Prof. Dr. Hancı: “Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu profesyonel temizleyiciler tarafından temizlenmiş olabilir”

Hancı’nın açıklaması
Adli Tıp Dokunulmazlık Kayıp Gazeteci Kaçırılma Mobese Kameraları 

-Genel ve detay

( ANKARA -ÖZEL)- Adli Bilimciler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı:- “O kadar ileri gelişmiş teknolojili kimyasallar var ki kanın ne kokusunu ne de lekesini bırakmazlar”- “Burayı temizleyen bir ekip rahatlıkla buyurun gelin istediğiniz kadar alıştırın gibi her türlü inceleme ekibini davet edebilir”- “Ya gerçekten hiçbir suç işlenmemiştir o güvenle kişiler çağrılır ya da çok yüksek teknolojili kimyasallar kullanılarak tüm izler yok edilmiştir, ona güvenerek davet edilebilir”- “Mobeselerden elde ettiğimiz veya özel çekimlerden elde ettiğimiz görüntülerle kişinin davranışının analizini yapacak psikologlar, adli tıp uzmanları, adli bilişimciler birlikte çalışarak buradan da bir sonuca gidebiliriz” ANKARA

- Adli Bilimciler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, Suudi Arabistan’ın, Türk uzman ve ilgili yetkililerini İstanbul Başkonsolosluğuna davet etmesi ile ilgili, “O kadar ileri gelişmiş teknolojili kimyasallar var ki kanın ne kokusunu ne de lekesini bırakmazlar. Burayı temizleyen bir ekip rahatlıkla buyurun gelin istediğiniz kadar alıştırın gibi her türlü inceleme ekibini davet edebilir” dedi.
Adli Bilimciler Derneği Genel Başkanı Hancı, kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili soruşturma kapsamında Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapılacak olan incelemeye ilişkin açıklamada bulundu. Kayıp muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğundan profesyonel bir ekip tarafından rahatlıkla çıkarılabileceğini kaydeden Hancı, “Esas çıkarıldıktan sonra ne yapılabilir? Burada çok değişik senaryolar var. Birincisi; havayolu ile bu kişinin kaçırılması ve transportu. Küçük küçük bavullara konuldu, havaalanlarındaki metal detektörlerden geçerken vücudunda bir protez yoksa bu bir sinyal vermeyecektir. Çantalar x-ray içeren makinelerden geçiyor ama diplomatik dokunulmazlıkları olduğu için çantalar oradan geçiyor mu geçmiyor mu bilmiyorum. Geçmiyorsa bu çantalar rahatlıkla uçağa konulup kaçırılabilir. İkincisi; havaalanları ile ilgili çok güvenlik tedbirleri var ve takip edilme riski varsa küçük parçalar halinde şehrin çevresindeki çöplüklere veya denize atılması. Bunları tespit etmek biraz daha kolay olabilir. Kadavra köpekleri ülkemizde 2005 yılından itibaren yetiştiriliyor. Birkaç yıl önce de kan arama köpekleri ile ilgili bir çalışma yaptık ve kan arama ve ceset arama köpekleri ile bu parçaları rahatlıkla bulabiliriz. Burada da şu sıkıntı çıkıyor; Türkiye’de elimizde yeterince kadavra köpeği yok. Çöplere veya denize atıldıysa bu yolla rahatlıkla bulunabilir” ifadelerini kullandı. Suudi Arabistan’ın, Türk uzman ve ilgili yetkililerini İstanbul Başkonsolosluğuna davet etmesi ile ilgili de değerlendirmede bulunan Hancı, “O kadar ileri gelişmiş teknolojili kimyasallar var ki ne kokusunu nede bu kanın lekesini bırakmazlar. Burayı temizleyen bir ekip rahatlıkla buyurun gelin istediğiniz kadar alıştırın gibi her türlü inceleme ekibini davet edebilir. Bu kendine bir güvenin sonucudur. Ya gerçekten hiçbir suç işlenmemiştir o güvenle kişiler çağrılır ya da çok yüksek teknolojili kimyasallar kullanılarak tüm izler yok edilmiştir, ona güvenerek davet edilebilir. İyi bir ekip 24 saatte bütün delilleri yok edebilir. Aradan 7 gün geçmiş ve 7 gün sonra davet ediliyor bizim ekiplerimiz. O arada parçalarda götürülür, kalan lekelerde rahatlıkla yok edilir. Bir parça bile insan dokusu bulursak buradan DNA elde edebiliriz. Elde edilen DNA, öldüğü iddia edilen şahsın herhangi bir yere bırakmış olduğu DNA veya anne, babası, kardeşlerinden elde edilen DNA ile karşılaştırılır ve o zaman bu kişi burada ölmüştür denebilir. Bize minicik bir doku parçası yeter ama bunları yapan profesyonel temizleyiciler gelir bir doku parçası bırakmayacak şekilde temizlerler” dedi.
Bir başka yöntemin ise mobese kameralarının incelenmesi olduğunu söyleyen Hancı, “Bu çantaların ağırlıklarıyla taşıyan kişilerin hareketleri arasındaki oran belirlenmelidir. Kişiler binadan çıkarken tedirginler mi. Buna da adli kinesiyoloji diyoruz. Yani kişinin hareketinden bir şey saklayıp saklamadığı, şüpheli olup olmadığı, kendine aşırı mı güveniyor yoksa şüphe içinde mi ilerliyor. Burada davranış analizi yapmak zorundayız. Mobeselerden elde ettiğimiz veya özel çekimlerden elde ettiğimiz görüntülerle kişinin davranışının analizini yapacak psikologlar, adli tıp uzmanları, adli bilişimciler birlikte çalışarak buradan da bir sonuca gidebiliriz” açıklamasında bulundu.
11 Ekim 2018 Perşembe günü yayınlandı