Salgın doğa sporları ve izole tatile ilgiyi arttı

Detay
Çevre Kirliliği Koronavirüs Alabalık Başkent Bisiklet 

-Doğa ve deniz sporları yaparken detay
-Genel detay
-Röportaj

( İSTANBUL )- Salgın sürecinde maceraseverler doğayla kucaklaştı, kamp kurup kanoyla açıldılar- Denizde kano, ormanda bisiklet kullandılar- “Doğada olmanın değeri anlaşıldı” İSTANBUL

- Yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisi tüm dünyayı etkisi altına aldı. Salgınla mücadelede sosyal mesafe ve izolasyon çok önemli. Hal böyle olunca artık tatil anlayışları da değişti. Kalabalıktan uzak izole ortamlarda doğanın tadını çıkarmak isteyenler çadırlarını sırtlayıp kamp kuruyor. Koronavirüs tatil anlayışlarını değiştirdi. Maceraseverler, Kilyos’ta doğanın keyfini, kamp ateşi eşliğinde sohbet edip, kanoyla açılarak çıkardılar. Doğayla iç içe olarak izole tatilin İstanbul sınırları içerisinde de yapılabileceğini gösterdiler. Maceraseverler Kilyos’ta doğayla buluştu Profesyonel olarak doğave deniz sporlarıyla ilgilenen 'Macerasever' İş adamı Orkun Olgar, karavanına atlayıp doğayla kucaklaşanlardan. Olgar, virüs günlerinde denizde kano, ormanda bisiklet sürerek hem fiziksel izolasyon sağlıyor hem de ruhsal ve bedensel olarak rahatlama elde ediyor. Ateş başında yakılan ateş eşliğinde ise edilen sohbet bir başka keyif veren olaylardan oluyor. “Doğada olmanın değeri anlaşıldı” Arkadaşlarıyla beraber sık sık doğada olmayı sevdiklerini anlatan Orkun Olgar, “Pandemiden önce de doğayı seviyorduk. Pandemi sürecinde insanlar mecburen evlerinde kalmak zorunda kaldı. Bu süreç insanlara doğada olmanın ve dışarıdaki hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. İnsanlar doğada olmayı her zamankinden fazla istiyorlar. İnsanlar doğada olmayı özlediler. Pandemi bir günde hemen biten bir durum değil. Dolayısıyla hayatımızda belki 1 ya da 1,5 yıl bu virüsün etkileri devam edecek. Bundan dolayı insanlar kalabalık ortamlara girmektense, kendi aileleriyle veya yakın arkadaşlarıyla doğada olmayı tercih edecekler” dedi.
Doğada yapılabilecek sporun sınırı olmadığını, deniz, akarsu, koy, şelale, dağ, kumsal gibi doğa alanlarının birer oyun parkı olduğunu söyleyen Olgar, “Türkiye’de, bu konuda dünyanın oyun parkı başkenti olabilir. Türkiye’de çok şanslıyız. Yapabileceğimiz şeylerin sınırı yok. Her yaştan kişilerin doğada yapabileceği şeyleri konuşuyoruz. Sonsuz fırsata sahibiz” diye konuştu.
“Bir haftalık otel tatiliyle aynı maliyete sahip” Kamp kurmanın düşünülen kadar maliyetli bir iş olmadığını belirten Olgar bunu otel tatiliyle kıyaslayarak, “Her işte olduğu gibi burada da bir başlangıç fiyatı var ve ucu açık. Bir otel tatiliyle kıyasladığımız zaman, bir aile bir haftada otele vereceği fiyatla bütün kamp malzemelerini kurabilir. Bunu yıllarca kullanabilir. Biz 18 yıllık kanoyu hala kullanıyoruz. Özellikle kaliteli ve dayanıklı malzemeler alırsanız, uzun süre kullanabilirsiniz” açıklamasında bulundu. “Türkiye dünyanın doğa sporları başkenti” Türkiye’nin bir çok yerinde kamp kurduğunu anlatan Olgar ülkemizin doğa spoarları konusunda dünyanın başkenti olabileceğini belirtti.
Ancak insanların çevre kirliliğine yeteri kadar dikkat etmediklerini gözlemlediğini vurgulayan Olgar, “Bizim toplumumuz doğaya çıktığı zaman, sanki arkalarından birileri bıraktıkları çöpleri temizleyecek gibi düşünüp bütün atıklarını orada bırakıyorlar. Biz bu durumu her gördüğümüz zaman kalbimiz acıyor. Biz doğayla buluştuğumuz yerlerde battal boyu çöp poşetlerini alıp, başkalarının attığı çöpleri topluyoruz. Ben kızımı da böyle yetiştirdim. Hiç unutmam kızım 5 yaşındayken yaptığımız bir kamp sırasında yerden çöpü alarak, ‘Pis insanlar yerlere çöp atmışlar baba’ demişti. Temiz bir insan doğaya çöpünü atmaz. Türkiye’ye başlı başına sunduğu tarih, doğa ve tüm imkanlarla dünyanın doğa sporları başkenti olabilir. Ben buna gönülden inanıyorum” şeklinde konuştu.

16 Haziran 2020 Salı günü yayınlandı