine olayı değerlendirme gereği duyduklarını ifade etti.
Raporu hazırlayan heyetin İHD Van Şube Sekreteri Cemal Demir, İHD Van Şube Yönetim Kurulu Üyesi Kemalettin Türkmen, Van Barosu avukatlarından Baran Bilici, ailenin avukatı Kutbettin Fırtına ve İzmir Barosu avukatlarından Nuri Keserci'den oluştuğunu belirten Caniş; heyetin maktullerden İbrahim Atabay'ın babası Abdulğafur Atabay, annesi Menice Atabay, ağabeyi Sinan Atabay ile köylülerden Mahmut Atabay, Mahsun Atabay, Fevzi Atabay, Faysal Cihan, Cafer Atabay ile din görevlileri Salih Eldemir, Osman Altun ve
Abdulhalık Bilici'nin görgü ve beyanlarını aldığı söyledi. Caniş, görgü tanıklarının beyanı, olay yeri ve olaya ilişkin tespitlere bakıldığında olayın yargısız infaz olduğunu iddia etti.
Olaya ilişkin heyetin raporunu açıklayan İHD Van Şube Sekreteri Cemal Demir, aydınlatılması gereken birçok noktanın bulunduğunu ifade etti.
Raporun kanaat ve sonuç kısmını açıklayan Van Barosu avukatlarından Baran Bilici ise 7 Ekim 2009 tarihinde meydana gelen bu olayda İbrahim Atabay ve diğer iki örgüt üyesinin sağ bir şekilde yakalandıktan sonra olay yerine gelen sivil giyimli Jandarma Özel Harekat Timleri olduğu anlaşılan ağır silahlarla donatılmış kişilere teslim edildiği ve bu kişilerce infaz edildikleri ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu öne sürdü. Olayın gerçekleştiği yer ve şekli, bulgular, tanık anlatımları, maktullerin
vücudundaki yaralar ile ateşli silah yaraları, barut, yanık izleri gibi tüm hususların bir bütün olarak açıkça buna işaret etmekte olduğunu iddia eden Bilici, "Bu olayda, infaz iddiaları ve ihtimalleri üzerinde yoğunlaşmayan, hatta hiç durmayan Çaldıran Cumhuriyet Savcılığı'nın da ihmalinin olduğunu düşünüyoruz. Olayın tanıklarının tamamı dinlenmek istenmemiştir. Dinlenen tanıklara da önyargılı davranılmış, tanıklar adeta sorguya çekilmiştir. Maktullerin otopsi işlemleri uygun olmayan ortamda ehil olmayan
doktora yaptırılmıştır. Bu tür şüpheli ölümlerde otopsi işlemi Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca yapılır. Biz insan hakları örgütleri ve savunucuları olarak yaşanan bu olayın takipçisi olacağız" iddialarında bulundu.